10 Temmuz 2020

Ulvi Fırıncı: “Aygaz ailesinin üyesi olmak her zaman bir ayrıcalık”

Meslek hayatında 48 yılı geride bırakan Aygaz Bartın Bayisi Ulvi Fırıncı ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.  Ticaret yaşamı boyunca müşterileriyle güvene dayalı samimi ilişkiler kurmanın önemine inandığını kaydeden Fırıncı, “Pandemi sürecinde de müşterilerimize işimiz dışında da destek olmaya çalıştık. Bu süreç müşterilerimizle ilişkilerimizin gelişmesine, bağlarımızın güçlenmesine de katkı sağladı diyebilirim” şeklinde konuşuyor.

Öncelikle bize biraz kendinizden söz eder misiniz? Kaç yıldır Koç Topluluğu bayisi olarak faaliyet gösteriyorsunuz? Aygaz bayisi olmaya nasıl karar verdiniz? Bize biraz bu süreci anlatır mısınız?
59 yaşındayım. 48 yıldır Bartın Merkez Aygaz bayiliği yapıyoruz. Babam İsmail Fırıncı’dan devraldığım bayrağı ailenin 2. kuşağı olarak gururla devam ettirmekteyim. Bayilik faaliyetlerimize başladığımız 1972 yılından itibaren fiilen işlerin içinde oldum. Benimki bir tercih olmadı belki ama işimi her zaman severek yaptım ve yapmaya da devam ediyorum.

2020 yılı yangınlarla başladı; deprem ile devam etti ve tam da bittiğini umduğumuz noktada, pandemi krizi baş gösterdi. Koronavirüs salgını hiçbirimizin daha önce deneyimlemediği bir süreçle karşı karşıya kalmamıza neden oldu. Siz pandemi süreci boyunca neler hissettiniz? Bu süreci iş yerinizde, ailenizde nasıl yönettiniz, neler yaptınız?
Pandemi süreci herkes gibi bizleri ve özellikle de çalışanlarımızı ciddi anlamda tedirgin etti. İşimizin doğası gereği kesintisiz şekilde faaliyetlerimize devam etmek durumundaydık. Gerekli hijyen tedbirlerimizi aldık ve her zaman olduğu gibi pandemi sürecinde de müşterilerimize kesintisiz hizmet verdik. Bu süreçte aile fertlerimiz de ciddi anlamda fedakârlık yaptı diyebilirim. Risk almamak adına günlerce annemi, torunumu görmediğim oldu. Şimdilerde aile yaşamımızı da iş hayatımızda olduğu gibi yeni normale uygun şekilde sürdürmenin gayreti içerisindeyiz.
 
Pandemi sürecinin hepimizi tedirgin eden ekonomik belirsizliğinde Koç Topluluğu gibi büyük bir ailenin üyesi olmak size ne gibi katkılar sağladı? Dayanışmayı, tek başına olmamanın gücünü hissedebildiniz mi?
Hiç bilinmeyen ve tecrübe edilmemiş bir süreçci yaşıyoruz. Her zaman olduğu gibi bu süreçte de Koç Topluluğu’nun bir üyesi olmanın ayrıcalıklarını yaşadık. Birçok kişi ve kurumun maskeye, eldivene ulaşamadığı günlerde şirketimiz bu ürünleri tedarik edip gönderdi. Şirketimizin yönetici ve müdürleri ile sürekli iletişim halindeydik ve desteklerini hissettik. Koç Topluluğu’nun ve şirketimizin sosyal sorumluluk projelerini gururla takip ettik. Bunlara elimizden geldiğince katkı sağlamaya çalıştık.

Şimdi yeniden normalleşme sürecine giriyoruz ama bu bildiğimiz eski normal değil yeni bir normal olacak belli ki. Çünkü pandemi hala bizimle birlikte ve ne zaman sona ereceğini bilmiyoruz. Yeni normali, tedbirle, dayanışmayla hep birlikte oluşturacağız. Hayatı, üretimi, işlerimizi yeni ve özenli kurallarla hep birlikte azimle devam ettireceğiz. Siz bu yeni dönemi nasıl görüyorsunuz? Çalışanlarınızın sağlığından, işlerinizin geliştirilmesine kadar her alanda nasıl bir hazırlık içindesiniz?
Pandemi ile yaşamayı öğrendik diyebiliriz. Çalışanlarımız ve müşterilerimizin sağlığı açısından tedbirlerimizi ilk günkü kadar sıkı tutmaya çalışıyoruz. Hastalık tamamen bitene kadar da bu şekilde devam etmek zorundayız. İşlerimizin geleceği açısından en önemli konu yine hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti. Bu konudan taviz vermeden işlerimize devam ediyoruz.

Günün büyük bir çoğunluğunu çalışanlarınızla geçiriyorsunuz. Kimi zaman ailenizden daha çok onları görüyorsunuz. Kaç kişilik bir ekipsiniz? Çalışanlarınızla aranızda nasıl bir ilişki var?
7 kişiden oluşan bir ekibimiz var. Bayilik faaliyetlerimize devam ettiğimiz 48 yıl boyunca her zaman karşılıklı saygı, hoşgörü ve güvene dayalı bir çalışma ortamı oluşturmaya çalıştık. Çalışanlarda istikrarın ve tecrübenin önemine inanıyorum.  En kısa süredir çalışan arkadaşımız 8 yıl, en tecrübeli çalışanımız ise 35 yılı aşkın süredir bizimle. Bu istikrar, hizmet kalitesini ve müşteri memnuniyetini beraberinde getiriyor. 

Pek çok bayimizin müşterileriyle aile sıcaklığında bir iletişim kurduğunu biliyoruz. Siz, müşterilerle olan diyaloğunuzda nelere dikkat edersiniz? Müşterilerle doğru ve güvenilir iletişimi sağlamanın sizce püf noktası nedir?
Müşterilerimizin çoğu ile diyaloğumuz çok uzun yıllara dayanmakta. Ticarette her zaman müşterilerin güvenini kazanmanın, onlarla iyi ilişkiler kurmanın önemine inandık. Pandemi sürecinde de müşterilerimize işimiz dışında da destek olmaya çalıştık. Özellikle 65 yaş üstü müşterilerimizin market ve eczane alışverişlerinde destek olduğumuz gibi ATM’den maaşlarının çekilmesine kadar birçok konuda yardımlarına koştuk. Bu süreç müşterilerimizle ilişkilerimizin gelişmesine, bağlarımızın güçlenmesine de katkı sağladı diyebilirim.

Koronavirüs salgını hepimizin bu hayatta sahip olduklarının yeniden farkına varmasına önayak oldu. Bu süreçte kendinize ve hayata dair ne gibi farkındalıklarınız oluştu?
Salgın birçok kısıtlamayı beraberinde getirdi. Belki bizler işimiz gereği birçok kısıtlamadan muaf tutulduk ama insanlar uzun süreler kısıtlama altında yaşadılar. Hepsi bizlerin sağlığı için alınan önlemlerdi. Bu sürecin tekrar yaşanmaması da biraz bizlerin elinde. Pandemi süreci hepimize hijyenin önemini tekrar hatırlatmış oldu.

Biraz da ailenizden bahsedelim. Evli misiniz? Çocuklarınız var mı?  Varsa, kaç yaşındalar, neler yapıyorlar? Baba mesleğinden mi gidecekler, yoksa başka hayalleri mi var?
Evliyim. 34 yaşında bir oğlum ve 30 yaşında bir kızım var. Oğlum benimle birlikte ticaretle uğraşıyor. Kızım ise İstanbul’da özel bir düşünme becerileri merkezinde eğitmen olarak görev yapıyor. 

Bayi olmasaydınız hangi mesleği yapmayı isterdiniz? Çocukken, “ben büyüyünce şu olacağım” dediğiniz bir meslek var mı?
Çocuk yaşlarda atıldığım ticaret hayatında 48 yılı geride bıraktım. Tek bildiğim işi severek yapıyorum. Başka bir mesleği düşünmeye, heves etmeye fırsatım olmadı diyebilirim.

İş yaşamı ve aileniz dışında sizi ruhen besleyen, geliştiren şeyler neler? Boş zamanlarınızda en çok ne yapmaktan keyif alırsınız?
Gerçekçi olmak gerekirse iş yaşamı vaktimin büyük çoğunluğunu alıyor. Bu koşuşturma içerisinde hobilere pek vakit ayıramıyorum. Günlük yorgunluğumu atmanın en güzel yolu henüz 8 aylık torunum Bulut ile vakit geçirmek.   

İş ya da özel yaşamınızda kendinize örnek aldığınız biri var mı? Onun yaşama karşı duruşu, hayatı algılayışı ve değerleri sizin yaşamınızı şekillendirmenize ne yönde katkı sağladı?
Küçük yaşlarda atıldığım iş hayatımda duruşunu örnek aldığım kişi hayata bakışı, tecrübe ve bilgi birikiminden çok şey öğrendiğim babam İsmail Fırıncı oldu. Ticari faaliyetlerimi halen ondan öğrendiğim şekilde yürütüyorum diyebilirim. Bana iş hayatında kaybedilmemesi gereken en önemli değerin güven olduğunu öğütlemişti. Ben de iş ve özel hayatımda insanların güvenini kaybetmemeyi hep ön planda tuttum. 

Son olarak diğer bayilerimize hem de Aygaz ve Koç Grubu yöneticilerine iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Koç Grubu’nun ve Aygaz ailesinin bir üyesi olmanın her zaman bir ayrıcalık olduğunu düşündüm. Tüm Aygaz ve Koç Grubu bayilerinin de benim gibi düşündüğünü tahmin ediyorum. Bu büyük ailenin geçmişte olduğu gibi gelecekte de bir arada kalabilmesi en büyük dileğimizdir. Bu da bayilerimize yeni iş kolları ve yeni gelir kaynakları oluşturularak sağlanabilir. Şirketimiz yöneticilerinden bu konuda beklentimiz olduğunu belirtmek isterim. Bayi arkadaşlarıma da işlerinde kolaylıklar dilerim.
 
 

Fotoğraf galerisi