20 Ağustos 2021

Akdeniz’in ortasında bir tatil cenneti: Kıbrıs

Her bir köşesi doğanın binbir yüzüyle çevrili, kuzeyi efil efil esen, altın renkli sahilleriyle baş döndüren, ultra lüks otelleri ile geçmişin üzerini çizip geleceğe bakan bir ada…

Adanın vitrini Girne...
Girne, adanın kuzeyinde konumlanan alışveriş, eğlence, yemek ve keyif üzerine kurulu önemli bir liman kenti. Yaz kış her zaman hayat dolu ve bir o kadar canlı. Püfür püfür esen rüzgârıyla bunaltıcı sıcaklarda bile insanın keyfine keyif katıyor. Girne’yi temelde dört ana parçaya bölebiliriz. Birinci bölüm şehir merkezine giriş, yani alışverişin kalbinin attığı yer. İkinci bölüm meydan. Mağazaların arasından denize doğru inişe geçtiğinizde sizi geniş bir alan ve Akdeniz’in derin mavisi karşılıyor. Sahip olduğu panoramik manzarasıyla oldukça büyüleyici bir havaya sahip olan bölge, özellikle gün batımı saatlerinde yoğun ilgiyle karşılaşıyor. Üçüncü bölüm liman. Sıra sıra küçük balkonlu taş binaların devamında görkemli bir kale ile son bulan yarım daire şeklinde bir alan burası. Girişinden itibaren büyülenmemek elde değil, çünkü oldukça orijinal bir havaya sahip. Tüm bu güzelliğe dev cüssesiyle Girne Kalesi sahip çıkıyor. Kıbrıs, Akdeniz havzasının önemli bir ticaret merkezi olmasından dolayı tarih boyu saldırılara maruz kalmış. Bu yüzden kale her dönem yapılan eklemelerle bugünkü hâline gelmiş. Tarihsel anlamda çok önemli bir yere sahip olan Girne Kalesi, dünyanın en eski gemi batığına ev sahipliği yapıyor. Dördüncü bölüm, oteller bölgesi. Girne merkezden batıya doğru ilerlediğiniz zaman nefis sahil hattına eşlik eden birbirinden lüks otelleri görebilirsiniz.

İki taraflı başkent Lefkoşa
Dünyanın bölünmüş son başkenti Lefkoşa 4 bin 500 yıllık tarihin izleriyle sarılı bir kent dokusuna sahip. Daracık sokakları, az katlı binaları, samimi ve bir o kadar sıcak mahalleleriyle ticaretin ve yönetimin merkezi. Şehrin etrafını çevreleyen yuvarlak surların içerisinde hayat tüm canlılığıyla akıyor. Atatürk Meydanı’na çıkan sokaklar çeşit çeşit dükkân ve kafelerle dolu. Başkentin Osmanlı’dan miras kalan en orijinal noktalarından biri geniş ve aydınlık avlusuyla Büyük Han’dır. İngiliz hakimiyetindeyken önce hapishane, sonrasında fakirler için barınak olarak kullanılan han, günümüzde en renkli tuvallere ve melodilere ev sahipliği yapan bir sanat galerisi olarak misafirlerini ağırlar. Surların her bir köşesi şehrin keyifle vakit geçirebileceğiniz popüler noktalarına açılır. Girne Kapısı çıkışından Dereboyu Caddesi’ne geçiş yapabilirsiniz. Burası kafeleri, restoranları ve publarıyla oldukça renkli ve kalabalık bir yer. Akşam üzeri kısa bir yürüyüşün ardından dilediğiniz mekânda dünya mutfağının lezzetli yemeklerini tadabilirsiniz. Lefkoşa’nın en ilginç noktalarından birisi Lokmacı sınır kapısının olduğu yerdir. Çarşı içinde keyifle yürürken bir anda karşınıza demir bariyerler çıkıyor. Burası Kıbrıs Rum tarafına geçiş noktası. Lefkoşa, mazisiyle hüzünlü fakat hayat dolu sokaklarıyla bir o kadar canlı bir şehir. Her iki tarafın başkenti olması sebebiyle oldukça da anlamlı.

Tatilin uç noktası, Karpaz
Yolda eşekler görmeye başladıysanız bilin ki adanın coğrafi olarak en uç bölgesi Karpaz'dasınız. Bu sevimli canlılarla şekerli yiyeceklerinizi paylaşarak onları çok mutlu edebilirsiniz. Ayrıca Karpaz, Rumlar tarafından kutsal sayılan Apostolos Andreas Manastırı’na ev sahipliği yapar. Rum nüfusu ağırlıktadır. Kıbrıs’ın en uç noktası olan Zafer Burnu’nda mutlaka fotoğraf çekilin!