Çocukların zihinsel gelişiminde kitaplar yadsınamayacak bir yere sahiptir. Zira kitap okuma alışkanlığı kazanmış bir çocuk, diğer çocuklara göre daha erken olgunlaşır ve farkındalığı yüksek biri olur. Kitaplar, çocukların hayal dünyalarının gelişimi üzerinde de son derece önemli bir rol üstlenir. Elbette doğru kitaplar seçilirse... Peki, ama çocuğuma kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için işe nereden başlamalıyım, derseniz tabii ki tüm dünyada birer başyapıt olarak nitelendirilen klasikler ilk başvuru kaynağınız olmalı. İşte karşınızda çocuğunuza mutlaka okutmanız gereken dünya klasikleri…
Küçük Prens/Antoine de Saint-Exupéry
"Bir yıldızda yaşayan bir çiçeği seviyorsanız, geceleyin yıldızlara bakmak hoştur. Ve geceleri gökyüzüne bakarsın. Her şeyin çok küçük olduğu gezegenimi gösteremem sana. Belki böylesi daha iyidir. Yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. Böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin."
Küçük Prens her ne kadar çocuk kitabı gibi görünse de aslında özellikle büyüklerin de okuması gereken çok özel bir kitap. Fransız savaş pilotu olan Antoine de Saint-Exupéry tarafından 1943 yılında yazılmış olan kitapta, arıza nedeniyle uçağı Sahra Çölü çevresine zorunlu iniş yapan bir pilotun başka bir gezegenden gelmiş olan Küçük Prens ile tanışması konu edilir. Dünyanın en çok satan ve okunan çocuk kitaplarından biri olma özelliğine de sahip olan eserde, bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası, değer yargıları ve hayatı anlamlandırış şekli, doğa ve insanlığa bakış açısı oldukça naif bir eleştirel bir dille ele alınır. 210 ayrı dil ve lehçeye çevrilmiş olan kitaptaki çizimler de yazarın elinden çıkmış olması nedeniyle ayrıca önemlidir.
Martı Jonathan Livingston/Richard Bach
1972 yılında Richard Bach tarafından yazılan kitapta, bir martı olan Jonathan Livingston'un hikâyesini anlatılmaktadır. Jonathan Livingston, diğer martılardan farklıdır. O diğer martılar gibi sadece yemek peşinde koşmaz ve kavga etmez. Jonathan için önemli olan şey yemek değil uçmak ve hayata dair yeni şeyler öğrenmektir. Zira uçmak ve öğrenmek onun için her şeyden önce büyük bir tutkudur. İstersek kendi sınırlarımızı aşabileceğimizi salık veren kitapta, bunun için yeterli kapasiteye sahip olduğumuzun altı çizilir. Öğrenmenin sınırları olmayan hiç bitmeyen bir süreç olduğuna vurgu yapılan kitap sayesinde çocuklarınız hayallerin peşinden gitmenin ne olduğunu ve tutku kelimesinin anlamını öğrenebilirler.
Momo/Michael Ende
Bu kitapta, yerini bilmediğimiz bir hayal ülkesinde yaşayan küçük bir kızın öyküsü anlatılır. 30’dan fazla dile çevrilmiş ve tüm dünyada 7 milyonun üzerinde satılmış olan Momo, modern dünya insanının zaman algısı ve zamanı anlamlandırması üzerine eşsiz bir masal. Büyük bir kentin tiyatro harabelerinde yaşayan Momo, buldukları ve başkaları tarafından kendisine hediye edilenler dışında başka bir şeye sahip değildir. Momo’yu diğer çocuklardan ayıran şey ise iyi bir dinleyici olmasıdır. Üstelik bunun için bolca da vakti vardır. Günün birinde hayaleti andıran bir topluluk olan “duman adamlar” ortaya çıkarak insanların zamanını çalarlar. Elbette onları durduracak kişi ise Momo’dur. Peki, ama Momo zamanı kötülerden geri alabilecek midir?
Dünyanın Merkezine Yolculuk/Jules Verne
Edebiyatta bilimkurgunun önde gelen isimlerinden Fransız yazar Jules Verne’ın en bilinen yapıtlarından biri olan Dünyanın Merkezine Yolculuk, okuyucularla 1864 buluştu. Henüz hava taşıtları ve deniz altıların gündelik yaşamımıza dahil olmadığı yıllarda deniz altı ve uzaya dair romanlarıyla okuyucularda şaşkınlık yaratmayı başaran Verne’nin Dünyanın Merkezine Yolculuk adlı eserinin konusu ise kısaca şöyle: Alman bir bilim adamı olan Profesör Otto Lidenbrock, dünyanın tam merkezine ulaşan volkanik tüpler olduğuna inanıyordur. O, yeğeni Axel ve onların İzlandalı rehberleri Hans, İzlanda’nın ünlü yanardağı Snæfellsjökull’a iniyorlar ve ardından oldukça sürükleyici maceraları başlıyor. Bu kitap sayesinde çocuğunuzun hayal gücünün oldukça gelişeceğine eminiz.
Küçük Kara Balık/Samed Behrengi
“Her gün, sabahtan akşama kadar Küçük Kara Balık, annesinin peşine takılır, oraya buraya yüzermiş. 'Anneciğim, burada daha fazla kalamam ben, gitmeliyim!' demiş bir gün Küçük Kara Balık. 'Gitmek istediğine emin misin?' diye sormuş annesi. 'Evet,' demiş Küçük Kara Balık. 'Bu derenin ucunun nereye çıktığını gidip görmek istiyorum, başka yerlerde neler olup bittiğini gerçekten bilmek istiyorum... Böyle amaçsızca yüzmekten bıktım usandım.”
Kitap, küçük bir balığın kendi çevresi dışındaki dünyayı merak ederek yeni şeyler öğrenme istediğiyle annesinin yanından ayrılıp denizlere yani bilmediği bir yaşama doğru yola çıkarak geride kalan diğer balıklara yol gösterici olmasını konu alır. Samed Behrengi’nin tüm dünya çapında büyük bir üne sahip olan bu kitabı, eşitlik, adalet ve sorgulama kavramların vurgulandığı bir başyapıt olarak nitelendirilir.
Charlie’nin Çikolata Fabrikası/Roald Dahl
Roman, 1964 yılında Roald Dahl tarafından yazılmıştır. Şehrin ortasında tahta barakadan bir evde annesi, babası, iki ninesi ve iki dedesiyle yaşayan oldukça fakir bir çocuk olan Charlie’nin evinin yakınında uzun bir süredir kapalı olan kocaman bir çikolata fabrikası vardır. Fabrikanın sahibi ise Bay Willy Wonka’dır. Bir gün ansızın Bay Willy Wonka, imparatorluğunu devredeceği bir varis seçmek için yarışma düzenler ve içinde altın bilet olan beş çikolata dağıtır. Bu bilete sahip olan beş çocuk yarışmaya girecek hangisi kazanırsa Bay Wonka’nın varisi olacaktır. Charlie de bu şanslı çocuklardan biridir. Okuması inanılmaz keyifli olan bu kitapla birlikte çocuklarınız büyülü bir dünyaya adım atacaklar.