26 Ağustos 2021

Egzersiz yaparken çevreyi korumak isteyenler el kaldırsın!

İnsanoğlu el birliğiyle dünyanın sonunu getiriyor. Çocuklarımıza daha güzel bir gelecek bırakmak istiyorsak bireysel olarak bugünden birtakım önlemler almamız şart. Eğer siz de hem sporumu yapayım hem de dünyayı daha yaşanılabilir bir yer haline getireyim diyorsanız bu egzersizler tam size göre!
 
Neredeyse her gün bir başka çevresel felaket haberine uyanıyoruz. Peki tüm bu yaşadıklarımız sizi de endişelendiriyor mu? Bu gidişin sonu nereye varacak diye uykuları kaçanlardansanız bireysel olarak dünyanın sürdürülebilirliğine katkıda bulunmanız mümkün! Hem de sportif kişiliğinizi de kullanarak. Nasıl mı? Günlük yaşamınızın bir parçası haline getireceğiniz çevre dostu egzersizlerle hem kendi sağlığınıza hem de dünyamızın geleceğine katkıda bulunabilirsiniz. İşte karşınızda çevre dostu egzersizler…

Plogging
2016 yılında İsveç’te başlayan ve kısa süre içerisinde tüm dünyayı etkisi altına alan bir trend olan plogging, İsveççe çöp toplamak anlamına gelen plocka skräp ve koşu anlamına gelen jogga kelimelerinden türetilmiş bir tanım. Plogging için koşuya çıkarken yanınıza bir eldiven belki de küçük bir poşet almalısınız. Zira plogging’te temel amaç koşu esnasında karşınıza çıkan atıkları toplayarak bunları çöp ya da geri dönüşüm kutularına atmak. İşi eğlenceli bir şekle büründürerek daha fazla yarar sağlamak isterseniz takımlar kurarak müzik eşliğinde birbirinize meydan okuyabilirsiniz. Plogging yaparken koşuya aniden durma, eğilip, kalkma gibi hareketler eşlik ettiğinden daha etkili bir egzersiz gerçekleştirmiş olursunuz. Nasıl ama denemeye değer değil mi? En azından dünyanın geleceği için…

Green Gym
Aslında özümüze geri dönerek sükûneti, dinginliği, stressiz bir yaşamı keşfederek toprağa dokunmayı ve doğayla bir olmayı yeniden bizlere hatırlatmayı amaçlayan bir spor green gym. İngiltere’de yıllardır popülaritesinden bir şey kaybetmeyen green gym, dört duvar arasında spor yapmaktan sıkılmış olanlar için biçilmiş kaftan. Zira green gym, parkları ve bahçeleri birer spor salonuna çevirerek aynı zamanda doğayı da korumaya odaklanan bir spor türü.  Buradaki temel amaç hem insanların yeşil alanlarla bütünleşerek spor yapması hem de yeşil alanların korunması. Green gym sporu bir yaşam şekli haline getirmiş olan kişilerin kamuya ait parklarda ve ormanlık alanlarda gruplar halinde kimi zaman temizlik yapması,  kimi zaman taş yolları düzenlemesi, kimi zaman ağaçları budaması, kimi zaman toprağı çapalaması, kimi zaman da ağaç dikmesi üzerine temellendirilmiş alternatif bir spor çeşidi. Özetle green gym’de doğada çalışmak sporun ta kendisi. Bu sayede kişilerde doğaya karşı farkındalık artıyor ve koruma içgüdüsü de gelişiyor. Kalori yakmayı topluma ve dünyaya yönelik faydalı bir eyleme dönüştürmekten daha güzel ne olabilir ki?

Strawkling
Her yıl milyonlarca plastik atık ne yazık ki insanların sorumsuzca davranışları yüzünden denizle ve okyanuslarla buluşuyor. Bilimsel veriler, dünyadaki okyanuslarda beş ayrı yerde plastik yığınlarından oluşan adaların olduğunu, bunların arasında en büyüğünün ise 3,4 milyon metrekarelik yüzölçümüyle Pasifik Okyanusu’nun kuzeyinde yer aldığına işaret ediyor. 1,8 trilyon plastik parçadan oluşan insan marifetiyle meydana gelen bu adanın ismi ise “Yedinci Kıta”! Endişe verici değil mi? İçinde yaşadığı dünyanın geleceğini kendi geleceğinden ayrı düşünmeyen insanların hayatlarına dâhil ettikleri strawkling, bu soruna küçük de olsa bir çözüm niteliğinde.

Karadaki çöpler çıplak gözle görüldüğü için rahatsız edici oluyor ve haliyle de toplanıyor. Peki ya deniz ve okyanuslardaki çöpler? İşte su altı dünyasını da ilk günkü gibi korumak isteyenler tarafından yaratılmış bir akım olan strawkling’de şnorkel ya da tüplerle dalarak pet şişe, poşet vb atıkları deniz yüzeyinden temizlenmesi amaçlanıyor. Öyle ki bu konuda Avustralya bir rekora dahi imza atmış. 2018 yılı yazında gönüllüler 12 hafta boyunca 2000 pipet toplamışlar. Ne dersiniz denizleri her geçen gün kirlenen güzel ülkemizde de strawkling akımı başlasa şahane olmaz mı?