12 Eylül 2021

Suyun karşı kıyısı, Sakız Adası

Tarihi, denizi, tavernaları, yemekleri ve sıcacık güler yüzlü insanlarıyla Sakız Adası seyahat önerileri...

Çeşme’den yarım saat uzaklıkta, Orta Çağ’dan kalma köyleriyle, pırıl pırıl deniziyle, sakız ağaçları ve her daim size “komşi” diye seslenen sıcacık insanlarıyla suyun öte tarafı

​Oldukça köklü bir tarihi olan Sakız Adası’nda Antik Yunan, Roma, Bizans, Ceneviz, Osmanlı egemenliği hüküm sürmüş ve en son 1912 yılından beri Yunanistan’ın bir parçası olmuştur. Ünlü besteci Mikis Theodorakis Sakız Adası doğumludur. Homeros ve Christophe Colomb’un da bir dönem bu adada yaşadığı söylenmektedir. Yaklaşık 60.000 kişinin yaşadığı adada bir üniversite ve havalimanı vardır.
Yaz aylarında çok çok kalabalık ve sıcak olan Sakız’da sakin ve rahat gezmek için, gidilecek en ideal zaman nisan, mayıs ve eylül ayları. Tabii kış aylarında da hafta sonu gidip ruhunuzu dinlendirebilirsiniz. Adayı gezmek için en ideali araba ya da motosiklet kiralamak. Şimdi adanın görülecek yerlerini tanıyalım.

Sakız’ın merkezini yaya olarak gezebilirsiniz. Hilal şeklindeki kordon boyu kafeleri, restoranları, hediyelik eşya dükkânları ile her daim hareketli ve keyifli. Merkezin içine doğru olan sokaklara girerseniz kasabı, manavı, balıkçısı, fırınları ve çeşitli mağazalarıyla yerel halkın içine karışıyorsunuz. Sakız Kalesi, Osmanlı’dan kalma Mecidiye Camisi, Chios Yunan Folklör Müzesi, Koreas Kütüphanesi, Denizcilik Müzesi ve Arkeoloji Müzesi merkezde ziyaret edebileceğiniz yerler. Limandan Vrantados yönüne doğru yaklaşık 1,5 km giderseniz deniz kıyısında adanın simgesi hâline gelmiş yel değirmenlerini de görebilirsiniz.

Sakız adası köyleri

Pyrgi
Adanın en dikkat çekici ve turistik köylerinden olan Pyrgi, xysta denilen özel sıva tekniğiyle üzerine çeşitli geometrik desenler kazınmış evleriyle mutlaka görülmeli. Sokaklarında kaybolun, evinin önünde sakız ayıklayan teyzelere selam verin ve küçük köy meydanında frappenizi keyifle için.

Mesta
Orta Çağ köylerinden en eskisidir. Bitişik nizam yapılmış taş evleri ve ancak bir atlının geçebileceği kadar dar, labirent gibi sokakları ile adeta bir açık hava müzesi. Korsan saldırılarından korunmak için kale köy olarak inşa edilmiş Mesta’ya giriş sadece iki kapıdan yapılmaktadır. Birçok yerde üstü kemerlerle kapatılmış, güneş almayan serin sokaklarda kaybolurken bu 14. yüzyıldan kalma köyde kendinizi Orta Çağ’da gibi hissediyorsunuz. Küçük köy meydanı ise yine kafelerle çevrili ve çok güzel. Meydanın bitişiğindeki Taksiarhis Kilisesi ise adanın en büyük ve en önemli kilisesi. Ayasofya’dan getirilen ve paha biçilemeyen haç ve birçok değerli ikonu burada görebilirsiniz.

Anavatos
Merkezden yaklaşık 20 km uzaklıkta, ulaşımı biraz zahmetli olan, deniz seviyesinden 450 m yükseklikte granit bir kayanın üzerine konumlanmış, yüzyıllar önce terkedilmiş ıssız bir köydür. Bomboş, yıkık dökük evleri, sokakları ile oldukça ilginç ve ürkütücü bir yer. Bir uçurumun tepesindeki köyün halkı rivayete göre 1822’de Osmanlı istilasında teslim olmamak için, buradan atlayarak toplu olarak intihar etmişlerdir.

Lagada
Adanın kuzeyinde kendi hâlinde şirin, sakin bir balıkçı köyü. Küçük bir koyun kıyısına dizilmiş tavernaları gün batımında taze deniz ürünleri yemek için ideal. Lagada’ya giderken Agios İsodoras tabelasından sağa doğru giden yola girerseniz yine adanın en çok fotoğraflanan yeri olan denize doğru uzanmış kara parçasının ucundaki küçük şapeli görebilirsiniz.

Nea Moni Manastırı
Merkeze 12 km. mesafedeki bu manastır 11. yüzyılda yapılmış ve Meryem Ana’ya ithaf edilmiştir. 1990 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültürel Mirası ilan edilip korumaya alınmıştır. Manastırdaki mozaiklerin çoğu altından yapılmış. Buradaki mozaikler Yunanistan’daki en iyi üç koleksiyondan biri kabul edilmekte. Ana mabet, iki küçük kilise, inziva hücreleri ve müzesiyle manastır çok büyük bir alan üzerine kurulmuştur.

Sakız’da nerede denize girilir?

Karfas
Adanın en popüler kumsalıdır ve merkeze çok yakındır. Kumsal boyunca dizili olan kafe ve restoranlar, denizin çakılsız olması buraya rağbeti arttırıyor.

Mavra Volia
Volkanik bir patlama sonucu oluşmuş bu koyun özelliği tamamen volkanik siyah taşlardan meydana gelmesidir. Simsiyah bir plajdan masmavi bir suya giriyorsunuz.

Lithy
Adanın batısında kum ve sığ deniziyle tavsiye edilebilecek bir plaj. Çevredeki restoranlar gün batımında isterseniz kumların üzerinde masa koyup servis de yapıyorlar.

Agia Fotini
Uzun taşlık plajıyla genelde gençlerin tercih ettiği yine adanın her yerinde olduğu gibi pırıl pırıl deniziyle harika bir yer. Sakız Adası’nın görülecek köyleri, yüzülecek plajları saymakla bitecek gibi değil. Yolda giderken her kıvrımda yeni bir plaj, her tabeladan yeni bir köy keşfedebilirsiniz. Hepsi birbirinden güzel ve hepsi sizi güler yüzle karşılayan dost insanlarla dolu. Bizim gitmekten hiç bıkmadığımız, her seferinde dönmek istemediğimiz bu güzel ada eminim sizlere de huzuru, eğlenceyi, maviyi ve güzel lezzetleri cömertçe sunacaktır.