05 Eylül 2024

Türkiye'de satın alma dijitalleşiyor

PwC Küresel Dijital Satın Alma Araştırması’na göre, Türkiye’nin satın almada dijitalleşme düzeyi, dünya ortalamasının üzerinde. Satın alma birimlerinin önceliklerine odaklanan ve detaylı sektörel analizler içeren raporu sizler için derledik.

Açılımı “PricewaterhouseCoopers” olan, merkezi Londra, Birleşik Krallık’ta bulunan PwC çok uluslu bir profesyonel hizmetler ağı. Dijitalin yerini sağlamlaştırdığı günümüzde konuyu mercek altına almak isteyen PwC, satın alma alanında dijital teknolojilerin yaygın ve başarılı bir şekilde kullanılma seviyesini daha iyi anlamak amacıyla küresel çapta bir “Dijital Satın alma Araştırması” gerçekleştirdi. Küresel çerçevede ikinci kez gerçekleştirilen araştırmaya beş kıtadaki 60’a yakın ülkeden bin şirket katıldı. Türkiye’deki satın alma profesyonellerinden ise 82 yanıtla yüksek düzeyde katılım sağlandı.

Peki neden satın alma üzerine yoğunlaşıldı? Bir şirket açısından stratejik öncelikler sıralamasında “Satın Alma” ve “Maliyet Kontrolü” birimleri ilk sırayı paylaşıyor. “Dijital Dönüşüm” ikinci, “Sürdürülebilirlik (CSR)” ile “Kaynak Bulma” ise üçüncü sırada geliyor.

Araştırmanın detaylarına geçmeden önce satın alma biriminin görevlerine dikkat çekmekte fayda var.

• Satın alma birimi, şirketin ihtiyaç duyduğu malzemeleri ve hizmetleri tedarik etmekle yükümlü. Bunlar, ofis malzemeleri, üretim için gerekli hammaddeler, temizlik, güvenlik, danışmanlık gibi hizmetleri de içerebilir.

• Satın alma, potansiyel tedarikçileri değerlendirip fiyatları karşılaştırır ve en uygun olanı seçer. Tüm bu süreçte tedarikçi ilişkilerini de yönetir.

• Şirketin maliyetlerini düşürmek ve kârlılığını artırmak için çalışan satın alma birimi, şirket lehine daha iyi fiyatlar ve ödeme koşulları sağlamak, stokları optimize etmek ve israfı azaltmak hedefiyle ilerler.

• Ürün ve hizmetlerin kalitesinde sürekliliği sağlamak da satın alma biriminin sorumlulukları arasında gelir.

• Tedarik zincirindeki diğer birimlerle koordinasyon hâlinde çalışması gereken satın alma birimi süreçleri optimize eder.

• Satın alma birimi, tedarik süreçlerinde yasalara ve etiğe uygun davranılmasını sağlamaktan da sorumlu. Tedarikçilerle yapılan sözleşmelerin yasalara uygun olması, ESC de denilen çevresel ve sosyal etkilerin göz önünde bulundurulması satın alma biriminin sorumluluğunda.

Bu görevlerin tamamı, şirketin kârlılığını artırma, operasyonları verimli hâle getirme ve müşteri memnuniyeti sağlama konusunda kilit bir önemde. Üstelik değişkenliği artan ekonomik, jeopolitik ve çevresel şartlar da satın alma birimlerini daha stratejik ve esnek olmaya mecbur bırakıyor. Daha iyi planlama, risk yönetimi ve alternatif tedarikçi seçeneklerine yönelme gibi adımlar, krizlerle başa çıkmak için kritik önemde. Bu adımlar dijitalleşme sayesinde çok daha hızlı, etkili ve güvenli bir şekilde atılabiliyor.

Araştırmanın sonuçları önemli

Küreselleşmiş ve hızlı tempoya sahip bir ekonomide, satın almanın dijitalleştirilmesi elbette çok önemli. Şirketlerin rekabetçi kalabilmesi ve sürekli değişen pazar koşullarına uyum sağlayabilmesi ancak bu yolla mümkün olabilir. İşte bu nedenledir ki süreç optimizasyonu ve maliyet azaltma gibi geleneksel hedeflere ek olarak, şeffaflık ve uyumluluk ihtiyacı da satın alma birimlerini dijital dönüşüme yönlendirmeye devam ediyor.

Satın alma biriminin bir şirket için ne kadar önemli olduğunun bilgisi pekiştikten sonra, PwC’nin bu yıl küresel ölçekte ikinci kez düzenlenen Küresel Dijital Satın alma Araştırması’nın ortaya koyduğu sonuçlara dikkat kesilmek gerektiği de ortaya çıkıyor.

Türkiye dahil yaklaşık 60 ülkede 1000’den fazla şirketin katıldığı araştırmaya endüstriyel ürün sunan şirketler ve hizmet veren şirketler dahil edilmiş. Endüstri alanında Üretim, Enerji ve Altyapı, İlaç Sanayi ve Sağlık Hizmetleri, Tüketici Ürünleri, İnşaat ve Altyapı, Otomotiv, Tarım-Gıda Endüstrisi, Havacılık, Savunma & Güvenlik ve Kimyasallar & Metaller, hizmetlerde ise Bankacılık, Sigorta ve Finansal Hizmetler, Teknoloji, Yazılım ve Telekomünikasyon, Dağıtım ve Perakende, Profesyonel Hizmetler, Kamu Sektörü ile Ulaşım ve Lojistik başlıklarına odaklanılmış.

Araştırma genel olarak satın alma alanındaki dijital dönüşümün küresel boyutlarına mercek tutarken, detaylara inildiğinde başlık başlık sektörel analizler içerdiği ve satın alma birimlerinin önceliklerine odaklandığı görülüyor. Tüm rapora dair tek cümlelik bir özet gerekirse, “Dijital dönüşüm satın alma profesyonelleri için temel bir öncelik olmayı sürdürüyor” demek doğru olur. Satın alma birimlerinin dijital dönüşümden beklentileri de benzer ve net: “Raporlama, düzenlemeleri takip ve operasyonel verimlilik kazanımları açısından somut ve olumlu sonuçlar.” Raporda dikkat çeken bir başka husus da Tedarikten Ödemeye (S2P) çözümlerinin vazgeçilmez olması.

Günümüzde satın alma birimlerinin dijitalleşme üzerine çizdikleri yol haritalarına bakıldığında planların, “CO2 emisyonlarının, tedarik zincirinin izlenebilirliği ve veri şeffaflığı gibi sürdürülebilirlik alanında” yer alan çalışma örnekleri ile şekillendiği görülüyor. Bu çerçeveden rapor, iç ve dış performans iyileştirme arayış ve çabalarının tüm sektörlerdeki şirketlerin satın alma işlevinin dijitalleşmesini hızlandırdığına da işaret ediyor.

Bu dönüşümü desteklemek için satın alma birimlerindeki çalışanların dahli ile sürdürülebilirlik, sözleşme yaşam döngüsü (CLM) ve tedarikçi ilişkileri yönetimi (SRM) gibi alanlarda yeni işlevler ve yetkinlikler geliştirmesi de mutlak gereklilik olarak görülüyor.

Gelecek üç yıl hedeflerinde ise şirketlerin dijital yol haritalarında en fazla öne çıkan başlıklar Veri Analitiği ve Tedarikten Sözleşmeye (S2C) çözümleri.



Türkiye’nin satın almada dijitalleşme düzeyi, dünya ortalamasının üzerinde

Araştırmanın Türkiye açısından önemi ise Türkiye’deki satın almada dijitalleşme düzeyinin, dünya ortalamasının üzerinde oluşu. Bulgular gösteriyor ki Türk şirketlerin oranı yüzde 93 iken dünyada bu oran yüzde 82. Bunca özene ve oranlara rağmen Türkiye’deki satın alma fonksiyonlarında temel başarı faktörlerinde yetersiz kalındığı ortaya çıkmış. Rapor, Türkiye’deki şirketlerin bu noktada küresel uygulamalarla uyum sağlama ve dijitalleşmenin faydalarını en üst düzeye çıkarma yolunda eksiklikleri tespit etmeye ve gidermeye yönelik çabalara duyduğu ihtiyacın da altını çiziyor.

Türkiye’de Tedarikten Sözleşmeye (S2C) dijitalleşme, Talepten Ödemeye (P2P) dijitalleşme ve veri analitiği uygulamaları, satın alma fonksiyonlarının yol haritasında temel öncelikler olmaya devam ediyor. Sürdürülebilirlik girişimleri ise küresel ortalamanın gerisinde kalıyor. Türk şirketlerinin satın alma birimleri, yol haritalarında Tedarikten Ödemeye (S2P) ve veri analitiğine öncelik vermeye devam edeceğini kaydediyor.

Türkiye’de yatırım taahhütlerine küçük ve orta ölçekli şirketler öncülük ederken, büyük şirketler ise dünya ortalamasını hedefliyor. Küçük ve orta ölçekli işletmeler dünya ortalamasına göre yüzde 59 daha yüksek yatırım taahhütleriyle dikkat çekiyor. Büyük ve çok büyük ölçekli şirketler ise dünya ortalamasına yakın seviyelerde yatırım yapmayı hedefliyor. Türkiye’de şirketlerin satın alma fonksiyonları çevresel hedeflere küresel ortalamaya benzer şekilde özel bir önem veriyor. Sosyal hedeflerde ise önemli ölçüde küresel ortalamanın gerisinde kalıyor. Türkiye, CO2 emisyonlarının izlenmesi gibi ESG girişimlerinin dahil edilme oranında geride.

Dijital Satın Almanın Mevcut Durumu ve Gelecek Planları

Genel olarak satın alma birimlerinin görünümü şu maddelerle özetlenebilir:

• Süreç optimizasyonu ve maliyet azaltma gibi geleneksel hedeflere ek olarak, şeffaflık ve uyumluluk ihtiyacı satın alma birimlerini dijital dönüşüme yöneltiyor.

• Şirketler açısından satın alma performansı, dijital dönüşüm ve stratejik kaynak kullanımı en önemli öncelikler olarak varlığını sürdürüyor. CSR sorunları ise üçüncü sırada geliyor.

• Şu bir gerçek ki artık Tedarikten Ödemeye (S2P) çözümleri şirketler açısından artık yeni normal. Ankete katılanların yüzde 94’ü çözümler için benzer dijital platformlar kullanıyor.

• Şirketler, dijital bir çözümü uygulamak için temel başarı faktörlerini değerlendirirken ilk olarak iş ihtiyaçlarına odaklanıyor. Teknik detayları ikinci plana alıyor.

Araştırmaya katılan satın alma birimlerinin gelecek planlarına ilişkin veriler ise şöyle:

• Satın alma birimleri, 2027 yılı için ortalama yüzde 70 oranında dijitalleşme hedefi belirlemiş. Yeni dönemde dayanıklılık ve yatırımların artırılması yoluyla yeni hedefe 2027 yılına kadar ulaşma olasılığı yüksek görülüyor.

• Küçük ve orta ölçekli şirketler, satın alma dijital dönüşümüne yönelik olarak 2024 ile 2027 arasında tahmini yüzde 6 oranında yatırım artırımı planlarken, büyük ve çok büyük ölçekli şirketler dijital dönüşüme ayırdığı yatırım kapasitelerini koruyor.

• Satın alma liderleri (CPO) yol haritalarını veri yönetimi, Tedarikten Sözleşmeye (S2C) sürecinin dijitalleşmesi ve risk yönetiminin yanı sıra yenilikçi Kurumsal Sorumluluk (CSR) kullanım senaryoları ve sözleşme yaşam döngüsü yönetimine odaklıyor.

• CSR alanında, çevresel konuları yönetmek, özellikle de Kapsam 3 Emisyonları’nın azaltılması, önümüzdeki üç yıl boyunca satın alma birimleri için önemli bir öncelik olacak.

• Araştırmaya katılan her iki şirketten biri, önümüzdeki üç yıl içinde Sözleşme Yaşam Döngüsü Yönetim Aracını (CLM) geliştirmeye veya bu alanda uygulamaya yatırım yapmayı planlıyor. Şirketlerin bu yatırımdan bekledikleri başlıca faydalar ise zamandan ve maliyetten tasarruf, daha fazla uyumluluk.  

Art arda yaşanan ekonomik, jeopolitik ve çevresel krizlerin yarattığı zorluklar satın almanın her zamankinden daha stratejik bir hâle geldiğini bir kez daha gösteriyor. Bu geçiş ve dönüşüm sürecinde satın almanın dijitalleşmesi ise son derece önemli bir rol oynuyor. Bu farkındalığın oluşması ve geleceğe dair planlarda satın almada dijitalleşmenin yerini sağlamlaştırması ise şart.

DİJİTALLEŞMEDE SEKTÖR VE HİZMETLERİN DURUMU

Hızı artarak devam eden teknolojik gelişmeler, bilgi üretimi, bilginin yaygınlaşması, kültür üretimi, üretilen bu yeni kültürlerin küresel ölçekte oluşturduğu etki alanı, sanayi ve üretim sisteminde yaşanan farklılaşmada en büyük role sahip. İçinde bulunduğumuz dijitalleşme çağında pek çok endüstri de dijitalleşme konusunda çaba gösteriyor; dijital çağın ürünlerinden faydalanmak ve dijitalleşen dünyada gücü elde etmek için çalışıyor.

ÜRETİM SANAYİİ

Üretim sektörü, finansal performansını artırmayı öncelik olarak belirliyor ve 2027’ye kadar veri analitiğine yatırım yapma konusunda iddialı planları bulunuyor. Finansal performans ve tedarikçi kaynak kullanımı, kârlılık, rekabet gücü ve müşteri taleplerini karşılama yeteneği açısından kritik öneme sahip olduğundan üretim şirketlerinin merkezinde yer alıyor. Bu konular, üretim şirketlerinin genel performansı ve uzun vadede hayatta kalmasıyla yakından bağlantılı. Şirketler, üretim sektörünün geleceğinin büyük ölçüde dijital dönüşümden faydalanma becerisine bağlı olduğunun farkında.

ENERJİ VE ALTYAPI

Bu sektöre özgü yüksek işletme maliyetinden dolayı, dijital dönüşüm yoluyla verimliliği arttırmak ve maliyeti düşürmek doğrudan kârlılığı etkiliyor. Gelecek üç yıl için enerji ve altyapı sektörü, satın alma birimlerinde dijital dönüşüm girişimlerinin odak noktası olarak talepten ödemeye (P2P) süreci benimseniyor.

SAĞLIK HİZMETLERİ VE İLAÇ SANAYİİ

Bu sektör, finansal performans ve yönetişim risklerinin izlenmesi konusuna ortalamanın üzerinde bir öncelik veriyor. Sektörün karmaşık ve regülasyonlara tabi olan doğası, etkili satın alma, araştırmaya yatırım yapma, mevzuat uyumluluğunun sürdürülmesi, beklenmeyen zorluklarla başa çıkma yeteneğini doğrudan etkiliyor.

TARIM VE GIDA SANAYİİ

Tarım ve gıda sektörü, 2027 dijital yol haritasında tedarikten sözleşmeye (S2C) sürecinde dijitalleşmeye öncelik vermeyi planlıyor. Ayrıca tarım ve gıda sektörü, iklim değişikliği ve biyoçeşitlilik azalmasına doğrudan duyarlılığı nedeniyle çevresel risklerin önemini daha fazla kabul ediyor. İklimle ilgili değişikliklerden ve biyolojik çeşitlilik sorunlarından doğrudan etkilenen sektörde artan bilinç, şirketleri çevreye duyarlı tarım ve gıda üretimi uygulamalarına teşvik ediyor.

EĞLENCE, İLETİŞİM VE MEDYA

Sektördeki küçük ve orta ölçekli şirketler, hizmet sektörü ortalamasının iki katından fazla yatırım yapıyor. Özellikle büyük ve çok büyük şirketlerin yatırımları sektör ortalamasının oldukça altında. Sektörde yer alan şirketler stratejik olarak veri analitiği, sözleşme yaşam döngüsü yönetimi ve risk yönetimine odaklanıyor. Ayrıca yatırımlar iş birliği portallarının ve ekosistemlerin geliştirilmesine ayrılıyor.

ULAŞIM VE LOJİSTİK

Ulaşım ve lojistik sektöründe, genel yatırımlar sektör ortalamasına kıyasla daha düşük. Bu durum özellikle küçük ve orta ölçekli şirketler için geçerli. Sektörde, satın alma dijital dönüşümüne genel olarak düşük yatırım yapılmasına rağmen veri analitiğine odaklanma önemli trendlerden biri.

KAMU

Kamu sektöründe dijital dönüşüm, sözleşme yaşam döngüsü yönetimi de dahil olmak üzere dijital satın alma yol haritasındaki en önemli öncelikler. Araştırmaya katılan tüm sektörler ve hizmetler arasında yalnızca kamu sektörü, satın alma süreçlerinin iç verimliliğini ve kişilere sunulan hizmetlerin kalitesini artırmak için stratejik öncelik açısından dijital dönüşümü finansal performansın önüne koyuyor. Kamu sektörü şirketlerinin 2027 dijital yol haritasında CO2 emisyon takibi yer almıyor. Şirketler yatırımlarını sözleşme yaşam döngüsü yönetimi, tedarikten sözleşmeye (S2C) ve satın almaya yönelik girişimlere odaklıyor.

TEKNOLOJİ, YAZILIM VE TELEKOMÜNİKASYON

Sektörde kaynaktan ödeme ekipmanı benimseme oranı sektör standartlarının üzerinde. Bu durum, satın alma süreçlerini modernize etmeyi ve kaynaktan ödemeyi optimize etmeye yönelik bağlılığı yansıtıyor. Küçük ve orta ölçekli şirketlerin dijital dönüşüme sektör standartlarının çok ötesinde yatırım yaptıkları dikkat çekiyor. Dijital dönüşümün rekabetçi ve yenilikçi olma konusunda oynadığı kritik rol özellikle küçük şirketler arasında daha fazla kabul görüyor.

KISA VADEDE DİJİTALLEŞME

Rapora göre, pandemi sonrasında satın alma birimlerinin dijitalleşmesi hız kazanırken önümüzdeki yıllara yönelik hedefler yavaşlama eğiliminde. 2024’te gerçekleşen dijitalleşme oranının, 2022 yılındaki oranla benzer olduğu görülüyor. Bu durumun birkaç olası açıklaması bulunuyor. Bunlar arasında, yatırımları yavaşlatan ardışık krizler, daha fazla dijitalleşmeyi gerektiren, hızla değişen ihtiyaçlar ve yatırım kararının dijitalleşmeye etkileri arasındaki zaman gecikmesi yer alıyor. Ancak 2027 yılına kadar yatırımları etkileyen krizler azalırsa, gerçek dijitalleşme oranının büyük ölçüde artması; ayrıca ERP’deki değişiklikler veya mevzuat kısıtlamaları gibi diğer faktörlerin de dijitalleşmeyi hızlandırması bekleniyor.