• Anasayfa
  • Size Özel
  • Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç: “İkinci asrımızda da Türkiye ile birlikte büyümeye devam edeceğiz”
24 Haziran 2021

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç: “İkinci asrımızda da Türkiye ile birlikte büyümeye devam edeceğiz”

Koç Topluluğu’nun “Türkiye’nin itibarı” olduğunu söyleyen Ömer M. Koç, Topluluğun, ikinci yüzyılında hedeflerini çağın koşullarına göre tasavvur ederek daha yükseğe taşıyacağını ifade ediyor. 
 
Kurulduğu günden bu yana “Memlekete hizmet bir vatan borcudur” şiarıyla ilerleyen, ülke ekonomisine katkılar sunan, istihdam sağlayan, sosyal faaliyetleriyle eğitimden kültür sanata, sağlıktan çevreye kadar yaşamın farklı alanlarında değer yaratan Koç Topluluğu’nun 95. kuruluş yıldönümü için neler söylemek istersiniz?

Koç Topluluğu, 31 Mayıs 1926’da büyük bir inançla doğdu. Bu, her şeyden önce Cumhuriyet’e, ülkeye, ülkenin insanlarına ve hep birlikte büyük işler başarılacağına olan güçlü inançtı. Zorlu bir dönemde ticarete adım atmak, ekonomik kalkınma yolunda, savaş yorgunu bir ülkeye umut aşılamak, Türkiye’nin geleceğine taahhütte bulunmak, sorumluluk üstlenmek demekti bir anlamda.

Ne mutlu ki, bugün de memleketimiz için sorumluluk üstlenme söz konusu olduğunda tereddüt etmeyen bir topluluğuz. 95 yılda Topluluğumuz, her dönemde, zamanın koşullarını kararlılıkla karşılayarak değişime ayak uydurmakla kalmamış değişimin ve yeniliğin öncüsü olmuştur. Bunun yanı sıra kuruluşundan itibaren taşıdığı değerlere sarsılmaz bir inançla sahip çıkarak, bu değerleri korumayı görev bilmiştir. Bu değerlerin en başında ülkemize ve insanına duyulan itimat ve bağlılık gelmektedir.

Biz sadece bir sanayi Topluluğu değiliz, 95 yıllık tarihimizde de hiçbir zaman sadece ekonomik değer odaklı olmadık. Memleketimizin ekonomisi için elimizden gelen bütün gayreti göstermenin ötesinde ülkemizden kazandığımızı insanımızla paylaşmayı "üstümüze vazife" addettik. “Önce insan”, bizim için kavramsal bir yaklaşımdan ziyade, faaliyetlerimizin, iş yapış kültürümüzün merkezine yerleştirdiğimiz temel ilke oldu. Sağlıktan kültüre, eğitimden çevreye uzanan alanlardaki faaliyetlerimizle milyonlarca insanın hayatına dokunduk ve bu çalışmalarımıza aynı arzuyla devam edeceğiz.

Koç Topluluğu; çalışanlarıyla, bayisiyle, tedarikçisiyle, tüketicisiyle büyük bir ekosistem. 95 yıldır, bitmek bilmeyen bir azimle, faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda yaptığımız stratejik yatırımlarla, sosyal alandaki hizmetlerimiz eşliğinde, tüm paydaşlarımızla birlikte büyüdük. 95 yıldır, başkalarının görmediğini görerek, vizyoner bakış açımız ve sağlam kurumsal yapımızla Türkiye’de liderliğimizi koruyarak, dünyanın en güçlü şirketleri arasında yer aldık. Koç Topluluğu olarak, geçmiş değerlerimizin ışığında ve yeni dijital kültürün rehberliğinde, ikinci asrımıza aynı güçle adım atmaya hazırız.
 
Koç Topluluğu kuruluşundan itibaren gerek çalışanları, bayileri ve tedarikçileri gerekse de farklı sektörlerde yarattığı değer ile evlerine girdiği tüketiciler için bir güven simgesi oldu. Tüm bu paydaşlar açısından bakıldığında bu güven duygusu nasıl oluşturuldu? Bu uzun süreli yolculukta farklı alanlarda elde edilen başarıların arkasındaki temel motivasyon nedir?

“Ülkem varsa ben de varım” diyen bir topluluk olarak, 95 yıldır, her koşulda tüm paydaşlarımız açısından güvenilir bir liman olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu güven, büyük bir özen ve özverili çalışmalarla yıllar içinde gelişti. Tıpkı insanlar arasındaki bağ gibi bir kuruluşun tüm paydaşlarıyla arasında güçlü bir bağın kurulması için karşılıklı güven ve birliktelik büyük önem taşımaktadır. 

Koç Topluluğu olarak kurumsal kültürümüzün nüvesinde, tüm paydaşlarımızı gözeten bir yaklaşım yer alıyor. Dünyada ve Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz her hamlemizi, paydaşlarımızın nezdinde edindiğimiz güven duygusunu ön plana alarak gerçekleştiriyoruz. Biliyoruz ki bu karşılıklı güvenin oluşmasının tohumları, 95 yıl önce atıldı ve bu güven çınarı her geçen gün daha da büyüyerek köklerini derinlere salıyor.

Faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde, özellikle zorlu süreçlerde gerçekleştirdiğimiz öncü yaklaşımlar, birlikte ekonomik değer yarattığımız paydaşlarımız nezdinde güven duygusunu sağlamlaştıran bir unsur olmuştur. Ayrıca, değişen dinamiklerin oluşturabileceği fırsatlardan ülkemizin istifade etmesi ve bunlara ilişkin risklerin en iyi şekilde yönetilebilmesi için yaptığımız fikir önderliğinin de bu güveni güçlendirdiğini düşünmekteyim. Koç Topluluğu olarak ikinci asrımızda da onların umutlarını besleyen ve ideallerini gerçekleştirmelerini mümkün kılan “güvenilir bir paydaş” olmak için elimizden geleni yapacağız.
 
Koç Topluluğu, sahip olduğu kurum kültürünü, ekosisteminin her noktasına başarılı bir şekilde taşıyan global bir yapı. 95 yıl önce Türkiye’nin başkentinde başlayıp bugün dünyaya yayılmayı sağlayan globalleşme yolculuğunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir kuruluş için global kültür, ekosisteminin geneline yayılan bir anlayışı gerekli kılmaktadır. Bu anlamda Koç Topluluğu, global bir yapının sahip olması gereken kurumsal yönetim anlayışını güçlü bir ağla tüm sistemine başarıyla entegre etmiş bir düzene sahip. Bu sağlam yapının, Türkiye’de olduğu üzere, Topluluğun dünya ticaretindeki itibarını da her zaman için en üst seviyede tuttuğunu görüyor ve günümüzde de buna hep birlikte şahit oluyoruz.

Uluslararası platformlarda alınan kıymetli ödüller de, Koç Topluluğu’nun global düzeydeki bu itibarının sağlamasını yaparak adını küresel düzeyde daha da yüceltmiştir. Kurucumuz Vehbi Koç’un 1987 yılında Milletlerarası Ticaret Odası tarafından “Yılın İş Adamı” seçilmesi, Onursal Başkanımız Rahmi M. Koç’un, uluslararası arenada iş dünyasının en prestijli ödülleri arasında gösterilen “Yaşam Boyu Sorumlu İş İnsanı Ödülü”ne layık görülmesi, bu açıdan oldukça anlamlıdır.

Global arenadaki varlığın en önemli aşamalarından biri, rasyonel bir gelecek vizyonuyla kurgulanan stratejik ortaklıklardır. Koç Topluluğu’nun, yaklaşık bir asır önce Ankara’da başlayan ve dünyanın ilk 500 şirketi arasına girmesini sağlayan güçlü küresel gerçekliğinin ardında, kurduğu sağlam stratejik ortaklıkların rolü çok büyük. Örneğin Ford Otosan ortaklığı, tüm dünyada örnek gösterilen, en başarılı iş birlikleri arasında yer alıyor. Yakın bir geçmişten örnek verecek olursak, Arçelik’in Güneydoğu Asya pazarının önemli oyuncusu Hitachi Global Life Solutions (GLS) ile tamamladığı ortaklık ise dünyanın en geniş ölçekli ticaret anlaşmasıyla bütünleşen Asya-Pasifik ülkeleri pazarına imtiyazlı erişim imkânı sağlayacak.

Global kültür artık çok daha birleşik ve bir aradalık içeriyor. Koç Topluluğu olarak, kuruluş değerlerimizden, küresel vizyonumuzdan aldığımız güçle dünyayı ilgilendiren her türlü dinamiğe sorumluluk bilinciyle yaklaşıyor ve sorunlar karşısında çözümün bir parçası olmayı görev biliyoruz. Artık çoğumuzun bildiği üzere, çevresel, sosyal ve kurumsal yönetimle ilgili meseleler, yani ESG, dünyanın geleceği için bu alanlarda kayda değer çözümler üretmeyi zorunlu kılıyor. Topluluğumuz, bu inisiyatiflerde elini taşın altına koyarak, bu sorunların temel başlıklarında çıkış yolları tasarlayarak küresel ölçekte iş dünyasına liderlik yapıyor. Koç Holding’in, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi tarafından toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için kurulan Nesiller Boyu Eşitlik Forumu’nun liderleri arasına seçilmesinin, bu anlamda global arenada Topluluğumuzun itibarının sağlam bir kanıtı olduğunu açıklıkla söyleyebiliriz. İnsanı odağına alan bir küreselleşmenin daha mutlu yarınlara hizmet edeceğine inanıyor ve adımlarımızı bu yönde atıyoruz.
 
Vehbi Koç’un “100 yıllık şirket olma” hedefinin gerçekleşmesine çok az bir zaman kaldı. Bu büyük hedefin gerçekleşmekte olduğu dönemin Yönetim Kurulu Başkanı olarak sizin geleceğe ilişkin hedefiniz nedir? 

Bulunduğumuz zaman diliminde Vehbi Koç’un 100 yıllık şirket olma hayaline çok yakınız ve bu hayaline erişeceğiz. Bununla da yetinmeyip, yeni hedeflerimizi ikinci yüzyılımızda çağın koşullarına göre tasavvur ederek daha yükseğe taşıyacağız. Bunu, güçlü insan kaynağımız, zamanın ötesinde düşünen vizyoner yöneticilerimiz, kader birliği yaptığımız paydaşlarımızla beraber gerçekleştireceğiz.

Topluluğumuzun geleceğini varlık gösterdiğimiz toplumun ve dünyanın yarınından ayrı düşünemeyiz. Artık biliyoruz ki yeni dünya kültürü, dijital kavramlar üzerinden yazılıyor. Teknoloji, hayatlarımızı, kullandığımız ürünleri, iş süreçlerimizi her geçen gün daha fazla oranda domine edecek. Bu kapsamda, hayata geçirdiğimiz etkin dijital dönüşümün sağladığı avantajları dikkatle değerlendirmeyi amaçlıyoruz. Türkiye’de özel sektöre dijital dönüşümde de liderlik ederek geleceği daha güçlü karşılayacağız.

Koç Topluluğu, sürekli değişebilen koşullara uygun kararları alarak riskleri yönetip fırsatlardan istifâde ederken, uzun vâdeli stratejik odağından da taviz vermeyecektir. Koç Topluluğu, tüm Türkiye’nin değeridir, itibarıdır. İkinci asrımızda da Türkiye ile birlikte büyümeye devam edeceğiz.