28 Temmuz 2022

Mutsuz çalışanlarınızı nasıl motive edebilirsiniz?

Çalışanlara motivasyon sağlamak günümüz iş hayatında fark yaratan bir değer. Başarılı bir projenin arka planında, motivasyonu yüksek bir ekip vardır genellikle. Mutlu çalışan eşittir yüksek verim denkleminden yola çıkıp, mutsuz ruh hali içerisinde bulunan çalışanları geri kazanmak için neler yapabileceğimize bakalım.

Her iş kolunda çok sayıda işveren ve çalışan var. Ancak uyum içerisinde ve takım ruhuna uygun çalışma ortamı sağlayan yerlerin sayısı sınırlı. Peki çalışanların motivasyonu iş hayatının tam olarak neresinde etki yaratıyor? İşverenler bu konuya nasıl bir anlam yüklüyor? Çalışan, motivasyonunu kendi kendine sağlayabilir mi yoksa bunun için dış etkenlere ihtiyaç duyar mı? Gelin detayları beraber inceleyelim.

Motivasyon üzerinde etkisi olan değişkenler kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Gün içerisinde kimi zaman iyi kimi zaman kötü hissetmemizi sağlayan olaylar ve durumlarla karşılaşıyoruz. Bunlara zamanımızın çoğunu geçirdiğimiz iş hayatındaki olumsuzluklar da eklendiğinde gün sonunda heybemizde motivasyon adına pek bir şey kalmıyor. Faaliyet gösterdiğiniz alanda önemli başarılara imza atmış bir yönetici ya da “ayın çalışanı” düzeyinde başarılı bir çalışan olabilirsiniz ancak bu başarınızın süreklilik garantisi yok. Başarı grafiğindeki iniş çıkışlar çok çeşitli nedenlere bağlı olabilse de motivasyonun önemi büyük. Durum gösteriyor ki büyük veya küçük ölçekli olması fark etmeksizin bir şirketin maksimum verim sağlayabilmesinin sırrı çalışanlarının motivasyonunda saklı. Peki ama nasıl?


Başarıyı paylaşın
Başarı elbette tek başına elde edilebilen bir şey değil. Zafere giden yolda bir kişinin öncülük ettiği görülse de, arka planda bir ekip olduğu aşikar. Ekip başarıda da başarısızlıkta da pay sahibi. İşte tam da bu yüzden çalışanlarınıza başarılı anlarında olduğu kadar başarısız anlarında da yanlarında olduğunuzu hissettirmek gerekli. Bir başarısızlık anında onlara, geçmişte hangi zaferlere hep birlikte ulaştığınızı hatırlatarak motivasyon konusunda ilham veren bir tavır gösterebilirsiniz. Bir takım olduğunuzun altını çizmek ve hiçbir koşulda iletişimi kesmemek çok önemli. Çalışanlarla sıkı bir iletişim içinde olmak sorunların üstesinden gelmeyi kolaylaştırdığı kadar onların şirketle olan bağlarının güçlenmesine de yardımcı olabilir. Bir yönetici olarak başarıyı tek başınıza sahiplenir ancak aksi bir durumla karşılaştığınızda tüm sorumluluğu çalışanlara yıkarsanız, ofis ortamındaki mutsuzluk kelebek etkisi göstererek tüm iş akışını ve çalışan verimliliğini olumsuz yönde etkileyebilir. 

Fikir alışverişinde bulunun
Çağ değişiyor,  toplum değişiyor ve değişiklikler iş hayatındaki tavırları da etkiliyor. Katı hiyerarşinin verimi olumlu etkilemediği fark edilince organizasyon ona uygun şekilleniyor. Örneğin çalışanlar bugün kendi sözlerinin ve fikirlerinin önemsendiğini görmek istiyor. Yönetici ne derse desin yapılacak kuralının organik işleyişi dondurduğunu önce onlar fark ediyor. Kendi fikirlerini ortaya koymak ve çözüme katkı sağlamak istiyor.

Çalışanlarınızın kendi fikirlerini paylaşabildiği ve inisiyatif alma yetkisine sahip oldukları bir ofis ortamında bulunmaları hem motivasyonlarının hem de öz güvenlerinin artmasına katkıda bulunabilir. Sadece bir görevi yerine getirmekle yükümlü olmadıklarının, şirket kararlarına etki edebilecek derecede ağırlıklarının olduğunu bilmek, üzerinde çalıştıkları projeleri daha fazla sahiplenmelerini sağlayabilir. Y ve Z jenerasyonlarının iş değiştirme konusunda adım atmaktan çekinmedikleri göz önünde bulundurulduğunda, aidiyet duygusunun oluşturulmasına yönelik adımlar, yüksek çalışan sirkülasyonunun önüne geçilmesi konusunda önem taşıyabilir.

Bu sebeple aidiyet duygusunu ekip ruhunun oluşturulmasında bağlayıcı bir etken olarak kullanabilirsiniz. Sonuca odaklandığımızda ise bu ve benzeri bütün bu duygu durumlarının altında yatan kaynağın motivasyon olduğunu söyleyebiliriz. Takım olarak hareket etmeyi öğrenmiş ve yüksek motivasyona sahip bir ekiple hareket etmeniz, hayata geçirilen bir projenin ya da ortaya çıkarılan bir ürünün geliştirilmesi ve iyileştirilmesi konusunda elini taşın altına koymaktan çekinmeyen çalışanlarla hedeflerinize ulaşmanızda büyük bir avantaj sağlayabilir. 

Zor koşullara birlikte göğüs gerin
Hayatın inişli çıkışlı bir akışı var. Beklentiler ve gerçekleşenler birbirini zaman zaman tutmuyor. Yaklaşık iki sene öncesine kadar bir pandemi sürecinin yaşanacağı ve bu duruma adapte olabilmek için tüm yaşamımızı yeniden organize etmemiz gerekeceği çok uzak bir ihtimaldi. John Lennon’ın dediği gibi “hayat siz planlar yaparken başınıza gelen şeylerdir” sözü zamanın değişen dinamiğini çok iyi bir şekilde anlatıyor. Bu gibi beklenmeyen durumlar içerisinde hızlıca karar verip harekete geçebiliyorsanız enseyi karartmaya gerek yok. Zira az önce de değinildiği üzere, tüm iş süreçlerinden yaşam biçimlerimize varana kadar oldukça geniş bir yelpazede hayatımızın her alanına etki etmesi muhtemel pandemi dönemini kimse tahmin etmiyordu. Bu durumdan en az çalışanlar kadar işverenler de etkilendi, her iki tarafın üzerinde de ağır bir baskı oluştu. Bu belirsiz durumu çalışanlarıyla el ele atlatma yoluna giden işverenler böylece çalışanların motivasyonlarını yüksek tutmasına katkı sağladı ve uzun vadede geminin su almasını da engellemiş oldu.

Çalışanların beklentileri zamanın getirdiği koşullar ve zorluklar karşısında değişkenlik gösterebilir. Önemli olan, onların motivasyonlarını kaybetmemeleri için iletişim bağını güçlü tutmak ve geri bildirim almaya özen göstermektir. Yukarıda sayılan yöntemler sayesinde ortaya çıkacak uyuşmazlıkların önüne geçilebilir ve bir çözüme varmanız kolaylaşabilir. Böylece yüksek motivasyona sahip ekibinizle iş süreçlerini yürütmeye daha istekli devam edebilirsiniz.