28 Aralık 2021

Ekibinizi otoriter olmadan yönetmenin ipuçları

Sayısı ne olursa olsun bir ekibi yönetmek, alınan kararlarla onlara yön vermek; hem ekiptekilerin iş hayatını hem de yapılan işin sonuçlarını büyük ölçüde etkiliyor. Güçlü yöneticilik örneği sergileyen bir kişinin kararlarına saygı duyulurken, bu yönetim anlayışından uzak duranların kararları devamlı sorgulanıyor. İyi bir yönetici olmak, ekibe emirler yağdırmak anlamına mı geliyor? Tabii ki hayır! Emir vermeden nasıl başarılı bir yönetici olunur? Sizler için derledik!
 
Yönetim yeteneği ya da liderlik, insanlık tarihinin en eski zamanlarından beri üzerine çok konuşulan, araştırmalar yapılan, doğrularının ve yanlışlarının ne olduğu anlaşılmaya çalışılan yetilerden biri. Sayısı ne olursa olsun bir ekibi yönetmek, alınan kararlarla onlara yön vermek; hem ekiptekilerin iş hayatını hem de yapılan işin sonuçlarını büyük ölçüde etkiliyor.

Günümüzde yönetim biçiminin kuşaklara göre değiştiği yönünde fikirler var. Bunun yanı sıra dönemsel ya da koşullara bağlı olarak belirli değişimlerin olacağını ancak insan yönetiminin temelde aynı olduğu görüşünde olanlar da mevcut. Ekip yönetimi ya da liderliğe, çok değişken ya da sabit, hangi açıdan bakılırsa bakılsın unutulmaması gereken bir gerçek var ki o da iyi bir yönetimin her zaman için olumlu sonuçlar doğurduğu. Doğru ve uygun liderlikle birlikte, bir ekibin çok başarılı işlere imza attığı fikrine kimse karşı çıkmayacaktır.
 
Yönetim yeteneklerini geliştirmek mümkün
Güçlü yöneticilik örneği sergileyen bir kişinin kararlarına saygı duyulurken bu yönetim anlayışından uzak duranların kararları devamlı sorgulanır. “Yeterince dikkate alınmamak”, zayıf yöneticiliğin en belirgin özelliklerinden biridir. Ve belki de en önemlisi; kötü yöneticilerin liderlik ettiği iş süreçleri çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlanır. Hem emek hem zaman hem de maddi kayıpların yaşanma olasılığı yüksektir. Herkes, yönetim yeteneğine sahip olmayabilir tabii ama bunu geliştirmenin çeşitli yolları var. Bu amaçla biraz dikkat ve biraz özen gösterildiği takdirde otoriter olmadan iyi bir yönetici olabilmenin de kapıları rahatlıkla açılabilir.
 
Emirler yağdırmak yönetim gücüne zarar veriyor!
Etrafına bağırıp çağırarak emirler yağdıran bir yöneticilik anlayışı, uzun vadede hem ekip ile yöneticinin ilişkisine hem de iş hedeflerine zarar verir. Emir vermek, çalışanların motivasyonlarını düşürdüğü gibi, işe bağlılık ve yaratıcılık gibi süreçlerde de çalışanlara bir fayda sağlamıyor. Bunun aksi olarak, o iş bir yük olarak algılanabiliyor. Bir yöneticinin, ekibiyle arasında iyi bir iletişim geliştirmesi, onlarla güçlü bir bağ kurabilmesi için emir kipiyle konuşmayı bırakması gerekiyor. Bu alanda yapılan çalışmalar, çok fazla emir veren yöneticinin kararlarının çalışanlar tarafından daha çok sorgulandığını gözler önüne seriyor.
 
Bireye değer verin
O zaman ne yapılabilir? Emir vermeden güçlü bir yönetim nasıl sergilenebilir? Bunun öncelikli koşullarından biri, karşınızdaki kişilere değer vermek. Onun düşüncelerine, iş yapma biçimine, olaylara bakış açısına değer veren bir anlayışla yaklaşıldığında, çalışan buna olumlu bir şekilde karşılık vererek işine daha güçlü bir şekilde sarılıyor. Emirler, çalışanları yoğun bir stres alına sokabildiğinden, bu durumdan iş süreçleri zarar görebiliyor. Emir vermeden de, bir yöneticinin kararlarının tekrara gerek kalmaksızın uygulanabildiğinin ve kişilerin yöneticilerine gerçek anlamda saygı duyabildiğinin bilinmesi gerekiyor. Bir yöneticinin bu güven ve saygıyı karşılıklı olarak elde edebilmesinin yolu, ekip üyelerine değer vermesinden geçiyor. Çalışana verilen değer, üretkenlik düzeylerini artırıyor. Ekip üyelerinin ellerinden gelenin en iyisini yapmalarına yardımcı olun, gerisi kendiliğinden gelecektir.
 
Alınan kararların nedenlerini anlatın
“Ben istediğim için böyle olacak” gibi bir yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için  çalışanlara, alınan kararların nedenlerinden ve bu kararlarla birlikte ne gibi sonuçlara ulaşmak istenildiğinden bahsetmek, sürecin kavranması açısından faydalı olacaktır. Aldığınız kararların benimsenmesi, onları ne kadar iyi bir şekilde anlattığınızla doğru orantılı olacaktır. İşle ilgili her türlü proje, hedef ya da sürecin kapsamlı bir şekilde çalışanlara aktarılması, onların bu sürece daha yoğun bir biçimde katılımına destek olacaktır.
 
Ses tonunuzu doğru ayarlayın
İşinizde size yüksek bir tondan, buyurgan ve zaman zaman bağıran bir sesle hitap edilmesini mi istersiniz? Yoksa ciddi ama aynı zamanda soğuk olmayan bir ses tonuyla hitap edilmesini mi? Hiç kimse buyurgan bir ses tonu ile hitap edilmeyi istediğini söylemeyecektir. Sesin tonu, iletişimin çerçevesini belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Dolayısıyla üst perdeden başlatılan bir iletişim daha ilk evresinden itibaren sağlıksız olacaktır. Dikkate alınmak ve saygı görmek isteyen bir yönetici, hem ciddi hem de iletişime açık bir ses tonuyla ekibine hitap etmelidir.
 
Takım ruhunu benimseyin!
Yönetim, yöneticinin karalar alıp ekibin uyguladığını bir süreç değil. Ekibin tamamının her aşamada var olduğu, ekip arasındaki koordinasyonun, iletişimin ve yardımlaşmanın sonucu etkilediği bir bütün olarak ele alınmalı. Yöneticinin ekibin fikirlerini dikkate alması, farklı fikirlerin varlığına ortam sunması, yönetim başarısında büyük ölçüde rol oynayan unsurlar arasında yer alıyor. İyi bir yönetici, takımının gücüne her zaman güvenen ve destek veren biridir. Takımı olmadan bir işin sonuçlanmayacağının bilinciyle hareket eder. Bu yüzden hem kendisinin ekibiyle olan ilişkisini hem de ekibinin birbirleriyle olan ilişkisini güçlü tutacak davranışlarda bulunur.
 
Ekip üyelerinin yeteneklerini keşfedin
Ekibini kendi yetenekleri üzerinden değerlendiren bir yöneticinin hayal kırıklığı yaşaması ve bunun sonucunda etrafa daha çok emirler yağdırması oldukça muhtemel. Bir yönetici, ekibinde görev yapanların yeteneklerini ve tecrübelerini bilmeden onları yönlendiremeye çalışır ise işler sarpa saracaktır. Çalışanı tanımadan, sadece tamamlanması gereken işi düşünerek görev dağılımı yapmak, iş akışını büyük bir ihtimalle aksatacaktır. Ancak ekibini tanıyıp iş paylaşımını bu bilgilere göre yapan yöneticiler, daha verimli sonuçlar elde etmektedirler.
 
Gerektiğinde geri adım atın
Yöneticiler, özellikle uzun zamandır işinin başında olanlar, çalışanlarına yetki vermek konusunda tereddüt yaşayabiliyor. Kontrolü bırakmak istemiyor ve temel görevlerinden vazgeçtikleri takdirde işlerin sonuçlandırılamayacağı inancını taşıyabiliyorlar. Ancak bunun sonunda yönetici tükendiği gibi çalışanlar da onlara bir sorumluluk verilememesinin verdiği rehavete kapılabiliyor. Dolayısıyla, çalışanlara gerekli eğitimin verilmesinin ardından yöneticinin geri çekilmeyi bilmesi, işin daha sağlıklı ilerlemesine neden oluyor.
 
Bu konuyu, dünyanın gelmiş geçmiş en zeki insanlarından ve başarılı yönetimiyle bir dünya devi yaratmış olan Steve Jobs’un sözleriyle noktalayalım: “Akıllı insanları işe alıp sonra onlara ne yapacaklarını söylemek mantıklı değil; bize ne yapacağımızı söyleyebilmeleri için akıllı insanları işe alıyoruz.”