18 Mayıs 2022

Bir milleti kurtuluşa taşıyan gemi: Bandırma…

Kurtuluş mücadelesinin önemli kahramanlarından biriydi Bandırma Vapuru… Karadeniz’in hırçın dalgalarına hiç alışık olmasa da deneyimli kaptanı İsmail Hakkı Durusu’nun yönetiminde, çok değerli yolcularını Samsun’a götürmüş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla adını tarihe yazdırmıştı.
 
“Bandırma” dendiğinde Türk halkının aklına Balıkesir’in ilçesinden önce, kurtuluş mücadelesini başlatan Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Anadolu’ya taşıyan yorgun kahramanın adı gelir. Geminin siyah beyaz resimlerinde de ilk göze çarpan şey, yorgunluğudur. Ama buna rağmen bir milletin haysiyet yolculuğunu tamamlamış ve kurtuluş mücadelesi için yola çıkan vatanseverleri 19 Mayıs 1919’da Samsun Tütün (Reji) İskelesi’ne ulaştırmıştır.
 
Peki bu önemli geminin nasıl bir tarihi vardı da o yollardan geçip, ağır ağır Samsun’a ilerlemişti? Kurtuluş Savaşı’nın kahramanları arasında yer alan Bandırma, 1878 yılında İskoçya’nın Glasgow kentinde Mac. Ihtyre Paisley-Huston and Cardet Tersanesi’nde 279 grostonluk yolcu ve yük vapuru olarak inşa edilmişti. 47,7 metre uzunluğa, 6,83 metre genişliğe ve 4,27 metre yüksekliğe sahip olan mütevazı gemide, 50 beygir gücünde, iki silindirli, ikili bir buhar makinesi bulunuyordu. Tek uskuruyla (pervane) en fazla 9 mil hız yapabiliyordu. İlk sahibi olan Dussey and Robinson şirketi onu, Trocadero adıyla beş yıl çalıştırmıştı. 1883 yılında Yunanistan’daki H. Psicha Preus firmasına satılan gemi "Kymi" adını aldı, fakat yeni sahipleri de onu Cap. Andereadis firmasına sattı. Yeni adı ve yeni sahipleri ne yazık ki uğurlu gelmedi ve gemi 12 Aralık 1891’de kaza sonucu battı. Aynı yıl içinde yüzdürülen gemi, Rama Derasimo firmasına satılarak İstanbul Limanı’na kaydettirildi.
1894 yılında o zamanki adı İdare-i Mahsusa olan Deniz Yolları İşletmesi’ne nakledildi, Türk bayrağı çekilip "Panderma" adıyla Marmara’nın berrak sularında salındı. Tekirdağ, Mürefte, Şarköy, Karabiga, Erdek arasında yük ve yolcu seferi yapmaya başladı. Enginlerde süzülüşüne "Trocadero" ismiyle başlayan gemi, 1910’da posta gemisi olarak tarihe geçen ismini aldı: Bandırma…
 
Anadolu’ya geçiş kararı
Bandırma gemisi tarihte başrole çıkana kadar, Marmara’nın dingin sularında posta gemisi olarak çalışmaya devam etti. Ancak onun kahramanlaşacağı sürece giden yolda, ülkenin kaderi de hızla değişiyordu. 13 Kasım 1918’de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı’nın kaldırılması üzerine Adana’dan İstanbul’a gelen Mustafa Kemal’in yaptığı çeşitli görüşmelerden çıkardığı sonuç, ülkeyi İstanbul’da kalarak kurtarmanın artık mümkün olmadığıydı. Bu nedenle Anadolu’ya geçme, millî bir teşkilât kurup mücadeleyi Anadolu’dan başlatma kararını aldı. Samsun ve dolaylarında meydana gelen karışıklıkları önlemekle görevlendirilen Mustafa Kemal, 9. Ordu Müfettişi olarak Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan Samsun’a doğru hareket etmenin hazırlıklarına başladı.
 
Atatürk yola çıkış öyküsünü yıllar sonra şöyle anlatıyordu: “İstanbul’dan ayrılmak üzere, evimden otomobile bineceğim sırada Rauf Bey yanıma gelmişti. Bineceğim vapurun izleneceğini ve beni İstanbul’dayken tutuklamadıklarına göre, belki de Karadeniz’de batırılacağımı güvenilir bir yerden işitmiş; onu haber verdi. Ben, İstanbul’da kalıp tutuklanmaktansa, batıp boğulmayı tercih ettim ve yola çıktım. Kendisine de eninde sonunda İstanbul’dan çıkmak zorunda kalırsa benim yanıma gelmesini söyledim.”
 
Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarını Samsun’a götürmek için Bandırma Vapuru tahsis edildi ve geminin süvariliğine de İsmail Hakkı Durusu atandı. O tarihte 41 yaşında olan Bandırma Vapuru daha önce Marmara Denizi’nin sakin kıyılarında çalışmıştı. Gemi Karadeniz’in hırçın dalgalarına alışık değildi, ama İsmail Hakkı Durusu, deneyimli ve Karadeniz’i çok iyi tanıyan, Hindistan ve Uzak Doğu’ya kadar çalışmış, okyanus tecrübesi de olan bir kaptandı. Mustafa Kemal’in bugün müze olan Şişli'deki evine çağrıldı. Eve vardığında Paşa tarafından nazik bir şekilde karşılanarak, üzerinde haritalar bulunan bir masaya davet edildi; beraber gidiş rotasını saptadılar. Kaptan geminin kısa bir çalışmanın ardından bu yolculuğa hazır hâle getirilebileceğini söyledi. Sonrasında ise Mustafa Kemal, isteklerini anlattı: Yol boyunca gemi, mümkün olduğu kadar kıyıya yakın bir rota izleyecekti. Bunda amaç, düşman savaş gemilerinin muhtemel saldırılarından korunup en hızlı yoldan karaya geçmekti. Yolculuk Samsun'da noktalanacaktı. Olası bir tehlike anında Sinop’a çıkabilirlerdi. Her şey gelişmelere bağlıydı.
 
Zorlu yolculuk
Bandırma Vapuru’nun hazırlanması 16 gün sürdü. 14 Mayıs’ta, gemide yolculuk edecek olanların isimleri Savaş Bakanlığı tarafından Boğazların kontrolünü elinde bulunduran İngiliz işgal kuvvetleri komutanlığına gönderildi. Zira Bandırma Vapuru’nun İstanbul Boğazı’ndan Karadeniz’e açılması için bu komutanlıktan vize alınması gerekiyordu. Bandırma Vapuru ile Karadeniz’e açılacak olan 49 görevli, 5 sivil, 25 mürettebattan oluşan listenin 15 Mayıs’ta onaylanması sonucu yola çıkış vizesi verildi. Ve kurtuluş mücadelesini başlatacak ekip, 16 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’dan Samsun’a doğru yola çıktı.
 
Tüm hazırlıklara rağmen, Karadeniz’e uygun olmayan ve pusulası tam randımanlı çalışmayan Bandırma Vapuru, mümkün olduğu kadar kıyıları takip ederek yol alıyordu; böylelikle Sinop’a kadar ulaşıldı. Bozuk pusulası yüzünden bu yorgun gemiyle daha fazla yol almak iyice riskli bir hal alınca Samsun’a kolaylıkla gidilebilecek bir yol olup olmadığı soruşturuldu. Bir an önce Samsun’a varmak isteyen Mustafa Kemal, kara yoluyla ulaşmanın günler süreceğini öğrenince Bandırma Vapuru ile yola devam etme kararı aldı. Yine kıyıya yakın bir rota takip edilerek 19 Mayıs 1919’da sabah saat 8.15’te Samsun açıklarına demir atıldı. Mustafa Kemal ve beraberindekiler, Birinci Dünya Savaşı sırasında bütün iskeleleri Ruslar tarafından bombalanmış Samsun’a, Fransızların tütün sevkiyatı için yaptırdığı Reji İskelesi’ne yanaşarak adım attı.
 
Bandırma Vapuru'nun akıbeti
Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları Anadolu’da Millî Mücadele'nin meşalesini yaktıktan sonra, zorlu görevini başarıyla tamamlayan Bandırma Vapuru, Marmara Denizi kıyılarında posta hizmetine devam etti. 1924 yılında Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi tarafından hizmet dışı bırakılan vapur, 1925’te armatör Bozmacı İlhami’ye (Söker) satıldı. Bozulan motorunun tamiri çok yüksek maliyet gerektirince 47 yaşındaki Bandırma, hurdaya çıkarılarak Haliç Tersanesi’nde parçalandı ve ömrünü tamamladı.
 
O, serin sulardan ayrılsa da Türk halkının kalbindeki yeri hep bambaşka oldu. Bu nedenle, Samsun’a çıkışının 80’inci yıl dönümünde Bandırma Vapuru’nun bir benzerinin yapılmasına karar verildi. Dönemin Samsun Valisi Metin İlyas Aksoy tarafından alınan kararla, Samsun Büyükşehir Belediyesi ve Samsun İl Özel İdaresi tarafından aslına uygun biçimde yeni bir vapur inşa edildi. Bu vapur 18 Mayıs 2003’te Samsun’da müze olarak hizmete açıldı. O kahraman geminin tıpkı yapımı, bugün 1919 yılından kalan meşhur Tütün (Reji) İskelesi’nde konuklarını bekliyor.
 
 
 
 
 
 
 

Fotoğraf galerisi