18 Ekim 2021

Hem çocuklar hem yetişkinler için: Dünya Bebekleri Koleksiyonu Sergisi

El yapımı Amerikan yerli kabile bebekleri, Afrikalıların tanrısal figürleri, Avrupa’nın en zarif porselen bebekleri, Anadolu’nun folklorik bez bebekleri, hareketli ve müzikli otomat bebekler, Asya’nın festival bebekleri ve hatta filmlere konu olmuş ürkütücü bebekler... Tarihin farklı dönemlerinden bu cıvıl cıvıl, rengârenk eserler ve daha fazlası, Rahmi M. Koç Müzesi’nde 28 Eylül’de başlayan “Dünya Bebekleri Koleksiyonu Sergisi”nde ziyaretçilerini bekliyor.
 
Bebek deyince aklınıza ilk anda ne geliyor? Yıllar önce oynadığınız ya da çocuğunuza aldığınız o şirin oyuncak mı? Çoğumuz için öyle olsa gerek... Peki, biraz daha uzaklara bakmaya ne dersiniz? Örneğin, 17. ve 18. yüzyıllardan itibaren ahşaptan oyularak yapılan Santos Kafes Bebekleri... Bunlara oyuncak yapımcıları değil, İspanyol rahipler hayat vermiş. Bir diğer ilginç örnek, Ashanti Bebekleri... Doğurganlık ve iyi şansın sembolü olan bu bebekler, Afrika’da Gana ve Kenya’da yaşayan Ashanti halkında, köyün büyücüsü tarafından güzel bir çocuğa sahip olmak isteyen kadınlara veriliyor. Uzak Doğu’ya doğru gittiğimizde karşımıza çıkan bebekler de aynı ölçüde ilginç. Örneğin, Myanmar’da erkeklerin düğünden önce Jade İmparatoru için yaptığı tapınma töreninde dans ettirilen Burma Kuklaları... Bunlar bugün de şükran duygularıyla gerçekleştirilen dinî törenleri süslüyor.

Bebekler, tarihi Antikçağ’a kadar uzanan, her kültürün kendine özgü ayrıntılar katarak zenginleştirdiği devasa bir evren oluşturuyor. Hatta binlerce yıl önce av ve gündelik yaşam için zorunlu olanlar dışında herhangi bir eşyası olmayan insanların bebekler yaptığı düşünülürse, bu evrenin önemi daha da iyi anlaşılıyor. Bu nedenle farklı zamanlarda farklı yerlerde imal edilmiş bebeklerden oluşan bir koleksiyon; tarih, etnografya ve hatta teknolojiye ilgi duyanlar için eşsiz bir bilgi ve esin kaynağı oluşturuyor.

Rahmi M. Koç Müzesi, 28 Eylül’de başlayan “Dünya Bebekleri Koleksiyonu Sergisi” ile işte böylesi bir hazineyi, İstanbullular ile buluşturuyor. Pek çok ülkeden oyuncak ve koleksiyon objesi bebeklerin yer aldığı sergide, koleksiyonu oluşturan 2200 adet bebeğin yanı sıra Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonundan ödünç alınan, insan figürlerinin öncülleri olan Antik Dönem pişmiş toprak ve kemik figürinlerinden 5 örnek de sergileniyor.
 
3-4 yıl süren çalışma
Serginin küratörü Serra Kanyak, “Dünya Bebekleri Koleksiyonu Sergisi”nin ortaya çıkış hikâyesini şöyle anlatıyor: “Rahmi M. Koç Müzesi bildiğiniz üzere her zaman, her yaştan ziyaretçiyi el yapımı eserlerden sanayi ürünü objelere kadar pek çok yeni koleksiyonla buluşturuyor. Bu sergi ile de İstanbul halkına ve ziyaretçilere oyuncak sanayisinin önemli bir mihenktaşı olan bebeklerin, geçmişten bugüne uzanan mazisinin en güzel örneklerini müze koleksiyonundan seçkilerle sunmak istedik.“

Böylelikle kadın erkek herkesin mutlaka hayatında bir anısında yer alan, vitrinlerde saklanan, sevilen, bazen de ürkütücü bulunan bebeklerin öykülerini hem çocuklarla hem ebeveynleriyle buluşturma amacıyla çalışmalarımıza başladık.”

Bu eşsiz serginin oluşumu uzun bir zaman dilimine yayılmış ve kusursuz bir sergi hazırlamak için büyük emek harcanmış. Sergi projesine başlandığında öncelikle İstanbul ve Ankara Rahmi M. Koç Müzeleri koleksiyonlarındaki bebekler bir araya getirilmiş ve eksiksiz bir dünya sergisi için gerekli parçalar tespit edilmiş. Sonrasında yaklaşık 3-4 yıl süren bir araştırma süreci, dünya oyuncak ve bebek müzelerini ve sergilerini görmek üzere gerçekleştirilen seyahatlar, bebek satın alma, ödünç alma, bağış alma gibi sıkı çalışmalardan sonra bu sergi ortaya çıkmış.

Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç’un serginin oluşumunda büyük emeği olduğunu anlatan Serra Kanyak, bu süreçten şöyle bahsediyor: “İlk gününden itibaren sergi çalışmalarını birlikte yürüttük. Kendisi süreci yakından takip etti. Sergi için temin edilmesi gerekli farklı dönem ve ülkelere ait bebekleri öğrenerek bunları bulabilmek için yurt dışına yaptığı seyahatlarde çeşitli antikacıları, müzayede evlerini, eskicileri ve hatta sokak pazarlarını gezerek koleksiyonumuza yeni parçalar ekledi. Rahmi Bey Amerika, İngiltere, Fransa ve İsveç'e yapmış olduğu seyahatlarden mutlaka sergi için özel bebekler, kuklalar, minyatür porselen yemek takımları, oyuncak ahşap mobilyalar, teddy bearlar, oyuncak bebek arabaları vb. pek çok yeni obje getirerek sergimizi zenginleştirdi.”
 
Dünyanın dört bir yanından bebekler
“Araştırma aşamasında özellikle Amerika ve İngiltere'de yayımlanmış çok sayıda oyuncak ve bebek tarihi ile ilgili kitapla oluşturduğumuz kütüphanemiz, koleksiyonu oluşturmamda yol gösterici oldu. Almanya, İsviçre, İsveç ve Rusya'daki çok sayıda oyuncak müzesini gezdim” diyen Serra Kanyak, İsviçre'nin Basel kentindeki Avrupa'nın en eski oyuncak bebek dükkanı Zur Puppenfee'yi ve sahibesi Gretl Sutter'ı, Almanya Nürnberg'deki "oyuncak bebek hastanesi" olarak isimlendirilen Puppenklinik'i ve sahibi bebek restorasyonu ustası Peter Gross'u ziyaret etmiş. İsveç Stockholm Toy Museum'u gezmiş ve koleksiyondan çok kıymetli çeşitli bebekler sergi için ödünç alınmış. Günümüzün en değerli el üretimi bebeklerini yapan bebek sanatçıları ile tanışmak üzere Moskova'ya giderek bebek sergilerini ziyaret etmiş ve çok sayıda sanatsal bebeği koleksiyona eklemiş.
Aynı zamanda Amerika ve İngiltere'de pek çok müzayede de takip edilerek eksik parçalar tamamlanmış. Bebeklerin her biri titizlikle restorasyon işlemlerinden geçmiş ve sergilemeye hazır hâle getirilmiş. Hem dünya bebek tarihini anlatabilmek hem de koleksiyondan seçme eserleri ziyaretçilere daha detaylı sunabilmek üzere bir de kitap hazırlanmış. Kanyak’ın yazdığı “Çağlar Boyu Bebek-Dolls Through The Ages” başlıklı eser, “bebek” kavramının antik çağlardan bu yana farklı coğrafyalardaki kullanım şekillerini ve toplum hafızasındaki yerini ortaya koyan, Türkiye'de yayımlanmış ilk kapsamlı bebek tarihi kitabı olarak okuyucularla buluşmuş.
 
Totemler, porselen bebekler, ürkütücü karakterler

Bebekler genellikle çocukların oynaması için üretilen objeler olmalarına rağmen, aralarında farklı kültürlerde ve dönemlerde dinî, ruhani gibi farklı amaçlarla kullanılanlar da var. Antik çağlardan bu yana insanların kendisine benzeyen figürler yaptığını ve bu figürlere anlamlar yüklediğini hatırlatan Kanyak, “Bu küçültülmüş insan figürleri her coğrafyada değişik formlarda yapılsa da her zaman inançlarla bağdaştırılmış ve mutlaka kadınla ve çocukla ilişkilendirilmiştir” diyerek sözlerine şöyle devam ediyor: “Bazen tanrısal güçleri olduğuna inanılan idoller veya totemler olarak bazen nazarlık veya muska olarak kullanılan bebekler her toplumda ve her coğrafyada karşımıza çıkar. Ebeveynler tarafından çocuklara oyuncak olarak verilen bebekler aynı zamanda yetişkin davranışlarını öğretmek için birer eğitim objesi görevi de görmüşlerdir. Kırsal kesimlerde atık kumaşlar, dal parçaları, pamuk, ip gibi basit malzemelerle evde yapılan bebekler çocukları eğlendirirken bazen de pahalı kumaşlardan dikilmiş süslü kıyafetleri olan bebeklere çocukların el sürmesine izin verilmemiş, bunlar sadece yetişkinler için pahalı birer koleksiyon objesi olarak kalmıştır.”

Kanyak, Dünya Bebekleri Sergisi koleksiyonunu oluşturan bebekler arasında farklı amaçlar için üretilmiş bebeklerden örnekler görmenin mümkün olduğunu belirtiyor. “Bunların yanı sıra farklı ülkelerin geleneksel kostümlerini giymiş turistik bebekler, hem çocuklar hem de yetişkinlerin en sevdiği hem koleksiyonluk hem oyuncak olan porselen bebekler, oyuncak sanayisinin nadide örneklerini temsil eden keçe, selüloit, sert ve yumuşak plastikten fabrika üretimi bebekler, dönemlerinin toplumsal görüşlerini temsil eden nadide bebekler ve tabii ki Holywood filmlerine konu olmuş ürkütücü film karakteri bebekler sergimizdeki bebek gruplarından bazıları...” diyor.
 
Saklamanın, biriktirmenin kıymetini hissettirmek...

Sergiyi çocukların büyük keyif alarak gezeceği çok açık. Peki, büyükleri neler bekliyor? Serginin yetişkinlere ulaştırmayı hedeflediği mesajlar neler? Serra Kanyak, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Sergiyi hazırlarken hem yetişkinlerin hem de çocukların zevkle ve ilgiyle gezeceği, bebekler hakkında pek çok yeni bilgi edinebileceği bir koleksiyon hazırlamaya çalıştık. Büyükler hatıralarında yer etmiş bazı bebekleri tatlı bir tebessümle anarken bir yandan da hiç görmedikleri farklı kültürlerin bebekleri ile onları tanıştırmak istiyoruz. Çocukların da belki şimdilik sadece oyun arkadaşı olarak gördükleri, kolayca eskitip yerine yenisine sahip olabildikleri, kız çocuklarının oyuncak bebekleri ile erkek çocuklarının aksiyon figürlerinin arkasındaki koca tarihi, bir parça olsun hissetmelerini sağlayabilmeyi arzu ediyoruz. Böylelikle belki de saklamanın, biriktirmenin kıymetini hissedecek geleceğin koleksiyonerleri olan bugünün çocuklarına ilham verebiliriz, kim bilir...”

Haberin tamamına Bizden Haberler'in Ekim sayısından ulaşabilirsiniz. 

Fotoğraf galerisi