• Anasayfa
  • Mercek
  • Dünya Bankası, göç hareketleri ve ekonomik kalkınmaya dikkat çekti
10 Ekim 2024

Dünya Bankası, göç hareketleri ve ekonomik kalkınmaya dikkat çekti

Dünya Bankası tarafından hazırlanan “Göçmenler, Sığınmacılar, Topluluklar” raporu, göç hareketlerinin ekonomik kalkınmayı nasıl etkilediğini inceliyor.

Dünya Bankası'nın her yıl yayımladığı ve küresel kamuoyunun temel kaynaklarından kabul edilen Dünya Kalkınma Raporları’nın (WDR) bu yılki çalışması dünyanın en önemli ve acil sorunlarından biri olan göç konusunu ele alıyor. Uluslararası göçün ve potansiyelinin kapsamlı bir analizini sunan rapor, yaşadıkları ülkenin vatandaşlığına sahip olmayan kişilere odaklanıyor.

Dünya nüfusunun yüzde 2,3'ünü oluşturan ve yaklaşık 37 milyonu mülteci olmak üzere 184 milyon göçmen bulunduğunu ve bunların yüzde 43'ünün düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşadığını ortaya koyan Kalkınma Raporu 2023 - “Göçmenler, Sığınmacılar, Topluluklar”, ülkelerin göçü daha iyi yönetmesi, ekonomik fırsatların kullanılması ve göçmenlerin karşılaştıkları zorlukları ve riskleri azaltmak için çeşitli politika önerilerini sıralıyor.

Göçü bir  bir kalkınma sorunu olarak tanımlayan rapora göre dünya küresel ekonomik dengesizlikler, farklılaşan demografik eğilimler ve iklim değişikliği ile başa çıkmaya çalışırken, göç önümüzdeki on yıllarda her gelir düzeyinden ülke için bir zorunluluk haline gelecek. Ancak iyi yönetildiği takdirde göç, refah için bir güç olabilir ve Birleşmiş Milletler'in Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşılmasına katkı sunabilir.

Örneğin, raporda göç alan ülkelerin uzun vadeli hedeflerine ulaşmak için göçün potansiyelinden faydalanabileceği belirtilirken bunların başında da özellikle yaşlanma veya iş gücü eksikliğinden kaynaklanan işgücü eksikliklerini karşılama konusu yer alıyor. Bunun için göçmenlere insanca muamele ve sosyal sorunları ele alma çabalarını geliştirmeleri tavsiye diliyor.

Fakat göçmenlik aynı zamanda zorluklar ve riskler de barındırıyor. Göç sorunlarını daha da yaygın ve acil hale getiren konuların başında ise göç hareketlerinin reel ücretlerde işgücü piyasası açısından ülke içinde ve ülkeler arasında ciddi farklılıklara yol açması gösteriliyor.

Öte yandan raporda vurgulanan konulardan biri de uluslararası işbirliği. Buna göre de uluslararası işbirliğinin mültecilere ev sahipliği yapma maliyetlerinin paylaşılmasında kritik öneme sahip olduğu aktarılıyor.

GÖÇ HAREKETLERİNİN EKONOMİYE ETKİLERİ

Rapora göre göçmenlerin küresel nüfus içindeki payı 1960'tan bu yana nispeten sabit kalmış. Ancak, görünürdeki bu istikrar yanıltıcı çünkü demografik büyüme dünya genelinde dengesiz ilerlemiş. Buna göre küresel göç, yüksek gelirli ülkelerdeki nüfus artışından üç kat daha hızlı artarken düşük gelirli ülkelerdeki nüfus artışının sadece yarısı kadar hızlı artmış.

Göçmenlerin öncelikle iş veya aile birleşimi için ya da uluslararası koruma aramak için yer değiştiğini ortaya koyan raporda aktarılan verilere göre dünya genelindeki göçmenlerin yaklaşık yüzde 17'si (31 milyon ekonomik göçmen) Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinde yaşamakta. Bunların tamamı geçici işçiler olmakla birlikte KİK ülkelerindeki nüfusun yarısını oluşturmakta. Yaklaşık yüzde 43'ü ise (52 milyon ekonomik göçmen ve 27 milyon mülteci) düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamakta.

Dünya Kalkınma Raporu, göç hareketlerinin sonuçlarından hareketle ekonomik kalkınma ve yoksulluğa önemli katkılar sunma özelliğine dikkat çekiyor. Raporda, göçmenlerin gittikleri ülkelere genellikle beceri ve dinamizm getirdikleri ve ekonomileri güçlendirdiklerine işaret ediliyor. Göç hareketleri ayrıca göç veren ülkeler açısından da potansiyeller barındırıyor. Kendi toplumlarına para transferi (gönderme ve alma), yatırım imkanları, eğitimde iyileştirme, dil becerileri de dahil olmak üzere hedef ülkelerle çeşitli fırsatlar sunması gibi potansiyellerin yanı sıra göç hareketleri özellikle kargaşa dönemlerinde aileler için bir cankurtaran simidi görevi görebiliyor.

DÜNYA KALKINMA RAPORU VE ANA MESAJLAR

Dünya Kalkınma Raporu 2023, sınır ötesi hareketlerin hem hedef ve kaynak ülkeler hem de göçmenler ve mülteciler üzerindeki kalkınma etkilerini en üst düzeye çıkarmak için entegre bir çerçeve öneriyor. Çalışma ekonomisi ve uluslararası hukuktan yola çıkarak sunduğu çerçeve, iki faktöre odaklanan bir "eşleşme ve güdü" matrisine dayanıyor. Buna göre göçmenlerin beceri ve niteliklerinin hedef ülkelerin ihtiyaçlarıyla ne kadar örtüştüğü ve hareketlerinin altında hangi güdülerin yattığı açıklanıyor. Bu yaklaşım, politika yapıcıların farklı hareket türlerini ayırt etmelerini ve her biri için göç politikaları tasarlamalarına katkı sunmayı hedefliyor.

Göçü güçlü bir amaca dönüştürmek için uluslararası işbirliğinin şart olduğu vurgulanan raporda hükümetlere verilen ana mesajlardan bazıları şöyle:  

•    Demografik farklılıklar ve iklim değişikliği nedeniyle göç, önümüzdeki on yıllar boyunca tüm gelir düzeylerindeki ülkeler için giderek daha gerekli hale gelecektir.

•    Vatandaşı oldukları ülkenin dışında yaşayan insanlara odaklanın. Göçü hem kaynak hem de hedef ülke olarak stratejik yönetin.

•    Bir göçmen ile göçmen olmayan arasındaki temel fark, gidilen ülkenin vatandaşlığı (ya da vatandaşlığının olmaması) ve buna bağlı haklardır. Bir göçmen vatandaşlığa geçtiğinde artık göçmen değildir: diğer vatandaşlarla aynı zorluklarla ve fırsatlarla karşı karşıyadır.

•    Sınır ötesi hareketlerin karmaşıklığını ve artan gerekliliğini kabul edin. 37 milyonu mülteci olmak üzere dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 2,3'ü -184 milyon insan- vatandaşı oldukları ülkenin dışında yaşamaktadır. Bunların yüzde 43'ü düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır. Dolayısıyla tüm gelir düzeylerindeki pek çok ülke aynı anda hem göçmenlerin çıkış noktası hem de varış noktasıdır.

•    Göçmenlerin insan haklarına ve onuruna saygı gösterin, göçmen karşıtı sorunlu hareketlere duyulan ihtiyacı azaltın ve kalkınmanın bu çabadaki kilit rolünü kabul edin.

•    Sınır ötesi hareketleri farklı şekilde yönetin. Göçmenlerin beceri ve niteliklerinin hedef ekonomilerin ihtiyaçları ile eşleşmesini güçlendirmek için ikili işbirliğini kullanın.

•    Göç veren (kaynak) ülkelerdeki hükümetler işgücü göçünü kalkınma stratejilerinin açık bir parçası haline getirmeli, göç alan (hedef) ülkelerdeki hükümetler ise işgücü ihtiyaçlarını karşılamak için "güçlü eşleşme" göçünü kullanmalıdır.

•    Göçmenlerin beceri ve niteliklerinin hedef ülkelerin ihtiyaçlarıyla ne kadar iyi eşleştiği, hareketlerinin ekonomik etkilerini büyük ölçüde belirler.

•    Çoğu mültecinin durumu uzun yıllar sürdüğü için, mültecilere mali ve sosyal açıdan sürdürülebilir bir şekilde uluslararası koruma sağlanmalı.

•    Mülteci hareketlerini ele alırken sorunları azaltacak bölgesel ve küresel müdahaleler geliştirin. Yeni ve öngörülebilir finansman araçları geliştirin. Ve şu anda birçok siyasi tartışmada yeterince temsil edilmeyen seslere kulak verin.