10 Haziran 2021

Arınmanın yeni yolu: Dijital minimalizm

Dört bir  yanımızı teknolojik aletlerin kuşattığı bir dünyada yaşıyoruz. Üstelik bunlara her geçen gün yenileri ekleniyor. Akıllı telefonlar, bilgisayarlar, akıllı saatler, tabletler kimine göre modern çağın yeni prangasıyken kimine göre de hayatımıza konfor ve kolaylık katan eşsiz buluşlar. Bir düşünsenize bu aletler sayesinde aynı anda birçok işi kolaylıkla halletmek mümkün. Ya uzun vadede sağlığımıza olumsuz etkileri? Peki ama tüm bu dijital kaos halinden bir nebze olsun kurtularak arınmak mümkün mü? Dijital minimalizm ile elbette! Hazırsanız size dijital minimalizmin ipuçlarını vereceğiz.

Siz de modern çağın diğer bireyleri gibi bir teknoloji yorgunu musunuz? Tüm yaşamınız üzerinde söz sahibi olan bu teknoloji sarmalından nasıl çıkacağınızı bilmiyor musunuz? Elbette dijital minimalizm sayesinde! İyi de dijital minimalizmi nasıl hayatıma adapte ederim diyorsanız. Yazımızı okumaya devam edin!
 
Öncelikle dijital minimalizmde amacın teknolojiyi bütünüyle reddetmek olmadığını söylemekle işe başlayalım. Zira dijital bir çağda yenilikleri reddedin demek de pek akılcı bir çözüm değil. Dijital minimalizmin reddettiği şey insanların teknolojik araçlarla kurduğu bağımlılık şeklinde özetlenebilecek o ilişki biçimi. Hayır, ben bu araçlara ve platformlara bağımlı değilim ve sandığınız kadar vakit harcamıyorum diyorsanız yanılıyorsunuz. Bir düşünün bakalım gün içinde sıkıldıkça eliniz neye gidiyor? Telefonunuza değil mi? Konu kapanmıştır siz bir bağımlı sayılabilirsiniz. Global Mobil Kullanıcı Araştırması’na göre, Türkiye’deki mobil kullanıcılar günde ortalama 78 kez, yani her 13 dakikada bir cep telefonu ekranına bakıyor.  Araştırma bağımlılık seviyesine dair de ilginç bilgiler sunuyor. Buna göre kullanıcıların yüzde 22’si hastalık derecesinde telefonuna bağımlı. Bu da her beş kişiden biri anlamına geliyor. Her on kişiden sekizi ise gözlerini yeni güne açtıktan sonra yaklaşık 15 dakika içinde mutlaka ama mutlaka cep telefonuna bakıyor. Her on kişiden yedisi de yatmadan önceki 15 dakikada mutlaka telefonunu kontrol ediyor.  We Are Social/Hootsuite'in "Digital 2020" raporundaki verilere göre  Türkiye’de insanlar her gün 7 saat 20 dakikalarını internette geçiriyor. Dünya genelinde sosyal medyada günde ortalama 2 saat 24 dakika, Türkiye'de ise günlük ortalama 2 saat 51 dakika harcanıyor. Ayrıca yapılan araştırmalara göre her iki kişiden biri masa üstü bilgisayar ya da laptop, her dört kişiden biri de tablet bilgisayar kullanıyor. Türkiye’de en az bir televizyona sahip olanların oranı ise yüzde 99, akıllı saat, bileklik, sanal gerçeklik gözlükleri gibi giyilebilir teknoloji ürünü kullananların oranı da yüzde 9. Nasıl rakamlar korkutucu değil mi?

Dijital minimalizmin yol haritası…
Hepimiz gün içerisinde teknolojik cihazlara, sosyal medya platformlarına ve çeşitli uygulamalara dakikalarımızı feda ediyoruz. Üstelik bunu yaparken de bilinçli değiliz. Günün sonunda harcadığımız vakti görüp pişmanlık duyması da cabası. İşte dijital minimalizm sosyal medya ve teknolojik aletleri kullanırken farkında olmadan harcadığımız saatleri minimuma indirmek için kendimize ve yaşam tarzımıza dair bir farkındalık geliştirmemiz gerektiğinin altını çizen bir akım. Bu akım üzerine bir de kitap var. Adı, Dijital Minimalizm kitabın yazarı ise Cal Newport. Dijital minimalizmin kavramından ilk kez bahsetmesi nedeniyle bu kavramın adeta babası olarak kabul edilen yazar, kitabında dijital minimalizmin 3 ana ilkeden meydana geldiğini  dile getiriyor. Bunlar:

  1. Kalabalık pahalıya patlar.

  2. Optimizasyon önemlidir.

  3. Amaca yönelik hareket etmek tatmin edicidir.

Bu maddeleri tek bir cümlede özetlemek gerekirse; bir amaca hizmet etmeyen ve ihtiyacınız olmayan gereksiz uygulama ve platformları hayatınıza dahil etmeyin, ettiyseniz de ille kullanmalıyım diye diretmeyin aksi taktirde zamanla tüm yaşamınızı ele geçirirler. Newport’a göre dijital minimalistler teknolojik yenilikleri hayatlarını daha kaliteli ve daha nitelikli bir hale getirmek amacıyla kullanırlar, bir zaman kaybı ya da dikkati dağıtmaya yardımcı nesne olarak değil. Peki ama yaşamınız dijital minimalimi entegre etmek için neler yapabilirsiniz?

Cal Newport dijital minimalizmi hayatlarına dahil etmek isteyenlere öncelikle hangi dijital araçların ve uygulamaların hayatlarında yer işgal ettiğine dair detaylı bir şekilde düşünerek bu konuda bir farkındalık geliştirmelerini salık veriyor. Daha sonra 3 aşamalı bir dijital temizlik öneriyor. Bu dijital temizliğin yol haritası ise şöyle: Olmazsa olmaz teknolojiler tanımının dışında kalanları 30 günlük bir süre zarfınca hayatınızdan çıkarmak. Bu sürede anlamlı bulduğunuz davranışları belirlemek ve süre sonunda zorunlu olmayan teknolojilerden bazılarını hayatınıza dahil etmek. Yeniden yaşamınıza aldığınız teknolojilerin ise hayatınızda hangi değere ve amaca hizmet ettiğini belirlemek.

İşe nereden başlamalı?
Newport, insanoğlunun gerçek potansiyelini ortaya koymak, hayatına değer katmak ve motivasyonunu yükseltmek adına dijital hayatının kontrolünü bir an önce eline alması gerektiğini de kaydediyor. Peki, ama dijital minimalizmi denemek istiyorsanız işe nereden başlamalısınız? Elbette ki pek çoğumuzun gün içinde en çok baktığı yerlerden biri olmanın yanında bir pazar yeri karmaşıklığına ve çeşitliliğine sahip bilgisayarımızın masaüstünden! Karışıklığımın kendi içinde bir düzeni var iddiasındaysanız üzgünüz. Zira bu iddia ile kendinizi kandırmaktan öteye gidemiyorsunuz demektir. Bir düşünün aradığınız dosyayı bulmak için masa üstünde geçirdiğiniz her dakika bir yılda toplamda ne kadarlık bir zamanı ömrünüzden çalar. Aradığınızı bulamadığınız her saniye artan gerginlik ve mesainize eklenen dakikalar da cabası. Masaüstünü düzenleyip gereksiz olan dosyaları sildiyseniz sıra telefonunuza geldi demektir. Hepimizin telefonunda kullanmadığımız onlarca uygulama olduğu bir gerçek. Bu uygulamaların tıpkı masaüstünüzde olduğu gibi zaman kaybına sebep olması ve telefonunuzun performansına olumsuz etkisi de yadsınamaz. Bu nedenle bir temizlik de telefonunuzda yapmalısınız. Dijital minimalizmin size sağlayacağı bir diğer fayda da anda kalmayı öğrenmek olacaktır. Her an telefonunuza ve laptopunuza baktığınız için mevcut anın kıymetini bilmediğimiz, keyfine doyasıya varmadığımız ne kadar çok zaman var değil mi? İleride bundan pişman olacağınıza eminiz. Unutmayın, gittiğiniz her yerden bildirim yapıp, sosyal medyada fotoğraflarla bunu dosta düşmana belgelemek zorunda değilsiniz. O yerleri en ince detayına kadar inceleyip, hafızanıza kaydetmek ve her saniyesinden keyif almayı öğrenmek için de dijital minimalizm birebir. Ne yaptınız ne ettiniz ama yine de dijital araçlardan ve uygulamalardan kopamadınız mı? Belki de sizi onlardan uzaklaştıracak doğru şeyi bulamamışsınızdır. İlginizi çekeceğini düşündüğünüz bir hobi sizi saatlerce oyalayabilir.

Unutmayın hayat kısa ve bu hayatta bizim zihnimizi meşgul eden pek çok şey var. Bunlara bir de siz yenilerini eklemeyin. Ne kadar az o kadar çok felsefesini benimseyin ve mutluluğunuz için dijital minimalizmi hayatınızın her aşamasında uygulayın.