• Anasayfa
  • Size Özel
  • İnventram Genel Müdürü Cem Soysal: “Ekosisteme ‘Yeni Nesil Yatırım Şirketi’ kavramını kazandırdık”
26 Temmuz 2021

İnventram Genel Müdürü Cem Soysal: “Ekosisteme ‘Yeni Nesil Yatırım Şirketi’ kavramını kazandırdık”

Koç Holding’in girişim sermayesi yatırımlarını yöneten İnventram’ın Genel Müdürü Cem Soysal ile konuştuk. Bugüne kadar 25 milyon dolara yakın yüksek teknoloji yatırımı gerçekleştiren İnventram’ı Koç Holding'in vizyoner bakış açısının ve gelecek öngörüsünün hayat bulmuş hâli olarak tanımlayan Soysal,  inovatif ve dünya çapında yankı uyandıran girişimlerin hedeflerinde yer aldıklarını kaydediyor.

Hayatın farklı alanlarına hizmet eden, Türkiye’den çıkan yüksek teknoloji girişimlerini yurt dışı pazarlarına sunuyorsunuz.  2010’da yola çıktığınızda böyle bir başarıyı hedeflemiş miydiniz?
İnventram olarak kuruluşumuzdan bu yana hedefimiz, dünya çapında fark yaratan inovatif ve “disruptive” yüksek teknoloji şirketlerine yatırım yapmaktı. Bugün geldiğimiz noktada da bu hedefimiz kapsamında yatırım yaptığımız girişimleri yurt dışı pazarlarına sunarak büyümelerine önemli katkılar sağlıyoruz. İlk günden beri gelecek teknolojilerine yönelik her zaman öngörülü davrandık ve yatırımlarımızı bu yönde şekillendirdik. Dolayısıyla bu kadar kısa sürede böyle değerli bir portföyü oluşturma başarısına Koç Holding’in gücü ve kültüründen aldığımız destek ile ulaşabildik.
 
Biz İnventram olarak ekosisteme "yeni nesil yatırım şirketi" kavramını kazandırdık. Bunu nasıl yaptığımıza bakacak olursak;  İnventram, 2010 yılında Koç Topluluğu’nun "erken aşama teknoloji yatırım şirketi" olarak yola çıktı. Ancak 11 yıl gibi kısa bir sürede başarılı bir dönüşüm geçirerek  "yüksek teknoloji yatırım şirketi" hâline geldi. Bu süreçte yatırım yaptığımız girişimlerin dünya çapında hizmet veren birer şirket olma dönüşümlerini hızlandırdık, Türkiye’den çıkan yüksek teknolojileri global pazarlara açtık. Bunu yaparken de sektördeki yatırım şirketlerinden farklı olarak yeni bir iş yapış modelini ortaya koyduk. Yatırım yaptığımız portföy şirketlerine finansal yönetim, pazarlama, iş geliştirme ve satış alanlarında destek vererek sektörde fark yarattık. Bu kapsamda hizmet veren tek şirket olmamız bizi ekosistem içinde farklı kılan en önemli özellik oldu. Burada önemli bir konuya da dikkat çekmek istiyorum; biz portföy şirketlerimizi detaylı veriye dayalı olarak izliyor ve yönetiyoruz ki data yönetiminin günümüzde ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Şirket verilerini işleyerek bunları kendi geliştirdiğimiz platformlarda iş aklına dönüştürmemiz bize başarıyı getiren güçlü yönlerimizden biri oldu.
 
Bir diğer önemli farkımız ise yabancı pazarlarda adaptasyon, globalde şirketleşme ve yeni pazarlara erişim kabiliyeti sürekli gelişen bir şirket olmamız. Türkiye’nin teknoloji ihracatında önemli bir rol üstlenmeyi hedefleyen İnventram, bu kabiliyeti ile Türk girişimcilerinin ortaya koyduğu derin teknolojileri global pazarlarda büyüten bir şirket oldu. Bu başarımızda özellikle ABD özelinde birlikte çalıştığımız avukatlar, mali müşavirler, iş ortakları, danışmanlar, klinik araştırma merkezleri, üniversiteler; özellikle Columbia Üniversitesi, John Hopkins Üniversitesi, Carnegie Mellon Üniversitesi ile olan iş birliklerimizin önemli bir payı var. Şu an portföyümüzde yer alan 9 yüksek teknoloji yatırımından 5’inin ABD’de faaliyet göstermesi de dünya pazarlarını hedeflediğimizin önemli bir göstergesi.
 
İnventram, tamamen Koç Holding'in vizyoner bakışının ve gelecek öngörüsünün hayat bulmuş hâlidir. Türkiye girişimcilik ekosistemine baktığımızda henüz 20 yılı bulmamış bir geçmiş var. İnventram ise bu sürenin 11 yılında faaliyet gösteren bir şirket oldu. Yani bu ekosistemin neredeyse oluşumunun başında faaliyete geçen İnventram, ekosistem ile büyüdü. Şöyle ki; Türkiye, 2020 yılında toplam melek yatırımcılar ve girişim sermayesi yatırımları kategorisinde dünya sıralamasındaki yerini koruyarak tüm Avrupa ülkeleri arasında üçüncü oldu. Yılın ilk çeyreğine bakıldığında ise 62 girişime toplam 509 milyon dolar yatırım yapıldı. Bu tutar Türkiye start-up ekosistemi için yeni bir rekor oldu. 2021 ilk çeyreğinde yapılan 62 yatırımın 49'u İstanbul'daki girişimlere yapıldı. Yapılan bu yatırımlarla Türkiye ilk çeyrekte Avrupa’da en çok yatırım yapılan 10’uncu ülke oldu. Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde ise İsrail’den sonra 2’nci sırada yer aldı.
İstanbul ise söz konusu dönemde Avrupa’da en çok yatırım yapılan 7’nci şehir oldu. Bütün bu verileri genel çerçevede değerlendirdiğimizde Türkiye’nin büyüyen girişimcilik ekosistemini görüyoruz. İnventram da bu büyümeye paralel olarak bu yıl yeni bir kilometre taşına sahip oldu. Koç Holding’in girişim sermayesi yatırımlarını yöneten şirketimiz, bu yıl İnventram Teknoloji Yatırımları A.Ş unvanını aldı. Koç Holding’le birlikte bugüne kadar 25 milyon dolara yakın yüksek teknoloji yatırımı gerçekleştiren İnventram, büyüyen sermaye yapısı ile artık bu sektörde daha fazla söz sahibi olacak.
 
Yolumuz uzun, hedeflerimiz büyük. İnventram olarak, yatırım portföyümüze iş tecrübemiz, satış kanalı gücümüz ve bilgi birikimimiz ile katkılar sağlamaya devam ederken elbette portföyümüzü büyütme çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. İnventram’ın 5 yıl içerisinde Türkiye’nin en yüksek değere sahip teknoloji şirketleri portföyünün sahibi olmasını hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde mevcut portföyümüzün çok daha ötesinde bir yatırım hacmine ulaşacağız.
 
İnventram, yeni nesil teknoloji yatırım şirketi olarak derin teknoloji alanında büyük ölçekli yatırımlar gerçekleştiriyor. Kuruluşundan itibaren, 10 yılı aşkın sürede 7300’ün üzerinde yatırım başvurusu aldınız. Yatırım yapacağınız girişimleri seçerken nasıl bir strateji takip ediyorsunuz?
Girişimcilik ekosistemi günden güne büyümesini sürdürüyor. 2020 yılında global VC yatırımları 300,5 milyar dolara ulaşarak 2019’daki 281,6 milyar dolar yatırımın üzerine çıkmayı başardı. Ülkemizde ise geçtiğimiz yıl 165 girişim melek yatırımcılardan ve girişim sermayesi (VC) şirketlerinden toplam 139 milyon dolar yatırım aldı. Dolayısı ile her geçen gün yeni girişimlere şahit olmak bizi mutlu ediyor. Yıl içerisinde binlerce girişimciden başvuru almak da bizleri gururlandıran bir sonuç... Demek ki Türkiye’den çıkacak önemli teknolojilerin yatırımında doğru adres olmayı başarabilmişiz.
 
Bu kadar başvuru oluyor evet, ama elbette yatırımlarımıza karar verirken oldukça titiz ve seçici davranıyoruz. Yatırımlarımızın en önemli özelliği teknolojilerin tamamında Türk girişimcilerin yer alması. Ayrıca konvansiyonel iş standartlarını bozacak, Türkiye’de oyunun kuralını değiştiren, dünya çapında yankı uyandıran girişimler hedefimizde yer alıyor. İlk günden bu yana mühendislik ve ileri teknoloji içeren, dünyada çığır açacak girişimlere yatırım yapıyoruz. Dolayısıyla çok detaylı seçimlerle ilerliyoruz.
 
Öte yandan büyüyebilirlik bizim için en önemli yatırım kriterlerinden biri. Büyümeye dair verilerini sağlıklı şekilde yöneten ve gerçekçi bir iş planına sahip, giriş bariyeri yüksek ve taklit edilmesi zor girişimler de bu noktada dikkatimizi çekiyor. Belirli bir olgunluğa erişmiş girişimlere bizim İnventram olarak daha fazla neler katabileceğimize ve yurt dışında konuşlandırmasını daha hızlı nasıl tamamlayabileceğimize yönelik olarak değerlendirme yapıyoruz.
 
Yatırım kriterlerimizden de genel olarak bahsedecek olursam; yatırımlarımızda öncelikle girişimcinin profiline ve niteliklerine bakıyoruz. Şirket takımının yetkin, tutkulu, çalışkan, ilgili eğitim ve tecrübe donanımlarına sahip olması, işin başarısını doğrudan etkileyen faktörler. Geleceğe yönelik sağlam planları olan, gerçekçi finansal projeksiyonlara ve özenli bir iş planına sahip, hedef pazarını ve müşteri kitlesini belirlemiş, ürününü piyasaya çıkartabilmiş girişimler dikkatimizi çekiyor. Girişimlerin finansal varlıklarının durumunu, girişimcilerin hem işin teknik tarafına hâkim hem de satış ve müşteri odaklı olmasını önemsiyoruz. Kısacası derin teknolojik bilgi ve yaratıcılığın, girişimcilik ruhu ve iş yönetimi yatkınlığı ile birleştiği beyinler bizim radarımıza hemen giriyor.
 
İnventram’ın yatırım gerçekleştirdiği şirketlerin yoğunlaştığı teknolojileri biraz aktarabilir misiniz?
Yatırım portföyümüzde robotik teknolojilerinden nanoteknolojiye, medikal teknolojilerden arttırılmış ve sanal gerçeklik teknolojilerine kadar birçok farklı alanda şirket yer alıyor. Bunları biraz daha detaylandıracak olursam; sizlere öncelikle perakende şirketleri için görüntü tanıma odaklı veri analizi teknolojileri geliştiren Vispera’dan bahsetmek isterim. Türkiye’de kurulan Vispera’nın geliştirdiği teknoloji ile üretici firmaların perakende satış noktalarındaki ürünlerinin görünürlüklerini, raf paylarını, stok durumlarını ve yerleşimlerini kolayca ve güvenilir bir şekilde takip ve kontrol etmeleri sağlanıyor. İnsan denetimine dayalı geleneksel yöntemlere kıyasla çok daha hızlı, detaylı ve doğru sonuçlar sağlayan teknoloji, bütçe ve zaman tasarrufu kazandırıyor. Vispera, dünya perakende sektöründe önemli paya sahip şirketler tarafından da kullanılıyor.
Bir diğer şirketimiz olan ve merkezi ABD’de bulunan nanoGriptech, alanında tek olan Setex® teknolojisini sunuyor. Bu ürün geko kertenkelelerinin ayağındaki tutundurucu tüylerden esinlenerek geliştirildi. Tüm yüzeylerde güçlü tutunma etkisi sağlayan kuru yapıştırıcı ürünlerin sunduğu özellikler, dünyada bir ilk olmasıyla önem taşıyor. nanoGriptech’in insanların günlük hayatlarını kolaylaştıracak ürünlerden uzay çalışmalarında kullanılabilecek çözümlere kadar farklı seçeneklerle öne çıkmasını heyecanla bekliyoruz.
 
Robotik alanında çok önemli bir adım olan, robot ellerine dokunma duyusu kazandırma çalışmalarında uzun soluklu bir teknolojiye sahip ve ABD’de faaliyet gösteren Sensobright, yatırım portföyümüzde gelişimini heyecanla izlediğimiz bir diğer şirket. NASA’nın da dikkatini çeken bu teknoloji, robotlara insan dokunma hassasiyeti kazandırması ile dünya çapında bir ilki teşkil ediyor. Bu teknolojinin sağlık, savunma sanayi ve otomotiv gibi birçok sektörde çığır açacak yeniliklere fırsat sunacağını öngörüyoruz. 
 
Bir diğer portföy şirketimiz olan holografik 3D görüntü teknolojisi sunan ve ABD’de kurulan CY Vision’ın, özellikle yerli otomobil TOGG’un bir parçası olmasından dolayı gurur duyuyoruz. Bu teknoloji ile araçların ön camlarına gerçek üç boyutlu görüntü yansıtılabilmesi sağlanırken; 3D sistemlerinde karşılaşılan derinlik sorunu, dar görüş açısı, baş ağrısı vb. birçok problemin ortadan kalkmasını hedefliyoruz.
 
Opet ile birlikte Türkiye’de kurduğumuz Kuantag, quantum dot ve sensör teknolojisini kullanarak araçlardaki yakıt ve yağları quantum parçacıklarla etiketleme üzerine çalışıyor. Şu an için otomotiv ve nanoteknoloji alanında faaliyetlerini sürdüren şirketin, gelecekte farklı alanlarda da sıvıların etiketlendirilmesi konusunda nanoteknolojiyi kullanarak geliştirmeler yapmasını bekliyoruz.
 
Giyilebilir artırılmış gerçeklik alanında yerli donanım ve yazılım ürünleri sunan tek şirket olan Augmency de yatırım portföyümüzün öne çıkan şirketlerinden. Şimdiden önemli sanayi şirketlerinin çözüm ortağı olan Augmency; optik, elektronik ve endüstriyel tasarımının yanı sıra kullanıcı arayüzü ile de özgün bir ürün olan Cyclops HMD® ile global AR pazarına tamamen yerli bir ürün sunacak.
 
Son olarak medikal teknoloji alanındaki yatırımlarımıza değinmek isterim. Özellikle Covid19 ile beraber daha fazla gündeme gelen ve tele-tıp olarak adlandırılan uzaktan sağlık hizmetlerinin önemini biz çok uzun yıllar önce öngördük ve bu alandaki yatırımlarımızı da şekillendirdik. Yatırım portföyümüzde yer alan Tarabios da bu alanda geliştirilen bir teknoloji. Tarabios ile kan pıhtılaşma parametrelerinin ölçümü, taşınabilir bir cihazla ve tek kullanımlık kartuşlarla hastanın kendisi tarafından laboratuvar standartlarında yapılabiliyor. Daha çok ev kullanımına yönelik hastanın şeker testi benzeri şekilde kendi kan testini yapabileceği bir cihaz olacak.
 
Sağlık sektörüne yüksek teknoloji içeren çözümler sunacak 2 ayrı girişimi daha portföyümüze dahil ettiğimizi de belirtmek isterim. Bu yatırımlarımızı da kısa bir süre içerisinde kamuoyu ile paylaşmayı hedefliyoruz.
 
Gelecek dönemde ileri teknolojinin hangi alanlarına yatırım yapmayı hedefliyorsunuz? Hedefinizde hangi yüksek teknoloji ve mühendislik içeren girişimler olacak?
İnventram olarak inovasyonun yer aldığı, dünyada ses getirecek ve uzun vadede önemli gelişmelerde rol oynayacak teknolojilerin kullanıldığı birçok girişimi yakından ve heyecanla takip ediyoruz.  Portföyümüze dahil edeceğimiz girişimlere, şirket ve yatırım turu başına 10 milyon dolara kadar yatırım gücüne sahip bir şirket olarak yatırım alanlarımızı medikal teknoloji; yapay zekâ; finans teknolojileri; robotik teknolojisi; arttırılmış ve sanal gerçeklik; bulut, büyük veri ve veri analitiği; nesnelerin interneti ve sensörler; nanoteknoloji ve paylaşım teknolojileri olarak belirledik. Fakat bu belirlenmiş 9 yatırım alanı dışında inovasyonun ve yüksek teknolojinin yer aldığı tüm dikeyler radarımızda yer alıyor.
 
Tüm dünya pandemi ve sonuçlarıyla mücadele ediyor. Pandeminin etkilerinin önümüzdeki yıllarda da devam edeceği öngörülüyor. Bu öngörüden hareketle, gelecek 5 yıla damgasını vuracak teknolojiler neler olabilir? Pandeminin start-up dünyasındaki hangi teknolojilere ilgiyi artırdığını düşünüyorsunuz?
Tüm dünyada aşı çalışmalarının hız kazanması ve pandeminin şiddetinin azalması yatırım ekosistemini de olumlu etkiledi. Özellikle dijital dönüşüm sürecine yönelik teknolojilerin gelişimi tahmin edildiğinden çok daha kısa sürede gerçekleşti. Bu değişim ve dönüşümün ivmesini kaybetmeden devam edeceğini düşünüyoruz. Çünkü Covid-19’un etkisiyle hızlanan dijital dönüşüm özellikle önümüzdeki 10 yılda dünya ve tüketici alışkanlıklarında radikal değişimler gerçekleştirecek. Bunun etkilerini yavaş yavaş görmeye başlıyoruz. Her şeyden önce bir 5G dönüşümümüz olacak. Bu yeni nesil teknoloji için yapılan yerli çalışmalar ülkemiz için stratejik bir role sahip. Altyapı çalışmalarının etkisiyle teknolojinin birçok alanında çalışmaların hız kazanacağını ve ülkemizin gelişiminde 5G’nin olumlu rol oynayacağını düşünüyorum.
 
Diğer yandan pandemi sürecinde aynı zamanda olağanüstü bir veri üretimi ortaya çıktı. Elde edilen büyük verinin de anlamlandırılarak hayatlarımıza değer katabilmesi için yapay zekâ ve derin öğrenme teknolojileri daha da önem arz eder hâle geldi. Toplanan verilerin hayatımızı kolaylaştıracak bilgilere dönüştürülmesi sürecindeki gelişim, teknolojideki pek çok değişimin de anahtarı olacak. Bunlara ilaveten 2021’in trendleri olarak uzaktan teşhise imkân veren medikal ekipman teknolojileri dikkat çekici ve ihtiyaç hâline gelmiş durumda. Keza uzaktan iş birliği ve paylaşım platformlarının, dijital eğlence içeriklerinin ve evlerimizin kapısına son kilometre hizmet/ürün sağlayan iş modellerinin şu andaki kullanımlarından çok daha fazla ve uzun soluklu olarak ön planda olacağını öngörüyorum. Öte yandan daha geniş bir perspektiften yaklaşmak gerekirse; yarı iletken teknolojilerin, robot asistanlar ve araç otomasyonlarındaki gelişmelerin de önümüzdeki dönemde önemli paradigma kırılımlarına yol açacağını söyleyebilirim.

 
Röportajın tamamına Bizden Haberler dergisinin Temmuz sayısından ulaşabilirsiniz. 

Fotoğraf galerisi