16 Eylül 2021

Yeni dünyanın yükselen kavramı: Dijital vatandaşlık

Teknoloji çağında farklı dünyalara ait iki kimliğimiz var! Biri fiziksel kimliğimiz diğeri de dijital alandaki kimliğimiz. Dijital dünyanın da gerçek dünya gibi kendi kuralları, doğruları, yanlışları, iyileri, kötüleri var. Çevrimiçi bu dünyanın içinde yer almak bizleri birer “dijital vatandaş” yapıyor. Peki, dijital vatandaş olmak ne anlama geliyor? Sizler için araştırdık!

Yeni bir milenyumun başlarındayız! Hayatlarımız birkaç nesil önceki atalarımıza göre çok daha hızlı, dinamik, değişken. Yaşadığımız dünya bile tek değil! Nasıl mı? Bir fiziki bir de dijital dünyamız var varlığımızı gösterdiğimiz. 

Dijital dünyanın da gerçek dünya gibi kendi kuralları, doğruları, yanlışları, iyileri, kötüleri var. Bu dünyanın içinde yer almak bizleri birer dijital vatandaş yapıyor. İnternetin sonsuz olasılıklarına açıldığında, yeni dünyanın gerçekleri seni bekliyor. Şimdi öncelikle internet kullanıcıları olarak hepimizin bir parçası olduğu dijital vatandaşlık nedir sorusuna bir göz atalım, sonrasında yeni çağın bize armağanı bu vatandaşlığın neleri kapsadığını bir öğrenelim.

Dijital vatandaşlık nedir?
Dijital vatandaşlık; bilgisayarlar, internet ve dijital cihazlar vasıtasıyla faydalanılan teknolojinin sorumlu kullanımı anlamına gelir. Bir bireyin teknolojiyi kullanırken etik davranması, uygunsuz davranışlardan kaçınması demektir. Dijital vatandaşlık genel anlamda, sanal dünyadaki doğru, güvenli davranış kalıplarını ve bunların çerçevesini ifade eder.  
 
Dijital vatandaşlık, zihnimizde var olan vatandaşlık tanımından pek farklı değil aslında. Dijital platformlarda; pozitif, sorumlu, sorgulayıcı, insan haklarına saygılı olmaktır. Bu yeterlilikleri öğrenmek ve sanal ortamda da bunları uygulamaktır. İşimizi, hayatlarımızı büyük ölçüde kolaylaştıran internetin; ne yapılırsa yapılsın, nasıl davranılırsa davranılsın hiçbir önem arz etmediği, her şeyin zaman içinde buharlaşıp yok olduğu bir mecra olmadığının bilincinde olmaktır. Dijital vatandaşlık tüm bu niteliklerin yanı sıra başkalarına zarar vermekten de özenle kaçınmayı gerekli kılar.
 
Sanal dünyadaki ayak izleri
İnternetteki adımlarımızın zaman içinde yok olmadığını söyledik. Sanal dünyada bıraktığımız bu ize dijital ayak izi deniliyor. Dijital ayak izini, “internet kullanıcısının web tarayıcısının internette bıraktığı işaret” olarak da tanımlamak mümkün. Herhangi bir web sitesine gittiğinizde, “ayak izinizi” gören bazı yazılımlar tarafından takip edilirsiniz. Sonuç olarak web siteleri kim olduğunuzu, web sitelerini kaç kez ziyaret ettiğinizi ve ziyaret ederken neler yaptığınızı bilir.
 
Gazete okuyoruz, işlerimizi düzenliyoruz, çalışıyoruz, bilet alıyoruz, alışverişimizi tamamlıyoruz, arkadaşlarımızla konuşuyoruz, bankacılık işlemlerimizi gerçekleştiriyoruz. Hepsini internet aracığıyla yapıyoruz. Özetle dijital ayak izlerimizi her yere bırakıyoruz.
 
Nasıl iyi bir dijital vatandaş olunur?
İyi bir dijital vatandaş olmanın çeşitli kuralları var ve bu kurallar zaman içinde koşullara göre değişim gösterebiliyor. İyi bir dijital vatandaş olmanın ilk kuralı; dijital okuryazarlık! Yani, internet dünyasında yanlış bilgilerle doğru bilgileri ayırt edebilme becerisi.
 
İnternette her gün karşımıza sayısız teklifler, seçenekler, bilgiler çıkıyor. Dijital okuryazarlık, bu bilgilerin doğru ya da güvenilir olup olmadığına karşı duyarlılığımızı, farkındalığımızı üst düzeyde tutmaktır. Örneğin, keyifle internet sayfalarında gezinirken önünüzde beliren ve size çok cazip gelebilecek “bir fırsata” tıklamanız, yönlendirildiğiniz sayfada kişisel bilgilerinizi paylaşmanız sizi üzecek gelişmeler yaşamanıza neden olabilir. Dolaysıyla, internette güvenli sayfalarda gezinmek, bu güvenliği sağlamak için bilgisayara koruyucu programlar yüklemek önlem almak açısından büyük önem taşıyor.
 
Gerçek hayatta yapamayacağınız hiçbir şeyi, internette de yapmayın!
Günlük hayatınızı şöyle kısaca aklınızdan geçirebilir misiniz? Neler yapıyorsunuz? Mesela markete gitmek, çalışmak, toplu taşıt araçlarına binmek, arkadaşlarınızla sohbet etmek… Bu aktiviteleri artırmak mümkün elbette. Bunları yaparken karşınızdaki insanlara bağırdığınızı, kötü sözler sarf ettiğinizi düşünün! Kulağa ne kadar yanlış geliyor değil mi? Ancak sosyal medya öyle bir ortam ki, bazı kişiler normal hayatta söylemeyecekleri sözleri, klavyede yazmakta sakınca görmeyebiliyorlar. Bu davranış etik olmadığı gibi, aynı zamanda bunun doğurabileceği yasal sonuçlar da olabilir. Sosyal medyada, kişi ya da kurum haklarına yapılan sözlü saldırı, hukuki bir suç doğurur ve bunun sonuçları vardır. Dolayısıyla, internet ortamında yapılan her türlü yazılı bildirimin hukuku bir karşılığı olduğunu bilmek dijital vatandaşlığın en önemli unsurları arasında yer alır. Bu konuyla ilgili unutulmaması gereken kuralı da hemen buraya not düşelim: Gerçek hayatta yapamayacağınız hiçbir şeyi, internette de yapmayın!
 
İyiyle kötü arasında büyük bir fark var!

Yeni çağın insanları olarak elimizde öyle güçlü bir malzeme var ki, nasıl kullandığımız hayat pratiklerimizi büyük ölçüde etkiliyor: Teknoloji! Faydalı bilgiler öğrenip, araştırmalar yapabileceğimiz internet aynı zamanda zamanımızı boşa harcayabileceğimiz zararlı bir alışkanlığa da dönüşebilir. Dijital bir kütüphanedeki derya deniz kitaplara dalabiliriz ya da basit bir oyuna kendimizi kaptırıp saatlerimizi geçirebiliriz. Sorumlu bir dijital vatandaş olmanın olmazsa olmazlarında biri de, elimizdeki bu büyük gücü olumlu şeyler için kullanmaktır.  Sonuç olarak, iyi dijital vatandaşlık ile kötü dijital vatandaşlık arasında büyük bir fark var!
 
Bunun yanı sıra bilgi kirliliği de, dijital dünyanın güvenilirliği açısından ciddi bir sorun. Yalan yanlış haberler o kadar çok ki, zaman zaman doğru ve dikkate alınması gereken bir haber bile bu kaosun içinde kaybolup gidebiliyor. Dolayısıyla, bilgi edinilen, gezinilen siteleri iyi tanımak, dijital dünyada hasar almamanın önemli koşulları arasında yer alıyor. İnternette ulaştığımız bilgilere sorgulayıcı bir açıdan yaklaşmalı ve bu bilgiyi çeşitli kaynaklardan teyit ederek doğruluğuna inanmalısınız. Yoksa kendinizi bilgi karmaşasında kaybetmeniz işten bile değil!
 
Zayıf şifre tehlike demek!
Sorumlu bir dijital vatandaşın internette dahil olduğu platformlarda kullandığı şifreler mutlaka güçlü olmalı. Diğer türlü bilgisayar korsanları şifrenizi kolaylıkla kırarak bilgilerinize ulaşabilir. Güçlü bir şifrenin nasıl oluşturulması gerektiği konusunda genellikle web siteleri yönlendirmeler yapıyor ancak biz de bu konuda kısaca bilgi verelim: Güvenliğinizi tehlikeye atmayacak bir şifre için büyük, küçük harf ve noktalama işaretleri yani özel karakterleri kullanmaya özen gösterin. Şifrelerinizi belirli zaman aralıklarında değiştirin bunu yaparken farklı kombinasyonlarda kullanmayı da unutmayın. Farklı platformlar için değişik şifreler kullanın. İyi bir dijital vatandaşın kredi kartı, kişisel iletişim bilgileri gibi her türlü bilgiyi elde etmek isteyen web sitelerine karşı dikkatli olması gerektiğini unutmayın.
 
Farkında olmadan suç işlemek istemiyorsanız…
Tıklama tuzağı, birinin ilgisini çekmek ve tıklamasını sağlamak için kasıtlı olarak yazılan herhangi bir metin, başlık, video başlığı vb. anlamına gelir. Genel olarak konuşursak, tıklama tuzağı, insanları web sitelerine çekmek, böylece reklam gösterebilmeleri ve gelir elde edebilmeleri için yazılır. Ayrıca, bireylerin bilgisayarlarına kötü amaçlı yazılım bulaştırmak isteyen kötü niyetli web sitesi sahipleri tarafından da kullanılır. Kullanıcılar, böyle durumlara karşı tetikte olmalıdır. Farkında olmadan suç işlemek istemiyorsanız, internet ortamında işlenen suçlar ve mücadele yöntemlerine karşı bilinçli olmalısınız. Dijital dünyaya dair temel bilgilere hâkim olmak, istemeden de olsa dijital suç işlemekten sizi koruyacaktır.