20 Mart 2020

Suyun can verdiği olağanüstü destinasyonlar

Denizler, göller, nehirler, şelaleler… Hepsi bize suyun her haliyle güzel olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. İçlerinden bazısı görüp görebileceğiniz en ilginç manzaraları sunuyor: Volkanik bir patlamanın ardından oluşan Iguazu Şelaleleri, içindeki algler sayesinde suya düşmüş bir gökkuşağını andıran Cano Cristales Nehri ve dahası… 22 Mart Dünya Su Günü sebebiyle dünyanın en ilginç su kaynaklarını derledik.
 
Salda Gölü, Burdur
Çoğumuzun sosyal medya sayesinde keşfettiği "saklı cennet" Salda Gölü, Burdur'un Yeşilova ilçesine 4 km uzaklıkta bulunuyor. 44 kilometrelik bir alanı kaplayan göl, 184 metreye varan bir derinliğe sahip. "Türkiye'nin Maldivleri" olarak ün kazanan göl, bunu turkuaz suları ve beyaz kumsalına borçlu... Burdur, Denizli ve Antalya üçgeninin ortasında yer alan Salda Gölü'ne üç şehirden de ulaşmak mümkün. Kamp yapanların ilgisini çeken gölün etrafındaki karaçam ormanları; tilki, keklik, tavşan gibi hayvan türlerini barındırıyor. Türkiye'nin en temiz gölü olan Salda Gölü, 1989 yılından bu yana koruma altında. Gölün son zamanlarda yoğun ziyaretçi akımına uğraması, yetkilileri harekete geçirdi. Sıkı tedbirlerin alındığı gölde, çukur açmak, çamur banyosu yapmak, killi çamur ve kum almak yasaklandı. Aynı zamanda bölgede artan turist sayısına bağlı olarak seyir amaçlı, göl kıyısından uzak ve çevreci malzemelerle yapılacak bir Millet Parkı projesi bulunuyor.

salda.jpg

Karagöl, Artvin
Her mevsim ziyaretçilerine bambaşka bir görsel şölen sunan Borçka Karagöl, doğa ananın insanoğluna bahşettiği en güzel manzaralardan birine sahip. Bir heyelan gölü olan Borçka Karagöl, yemyeşil doğası ile cennetin yeryüzündeki bir yansıması gibi adeta. Günümüzde Klaskur Yaylası olarak bilinen yaylanın yakınlarında bulunan bir tepenin 1800’lü yıllarda heyelan sonucunda kayıp Klaskur Deresi’nin önünü kapatması sonucunda ortaya çıkmış bu eşsiz göl. 2002 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla tabiat parkı olarak ilan edilen bölge, bu sayede bakirliği korumayı başarmış. Şehrin keşmekeşinden kaçıp yemyeşil bir doğanın içinde huzur bulmak isteyenleri kendisine çeken Karagöl, ziyaretçilerine yürüyüş, sandallarla geziye çıkma ve kamp yapma gibi pek çok alternatif sunuyor. Hatırlatmakta fayda var buraya gelirken yanınızda yağmurluk getirmeyi ihmal etmeyin. Eğer Karagöl’ü çok sevdik burada konaklayalım derseniz burasının bir milli park olduğu için yapılaşmaya açılmamış olduğunu belirtelim. Dolayısıyla göle en yakın konaklama yeri olan pansiyonlar 5-10 km uzakta.

karagol.jpg

Plitvice Gölleri, Hırvatistan

16 gölün birleşmesiyle oluşan ve her biri birbirine şelalelerle bağlanan Plitvice Gölleri, yemyeşil ormanlar içinde ilginç bir görüntü sunuyorlar. 1949 yılında milli park ilan edilen bölgede ayı, kartal, kuş, vaşak gibi çeşitli hayvan türleri yaşıyor. Turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Plitvice Gölleri, mavi ve yeşilin binbir tonunu buluşturuyor.  Kalker bölgede bulunan, travertenler arasındaki göller zengin mineral sular meydana getirirken, sürekli yeni göl, şelale ve mağaralar oluşturuyor. İsterseniz kışın donmuş şelale ve göllerin nefes kesen görüntüsünü izlemeye gidin, ister yazın havaların ısınmasıyla çözülen suların akışını görmeye… Her şekilde etkilenerek döneceğiniz kesin.

plivitce.jpg

Caño Cristales, Kolombiya

En güzel gökkuşağı bile bu kadar masalsı olamaz. Cano Cristales, pembe, turuncu, yeşil, mavi tonlarının sanki bir tablo gibi birbirine karışarak aktığı bir nehir… Yılın belli dönemlerinde ortaya çıkan eşsiz görüntüyü örneğin eylül ayında yakalayabilirsiniz. Nehre bu enteresan görüntüyü suyun içinde yetişen farklı su yosunları ve bitkiler veriyor. Karayoluyla gidilemeyen bir yerde bulunan nehri görmek için bölgeye en yakın yer olan La Macerena’ya gitmek gerekiyor. Bu kasabadan nehrin içinde olduğu milli parka gidebilirsiniz.

Cano-Cristales.jpg

Kaynayan Göl (Boiling Lake), Dominik

Morne Trois Milli Parkı’nın dağlık bölgesinde yer alan göl, sıcak hava baloncukları ve üzerindeki buhar bulutuyla kaynıyor gibi göründüğünden bu adı alıyor. Aslında bu etkiyi yaratan şey; tabanındaki çatlaktan sızan ve sıvı lavların oluşturduğu sıcak gazlar. Dünyanın en büyük 2. kaplıcası unvanını taşıyan göle, ne yazık ki 80-90 santigrat sıcaklık nedeniyle girmek imkânsız. Bu yüzden 76 metre genişliğinde ve 60 metre derinliğinde olan bu gölde yüzmek yasak.
 
kaynayan-gol.jpg

Iguazu Şelaleleri, Güney Amerika
“Volkanik patlamaların olduğu cehennem gibi bir yer, gelecekte bir cennete dönüşebilir mi?” sorusunun yanıtı “evet”. Misal Iguazu Şelaleleri… Yağmur ormanlarıyla çevrili, eşsiz fauna ve floraya sahip olan şelale, Niagara ve Victoria’yı geride bırakarak dünyanın en büyük şelalesi ünvanını elinde tutuyor. Güney Amerika’nın ortasında, Arjantin-Brezilya-Paraguay ülkelerinin kesiştiği yerde bulunan Iguazu Şelaleleri’ne Arjantin ya da Brezilya üzerinden gidebilirsiniz. En güzel zamanı ilkbahar ve sonbahar aylarında olan şelaleyi Arjantin’deki Iguazu, Brezilya’daki Iguacu Milli Parkı’ndan ziyaret edebilirsiniz.

igazu.jpg

Benekli Göl, Kanada

Üzerindeki çembere benzeyen lekeler nedeniyle “Benekli Göl” olarak anılan göl Kanada’nın Osoyoos yakınlarında yer alıyor. Magnezyum sülfat, sodyum ve kalsiyum başta olmak üzere birçok mineral barındıran göldeki benekler, yazın sıcak havada buharlaşınca ortaya çıkıyor. Yerliler tarafından suyu kutsal ve şifalı olarak kabul edilen Benekli Göl, Ernest Smith ve ailesi tarafından satın alınarak bakımı yapıldı. Beyaz, yeşil ve sarı renk alan Benekli Göl’ün çevresini gezebilirsiniz.

benekli.jpg

Laguna Colorada, Bolivya

Kırmızı algler ve suyun içerdiği yüksek mineraller nedeniyle “Kırmızı Göl” adını alan Laguna Colorada, Bolivya’nın Altiplano Bölgesi’nde yer alıyor. Yüzeyi buzu andıran gölün içerisindeki boraks ve sülfür bu etkiyi yaratıyor. Gölün aşırı tuzlu oluşu flamingoları da cezbediyor. Ortalama 0.5 metrelik derinliğiyle sığ bir göl olan Laguna Colorada, deniz seviyesinden 4 bin 200 metre yüksekte yer alıyor.

Laguna-Colorada.jpg

Hillier Gölü, Avustralya

Görenleri gerçekliği konusunda şüpheye düşüren pembe göl, okyanus ve ağaçlarla çevrili manzarasıyla dikkat çekiyor. Batı Avusturalya’da yer alan ve Middle Adası’nın muazzam ormanları ile çevrili olan Hillier Gölü, 600 metrelik bir uzunluğa sahip. Tepeden bakıldığında okyanusun yanında ince bir kumsal ve orman ile çevrili pembe bir göl hayal edin. Bu renge, bir tür su yosununun sebep olduğu düşünülüyor. İçerisinde yüksek oranda tuz bulunan gölden bir süre tuz çıkarılsa da daha sonra turizme kazandırıldı.

hiller.jpg

Oregon Krater Gölü, Amerika
Krater Gölü, binlerce yıl önce Mazama Dağı’nın zirvesinde gerçekleşen volkanik bir patlama sonrası oluşan bir çukurdan meydana geliyor. Kar ve yağmur sularından beslenen gölün suyu, bir delik olmadığı halde her yıl boşalıyor ancak yağmur ve kar sularının erimesiyle yeniden doluyor. Amerika’nın en derin gölü olarak bilinen Oregon Krater Gölü’nün çevresi kampçı ve dağcılar için cazibe yaratıyor. Doğal hayatı ve yabani hayvanları gözlemlemek isteyenlerin buluştuğu gölün çevresindeki parkurlarda bisiklet ve doğa yürüyüşü de yapılabiliyor.

Krater-Golu.jpg