• Anasayfa
  • Size Özel
  • Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu: “Küresel gücümüzü daha da artırırken, stratejik ve yenilikçi hamleler ile topluluğumuzu geleceğe taşımayı hedefliyoruz”  
28 Haziran 2021

Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu: “Küresel gücümüzü daha da artırırken, stratejik ve yenilikçi hamleler ile topluluğumuzu geleceğe taşımayı hedefliyoruz”  

95. yılında Koç Topluluğu'nun yurt dışında 60’tan fazla üretim tesisi ve pazarlama şirketi bulunduğunu, Topluluğun ofislerinde 49 farklı dilin konuşulduğunu belirten Levent Çakıroğlu, küresel güçlerini daha da yükseğe taşıma hedefinde olduklarını ifade ediyor.
  
Koç Topluluğu 95 yıl boyunca hem dünyanın hem ülkemizin çok farklı dönemlerine şahit oldu ve sahip olduğu uzun vadeli stratejilerle hep güçlü kalmayı başardı. İkinci yüzyıla da aynı güçle girmek için yeni dönemde Topluluğun stratejik öncelikleri neler olacak?
Öncelikle Topluluğumuzun 95’inci yılını kutlayarak sözlerime başlamak isterim. Koç Topluluğu’nun 95’inci yılını kutluyor olmak büyük bir gurur ve çok önemli bir sorumluluk. Koç Topluluğu, neredeyse bir asırdır güçlenerek büyürken, koşullar ne olursa olsun ülkemiz için en iyisini hedeflemekten, ilkleri başarmaktan, üretmekten bir an dahi vazgeçmedi. Kurucumuz merhum Vehbi Koç, döneminin çok ilerisinde bir bakış açısına, çok stratejik bir vizyona, özü değerlerle ve memleket sevgisiyle örülü bir gelecek yaklaşımına sahipti. Topluluğumuzun DNA’sını oluşturan bu yaklaşım, bugün halen en değerli mirasımız olarak yolumuzu aydınlatmayı sürdürüyor. Bu vesileyle merhum Vehbi Koç başta olmak üzere, 95 yıl boyunca ilmek ilmek örülen bu başarı öyküsüne emek veren, katkı sağlayan herkesi saygıyla ve şükranla anıyorum. 

Dünyamız birçok politik, ekonomik, teknolojik ve toplumsal gelişmeye sahne oluyor. Hızlı değişimin getirdiği belirsizlikler ve dalgalanmalar her geçen gün daha da artıyor. Pandemi şartlarında da bir kez daha yaşayarak gördük ki; her türlü koşulla başa çıkmanın tek yolu değişimi yöneten, değişimi kucaklayan ve değişime liderlik eden bir kültür oluşturmaktan geçiyor.

Küresel bir vizyona sahip olan Topluluğumuzda 100 bini aşkın çalışanımız var. Türkiye’nin en büyük sanayi ve hizmetler topluluğuyuz. Yurt dışında ise 60’tan fazla üretim tesisi ve pazarlama şirketimiz bulunuyor. Ofislerimizde 49 farklı dil konuşuluyor. 34 farklı para birimiyle iş yapıyoruz. Topluluğumuzun uzun vadeli değer yaratma hedefiyle faaliyetlerine ve yatırımlarına devam etmesini mümkün kılan bir kurumsal yönetim yapısına sahibiz.

Böyle büyük bir yapıyı yönetirken, değişim dinamiklerinin getirdiği tehditleri bertaraf etmek ve fırsatları da herkesten önce görüp hızla değerlendirerek rekabet gücümüzü artırmak zorundayız. Bunun için gerekli kurumsal yetkinliklerimizi geliştirerek Topluluğumuzu geleceğe taşıma vizyonuyla kapsamlı bir “kültürel dönüşüm” programı yürütüyoruz. Bu program kapsamında, her biri sonuçları itibarıyla kısa sürede büyük başarı yakalayan dijital dönüşüm, sıfır bazlı bütçeleme, çevik yönetim, inovasyon ve kurum içi girişimcilik gibi iddialı ve etkili inisiyatiflerimiz bulunuyor. Geleceğimizi yenilikçi stratejiler üzerine inşa etmeyi önceliklendiriyoruz. Ölçeğini küresel pazarlar olarak belirleyen lider bir Topluluk olarak, sürekli yeni hedeflerle ilerlediğimiz bir yolculuk içerisinde olduğumuzu söyleyebilirim. Yürüttüğümüz tüm projelerde çıtayı küresel rekabeti esas alarak belirliyoruz. Hep daha iyisini başarabilmek için de kültürel dönüşüm perspektifimizi çağın gereklerine göre şekillendirerek sürdürmeyi hedefliyoruz. Yurt içindeki başarılarımızı yurt dışına taşıma, stratejik ve yenilikçi hamleler ile büyüme ve küresel gücümüzü daha da artırma hedefimizi ancak bu şekilde gerçekleştirebiliriz inancındayım.

Diğer yandan, geçmişte olduğu gibi bugün de işimizi büyütürken, insanı odağına alan, dünyayı ve toplumu gözeten bir yaklaşımla hareket etmeye özen gösteriyoruz. Çünkü iş modelimizin odağında uzun vadeli, sürdürülebilir değer yaratmak arzusu yatıyor. Çalışma arkadaşlarımız başta olmak üzere, tüm paydaşlarımızla kurduğumuz güvene dayalı uzun soluklu iş birliklerinin temelini bu anlayışımızın oluşturduğunu söyleyebilirim. Çalışma şeklimizden iş yapışımıza, toplumsal yatırımlarımızdan iklim krizi ile ilgili attığımız her adıma kadar, dünyadaki hızlı değişim sürecinin bir parçası olmaya, Topluluğumuzu küresel liderler arasına taşıyacak çalışmaları hayata geçirmeye odaklanıyoruz.

Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim konularında son dönemlerde artan bir hassasiyet söz konusu... Koç Topluluğu ise kuruluşundan bu yana, henüz bu kavramlar bu denli dillendirilmemişken, birçok öncü çalışmayı hayata geçirdi. Topluluğun 95 yıllık yolculuğunu bu kapsamda nasıl değerlendiriyorsunuz?
Koç Topluluğu’nun uzun soluklu başarısının ardında ülkemizin toplumsal ve ekonomik kalkınmasını önceliklendiren bir bakış açısı yatıyor. Kurucumuz merhum Vehbi Koç’un “Ülkem varsa ben de varım” düsturu bu yaklaşımın en net özetidir. Koç Topluluğu’nun kuruluşundan itibaren gerçekleştirdiği yatırımlara, büyüme hamlelerine bakacak olursanız, her birinin ardında sorumlu vatandaşlık bilinci, insani ve eşitlikçi bir dünya vizyonu görürsünüz.

Bugün ESG denilen çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim yaklaşımı özünde küresel sorunlar karşısında tüm kurumlara ve bireylere sorumluluklarını hatırlatıyor. Nihayetinde toplumsal, çevresel ve sosyal sorunların çözümünde özel sektör, sivil toplum, devlet ve uluslararası kuruluşların ortak çalışması gerekiyor. Karmaşık meselelerin, küresel ve kapsamlı çözümler beklediği bir dönemden geçiyoruz.

Biz Koç Topluluğu olarak 95 yıldır toplumsal pek çok meselenin çözümünde sorumluluk alarak hareket ettik. Örneğin 2006 yılında başlayan “Ülkem İçin” pek çok önemli alanda hayata geçirdiğimiz projeler ile Koç Topluluğu’nun ESG yolculuğundaki çok büyük bir dönüm noktası olmuştur.

Elbette her dönem yeni konuları karşımıza çıkarıyor ve üstümüze farklı sorumluluklar yüklüyor. Zira hep vurguladığım gibi Topluluğumuzun geleceğini içinde yaşadığımız toplumun ve dünyanın geleceğinden ayrı düşünemeyiz. Bu nedenle iklim değişikliği ve sürdürülebilirlikle ilgili dünyayı etkileyen konuları her zaman gündemimizin en üst sıralarında tutuyoruz. Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetimle ilgili konuların gerçek anlamda risk ve fırsatlar barındırdığını göz önüne alarak, bu konuları uzun vadeli bakış açısıyla iş modelimizin bir parçası olarak konumlandırıyoruz. Bu doğrultuda, paydaşlarımızın ihtiyaçlarına paralel olarak belirlediğimiz "Geleceğe. Birlikte" yaklaşımımız gerek iş stratejilerimizi şekillendirmede gerekse operasyonlarımızda bizlere yol gösterici oluyor.

2020 yılında, hiç kuşkusuz, ESG konuları tüm iş dünyasının gündeminde üst sıralara yerleşti. Diğer yandan, en önemli dış ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında hayata geçirdiği Yeşil Mutabakatı aynı zamanda dijitalleşmeyi hızlandıracak ve istihdamı artıracak ekonomik büyüme modeli olarak konumlandırdı. Burada alınacak kararlar, iş yapış şekillerimizi ve ticari ilişkilerimizi doğrudan etkileyecek nitelikte.  Çözümün bir parçası olmak amacıyla Koç Topluluğu olarak Dünya Ekonomik Forumu (WEF) bünyesinde oluşturulan ve 30 küresel şirketin davet edildiği Avrupa Yeşil Mutabakat Eylem Grubu’na dahil olduk. Ülkemizin ve Topluluğumuzun menfaatlerini gözeten önerilerimizin de dahil edildiği ve WEF’in 2050 yılında “net sıfır karbon hedefi”ni içeren Ortak Bildirisi’ni imzaladık.

Yine Dünya Ekonomik Forumu bünyesinde Uluslararası İş Konseyi tarafından oluşturulan “Paydaş Kapitalizmi Göstergeleri”ni kurumsal raporlamalarında kullanacağını taahhüt eden Türkiye’deki ilk şirket olduk.
Ayrıca yakın dönemde kültürel dönüşüm programımıza karbon dönüşümünü de ekleyerek programımızı büyütmeye karar verdik.

Özetle ifade etmem gerekirse; küresel alanda aldığımız her türlü liderliğin hem Topluluğumuzu hem de ülkemizi daha ileriye taşıyacağına inanarak hareket ediyoruz. 

Topluluğumuzun 95. yılı vesilesiyle çalışma arkadaşlarımıza, bayilerimize ve tüm diğer  paydaşlarımıza vermek isteyeceğiniz en önemli mesaj nedir?
Her zaman ifade ettiğim gibi güvenilirlik, dürüstlük, ilkeli iş ahlâkı, gelecek kuşaklara karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek, öncüsü olduğumuz ve vazgeçemeyeceğimiz temel ilkelerimizi oluşturuyor.

Bir yandan Topluluğumuzun kuruluş harcını oluşturan bu değerleri korurken, diğer yandan da yenilikçi ve değişime liderlik eden, farklı coğrafyalardaki faaliyetlerimizle de sürekli zenginleşen kültürümüzü bir araya getirdiğimiz bir çalışma anlayışı ile ikinci yüzyılımıza doğru emin adımlarla yürüyoruz. Çünkü değişmekten korkmuyoruz, kendimize güveniyoruz. Bir asra yakın geçmişimizden aldığımız güçle küresel varlığımızı genişletmek, rekabetçiliğimizi artırmak, teknoloji ve inovasyon kabiliyetlerimizi geliştirmek için var gücümüzle çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Topluluğumuzu bu hedeflere ve geleceğe en büyük sermayemiz olan çalışma arkadaşlarımız ve tüm paydaşlarımızla birlikte taşıyacağız.

Bu vesileyle, kuruluşumuzdan bu yana Yönetim Kurulu Başkanlarımız; merhum Vehbi Koç, Sayın Rahmi M. Koç, merhum Mustafa V. Koç ve Sayın Ömer M. Koç’a, destekleri ile bize daima güç veren Koç Ailesi’ne, hissedarlarımıza, Topluluğumuzun bu günlere gelmesinde emeği geçen büyüklerimize, çalışma arkadaşlarımıza, bayilerimize, tedarikçilerimize ve iş ortaklarımıza canıgönülden teşekkür ediyor, saygıyla anıyorum.