02 Mayıs 2025

İklim değişikliğinin yenilenebilir enerji faturası netleşiyor

IRENA, WMO ve ECMWF’nin ortaklaşa yayımladığı 2023 Küresel Yenilenebilir Enerji Raporu’na göre 2023, Türkiye'de hem enerji üretimi hem de talep açısından olağan dışı bir yıl oldu.

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF) tarafından yayımlanan 2023 yılına ait rapor, iklim değişkenliğinin rüzgar, güneş ve hidroelektrik üretimi ile enerji talebi üzerindeki etkilerini gözler önüne serdi.

2023: BÜYÜK ENERJİ SINAVI

Rapora göre, 2023 yılı şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıl olarak tarihe geçti. Küresel ortalama sıcaklık, sanayi öncesi döneme kıyasla 1.45°C daha yüksekti. El Niño olayının etkisiyle rüzgar hızları ve güneş ışınımı gibi iklimsel faktörlerde büyük değişimler yaşandı. Bu durum, enerji üretim kapasitesinde yüzde 15’e kadar dalgalanmalara yol açtı.

2023 yılında dünya genelinde güneş enerjisi kapasitesi yüzde 32 artarak 1.420 GW’a ulaştı. Bu artışla güneş, ilk kez hidroelektriği geride bıraktı. Rüzgar enerjisi kapasitesi ise yüzde 13 büyüyerek 1.000 GW’ı aştı. Elektrik tüketimi de yükselişini sürdürerek 29.500 TWh’ye ulaştı. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde enerji talebi hızla artarken, bu artış büyük oranda sanayileşme, nüfus büyümesi ve elektrikli araç kullanımı gibi etkenlere bağlandı.

TÜRKİYE, CİDDİ ŞEKİLDE ETKİLENDİ

2023, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sistemleri için iklim değişkenliğinin etkilerini en net şekilde yaşadığı yıllardan biri oldu. IRENA, WMO ve ECMWF tarafından hazırlanan “2023 Yılı Değerlendirmesi: İklim Odaklı Küresel Yenilenebilir Enerji Potansiyeli ve Enerji Talebi” başlıklı rapor, Türkiye’nin de güneş, rüzgar ve hidroelektrik üretiminde yaşanan dalgalanmaları ve artan enerji talebini mercek altına aldı. Rapora göre, Türkiye 2023 yılında yaşanan olağanüstü iklim olaylarından enerji açısından ciddi şekilde etkilendi.

RÜZGAR VE GÜNEŞ ÜRETİMİNDE DALGALANMALAR

Türkiye’de 2023 yılı rüzgar enerjisi üretiminde dönemsel dalgalanmalara sahne oldu. Özellikle yaz ve sonbahar aylarında, rüzgar kapasite faktörlerinde (CF) bazı aylarda yüzde 4 ila yüzde 8 oranında azalma görüldü. Bu durum, enerji üretiminde öngörülebilirliği azalttı ve şebeke yönetimini zorlaştırdı.

Güneş enerjisi tarafında ise yıllık ortalamada sınırlı bir artış yaşansa da, özellikle bulutlu geçen geçiş aylarında (ilkbahar ve sonbahar) üretimde dönemsel düşüşler yaşandı. Bu da güneş enerjisinin istikrarlı katkısını etkileyen önemli bir unsur oldu.

HİDROELEKTRİK ÜRETİMDE KRİTİK AZALMA

2023, Türkiye için hidroelektrik açısından zorlu bir yıldı. Yağış miktarlarının geçmiş ortalamalara göre düşük kalması, özellikle Güneydoğu ve İç Anadolu’daki hidroelektrik santrallerin üretim kapasitesini olumsuz etkiledi.

Rapor, bu düşüşün bazı bölgelerde yüzde 10-20 arası seviyelere ulaştığını belirtiyor.

ENERJİ TALEBİNDE İKLİM ETKİSİ

Türkiye’de 2023 yılı ortalamasına bakıldığında, enerji talebi göstergelerinde (EDD) soğuk dönemlerde düşüş, sıcak dönemlerde ise artış gözlendi. Özellikle yaz aylarında artan soğutma ihtiyacı, elektrik tüketimini önemli ölçüde yukarı çekti. Kış aylarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ise ısıtma kaynaklı enerji talebini azalttı.

PLANLAMA AÇISINDAN TÜRKİYE'YE TAVSİYELER

Rapor, Türkiye gibi enerji geçiş sürecinde olan ülkelerde iklim odaklı enerji planlamasının aciliyetine dikkat çekiyor. Mevsimsel hava tahminlerinin enerji arz-talep dengesine entegre edilmesi, olası arz açıklarını önceden görmeye ve üretim planlarını optimize etmeye yardımcı olabilir. Özellikle hidroelektriğe bağımlı bölgelerde, iklim değişkenliğine karşı daha esnek üretim modelleri öneriliyor.

Türkiye'nin yenilenebilir enerji kapasitesini artırırken komşu ülkelerle sınır ötesi enerji alışverişi ve veri paylaşımına daha fazla önem vermesi, arz güvenliği açısından stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.