16 Haziran 2022

İş hayatında başarılı olmak isteyen kadınlara dünyaca ünlü CEO’dan 9 öneri

Kadınlar yaşamları boyunca iş hayatlarında ve sosyal çevrelerinde kendilerini sürekli kısır bir döngü içinde buldukları sorunlarla mücadele etmek durumunda kalıyorlar. Deborah Liu da her alanda varlığını sürdüren bu baskıların farkında olan önemli bir iş insanı. Paypal’da atıldığı iş hayatına, daha sonra uzun yıllar Facebook’ta devam eden ve şu anda Ancestery CEO’su olan Deborah Liu, teknoloji sektöründe çalıştığı süre zarfında çoğu şeyi zor yoldan öğrendiğini dile getiriyor. Edindiği tecrübeleri ise bizlerle paylaşıyor.
 
Özgüven her şeydir
Hangi sektörde çalışırsanız çalışın, iş hayatının zorluklarının ve beraberinde getirdiği sorumlulukların üstesinden gelebilmek için özgüven sahibi olmak son derece önemli. Kimi zaman pek çoğumuz için günlük hayatta olduğu gibi iş hayatında da rutinin dışına çıkmak biraz korkutucu olabiliyor. Örneğin daha önce hiç tecrübe sahibi olmadığınız bir konuda size yetki veriliyorsa, bunu büyük bir özgüvenle kabul etmeniz gerekiyor. Peki neden?

Size bir görev verildiğinde nasıl yapacağınızı, nereden başlayacağınızı bilemeyebilirsiniz. Tam da bu noktada aklınıza şunu getirebilirsiniz: Bu görevi size vermelerinin nedeni bu işin altından kalkabileceğinizi düşünmeleri. Çünkü size güveniyorlar.

Deborah Liu en çok zorlandığı şeylerden birinin, düşündüklerinden daha güçlü olduğunu bildiği insanlara akıl hocalığı yapmak olduğunu söylüyor. Kişilerin kendilerine ait fikirlerini değiştirmekte zorlandığını bunun en büyük sebebinin kendi potansiyellerinin farkında olmamalarından kaynaklandığını sözlerine ekliyor. Özgüven konusunda vermek istediği mesaj gayet açık: Kendinize herkesin size güvendiğinden daha çok güvenin. 

Uyum sağlayın 
Kadınlar kariyer süreçlerinde karşı cinse oranla daha çok baskıya ve yıkıcı eleştirilere maruz kalabiliyorlar. Zamanın büyük bir kısmını iş ortamında geçiriyor, verilen bir sorumluluğu yerine getirmek için belki de saatlerce, günlerce hatta haftalarca çalışabiliyorlar. Peki ama bu denli yoğun çabaya rağmen durumlar hiç düşünmediğiniz gibi ilerlediğinde Ya da ummadığınız bir tepkiyle karşılaştığınızda nasıl davranmanız gerektiğini biliyor musunuz?

Deborah Liu, kariyeri boyunca çok fazla yıkıcı eleştiriye maruz kaldığını ve tepkisini başka birine aynı şekilde davranarak yansıttığını; kendince bulduğu başka bir yöntem olarak da söylenen sözleri duymazdan gelerek karşısındakini yok saydığını söylüyor. Peki bu tutumun gerçekten bir faydası oluyor mu? Olumlu bir cevap bekliyorsanız eğer “hayır” cevabını alacağınızı söyleyebiliriz.

Çünkü Liu, kendisine bu tutumundan dolayı bir önyargının oluştuğunu, yıllarca cana yakın ve sıcak kanlı biri olarak görünmediğine dair yorumlar almasına sebep olduğunu söylüyor.  Bugüne kadar işitilen eleştirilerle baş etmesini öğrenmek gerektiğini ve sadece kadın olduğunuz için bile duyduğunuz sözlerin sizi tanımladığını da belirtiyor. Unutmayın, kötü tecrübeler her zaman beraberinde daha iyisini getirir ve size daha çok şey kazandırır. 

Nasıl tanınmak istendiğinize karar verin
Yaptığınız her iş sizin düşündüğünüz kadar iyi olmayabilir yahut iyi olsa da yeterli takdiri toplamayabilir. İşte bu noktada verilen geri bildirimlerin çalışmanızı değersizleştirmediğini bilmeniz büyük önem taşıyor.  Her şeye yeniden başlamak kimi zaman çok zor olabilir ve tepkinizi farklı şekillerde gösterebilirsiniz ancak bilmeniz gereken bir diğer önemli şey ise, bu süreçte kendi imajınızını da yönettiğinizin farkında olmanız.

Dehorah Liu, kim olmak ve ne şekilde tanınmak istendiğinizi kendi kendinizin belirleyeceğini ancak yapacağınız seçimlerin zaman içerisinde içinde bulunduğunuz an ve konuyla beraber değişebileceğini de unutmamanız gerektiğini dile getiriyor.


Stres ve endişeye yer vermeyin
Çalışma hayatında stres kaçınılmaz bir gerçektir. Kadınların çalışma hayatına girişleriyle başlayan stresli ve endişeli süreci; işe alındıktan sonra kendilerini kabul ettirme çabaları, terfi sürecinde yaşanan zorluklar ve daha fazla eleştiriye maruz bırakılmaları ile devam ediyor. Peki bu iki duygunun kadın çalışanlar üzerinde etkisi nedir?

Stres ve endişe belki de hiç gerçekleşmeyecek kötü senaryolar üzerinde düşünerek gereksiz yere paniklemenize ve hatta zaman kaybetmenize sebep olabilir. Birbirini tetikleyen bu iki duygu asıl odaklanmanız gereken noktadan sizi uzaklaştırırken üretkenliğinizi törpüler. Bu durumdan çıkmak için nasıl bir yol izlemek gerekir, sorusunun cevabını hemen verelim; bu duyguların sizi kontrol etmesine izin vermeyerek. 

Söylemesi kolay ama pratikte uygulanması zor olan bu nasihatı Deborah Liu’nun verdiğini söylememize gerek yoktur diye düşünüyoruz. Yok yere kendinizi yormak yerine enerjinizi yapacağınız işe verdiğiniz takdirde hem yükünüz azalır, hem performansınız yükselir hem de kendinizi yok yere hırpalamamış olursunuz. 

İş birliği arayın
Lider olmanın kendine has zorlukları olsa da kadın lider olmanın zorlukları biraz daha fazladır. Yönettiğiniz ekibiniz üzerinde saygı oluşturmak, sözünüzün dinlenmesini sağlamak ve iş akış sürecinin sorunsuz ilerlemesi için ağırlığınızı biraz daha fazla koymanız gerekebilir. Ancak bu noktada bir şey engel olur ki; o da sözlerinizin ve düşüncelerinizin yeterince beğenilerek karşılık bulup bulmayacağıdır. 

Biraz önce ifade ettiğimiz üzere kendini daha geniş kitlelere kabul ettirme ve beğenilme çabası kimi zaman düşüncelerin direkt ifade edilmesinin önüne geçer. Liderlik yaptığınız ekibin sizi dinlemesinin, saygı göstermesinin ve beğenmesinin sırrı, yanlış gördüğünüz bir durumu söylememekte saklı değil. Liu, bir lider olarak beğenilme ve kabul görme endişelerini bir kenara bırakarak uyum ve anlayış içerisinde çalışmanın çok daha kıymetli olduğunun altını önemle çiziyor. Yanlış olan şeyi gördüğünüzde de fikirlerinizi söylemekten korkmamanız, yüzleşmekten kaçınmamanız gerektiğini de sözlerine ekliyor.

Cinsiyetçi yaklaşımlara izin vermeyin
Kadınlar kendilerine çizilen geleneksel yoldan ilerlemeyi bırakalı çok oluyor ancak geleneksel düşünce yapıları kadınların peşini maalesef bir türlü bırakmıyor. Kadının çalışma hayatında yer almasının kabulü sadece ev işleriyle ve çocuklarıyla ilgilenmesi bağlamında karşılığını buluyor.  

Sanayileşmenin başlamasıyla beraber kadınlar iş hayatında daha fazla yer almaya başladılar ancak üzerinden yıllar geçse de kadınların önlerine çıkan engeller hiçbir zaman bitmek tükenmek bilmiyor. Kadının annelik görevini yapması ve yalnızca ev işleriyle ilgilenmeleri gerektiğine dair düşünceler adeta zamana meydan okuyor. Yapılan araştırmalar da bu durumu destekleyerek kadınların işten ayrılma sebeplerinin ev ve çocuk bakımı gibi nedenler olduğunu ortaya koyuyor. 

Kimi zaman anne olan kadınların önceliği çocuklarına verdiği, evde çok yoruldukları için iş yerindeki performanslarının düştüğüne dair iddialar ortaya atılabiliyor. Ancak üç çocuk annesi olan Deborah Liu, çalıştığı süre zarfında hem kendi kariyerini kusursuzca yönettiğini hem de annelik görevlerini layıkıyla yerine getirdiğini tüm çalışma arkadaşlarının da bu mücadeleye yakından tanıklık ettiğini dile getiriyor ve ekliyor: "Annelik iyi bir çalışan olmanın önünde engel değildir."

Pes etmeyin
Erkeklerin aksine kadınların pek çoğu çalışma hayatı boyunca sürekli tercih yapmak zorunda bırakılıyor. Şüphesiz bu tercihler arasında en zorlu olanı çalışma hayatına devam etmek ile aileyi tercih etmek arasında yaşanıyor. Pek çok kadın bu durumda duygusal davranıp tercihini ailesinden yana kullanarak iş hayatından çekiliyor. Deborah Liu, ilk çocuğu olduktan sonra tam olarak böyle bir süreç içerisinden geçtiğini ve tercihini ailesinden yana kullandığını söylüyor. 

İçinde bulunduğunuz duygu durumu doğru karar alma konusunda sizi yanlışa sürükleyebilir. Ancak işinizi ne kadar iyi yaparsanız o sizin peşinizden koşar ve kaldığınız yerden kariyer basamaklarını tırmanmaya devam edebilirsiniz. Liu’nun hikayesinin ikinci kısmı işte tam da bu noktada başlıyor; işten ayrılma sürecinin sonunda ne yapacağına karar veremiyor. O dönemde yeni bir teklif alıyor ve bugün edindiği tecrübelerle yolumuza ışık tutuyor.

Kısaca söylediği tek bir şey var; pes etmeyin!

Soru sormaktan korkmayın
Felsefenin temeli soru sormaya dayanır. Küçük bir çocuğu gözünüzün önüne getirdiğinizde istemsizce merak ettiği her şeyi direkt sorduğunu fark ederiz ve ona bilmesi gerektiği, merak ettiği şey konusunda yardımcı oluruz. Peki bunu iş hayatında neden yapamıyoruz?

İsteklerinizin ve düşüncelerinizin etrafında dolaşarak meramınızı anlatamazsınız ya da yanlış anlaşılmaya daha açık bir hale gelebilirsiniz. Duygu ve düşüncelerinizi olanca açıklığıyla ve net bir şekilde söylemek kendinizi kolayca ifade etmenize yardımcı olur.  Aynı durum soru sorarken de geçerlidir. Alacağınız cevaptan korktuğunuz için soru sormamak ya da bu durumun etrafında dolaşarak sorunuzun anlaşılmasını beklemek size çok fazla yardımcı olamayabilir. Liu’nun da belirttiği gibi bu durum aleyhinize işleyebilir; geri bildirim almanızı ve ilerleme fırsatınızı engelleyebilir. 

Kendi yerinizi bulun
Her şirketin kendine ait işleyişi, iş akış süreci ve bir kültür politikası vardır. Kimi zaman yeni başladığınız bir işte kendinizi bulunduğunuz yere ait hissedemeyebilirsiniz. Aidiyet duygusu hissedemediğiniz bir yerde çalışırken daha stresli olabilir, konsatrasyon eksikliği yaşayabilir veya iş arkadaşlarınıza uyum sağlamakta zorlanabilirsiniz. Aslında bunlar sizin için korkulacak bir durum değil aksine kendinizi daha iyi hissedeceğiniz bir takım içerisinde olmanız gerektiğine dair işaretlerdir.


Deborah Liu, Facebook’ta kariyerine başladığında eski iş arkadaşlarını orada görmenin kendisine büyük bir güven verdiğini belirtiyor. Bu hissin zor bir anında ona ne kadar yardımcı olduğunu her fırsatta hatırlayarak kendi ekibinde de güvenlik ve destek duygusunu geliştirmek için çalıştığını belirtiyor.

Özetle hata yapabilme esnekliğine sahip olduğunuz ve risk alabileceğiniz bir ekip içerisinde yer almanız, başarı elde etmenizde size fayda sağlayabilir.