26 Ağustos 2021

Yöneticilerin gizli silahı: Evanjelizm sanatı

Latince “iyinin habercisi olmak” anlamına gelen Evanjelizm, iş dünyası için bir ürünün ya da hizmetin insanların hayatlarını nasıl etkileyebileceğini ifade etmenin bir yolu. Örneğin, Apple gibi global şirketler, ürünlerini pazarlarken bu ürünler sayesinde insanların daha yaratıcı ve üretken olacağına vurgu yapıyorlar. Yalnızca bir ürün satmaktan öte, insanları aynı zamanda o ürüne dair bir deneyimi almaya da ikna etme sanatıdır bu.

Evanjelizm, üreticiden müşteriye elden ele geçen bir anahtar gibi de düşünülebilir. Aslında müşteriler, bir işin en önemli evanjelistidir. Çünkü hiçbir ücret almadan ürününüz ya da hizmetiniz hakkında bilgi yaymak konusunda önemli bir potansiyel taşırlar. Örneğin Starbucks bardakları üzerine yazılmış isimlerini çekip sosyal medyada paylaşan insanlar, buna güzel bir örnek olabilir. Bugün Starbucks denildiğinde akla yalnızca kahvenin değil aynı zamanda sadece oraya ait özel bir ambiyansın gelmesi de bu başarıdan kaynaklanıyor.

Evanjelistliği yalnızca satış departmanlarının değil, farklı birçok departmandan yöneticinin yapabileceği de unutulmamalı. Eğer bir yöneticiyseniz, hem kurum içinde -molalarda, e-mailler üzerinden ya da ortak çalışmalarınızda- hem de kurum dışında – Facebook, Twitter gibi hesaplardan- her fırsatta bu rolü üstlenmelisiniz. Sosyal medya çağında, evanjelizm herkesin işi olabilir.

Tüketicinin tüm beklentilerini karşılayan bir şirket için bunu yapmak elbette kolay. Bu ürün ya da servisler genelde kullanıcıların olası tüm ihtiyaçlarını önceden hesaplamış, yenilikçi ve akıllı tasarımları sayesinde kullanıcıya keyif verir ve dolayısıyla memnuniyet yaratırlar. Büyük markaların kendini kanıtlamış ürünlerini satmıyor olsanız da muhtemelen şirketiniz hala kıymetli ve onu diğerlerinden ayıracak bir şeyler sunuyor ve bu sebeple evanjelizm sizin için de geçerli. Bu her zaman bir ürün ya da hizmet olmak zorunda da değil. Kurumsal yapınız ve değerleriniz, esnek çalışma düzeniniz gibi özellikleriniz de buna araç olabilir.

Böyle düşünüldüğünde, yalnızca şirketinizin tanıtımını yapmış olmuyorsunuz. Aynı zamanda çalışanlarınızın da örnek aldığı bir değer haline geliyorsunuz. İşini tutkuyla yapan, geliştirmek için sürece dahil olan bir çalışan olarak, meslektaşlarınızı etkiliyorsunuz. Böylece liderlik vasfınızı da göstermiş ve kanıtlamış oluyorsunuz. Aslında etrafınıza baksanız, bir sürü evangelist olduğunu fark edebilirsiniz! Bir ürünün fotoğrafını çekip sosyal medyasında paylaşan, şirketin çalışmaları hakkında tweet atan çalışanlar bunu yapıyor bile. Bu insanlar bugün, birçok büyük şirketin bünyesinde bulundurmak istediği çalışan profilini anlatıyor. Dolayısıyla, bu gruba dahil olmak için gerekli yetkinlikleri geç kalmadan edinmek gerek. Bunun üç temel ve kolay yolu var: network, topluluk konuşmaları, sosyal medya.

Network
Halihazırda tanıdığınız ya da sizi bilen insanları ürün ya da servisleriniz hakkında bilgilendirmek çoğu şeyden kolay. Eğer bu tarz konuşmalar yapmaktan çekiniyorsanız ya da şirketiniz hakkında yapacağınız bu sohbetlerin manipülatif olacağını düşünüyorsanız bakış açınızı değiştirmelisiniz. Network oluşturmak, uzun soluklu, güven ilişkisine dayanan ve bu sayede şirketiniz hakkında verdiğiniz bilgilerin güvenilir bulunmasını sağlayan en önemli şeylerden biridir. Daha fazla insanın sizden haberdar olması için farklı birimleri ziyaret edebilir, daha fazla etkinliğe katılabilirsiniz. İnsanlarla kurduğunuz ilişkiyi ilerletmek ve networkünüze dahil etmek için, siz de onları tanımaya istekli olduğunuzu göstermelisiniz. Yalnızca anlatmayın, aynı zamanda sorular sorun! Her ne kadar iş için bir network geliştiriyor olsanız da yalnızca işinizden konuşmak insanlar için sıkıcı olabilir. Farklı konulardaki ilgi alanlarınızdan bahsetmekten çekinmeyin. Örneğin severek yaptığınız bir spor dalından bahsetmek, beklemediğiniz bir etki yaratabilir.

Verdiğiniz sözleri tutun, ya da yaptığınız görüşmeyi sürdürün. Yeni tanıştığınız biriyle, üzerinden çok zaman geçmeden tekrar bir konuşma ya da mailleşme fırsatı yaratın. Birçok insan, bu kısa tanışmaların devamını getirmediği için bu şansınızı arttıracaktır. E-maillerinizi etkili biçimde kullanmak da benzer şekilde önemli. 48 saat içinde cevap verin, mesajlarınızı kısa ve anlaşılır tutun. Ulaşılması zor biri olmayın ve talep etmekle kalmayıp karşınızdaki insanın bir ihtiyacı olduğunda ona destek olun ki karşılıklı ilişkiniz daha da kuvvetlensin.

Topluluk konuşmaları
Kalabalık gruplara konuşmalar yapmak, evanjelizm için olmazsa olmaz bir özellik. Bu konuda bir çekinceniz varsa, mutlaka kendinize güvenerek konuşma yapacak hale gelmek için çabalamalısınız.  Eğer yapacağınız konuşmanın konusuna hakimseniz ve söyleyecek sözünüz varsa, bu zaten kolay olacaktır. Eğer yeterli bilgiye sahip değilseniz konuşma yapmaktan uzak durmalı ya da böyle bir imkânınız yoksa, konuyu detaylıca araştırmalısınız. Konuşmanızda kendinize ya da şirketinize çok büyük bir yer vermemelisiniz. Aksi halde insanlar bunu sıkıcı bulabilir ve yalnızca bir satış konuşması olarak algılayabilir. Bunun yerine konuşmanın ilk üç beş dakikasını, o gün konuşmayı hangi gruba yapıyorsanız onlara ithafen yapın. Böylece insanlarda bu konuşma için hazırlandığınız ve katılımcıların özel bir deneyim yaşamasını önemsediğiniz izlenimi uyandırabilirsiniz. Konuşmanızın eğlenceli olduğundan emin olun ve daha samimi olması için kendi ailenizden, çocuklarınızdan, okuduklarınızdan örnekler verin. İyi bir konuşmacı mutlaka anlattıklarını destekleyen hikayeler kullanır. Konuşma yapmak, yalnızca konuşmanın kendisinden ibaret olarak düşünülmemeli. Konuşmadan önce sizi dinlemeye gelmiş birkaç kişi ile konuşmak, selamlaşmak hem başarınızı daha görünür kılacaktır hem de insanların sizi daha büyük bir ilgiyle dinlemesini sağlar. Konuşmanızı mutlaka öncesinde pratik etmeyi de unutmayın.

Sosyal medya
Sosyal medya, otel salonlarında toplanmış insanlara konuşma yapmakla kıyaslandığında bugün son derece hızlı, masrafsız, pratik avantajlı bir kaynak. Facebook, Instagram, LinkedIn, Pinterest, Twitter gibi sosyal medya mecraları, başka yöntemlerle bir yılda ulaşacağınız kitleye ve hatta çok daha fazlasına dakikalar, günler içinde ulaşmanızı sağlıyor.  Sosyal medya üzerinde başarılı olmanın yolu “iyi şeyler” paylaşmaktan geçiyor. Bir paylaşımın iyi olması için;

  • Bilgi vermesi, içermesi gerekir.

  • Analiz içermesi gerekir: Verdiği bilginin ne anlama geldiğini açıklar.

  • Destek içerir: Takipçiye bir şeyi nasıl yapacağına dair bilgi verir.

  • Eğlencelidir: Takipçinin ilgisini çekebilecek, keyifli ayrıntılar içerir.

Takipçileriniz yalnızca sizinle ilgilenmiyor. Daha büyük düşünün; gündemle ya da başka alanlarla bağlantılar kurun, yaratıcı paylaşımlar yapın. Şirketinizin kurumsal değerlerini ve hedeflerini destekleyen ya da anlatan yazıları paylaşıp daha güçlü bir profil yaratma fırsatını yakalayın. İnsanları kısa ve hınzır cümleler ile yakalamalısınız. Aksi halde çabuk vazgeçerler ve dikkatleri dağılır. Anlatacaklarınızı çok karakter kullanmadan, iki üç cümle ile anlatın. Başka insanların içeriklerimi paylaşmaktan çekinmeyin. İnsanlarla etkileşim kurun; yorum yapıp, beğenin. Postlarınıza link de ekleyerek takipçinin daha fazla bilgi edinebileceği sitelere gitmesini kolaylaştırın. Kullandığınız mecranın trendlerine uyum sağlayın. Örneğin Twitter’da hashtagler kullanın. Mutlaka aktif olun. Birbirinden farklı içerikleri düzenli olarak paylaşmayı ihmal etmeyin.

Unutmayın, evanjelizm yalnızca bir tanıtım değil; insanlara sizin, ekibinizin, şirketinizin en iyi halini, potansiyelini, yapabileceklerinizi ve gücünüzü yansıtmak için sahip olduğunuz son derece kıymetli bir araç!