24 Haziran 2021

İş dünyasında ezberleri bozan model: Geçici yönetim

Belirsizliklerin norm haline geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Sosyal ve ekonomik değişimler sadece toplumsal yaşamı değil iş dünyasını da derinden sarsıyor ve değişime zorluyor. Değişen koşullara ayak uydurabilmek ve varlıklarını daha uzun yıllar devam ettirebilmek isteyen işletmeler, yepyeni kavramları hayatlarına dahil ediyorlar. Dijitalleşme ve 21. yüzyıl yetkinlikleri çerçevesinde şekillenen yeni dünyanın ortaya çıkardığı bir yönetim modeli şekli olan “geçici yönetim” de bunlardan biri. Özellikle kriz ve geçiş döneminde iş dünyasının adeta kurtarıcısı haline gelen geçici yönetimin şirketlere faydalarını hep birlikte inceleyelim.
 
Dijitalleşmenin yanı sıra ekonomik ve sosyal alanda yaşanan değişimler, iş dünyasını da derinlemesine etkiliyor. Özellikle kriz ve geçiş dönemleri söz konusuysa… Zira bu dönemde ancak gelişen durumlara karşı sorumluluk alarak hızlı bir şekilde strateji geliştirebilen, ekip içindeki çatışmaları yöneterek onları hedefe odaklayabilen, sorunların çözümünde sıra dışı ve akılcı fikirleriyle aktif rol oynayabilen, yeniden yapılanma sürecinde tecrübeleriyle işletmeye rehberlik edebilen, kendisini yeni çağın gerektirdiği yetkinliklerle donatmış, işinin ehli, tarafsızlığı ilke edinmiş proaktif yöneticiler işletmeyi geleceğe taşıyabiliyor. Peki, ama tüm bu niteliklere sahip bir yöneticiye sahip değilseniz ya da bu nitelikleri bünyesinde barındıran en gözde yöneticiniz/çalışanınız çeşitli nedenlerle işe bir süre ara vermek durumunda kaldıysa izlenecek yol haritası ne olmalı? Elbette yeni dünyanın ortaya çıkardığı yeni yönetim modeli olarak adlandırılan ve şirketlere faydaları anlatmakla bitirilemeyen geçici yönetim modelini benimsemek! Peki, ama geçici yönetim tam olarak nedir, faydaları nelerdir?
 
İş dünyası küreselleşmenin de etkisiyle geçmişin tam aksine bugün pek çoğuna yabancı olduğumuz çeşitli dinamikler ve yetkinlikler çerçevesinde kendisini revize ediyor. Kıyasıya rekabetin yaşandığı günümüz iş dünyasında varlığını devam ettirmenin yolu da tüm dünyayı etkisi altına alan yeni yönetim anlayışlarına bir şans vermekten geçiyor. Elbette ki insan kaynakları profesyonelleri de bu yeni yönetim şekillerini odağına alıyor. Bunlardan biri de esnek çalışma sistemlerinden biri olarak adlandırılan “Geçici Yönetim”. İşletmelerdeki yönetim değişimi, kriz zamanları, şirketin kuruluşu ve büyümesi döneminde işin profesyonel kişilerce yönetilmesi veya boşalan önemli bir yönetim pozisyonun ivedilikle en az aynı yetkinlikte bir çalışan tarafından doldurulması gibi zamanlarda çözüm olarak geçici yönetimin yardımına başvuruluyor. İşinin ehli, proaktif davranma ve riskler karşısında pozisyon alabilme yetisine sahip profesyonellerin geçici bir süre olarak işletme tarafından kiralanması olarak da özetleyebileceğimiz bu süreçte geçici yöneticiler objektif kararlar alarak bu kararları büyük bir titizlikle uygulama konusunda üst yönetimle çalışanlar arasında köprü görevi üstlenir. Değişimin etkin bir biçimde yönetilmesini sağlayarak işletmenin hedeflerine ulaşmasına yardımcı olur. Krizlerden güçlü bir şekilde çıkarak değişimin yönetilmesinde esnek çözümler üretir. Zira daha önceden elde ettiği deneyim ve bilgi birikimleri nedeniyle motivasyonu yüksektir, tutarlı öngörülere sahiptir ve çözüm önerileri maksimum fayda ile minimum kayıp üzerine kuruludur. Hâlihazırda dünyanın pek çok ülkesinde uygulamada olan geçici yönetimde yöneticilerden sıklıkla şu üç alanda yararlanılmaktadır: günlük işler, krizlerin atlatılması ve proje çalışmaları (örneğin halka arz, yeni IT uygulamaları, ortak girişimler veya birleşmeler)
 
Geçici yönetimin şirketlere faydaları nelerdir?
En kısa sürede yatırımın geri dönüşünü sağlama
Şirketler tüm faaliyetlerini kar odağında yapılandırırlar. Dolayısıyla yapılan her harcamanın geri dönüşünün en kısa sürede sağlanması önceliklidir. İşte bu durum mevcut yöneticilerin gerçek odak noktaları olması gereken değer yaratmak kavramından uzaklaşmasına neden olur. Yöneticiler eforlarını yatırımın geri dönüşüne harcadıkları için diğer ana başlıklardan uzaklaşırlar. Halbuki geçici yöneticiler önceden belirlenmiş olan hedefler dahilinde kendisine tanınmış zaman ve kaynakları kullanarak sonuç odaklılık esasına göre çalışırlar. Yegâne amaçları maksimum değer yaratmak ve fayda sağlamaktır. Ama bunu yaparken de şirketin yaptığı yatırımın karşılığını almaya odaklanmış bir şekilde değer sağlayan çözümlere imza atarlar.
 
Çeviklik
Hız, yaşamımızın hemen hemen her alanında faaliyetlerimizi belirleyen bir kavram haline geldi. Herhangi bir üst pozisyona şirket içinden bir isim atarken bu uzun bir süreç gerektirebilir. Zira çalışanların performans ve yetkinliklerinin derinlemesine değerlendirilmesi zorlu olduğu kadar da zaman gerektiren bir süreçtir. Bu nedenle hızlı bir değişime gerek görülen hallerde geçici yöneticiler, hızlıca işe başlayabildiği gibi geçmiş tecrübeleri ve sahip oldukları yetkinlikleri de arkasına alarak adaptasyon sürecini minimuma indirip şirkete değer katacak atılımları kolayca gerçekleştirebilirler. Kısacası bir danışman ya da daimi bir çalışandan daha çevik hareket edebilme kabiliyetine sahiptirler. Ayrıca şirket içinden atanacak bir kişi sorunların merkezinde olduğu için bu konuda bir körlüğe sahip olurlar. Bu nedenle de ihtiyacı doğru bir şekilde tespit edemeyebilir ve hızlı çözüm geliştirme noktasında geri kalabilirler. Hâlbuki geçici yöneticiler dışarıdan bir göz olarak sorunları kolayca tespit edip yönetimdeki ataleti ortadan kaldırabilirler.
 
Yetkinlik
Dünya değişiyor beraberinde iş yapış şekilleri de değişim gösteriyor. Üst düzey yöneticilerin pek çoğu işlerinin gerektirdiği yetkinliklerin büyük bir kısmına sahipler ancak dünya dijitalleşme odağında değişim gösterdiği için bu konudaki yetkinlikleri biraz daha geliştirmeye açık olabilir. Fakat ne yazık ki işlerinin doğası gereği mevcut yoğunlukları arasında bu konuya gerekli özeni hakkıyla veremeyebilirler. Hâlbuki genellikle üst düzey olan geçici yöneticiler işin gerektirdiği yetkinliklerin tümüne sahip oldukları gibi aynı zamanda kriz ve değişim dönemlerinin ihtiyacı olan farklı beceri ve bakış açılarına da sahiptirler. Çünkü bundan önce defalarca kez bu ve benzeri durumları deneyimlemişlerdir. Gidilecek yol haritası konusunda uzmandırlar. Ayrıca teknoloji ışığında tüm yetkinliklerini sürekli revize etmek konusunda da ihtiyaç duyulan zamana fazlasıyla sahip olduklarından fark yaratmakta üstlerine yoktur.
 
Nesnel bir bakış açısı
Mevcut yöneticiler uzun yıllardır o şirkette görev aldıkları için şirket kültürünü, işleyiş biçimini, çalışanları fazlasıyla içselleştirirler. Bu durum zamanla duygularından arınmış bir şekilde olaylara bakmalarını ve nesnel değerlendirmelerde bulunmalarını zorlaştırır. Hâlbuki geçici yöneticiler şirkete dair herhangi bir duygusal bağ geliştiremediklerinden olaylara yeni ve tarafsız bir gözle bakıp değerlendirmelerde bulunabilirler.
 
Hesap verilebilirlik
Mevcut yöneticiler yıl sonu değerlendirmelerinde performansları neticesinde kaydettikleri iş sonuçlarından sorumlu olsalar dahi diğer görevler ve hedefler bu sonuçlara etki edeceğinden doğru bir sonuca varılamaz. Danışmanlar ise sadece öneri sunup strateji geliştirme noktasında sorumluluk sahibi olacağından sonuçlardan sorumlu tutulmaları doğru olmaz. Bu da onların şirkete değer yaratacak çözümler sunma, stratejiler geliştirme noktasında etkin bir varlık göstermelerini engeller. Hâlbuki geçici yöneticiler çalıştıkları süre boyunca elde edilen tüm iş sonuçlarından direkt sorumludurlar. Bu nedenle de çözüm odaklılık esasını kendisine rehber edinerek şirkete değer katacak projeler üzerinde yoğunlaşırlar. Sadece yapılması gerekeni söylemeyip inisiyatif alarak daimi yönetimin kararları uygulaması noktasında da etkin bir varlık sergilerler.
 
Etkinlik
Mevcut şirket yöneticilerinin var olan pozisyonu koruma güdüsü sıra dışı ve cesaret gerektiren kararlar almasını güçleştirir. Buna karşın geçici yöneticilerin geçmiş ve mevcut başarıları gelecekte de tercih edilmelerine yol açan son derece önemli bir faktördür. Bu nedenle en uygun maliyetli çözümlere odaklanarak, hızlı bir şekilde karar alarak harekete geçip değer yaratan fayda odaklı çözümlere imza atmaları hem kendileri hem de şirket için kazanç anlamına gelir.