21 Ocak 2022

İçinizdeki çocuğa küçük bir sürprize ne dersiniz?

Animasyon denilince ilk akla gelen her nedense çocuklar olur. Hâlbuki içindeki çocuğu öldürmeyip ilk fırsatta onu animasyon filmlerle ödüllendirerek canlı tutanların sayısı sanıldığından da fazla. Üstelik her geçen gün kendini daha fazla geliştiren animasyon film sektörü, birbirinden güzel filmlerle 7’den 70’e her yaştan izleyiciye ulaşmayı başararak hayranlarının arasına yenilerini ekliyor. İşte karşınızda her dakikasıyla “izlediğime değdi” dedirtecek animasyon filmlerinden bazıları…
 
Soul
İlk bakışta sadece küçüklerin dünyasına sesleniyor gibi görünen Soul, aslında büyükler tarafından da çokça sevilmiş bir animasyon film. Pixar imzası taşıyan filmin konusu ise kısaca şöyle: Bir ortaokulda müzik öğretmenliği yapan Joe Gardner, başarılı bir jazz piyanisti olmanın hayaliyle yanıp tutuşmaktadır. Ancak her geçen gün bu hayalinden biraz daha uzaklaştığına kanaat getiren Joe'nun yaşamı bir gün kanalizasyona düşmesiyle bambaşka boyut kazanır. Zira bu kanalizasyon aslında sıra dışı bir dünyaya açılan kapıdır. Fakat asıl sorun şu ki şimdi Joe kendi dünyasına nasıl dönecektir? Fazlasıyla duygusal derinliğe sahip olan Soul, hayatın başlangıcı, ölüm ve insan ruhu gibi kavramlara değinmesinin yanı sıra izleyiciye çok önemli bir mesaj da veriyor: Hayatın her anı kıymetli ve bunu daha da güzel hale getirmek senin elinde!

Persepolis
Marjane Satrapi’nin aynı isimli çizgi roman otobiyografisinin sinemaya uyarlanmasıyla animasyon severlerle buluşmuş olan Persepolis, İran’da İslam Devrimi ile değişen ve dönüşen hayatları dokuz yaşındaki bir kız çocuğu olan Marjane’nin gözünden anlatır. Marjane Satrapi ve Vincent Paronnaud tarafından yönetilen filmde, devrimden sonra daha güzel günler göreceği umuduna sarılan İran halkının her geçen gün özgürlüklerin elinden nasıl alındığını, muhaliflerin susturularak hapsedilmesini anlatır. Cannes Film Festivali’nde Juri Özel Ödülü’ne layık görülen film, çizgi roman başyapıtı olarak nitelendiriliyor.

Ruhların Kaçışı/Spirited Away
Animasyon dünyasının duayeni Hayao Miyazaki’nin imzasının bulunduğu bir film olmadan elbette ki en güzel animasyon filmler listesi eksik kalırdı. Hem Oscar hem de Altın Ayı Ödülü’ne layık görülen Ruhların Kaçışı, Japon sinemasının başyapıtlarından biri olarak nitelendirilir. Oscar kazanan ilk anime olma özelliğini de elinde bulunduran filmde, 10 yaşındaki Chihiro babasının işi nedeniyle başka bir şehre taşınır. Bu şehirde bir cadının yönettiği ve ona karşı gelenlerin hayvana dönüştürüldüğü sihirli bir dünyayla karşı karşıya kalan Chihiro, domuza çevrilen anne ve babasını kurtarmak için kendisini zorlu bir sınavın içinde bulur.

BBC tarafından yayımlanan ''21. Yüzyılın En İyi Filmleri'' listesinde 4. sırada yer alan Ruhların Kaçışı, Oscar tarihinde En İyi Animasyon Film dalında ödül kazanan, İngilizce olmayan tek film olma özelliğini de elinde bulunduruyor.

Yukarı Bak/Up
Çocukluktan beri tanıştığı Carl ile evlenen Ellie’nin tek isteği dünyayı gezmektir. Ellie’ye büyük bir aşkla bağlı olan Carl’ın ise haliyle tek hayali onun bu dileğini gerçekleştirmektir. Bu nedenle para biriktirmeye başlarlar ancak her defasında çeşitli nedenlerle biriktirdikleri parayı harcamak zorunda kaldıkları için bu dileklerini bir türlü gerçekleştiremezler ve böylece aylar, yıllar geçer. Derken Ellie ölür. Carl ise dış dünyaya kendisini kapar, yaşlı ve huysuz bir ihtiyar haline dönüşür. Carl, Ellie’nin de hayali olan yolculuğu gerçekleştirmek için bir gün evine bağladığı binlerce balonla havalanır. Tam da o sırada 8 yaşındaki gönüllü doğa kâşifi Russel, Carl'ın ön kapısındadır. Film, bu sıra dışı ikilinin çıktıkları yolculukta başlarından geçenleri konu alıyor. 

Mary ve Max/Mary and Max
Yönetmenliğini Adam Elliot’ın üstlendiği 5 yıllık bir emeğin ürünü olan film,  Avustralya'nın kenar mahallerinden birinde yaşayan yoksul bir ailenin kızı olan 8 yaşındaki Mary’nin postaneye gittiği bir gün New York adres rehberinde ismini tesadüfen gördüğü Avustralyalı bir savaş gazisi olan Max Jerry Horowitz’e mektup yazmasını ve sonrasında başlayan mektup arkadaşlığını ele alıyor. Mary ve Max’in gerçekte yaşanmış bir mektup arkadaşlığını anlattığınıve Oscar ödülüne layık görüldüğünü de belirtelim.