27 Aralık 2024

Türkiye nasıl daha rekabetçi bir ülke olur?

Denetim, yönetim danışmanlığı, kurumsal finansman ve hukuk hizmetleri alanında dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan PwC, Türkiye'nin, ekonomik rekabetçiliğini araştırdı. Araştırmaya göre Türkiye, kamu yönetimi verimliliği konusunda rakip ülkeler içerisinde en büyük düşüşü kaydeden ülke oldu.

Uluslararası rekabet gücü, özellikle gelişmekte olan ülkeler için, ekonomik kalkınmanın itici güçlerinden biri. Bu ülkeler için hem ticaret hem de doğrudan yatırımlar kapsamında küresel pazarlarda daha fazla pay almak stratejik bir hedef.

Ülkelerin pandemi öncesi ve sonrası performansları, toparlanma süreçleri ve son 10 yıldaki rekabetçiliklerini Dünya Rekabetçilik Endeksi verilerinden hareketle inceleyen PwC, Türkiye’nin dış ticaret verileri, doğrudan yatırım görünümü ve rakip ülkeler içerisinde Türkiye’nin rekabetçiliğine ilişkin göreceli konumunu ortaya koydu.

Son yıllarda görülen değişimler ile rekabetçiliği artırmak için atılabilecek temel adımları da ortaya koyan PwC’nin araştırmasına göre atılabilecek temel adımlar şu şekilde sıralandı:

-    Mevcut ticari ilişkilerin güçlendirilmesi ve yeni ticaret anlaşmalarına taraf olunması

-    Yeşil Dönüşüme uyum sağlanması ve Temiz Enerji Yatırımlarının teşviki

-    Lojistik, enerji ve telekomünikasyon altyapısının güçlendirilmesi

-    Dijitalleşme yoluyla yatırım ve ticaret süreçlerinin kolaylaştırılması

-    İhracat pazarı ve ürün çeşitliliğin artırılması için araştırma ve yenilikçiliğin desteklenmesi

-    Beşerî sermayeye yatırımın artırılması

-    Mikro işletmeler ve KOBİ’lerin desteklenmesi

-    Nakit Teşvik Desteği ve Yatırıma Katkı Tutarının güncellenmesi

KAMU YÖNETİMİ VERİMLİLİĞİ DÜŞTÜ

Son beş yıllık endeks ana parametreleri inceleyen PwC’nin araştırmasında, Türkiye’nin ekonomik performans sıralamasında yükseldiği buna karşılık kamu yönetimi verimliliğinde ise aşağı yönlü bir görünüm olduğunu gözlemledi. Araştırmaya göre, Türkiye'nin ekonomik performans alanında sıralamasını yükseltebilmesinde, ihracat partnerlerinde artan çeşitlilik, gayri safi sabit sermaye oluşumu, turizm gelirleri ve GSYİH'deki büyüme etkili olduğu görüldü. Ancak, ekonomi yönetimi ile ilgili olmasına rağmen kamu yönetimi verimliliği parametresi altında incelenen bütçe açığının GSYİH’ye oranının artması, merkez bankası politikalarının ekonomiye etkileri, vergi tahsilatını azaltan faktörler gibi göstergelerde kaydedilen gerileme, bu parametredeki sıralamaya yansırken Türkiye kamu yönetimi verimliliği konusunda rakip ülkeler içerisinde en büyük düşüşü kaydetti.

Rakip ülkeler içerisindeki sıralama değerlendirildiğinde ise, Kazakistan ve Hindistan'ın 2020-2024 döneminde, bir önceki 5 yıllık dönemde lider olan Polonya'nın önüne geçerek ilk 2 sıraya yerleştiği görüldü.

Önemli atılımlardan bir diğeri ise Macaristan tarafından gerçekleştirilmiş ve ikinci 5 yıllık periyotta rakip ülkeler içerisindeki sıralamasını 7'den 4'e taşırken Türkiye'nin ise rakip ülkeler içerisindeki sıralamasının 1 sıra gerileyerek 6'ya gerilediği görüldü.

TÜRKİYE’NİN İHRACAT REKABETÇİLİĞİ

PwC, Türkiye’nin Dünya Rekabetçilik Endeks'inde (ana parametreler kırılımında) kaydettiği performansı son 10 yılda en çok ihraç ettiği 10 ürün grubu özelinde rakip ülkeler ile kıyaslamalı olarak değerlendirdi. Bu doğrultuda Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlük Değeri ele alındığında, Türkiye 2019- 2023 yılları arasında incelenen 10 ürün grubunda küresel rekabetçilikte sınırlı bir düşüş (%2) ve ilk 10 ihraç pazarında rekabetçilikte minör bir artış (%1) kaydetti.

Türkiye’nin rekabetçiliğine en büyük katkıyı veren faktörler 2019’dan bu yana ilk üçte yerini koruyan “Maliyetlerde rekabet gücü”, “Ekonominin dinamizmi” ve “Nitelikli işgücü”
olarak yer aldı.

Türkiye’nin ihracatında önde gelen ülke grupları arasında Avrupa Birliği, Yakın ve Orta Doğu, ve AB harici Avrupa (toplam ihracattan aldığı paylarda düşüş yaşanmasına rağmen) son 10 yılda ilk 3 sırada yer almaya devam etti.
Araştırmada bu durum Türkiye’nin bu pazarlarda istikrarlı bir performans sergilediği ve uzun vadeli ticaret ilişkilerini sürdürdüğüne işaret ettiği şeklinde değerlendirildi.

Türkiye’nin mal ihracatında öne çıkan ürün gruplarının da 2014-2023 yılları arasında ilk ondaki yerlerini ve toplam ihracat içerisindeki paylarını koruduğu görüldü.

Yine araştırma sonuçlarına göre Türkiye, kapsamlı bir veri setiyle beslenen Dünya Rekabetçilik Endeksi’ne göre, 2015- 2019 yılları arasında 62 ülke arasında ortalama 44. sıradayken, 2020-2024 yılları arasında 64 ülke arasında ortalama 50. sıraya geriledi.

Türkiye’ye rakip ülkelerin de genel endeks sıralamasında düşüş kaydettiği görülürken;
Türkiye’nin 11 ülkeden oluşan rakip ülke setinde 2015-2019 yılındaki 5. sıradan 2020-2024 yıllarında 6. sıraya gerilediği gözlendi.

Endeks parametrelerinde Türkiye’nin en çok düşüş gösterdiği alanlar Kamu Yönetimi Verimliliği (15 basamak) ve İş Dünyası Verimliliği (6 basamak) olmuştur.

Buna karşılık, Ekonomik Performans parametresinde bir basamak yükseliş kaydederken altyapıda ortalama sıralamasını koruduğu izlendi.

Türkiye’nin rekabetçiliğine en büyük katkıyı veren faktörler 2019’dan bu yana ilk üçte yerini koruyan “Maliyetlerde rekabet gücü”, “Ekonominin dinamizmi” ve “Nitelikli işgücü” olarak yer aldı.

Ayrıca Türkiye, rakip ülke setinde 2014-2018 yıllarındaki sıralamasını koruyarak, 2019-2023 yılları arasında 11 ülke içerisinde küresel rekabetçilikte 7., ilk 10 ihraç pazarındaki rekabetçilikte ise 6. sırada yer almıştır. Genel olarak, Türkiye’nin küresel ölçekte ve ilk 10 ihraç pazarında rekabetçilik düzeyini ve rakip ülkeler arasındaki konumunu son 10 yılda istikrarlı bir şekilde sürdürdüğü görüldü.

DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM REKABETÇİLİĞİ

Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımlarda Avrupa’nın son 10 yılda % 68’lik pay ile liderliğini sürdürdü. Türkiye’nin en çok yatırım aldığı kaynak ülkeler ise 2014-2018 ve 2019-2023 yılları arasında büyük oranda paralellik gösterirken bu ülkeler arasında AB üyesi ülkeler ile ABD başı çekti.

Türkiye’ye yapılan doğrudan yabancı yatırımların sektörel dağılımına bakıldığında ise son 5 yılda
(2019-2023) hizmetler sektörünün toplam DYY payında 11 yüzde puanlık dikkat çekici bir artış
kaydettiği görülmektedir. Sınai sektörlerde yapılan DYY’ler içerisinde en büyük payı imalat sektörü almakla birlikte bu pay 2014-2018 yılları arasında % 69 iken, 2019-2023 yılları arasında % 82’ye yükseldi. Son 5 yıllık süreçte imalat alt sektörleri arasında “Kimyasalların,Kimyasal Ürünlerin ve Temel Eczacılık Ürünleri ile Malzemelerinin İmalatı” ve “Ulaşım Araçları İmalatı” alt sektörleri imalat yatırımları içerisinde paylarını artırarak öne çıktı.

Öte yandan Türkiye’nin aldığı ortalama yıllık DYY, 2014-2018 ve 2019-2023 yılları arasında nominal olarak % 20 azalmış; Türkiye toplam DYY miktarında önceki dönemde (2014-2018) 11 ülke arasında 4. sırada yer alırken, 2019-2023 döneminde 6. sıraya geriledi.