Özverili, gerektiğinde inisiyatif alan, işletmenin çıkarlarını kendisininkiyle eşdeğer tutan, motivasyonu yüksek çalışanlara sahip olmak için yöneticiler pek çok tekniğin yardımına başvuruyor, işin uzmanından dersler alıyor. Ancak kimi zaman sarf ettiği tek bir cümle ile bu uğurda harcadığı onca çabayı, emeği ve mesaiyi yok edebiliyor. Zira bazı cümleler var ki çalışanlara asla söylenmemesi gerekiyor. Tabii eğer işin selameti düşünülüyorsa…
Sizi iş hayatında ne motive eder? Zam, terfi? Kuşkusuz bu ikisi işinize, dört elle sarılmanız için son derece önemli. Ama motivasyon üzerinde yüzde yüz etkiye sahip olan bir şey varsa o da doğru cümlelerle kurulmuş olan iletişim. Kendinizden yola çıkın. Büyük bir adanmışlıkla çalıştığınız işlerde sizi harekete geçiren en önemli şey neydi? En büyük teşvik kaynağınız size sarf edilen olumlu cümlelerdi değil mi? Eğer siz de çalışanlarınızın kendi işleriymişçesine çalışmalarını istiyorsanız onlara hangi cümleleri söylemeniz gerektiğini bildiğiniz gibi hangi cümleleri söylememeniz gerektiğini de bilmelisiniz. Tabii her biri işinin ehli emektar çalışanlarınız olsun istiyorsanız. O halde gelin çalışanlarınıza asla söylememeniz gereken o cümlelere yakından bakalım.
1- Bu iş için kaç kişi sırada biliyor musun?
İşsizlik oranlarının arttığı ve iş bulmanın her geçen gün daha da zor bir hal aldığı hepimizce bilinen bir gerçek. Ancak bu gerçeğin üzerine temellendirdiğiniz, “ Bu iş için kaç kişi sırada biliyor musun?” cümlesi başlı başına bir tehdit cümlesidir. Bunun yanında da çalışana kendisini değersiz ve önemsiz hissettirir. Bu cümleyi sarf ettiğinizde çalışanınızın işine dört elle çalışacağını düşünüyorsanız yanlıyorsunuz. Zira çalışan kaybetme psikolojisi içine girerse işini verimli bir şekilde yapamaz hale gelir. İş yerine karşı bir aidiyet duygusu da geliştiremez. Dolayısıyla elemanlarınızın daha çok çalışması için başvurduğunuz bu yöntem uzun vadede sizin zararınıza olur. Eğer işi layıkıyla yapmamak, gerekli inisiyatifi almamak, iş yerinin kurallarına uygun davranmamak gibi durumlar söz konusuysa bu tarz cümleleri sarf etmek yerine önce gerekli uyarıyı yapın. Sorunun kangren haline gelmesine ve iş yerinde huzursuzluğa neden olmasına fırsat vermeden söz konusu çalışan ile yollarınızı ayırmanız en doğru hareket olacaktır.
2- Sana boş boş düşünmen için maaş vermiyorum
İşte toplumların ve iş dünyasının gelişiminin ve ilerlemesinin önündeki en büyük engellerden birine işaret eden cümlelerden biri! Düşünme, sorgulama, sana ne deniyorsa sadece onu yap! Evet, işimizi yapalım ama o işi daha iyi yapmamıza neden olacak ya da işi geliştirerek süreci başka bir boyuta evriltecek düşüncelerden de sıyrılmayalım. Kurum içi inovasyon aslında iş dünyası tarafından hep göz ardı edilen hâlbuki gelişim ve ilerleme için üzerinde en çok durulması ve mesai harcanması gereken konulardan biri. Zira detayları bilen biri işin aksayan ve geliştirilmesi gereken yönlerini de diğerlerine göre daha kolay görür. Bu nedenle organizasyondaki yerine bakılmaksızın her çalışanın kurum içi inovasyonu desteklemeye ve yaratıcı düşünceyi cesaretlendirmeye katkıda bulunacak olan fikirlerini dinleyip bu fikirlere saygılı bir yaklaşım benimsemek işimizin geleceği için son derece önemlidir.
3- Biz bu işi hep böyle yaparız
İşte çalışanların farklı gidiş yolları ile doğru sonuçlara ulaşabilmesini engelleyen bir cümle daha. Bu cümle ile sadece değişimden korktuğunuzu belli etmezsiniz aynı zamanda farklı yöntemlere ve iş yapış şekillerine de açık olmayan bir kurum kültürüne sahip olduğunuzu ortaya koyarsınız. Bu da bu iş yerinde yaratıcı düşünceye yer yokun başka bir şekilde dile getirilmesi anlamına gelir. Hep aynı gidiş yollarının, ezberlenmiş formüllerin kullanılacağını ve konfor alanı dışına çıkılmayacağını bilmek yaratıcı zekâlar için bir zulüm değildir de nedir? Böyle bir iş yerinde kim çalışmak ister? Peki ya siz yaratıcı düşünceyi kendisinden uzaklaştıran bir kurum olarak daha kaç yıl o sektörde varlık gösterebilirsiniz. Üstelik rekabetin her geçen gün daha da çetin bir hal aldığı günümüzde? Siz siz olun “Biz bu işi hep böyle yaparız” ve türevi cümlelerden kaçının!
4 – Problemlerinizi kapının önünde bırakın!
Evet, profesyonellik tam da bu cümlenin karşılığını vermeyi gerektirir diyorsanız yanılıyorsunuz. Zira bu düşünceye sahip yöneticilerin ve işverenlerin devri çoktan bitti. Kendinizden pay biçin neticede hepiniz etten kemikten yapılmış, duyguları olan varlıklarız ve özel hayatımızda zorlu günler yaşıyorsak bunu ne kadar işe yansıtmamayı başarabiliriz ki? Çalışanlarınızın duygularını bastırmaya çalışmasını talep etmek onların daha stresli, mutsuz ve isteksiz çalışmasından başka bir işe yaramaz. Bu da işin verimliliğini sekteye uğratır. Başarılı liderler ekiplerinin her bir üyesinin sorunlarına kendisininmiş gibi sahip çıkan ve gerekli desteği vermekten kaçınmayanlar içinden çıkıyor. Başarılı iş sonuçlarına imza atan çalışanlar da böylesi bir sağduyuya sahip liderlerin eseri oluyor.
5- Buna ayıracak zamanım yok
Evet, bir işletme yönetiyorsunuz ve sorumluluklarınız herkesten çok. Bu konuda hemfikiriz. Ama eğer adından söz ettiren başarılı işletme yaratmak istiyorsanız çalışanlarınıza daha fazla vakit ayırmanız gerekir. Çalışanlarınız size bir soru ya da sorunla geldiğinde, emin olun sizi tek çıkış noktası olarak gördükleri için yardımınızı istiyorlardır. Eğer onlara ilgilenmem gereken daha önemli işler var türünde bir cümle ya da tavır ile karşılık verirseniz kendilerini önemsiz, değersiz ve iş bilmezmiş gibi hissedeceklerdir. Unutmayın, iş dünyasına yeni nesil kurallar hâkim ve onlardan biri de insan ve çözüm odaklılık. Başarılı bir lider olmak istiyorsanız ve çalışanlarınızın daha uzun yıllar sizinle birlikte başarıdan başarıya koşmasını istiyorsanız ekibinizin her bir bireyine ihtiyaç duyduğu her konuda destek olmaya özen gösterin.