14 Haziran 2022

İnsan hayatını kurtarmanın en kolay yolu: Kan bağışı

Kan, bir canlının yaşam faaliyetlerini devam ettirebilmesi için büyük bir önem taşır. Bu sebeple kan bağışının, toplumdaki her bireyin sağlığına kavuşması yolunda belirgin fayda sağlayan bir sosyal sorumluluk hareketi olarak görülmesi gerekir. Sorumlu vatandaşlık bilincine sahip yetkili servisleri ve çalışanlardan oluşan gönüllülerin de katkılarıyla değer katan projeleri hayata geçiren Koç Holding, 2010-2012 yılları arasında ‘Ülkem İçin Kan Veriyorum’ projesiyle binlerce kişiye umut oldu.

İnsan vücudunda yeterli miktarda kan bulunmaması yapılacak en ufak bir cerrahi müdahaleye bile engel olabilecek kuvvettedir ve kan naklinin önemi bu gibi durumlarda daha fazla ön plana çıkar.  Kan bağışının günümüzde yaygın bir hale gelmesi ve bağışta bulunmanın bilincinde olunması zaruri olmaktan çok hayatidir. 18 - 65 yaş aralığındaki sağlıklı her birey gönüllü bağışçılar arasında bulunabilir. Ancak bunun için bir takım sağlık kriterleri bulunmaktadır. Bağışta bulunmaya engel hastalıkları (astım, anemi, epilepsi vb.) taşımıyor veya daha önce önemli bir sağlık sorunu yaşamamış olmak gibi.

Göz ardı edilemeyecek önemde olan kan bağışı, yılda bir veya iki kez yapılabilir ve pek çok kişiyi farkında olmadan yeniden hayata tutundurabilir. Bir düşünün kimine birebir şahit olmasak da her gün kazalar, yaralanmalar ve cerrahi operasyonlar nedeniyle binlerce kişi için kan ihtiyacı doğuyor. Özellikle nadir bulunan kan gruplarında yaşanan tedarik sorunu pek çok kişinin hayatını büyük ölçüde etkiliyor.

Pandemi döneminde kan, kök hücre ve immün plazma tedarik edilmesinin önemi sosyal ve ana akım medyada daha fazla yer edindi. Bu süreçte kan nakline olan ihtiyaç daha fazla ortaya çıkarken; Covid-19’a yakalanan hastaların tedavisinde daha önce bu hastalığı geçirmiş olan kişilerden alınan immün plazma bağışıyla tedavi yöntemi uygulandı. Bu yöntem pek çok hastanın Covid-19’u yenmesinde ve yeniden hayatına devam edebilmesinde çözüm oldu.  Ancak yine de 2020 yılında kan bağışında gözle görülür bir azalma meydana geldi. Bunun nedeninin; yaşanan izolasyon ve insanların kendini korumaya alması olarak görülüyor. 2021 yılına gelindiğinde, normal hayata dönüş sürecinin başlamasıyla beraber 2 milyon 751 bin 912 ünite bağış toplandığı belirtiliyor.

Peki kan bağışında bulunmak yalnızca kan nakli yapılan kişinin yararına mıdır? Eğer vücudunuzdaki kan oranının azaldığını varsayıp kan vermenin sizi olumsuz bir şekilde etkileyeceğini düşünüyorsanız, yanıldığınızı söyleyebiliriz. Öncelikle bir konuya açıklık getirelim, insan vücudundaki kan oranı bağışlanacak 1 ünite kandan çok daha fazladır. Yani düşüncelerinizin aksine kan bağışlayarak hem bir başkasına hem de kendinize büyük bir iyilik yapmış oluyorsunuz. Zira kan bağışlamak vücudunuzda yeni kan yapımını sağlar, damar hastalıklarını engeller, metabolik hastalıkları kontrol altında tutar.

Gönüllülük esasına dayanan kan bağışı; bir nevi sosyal sorumluluk bilincini de altında barındıran önemli bir eylemdir. Kan bağışının düzenli ve bilinçli bir şekilde yapılması toplum sağlığı açısından hayati önem taşır çünkü kan herkese lazım olabileceği gibi; kan bağışının öneminin toplumda yaygınlaşmamasına bağlı olarak kan bağışçıların oranının her geçen gün düşmesi halinde binlerce insanın yaşam faaliyetlerinin ciddi anlamda olumsuz bir şekilde etkilenmesine sebep olabilir.

İşte bu gerçekten yola çıkan Koç Holding, 2010-2012 yılları arasında ‘Ülkem İçin Kan Veriyorum’ projesine hayat verdi. Hayata geçirilen proje ile kan bağışının insan hayatı için önemi konusunda toplumda farkındalık yaratılarak, gönüllü, bilinçli ve düzenli kan bağışçısı sayısının artmasını hedeflendi. Proje doğrultusunda Koç Topluluğu şirketlerinin genel müdürlükleri ve tesislerindeki çalışanların yanı sıra Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet gösteren “Ülkem İçin Elçileri” öncülüğünde Kızılay’la iş birliği içinde kampanyalar düzenlendi. Koç kültürünün çok önemli bir parçası olan sosyal sorumluluk bilincini tüm topluma yaymayı amaçlayan kampanyaya ilk bağış ise Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç tarafından yapılmıştı.

mustafakoc.jpg

Kampanya 250 bin kişiye umut oldu
Ülkem için Kan Veriyorum projesi kapsamında 31 Mayıs 2010 – 30 Ocak 2012 tarihleri aralığında Koç Topluluğu şirketleri tarafından düzenlenen kan bağışı kampanyalarında 34.080 ünite, Koç Topluluğu bayileri tarafından düzenlenen kan bağışı kampanyalarında ise 49.499 ünite kan bağışında bulunuldu. Böylece Koç Topluluğu çalışanları ve bayileri olarak toplam 83.579 ünite kan bağışlandı. Bir ünite kanın 3 hayat için umut olduğunu düşünülürse kampanya ile yaklaşık 250.000 kişinin hayatına dokunulduğunu söylemek mümkün. Bu rakamlarla Koç Topluluğu, Kızılay’a bir kurumca sağlanan en yüksek kan stoku bağışını gerçekleştirmiş oldu. Kan bağışçısı kazanım kampanyaları farklı yerel çalışmalarla da zenginleştirildi.
 

bayiler_kanbagisi.jpg

Proje ödüllerle taçlandırıldı

Proje kapsamında 81 ilde kan bağışlarının yanı sıra gönüllü donör olmanın öneminin anlatıldığı eğitimler de düzenlendi. Ülkem İçin Elçilerimizden Arçelik Bayisi Halil Dönmez tarafından İstanbul Sultangazi’de sağlık ocağı, Mersin Fiat Bayisi Sayın Serdar Akyurt da Türk Kızılayı’na mobil kan alma aracı bağışında bulundu. Ayrıca kampanya sonunda Topluluk şirketlerimizden Otokar A.Ş. tarafından Türk Kızılayı’na bağışlanan tam teşekküllü kan bağışı otobüsü ile de Türk Kızılayı’nın mobil araç ihtiyacına destek olundu.

“Ülkem İçin” Projesi, 2010 yılında kan bağışçısı kazanım kampanyaları ile TÜHİD’in 10. Altın Pusula Ödülleri’nde Sağlık kategorisinde en başarılı sosyal sorumluluk uygulaması ödülüne, 2011 yılında ise projenin genel uygulama yapısı ile Özel Sektör Gönüllüler Derneği’nin “En Başarılı Gönüllülük Programı” ödülüne layık görüldü.