07 Ağustos 2020

Bilim insanlarının doğru bildiği yanlışlar!

Tüm çağlar boyunca düşünceleri ve buluşlarıyla medeniyetleri peşinden sürükleyen bilim insanları da zamanında herkes gibi yanlışlara düştü. İçlerinden en ilginç olanlarını sizler için derledik.
 
Hepimiz felsefeye, sosyolojiye, astrolojiye, matematiğe ve bilime olan katkılarından dolayı onları yakından tanıyoruz. Şimdiye kadar hayat hikâyelerini tarih kitaplarından büyük bir hayranlıkla okuduk, okumaya da devam ediyoruz. Gerek düşünceleriyle gerek buluşlarıyla insanlığa çok şey kazandırdılar. Çağını aşan fikirleriyle adetâ ölümsüz olan bu düşünürler de hepimiz gibi birer insandı. Dolayısıyla hata yapmaları da kaçınılmazdı.

Bu yanılgılara kapılanlar arasında kimler yok ki! Ağır bir makinenin havada uçabileceğine ihtimal vermeyen astronom Simon Newcomb, Mars’ta sonradan optik ilüzyon olduğu anlaşılan yüzlerce kanalın haritasını çıkaran Lowell, izafiyet teorisini reddeden Avusturyalı fizikçi Earnst Mach, aydaki karanlık delikleri sineklerin yaşadığı deliklere yoran gökbilimci ve fizikçi William Pickering ve hiçbir buharlı geminin Atlantik Okyanusu’nu geçemeyeceğini savunan gökbilim uzmanı Dr. Dionysius Lardner… Gelin diğerlerine daha yakından bakalım.
 
Aristoteles (M.Ö 384-322)
Ünlü düşünür Aristo, her ne kadar fizik, gökbilim, felsefe, mantık, siyaset alanlarındaki düşünceleriyle çığır açsa da akla yatmayan bazı söylemleri yok değildi. Örneğin uçan canlıların hava tarafından taşındığı düşünüyor, düşünce ve duygularımızın merkezinin kalp olduğunu, canlıların erkek ve dişiye ihtiyaç duymaksızın kendi kendine var olabileceğini söylüyordu. Bu düşüncelerin o zamanki etkilerini bilemiyoruz ama günümüzde bizi şaşkına çevirdiği bir gerçek…  

Pisagor (M.Ö 570 - M.Ö. 495)
İyonyalı filozof, matematikçi ve kendi adını taşıyan teoremiyle tanıdığımız Pisagor, her şeyin başında matematik olduğuna ve matematik sayesinde her şeyin bilinebileceğine inanıyordu. Ancak, sayıların rasyonel olduğuna olan sarsılmaz inancı, bir öğrencisi tarafından yalanlanınca onu öldürtmeyi tercih etmesi pek hoş olmamıştı.

Leonardo Da Vinci (1452-1519)
Rönesans döneminde yaşamış; filozof, mimar, mühendis, matematikçi yanı sıra müzisyen, heykeltıraş, ressam ve daha birçok niteliğe sahip İtalyan Da Vinci, dünyanın gelmiş, geçmiş en büyük sanatçılarından ve dehalarından biridir. Ancak bu onun da yanılgıya düşmeyeceği anlamına gelmiyor. Nesnelerin bir yerden düştüğünde yere yaklaştıkça hızının arttığını savunsa da aslında doğrusu nesnelerin daha uzun bir mesafeden düştüğünde hızının arttığıydı. Ayrıca tüm yüzeyi su dolu olduğu için ayın parlak göründüğünü düşünüyordu!

Albert Einstein (1879 - 1955)
Bilim dünyasına büyük katkıları bulunan Einstein’ın da yanıldığı oldu. Mesela, evrenin kendi üzerine çökmemesi için bir kütle sabiti olabileceği fikrinden hareketle bir formül geliştirdi. Son zamanların en büyük hatası olarak nitelendirilen bu fikrin üzerinde neyse ki çok durulmadı. Einstein nükleer enerjinin elde edilebileceğine asla inanmıyordu. Ancak bu gerçekleşirse atomu parçalayabileceğimizi söylüyordu.

Nikola Tesla (1856-1943)
Çağının ötesinde yaşayan Amerikalı mucit ve elektrofizik uzmanı Tesla’nın insanlığa kazandırdığı 300 civarı icat olduğundan bahsediliyor. Tesla bobini, büyüteç verici, Tesla usulü röntgen, radyo bunlardan sadece birkaçı… Ancak Nikola Tesla da, insanlığın asla nükleer enerjiye ulaşamayacağını düşünenler arasındaydı. Tarih bu fikrin de tam tersini ortaya koydu.

William Thomson (1842-1907)
Elektronların, izotop kavramının ve aynı zamanda kütle spektrometresinin mucidi İngiltere doğumlu Thomson, bu çalışmalarından dolayı fizikte  Nobel’le ödüllendirildi. Ancak Thomson’a göre, dünyada yaşam 20 milyon yıl önce başlamıştı! Oysa günümüzdeki araştırmalar, dünyada yaşamın milyarlarca yıl önce başladığına işaret ediyor. Işık üzerine çalışmalarda yoğunlaşan Thomson, ayrıca elektromanyetik dalgalarla ışığın çok hızlı yayıldığını savunuyordu.