19 Kasım 2021

Atatürk’ün “Yürüyen Köşk”ü!

Bir ağacın dallarının kesilmesine dahi kıyamayacak kadar bu ülkenin toprağına bağlı olan Atatürk’ün çevreye verdiği değerin bir yansıması olarak hayat bulan “Yürüyen Köşk”, Ulu Önder’in doğa sevgisinin, hassasiyetinin ve cesaretinin en canlı kanıtı!
 
Yürüyen Köşk, Türkiye’nin her karış toprağı ve geleceği için koca bir ömrü adayan Atatürk’ün doğaya ve çevreye bakış açısının en güzel örneği olarak 1930 yılından bu yana Yalova’da boy gösteriyor. Bu isimle anılmasına neden olan 396 yaşındaki ulu çınar ise yüzyılların vermiş olduğu bilgelikle köşkün ziyaretçilerini gölgesinde ağırlamaya devam ediyor. Peki, ama o dönemin şartlarında imkânsız olan bir ağacın kesilmesi yerine koca bir köşkün yerinin değiştirilmesine kadar uzanan süreç nasıl gelişti? Koç Topluluğu’nun bu yıl 10 Kasım’da tüm Türkiye ile buluşturduğu filme de konu olan  “Yürüyen Köşk”ün öyküsü şöyle...
 
Atatürk için imkânsız diye bir şey yoktur
Atatürk, 1929 yılında İstanbul’dan Bursa’ya doğru bir yolculuğa çıkar. Ertuğrul yatıyla giderken Yalova açıklarında gördüğü ulu çınardan çok etkilenip kıyıya çıkar ve gölgesinde dinlenir. Daha sonra burada kendisi için küçük bir ev yapılması talimatını verir. Bunun üzerine etrafı sütunlarla çevrili iki katlı kare planlı, ahşap karkas bir ev tam bir yıl sonra inşa edilir. Tarihler 1930 yılının yaz aylarını gösterdiğinde Atatürk, yine Yalova’yı ziyaret eder ve Millet Çiftliği’ndeki köşküne gelir. Köşkün hemen yanındaki ulu çınarın dallarını kesmeye çalışan bahçıvan ile karşılaşır. Neden ağacın dallarını kesmek istediğini sorduğunda ise çınar ağacının dallarının köşkün çatısına vurarak çatı ve duvarlara zarar verdiği cevabını alır. İşte tam da o anda Atatürk, bu ülkenin her bir ağacının dalını dahi ne kadar sevdiğini tüm dünyaya gösterecek olan o cümleyi söyler: “Ağaç kesilmeyecek, köşk kaydırılacak!”

İlk başta imkânsız gibi görünen bu talimat için İstanbul Belediyesi ile iletişime geçilir. 8 Ağustos 1930 tarihinde İstanbul Fen İşleri Yollar ve Köprüler Şubesi’nden gelen Başmühendis Ali Galip Alnar’ın beraberindeki mimar  ve mühendis  ekipler  tarafından köşkün çevresi temel seviyesine kadar kazılır. Ardından temelin altına İstanbul’dan getirilen tramvay rayları döşenir. Büyük bir titizlikle santim santim çalışılarak bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtulur. Önce köşkün teras bölümü kaydırılır. Ardından zorlu bir çalışma sonucunda köşkün geri kalanının raylar üzerinde yürütülmesi işlemi tamamlanır ve bina 4.8 metre doğuya kaydırılır. Atatürk’ün bizzat nezaret ettiği bu çalışma sayesinde ağaç kesilmekten kurtulur.

Atatürk’ün çevreci kişiliğinin ve cesur kararlarının en güzel örneklerinden biri olan köşk, bu tarihten sonra “Yürüyen Köşk” adıyla anılmaya başlanır. 1930-1937 yılları arasında belli aralıklarla köşke gidip gelen Atatürk, dönemin önde gelen Türk  ve yabancı devlet adamlarını da yine burada ağırlar. Aynı zamanda Türkiye’nin siyasi ve toplumsal tarihinde iz bırakacak kararların alınmasına da tanıklık eden köşk, Kültür Bakanlığı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 12.07.1980 gün ve 12238 sayılı kararı ile korunması gerekli Kültür ve Tabiat Varlıkları arasında sayılmış ve tescili yapılmıştır. Yalova Belediyesi tarafından 2006 yılında restorasyonu yaptırılan köşk, bu tarihten sonra da halkın ziyaretine açılmıştır.

Fotoğraf galerisi