07 Şubat 2020

Kışın en keyifli 4 rotası

Seyahat ederken mevsim ayırt etmem; yaz, kış fark etmez diyenlerdenseniz sizi yollara düşürecek bu rotalara bir göz atmalısınız. Her mevsim ziyaretçi çeken bu rotaları gerçekten tanımanın en iyi dönemi ise kış ayları. Çünkü bazı mevsimler bize, bazı coğrafyaların ruhunu daha iyi tanıma fırsatı sunar. Gelin, kışın ruhunu kendi tarzıyla buluşturan bu 4 harika “destinasyon”a yakından bakalım.

Grönland
Dünyanın en büyük adası... Ya da en büyük buz kütlesi demek mi daha doğru olur, bilemiyoruz. Zira bu devasa coğrafya buzulların, buz dağlarının, buzdan inşa edilmiş iglolarda yaşayan Eskimoların memleketi. Donmuş tundralardan oluşan uçsuz bucaksız bir beyazlık.

Grönland’a ilk yerleşim, yanı başındaki Kanada ile arasındaki deniz donduğunda geçiş yapanlar tarafından, bundan 5 bin yıl evvel başlıyor. Buzlarla yaşamayı öğrenmiş olan bu coğrafya aynı zamanda dönem dönem burada yerleşmiş olan altı farklı yerli topluluğu barındırmış. Zorlu koşullara uyum sağlayarak hayatta kalmaya çalışan yerlilerin başlıca geçim kaynakları hâliyle avcılık ve balıkçılık olmuş. 

Grönland’a, yani beyazın kalbine bir seyahat planlayanlar için Danimarka veya İzlanda’dan Grönland’ın başkenti Nuuk’a doğrudan uçuşlar bulunuyor. Köpeklerin çektiği kızaklarla 5 bin yıldır ulaşım geleneğini korumuş olan Grönland’da dilerseniz siz de bu deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Bu kış güzeli “destinasyon”da her çeşit kış sporunu yapmak mümkün. Kayak, snowboarding, tırmanış, snowshoeing gibi etkinliklere kalabalık ya da küçük gruplar hâlinde katılabilirsiniz.

Başkent Nuuk’tan biraz daha kuzeye yani Kuzey Kutbu’na doğru gitmeyi göze alırsanız, UNESCO Dünya Mirası olan Ilulissat bölgesinde, meşhur buz dağları ve buz fiyortlarını görebilirsiniz.

1972 yılında iki kardeşin av sırasında keşfettikleri, Grönland’ın 500 yıllık Qilakitsoq Mumyaları’nı, Grönland Ulusal Müzesi ve Arşivi’nde ziyaret edebilir, yaşam ve ölüm döngüsüne adanmış yüzlerce yıl öncesinin bir ritüelini yakından inceleyebilirsiniz.

Dünyanın kuzeyinde, en büyük ada Grönland’da suyla ve buzla kurulan ilişkinin mazisi binlerce yıla dayanınca hâliyle kültürün her detayı da bu fiziksel durumun etkisiyle şekilleniyor. Yemek kültürü de bunlardan biri. Balina etinin de tadına bakabileceğiniz bir coğrafya burası. Şunu da hatırlatmakta fayda var, Grönland somonunu buraya yapacağınız bir seyahatte muhakkak denemelisiniz. Zira bu somonun Grönland dışında satışı yok.

shutterstock_768334153.jpg

Finlandiya
Kuzey denince akla gelen, son dönemlerin oldukça fazla seyahat severini kendine çeken bir coğrafya; Finlandiya.

Kuzey Işıkları (Aurora Borealis) adı verilen gökyüzünün belki de en büyüleyici manzaralarını sunduğu doğa olayını izlemek, saunanın doğduğu yerde sıcacık bir deneyimin ve kültürün tadını çıkarmak, yazın batmayan gece güneşleriyle masalsı günler geçirmek ve daha nicesi Finlandiya’da mümkün.

Finlandiya dört bölgeden oluşuyor; Laponya, Göller Bölgesi, Helsinki ve Arşipel (Takımada). Başkent Helsinki, kültür-sanat ağırlıklı dinamik bir şehir hayatını kuzeyde deneyimleme imkânı sunuyor. Finlandiya’da ilk durağınız Helsinki olsa bile görmeden edemeyeceğiniz ikinci bölge kuşkusuz Laponya olacaktır. Zira Kuzey Işıkları’nı yılda 200 gün kadar yakalayabilmenin mümkün olduğu Laponya, her seyahatseverin hayal ettiği bir deneyim olmaya ve yapılacaklar listesine eklenmeye başladı.

Laponya bölgesinin bir diğer ilgi çekici yanı bölgedeki en büyük şehir Rovaniemi’de Noel Baba’nın yani nam-ı diğer Santa Claus’un köyünü barındırması. Noel döneminde bölgeye akın edenlerin ışıl ışıl süslenmiş köyde masalsı bir ziyaret gerçekleştireceği kesin. Finlandiya’da deneyimleyebileceğiniz bir diğer sıra dışı olay ise buzdan yapılar. Buzdan inşa edilmiş lüks otellerde konaklayabilir ve buzdan şık restoranlarda Fin lezzetlerini tadabilirsiniz. 

shutterstock_519062437.jpg

İsviçre
Size kışın tüm asaletini yaşatacak bir destinasyon dersek İsviçre’den bahsedeceğimiz anlaşılır sanıyoruz. Bir fincan sıcak çikolatanızı yudumlamak, Alpler’in sonsuz beyazında kayak tutkunuzun peşinden gitmek, tarihin ve zarif bir mimarinin kapladığı sokaklarda gezinmek için İsviçre’den daha iyi bir rota zor bulunur. Zürih, Lucerne gibi birçok şehrin Old Town bölgelerinde kalabalıklardan uzak, Ortaçağ mimarisinin en güzel örnekleriyle bezeli sokakları, meydanları adım adım gezmek tarihin içinde gezinme hissi uyandıracaktır.

Kayak tutkunlarını her kış kendisine çeken Zermatt’ta bu keyifli sporun tadını çıkarırken dünyanın en çok fotoğraflanan dağı Matterhorn’un manzarasını uzun uzun seyretmeyi de ihmal etmeyin. Bu heybetli dağ ve yılın büyük çoğunluğunda güneş alan Zermatt karların arasında içinizi ısıtacak ve sizi kışın büyüsüne çekecektir. Beyazın rüya gibi göründüğü bir diğer nokta ise Jungfraujoch. Avrupa’nın en yüksek noktası olan bölge göz alabildiğine uzanan kartpostalvari manzaralar sunuyor. Buraya varmak için kullanacağınız Jungfraubahh trenini anlatmak için Alpler’in muhteşem manzaralarının arasından süzüldüğünü söylemek yeterli olacaktır. Buz tüneli, müzesi ve buzdan heykellerini de bu bölgede görmeniz gerekenler olarak not almanızı tavsiye ederiz.
Ayrıca meraklıysanız Zürih ve Cenevre’de, meşhur İsviçre saatlerinin ve çakılarının yapıldığı atölyeleri gezebilir, dünya çapındaki Patek Philippe, Omega gibi saat markalarının müzelerinde bir zanaatın geçmişine ve bugününe yolculuğa çıkabilirsiniz.

shutterstock_704449474.jpg

Quebec, Kanada
Uçsuz bucaksız bir coğrafya olan Kanada, Kuzey Amerika’da bir kış tatili için biçilmiş kaftan olacaktır. Fransızcanın ağırlıklı konuşulduğu bölge Quebec’te Kuzey Amerika’nın tek buzdan oteli olan Ice Hotel’de konaklamayı tercih ederek unutulmayacak bir deneyim yaşayabilir ya da bir dağ evinde konaklayıp şömine başında bembeyaz manzaraları seyrederek hayallere dalabilirsiniz. Quebec’te kış sporu denilince akla ilk gelen şey yine kayak elbette. Fakat en popüleri değil belki de. Şişirilmiş otomobil lastiği formundaki kızaklarla yapılan snowtubing, oldukça eğlenceli bir oyun. İster tek başınıza, ister arkadaşlarınızla ya da ailecek lastiğinizi alıyor ve bir Quebec geleneğini icra etmek üzere kendinizi karlı yokuşlara bırakıyorsunuz. Şehrin Old Town bölgesi, kışın bembeyaz kar örtüsünü süslemek için elinden geleni yapıyor ve rengarenk, ışıl ışıl bir görünüme kavuşuyor. Saint Jean Caddesi, Chateaux Frontenac, Place Royale ve Petit Champlin bölgeleri bu tarihi merkezde görmeden dönmemeniz gereken yerlerden.

shutterstock_574167490.jpg