24 Ekim 2025

Gençler arasında kalp sorunları neden artıyor?

Araştırmalar ve sağlık otoritelerinin açıkladığı verilere göre kalp rahatsızlıkları vakalarında gençlerin sayısı artıyor. Uzmanlar, bu durumun en önemli nedeni olarak yaşam tarzını işaret ediyor.

Sağlık otoritelerine göre 20'li yaşlarında veya 30'larının başında, fiziksel olarak zorlayıcı bir şey yapmadıkları halde ani ve beklenmedik kalp krizinden hayatını kaybedenlerin sayısında artış var. 

Kalp krizi vakalarındaki artışın arkasında neler olabileceğini uzmanlar cevapladı. 

VAKA SAYISI ARTIYOR 

BBC’de yer alan habere göre, ABD'de yapılan bir araştırma da 30-45 yaş arası kişilerde kalp rahatsızlıklarının son 15 yılda yüzde 50 arttığını ortaya koydu. 

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre (WHO) kalp-damar rahatsızlıkları dünyadaki birinci ölüm sebebi.

2019'da dünyadaki tüm ölümlerin yüzde 32'sini oluşturan 17,9 milyon kişinin ölümünden kardiyovasküler hastalıklar sorumluydu. Bunların yüzde 85'ine de iki şey yol açıyordu: Kalp krizi ve inme.

Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Dubai kentinde bulunan King's College Hospital London'dan kalp cerrahı James Aitchison, kalp-damar rahatsızlıklarını etkilediği bilinen faktörlerde yüzde 20 artışa işaret eden veriler olduğunu söylüyor.

Lübnan'daki Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde kardiyoloji profesörü olan Samir Alam da son 10 yılda gençlerde kalp krizi ve inme vakalarında sert bir artış gördüğünü, ölüm oranlarının da "endişe verici bir şekilde arttığını" belirtiyor.

Kalp rahatsızlıklarının genellikle erkekleri etkileyen bir sorun olduğu düşüncesi yaygın olsa da uzmanlar bunun doğru olmadığını kardiyovasküler hastalıkların hem erkekler hem kadınlar arasında birincil ölüm nedeni olduğunu hatırlatıyor. 

EN ÖNEMLİ NEDEN YAŞAM TARZI 

Her iki uzman da, bu artışın potansiyel nedenleri olarak, kalp damarlarını olumsuz etkileyen bazı faktörlere işaret ediyor: Hayat tarzındaki değişimler, televizyon karşısında veya elde cep telefonu ile uzun süre oturmak, sağlıksız ve yağlı fast food tüketmek…

James Aitchison, günümüzde gençlerin daha az hareket ettiğini belirterek, tavsiyelerini şu şekilde sıralıyor: “Örneğin bazıları işe gitmek için bile yürümüyor. Her hafta en az üç gün 30'ar dakika hareketli egzersizler yapmak gerekiyor. Hareketli egzersizden kasıt, terleme kalp atışında hızlanma ve sonrasında bir miktar yorgunluğa yol açan türden egzersizler.”

Öte yandan uzmanlar, obezite, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, diyabet ve tütün tüketiminin gençler arasındaki kalp sorunlarının artışını etkileyen ana faktör olduğu görüşünde ortaklaşıyor. 

Buna ek olarak Covid-19'un da kalp damarlarına olumsuz etkilerinin olduğunu söylüyor. Bazı araştırmalarda Covid-19'u kalp krizi, inme ve erken ölümle ilişkilendirmişti – üstelik hastalığı geçirdikten üç yıl sonra bile bu riskin yüksek olduğu görüldü. 

STRES HASTALIĞI TETİKLİYOR MU?

Kimi uzmanlara göre modern hayatın kronik stresi de kardiyovasküler rahatsızlıkların arkasında olabilir.
Prof. Samir Alam, stres ve kalp sorunları arasında doğrudan bağlantı olduğunu gösteren bilimsel araştırmaları hatırlatarak, “Stresin etkisi büyük ve önemli. Psikolojik stresin doğrudan etkisi var. Beynin stres altında vücuda gönderdiği sinyaller damarların sertleşmesine yol açıyor. Stres sadece doğrudan kalp krizine yol açmıyor, aynı zamanda uzun vadede kalp krizini tetikleyebilecek sorunlara da yol açabiliyor. Stres her zaman hayatımızda olacak bir şey. Fakat herkes stresten kurtulmanın veya onunla en az zarar verecek şekilde başa çıkmanın kendine göre bir yolunu bulmalı” diyor. 

Aitchison ise stresin kalp krizinde bir etken olduğunu kabul ederken, bunun esas neden olmadığını belirterek, “Buradaki faktörlerin yarısı ebeveynlerimizden gelen genlerden, diğer yarısı ise hayat tarzımızdan kaynaklanıyor. Ama iş veya günlük hayatın sorunlarından kaynaklanan stres kalp sorunlarını artırabiliyor. İşlerini kaybetmekten endişe edenlerin kalp sorunu yaşama ihtimali yüzde 20 daha fazla. Ayrıca bekar kişilerin de evlilere kıyasla daha fazla kalp sorunu yaşama ihtimali var.

Fakat bu fark evliliğin kendisinden değil, hayatınızı paylaştığınız ve sizi önemseyen biri olmasından kaynaklanıyor.
Vücutlarımız strese girdiğinde kortizol adlı bir hormon salgılıyor. Araştırmalar, uzun süre boyunca stres nedeniyle yüksek olan kortizol seviyelerinin kolesterol, diyabet ve tansiyon gibi sorunlara yol açabildiğini gösteriyor ve bu sorunlar da kalp rahatsızlıklarında önemli birer faktör.

Kronik stres damarlardaki kalsiyum seviyesini de artırabiliyor ve bunlar damarlarda birikmesi durumunda tıkanıklığa ve ölümcül kalp krizine neden olabiliyor.” 

KENT KİRLİLİĞİ BAŞKA BİR NEDEN Mİ? 

Prof. Samir Alam, kalp krizlerinin artmasına yol açan "ölümcül karışımı" bileşenlerine ayırmaya devam ederken küresel ısınma ve kirliliğin de rolü olduğunu söylüyor:

"Kirlilik dediğimizde sadece toz, duman veya hava kirliliğini değil, aynı zamanda gürültü kirliliğini ve onun uykuya etkisini de kastediyoruz. Bazı araştırmalar kent gürültüsünün gençlerde kalp krizi riskini ciddi oranda artırabileceğini gösteriyor - geleneksel risk faktörleri düşük olan gençlerde bile."

KALBİMİZİ KORUMAK İÇİN NE YAPMALI? 

Prof. Asamir Alam’ın İlk tavsiyesi "sigarayı bırakıp yediklerimize dikkat etmek için 50 yaşımıza gelmeyi beklememiz lazım" oluyor:

"Anneler çocuklarına verdikleri gıda ve sütün kalitesine dikkat etmeli. Çocukluktaki bazı faktörler ilerleyen yaşlarda kalp rahatsızlığı riskini artırabiliyor. Hastalık önleme, beşikten mezara kadar devam eden bir süreç."

Alam, sağlık kontrollerinin çok önemli olduğunu vurgularken, herkesin maddi durumunun buna elvermediğini da kabul ediyor, "Bu yüzden önleyici faaliyetler kontrollerden daha önemli" diyor.

Erkeklere 40 yaşından itibaren, kadınlara da 45'ten itibaren düzenli kalp kontrolü öneriyor.

Dünya genelinde en yaygın ölüm nedenlerinin kalp krizi ve kanser olduğunu hatırlatan Prof. Alam, kalp sağlığı için yapacağımız şeylerin çoğunun kanser riskini de azalttığına dikkat çekiyor.