28 Aralık 2021

Sıra dışı sonlarıyla şaşkına çeviren filmler

Bazı filmler vardır ki sürpriz sonlarıyla adeta ağzınızı bir karış havada bırakarak unutulmazlar listenizde üst sıralarda yer almayı başarmışlardır. Öyle ki çıtayı yukarıya taşıyan bu filmleri seyrettikten sonra diğer filmler sizi tatmin etmez hale gelir. Tekrar tekrar seyretmekten bıkmayacağınız şaşırtan sonralarıyla ters köşe yaptıracak filmleri sizler için derledik.

Dövüş Kulübü/Fight Club
Dövüş Kulübü’nün ilk kuralı Dövüş Kulübü hakkında konuşmamaktır. Biz elbette ki öyle yapmayacağız. Chuck Palahniuk romanından uyarlanarak beyaz perdeye aktarılan filmin yönetmen koltuğunda David Fincher bulunuyor. Başrollerinde Brad Pitt, Edward Norton gibi usta isimlerin bulunduğu filmi konusu ise şöyle: Sıradan bir hayata sahip olan sigortacı Jack, bir süredir uykusuzluktan mustariptir. Psikolojik sorunlarından kurtulmak adına gittiği bir grup terapisinde Marla adlı bir kızla tanışır. Daha sonra da kendisinin hayalini kurduğu her şeye ulaşmış olan  ve yaşamının bütünüyle değişmesine yol açacak Dövüş Kulübü ile kendisini tanıştıracak Tyler Durden ile… Gösterime girdiği yılda oldukça büyük bir gişe yaparak kısa sürede sinema dünyasının kült filmleri arasına adını altın harflerle yazdıran film, aynı zamanda pek çok ödülün de sahibi.

Kayıp Kız/Gone Girl
Aynı isimli romandan 2012 yılında Gillian Flynn tarafından senaryolaştırılan Kayıp Kız’ın yönetmen koltuğunda yine usta yönetmen David Fincher yer alıyor. Başrollerinde Ben Affleck, Rosamund Pike, Neil Patrick Harris’in yer aldığı filmde evliliklerinin beşinci yılını kutlamaya hazırlanan bir çiftin öyküsü konu alınıyor. Filmin başrollerinden olan Amy birdenbire ortadan kaybolunca tüm gözler Nick’e çevriliyor ve o eşinin kaybolmasının sebebinin kendisi olmadığına insanları inandırmak için büyük bir çaba içerisinde kendisini buluyor. Film, başrolünü üstlenen Rosamund Pike, Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu ve Fincher ise En İyi Yönetmen başta olmak üzere dört Altın Küre Ödülü adaylığı kazanmıştır.

Testere/Saw
Psikolojik gerilim türünün eşsiz örneklerinden biri olan Testere, uzun süre etkisi altında kalacağınız türden bir film. Oldukça basit konseptli bir film olmasına rağmen benzersiz senaryosu ve usta oyunculukları sayesinde kült filmler listesinde kendine kolayca yer bulmayı başaran 2004 tarihli Testere filmi, iki adamın bir odada gözlerini açmasıyla başlar. Her ikisi de ayak bileklerinden borulara kelepçelenmiştir. Tam ortada ise ölü bir adam yatmaktadır. Biri cerrah biri de fotoğrafçı olan kurbanlar kendilerine verilen bulmacayı çözüp bulundukları yerden kurtulmak için 8 saate sahiptir.

Oyun/The Game
Her detayı büyük bir incelikle kurgulanmış Oyun filmi oyuncularıyla da oldukça göz dolduruyor. Bir de işin içine sonu şaşkına çeviren filmlerin unutulmaz yönetmeni olarak nam salan David Fincher girince Oyun filmi bir başyapıt olarak karşımıza çıkıyor. Her dakikasında şaşkınlıktan küçük dilinizi yutacağınız filmde oldukça zengin bir iş insanı olan Nicholas, doğum gününde kendisini kardeşi tarafından hediye edilen bir oyunun tam ortasında bulur. Hayatı boyunca kontrolün kendi elinde olmasından hoşlanan Nicholas bu oyunda ipleri elinden kaçırır ve yaşamı bir anda kaçma ve kovalamaca haline dönüşür.

Zindan Adası/Shutter Island
Başrolde Leonardo Di Caprio ve yine tadına doyum olmayan bir film. Bu kez yönetmen koltuğunda ise usta yönetmen Martin Scorsese oturuyor. Hollywood’un oldukça sevdiği bir yazar olan Dennis Lehane’nin romanından sinemaya uyarlanan film, 1954 yılında Teddy Daniels isimli polis ve ortağı Ashecliffe’in bir soruşturma için akıl hastanesine gitmesiyle başlıyor. Rachel isimli hastanın ortadan kayboluşunu soruşturan polisler, hastanede oldukça gizemli olaylarla karşı karşıya buluyorlar kendilerini ve zaman içerisinde de gerçekle hayal arasındaki o ince çizgide sapmalar meydana geliyor.

Parazit/Parasite
Kore dizileri derken şimdi de beyazperde de Kore rüzgârı esiyor. Zira Koreli senaristlerin sıra dışı senaryolara imza atıp seyircileri şaşırtmakta üstlerine yok. İşte Parazit’te tam olarak böyle bir film. Oscar ödülü kazanarak başarısını taçlandırmış olan Parazit’te, bodrum katta yaşamını sürdüren Kim ailesinin oğulları Ki-woo'nun zengin Park ailesinin kızları Da-hye'nin özel öğretmeni olmasıyla başlayan olaylar konu alınıyor. Film sınıf farkı, kapitalizm ve aile ilişkilerini izleyiciye sıra dışı bir öykü ile aktarıyor.

Sihirbaz/ The Illusionist 
Edward Norton’un benzersiz oyunculuğuyla göz kamaştıran film, sürpriz sonlarıyla izleyiciyi şaşırtan filmler listesinde mutlaka yer alması gereken filmlerden. Farklı dünyaların insanı olan Eisenheim ile Sophia arasındaki aşk ve bu aşkın onaylanmaması sonrasında gelişen olaylar filmin konusunu oluşturuyor. Filmde marangozluk yapan oldukça fakir bir ailenin oğlu olan Eisenheim, aristokrat bir ailenin kızı olan Sophia’ya aşık olur. Birbirilerine hisleri karşılıklı olmasına rağmen konumları nedeniyle bu aşk tepkilere neden olur hatta öyle ki Eisenheim Avusturya’yı terk etmek zorunda bile kalır. Ve aradan 15 yıl gibi uzunca bir süre geçtikten sonra Eisenheim ünlü bir illüzyonist olarak ülkesine geri döner ancak Sophia tam da o sıralarda nişanlanmaya hazırlanmaktadır. Ve olaylar bu aşamadan sonra çetrefilli bir oyun haline dönüşür.