• Anasayfa
  • Size Özel
  • Fiat 5’inci Bölge Müdürü Hamdi Açıkbaş: “Şirket politikalarımızı, bayi teşkilatımızla hayata geçiriyoruz”
02 Ekim 2021

Fiat 5’inci Bölge Müdürü Hamdi Açıkbaş: “Şirket politikalarımızı, bayi teşkilatımızla hayata geçiriyoruz”

Bayileriyle dirsek teması çalışma kültürünü çok değerli bulduklarını dile getiren Fiat 5’inci Bölge Müdürü Hamdi Açıkbaş, bu sayede merkezi olarak alınan kararların sahada ne derece efektif uygulandığını değerlendirme şansına eriştiklerine işaret ediyor. Açıkbaş, bayilerle dirsek teması çalışmanın bir diğer avantajını da şöyle özetliyor: “Ülkemizin farklı bölgelerinin ihtiyaçlarını, beklentilerini, ekonomik şartlarını öğrenme, değişen şartlara ve koşullara göre ürün ve hizmetlerimizi güncelleme, geleceğe dönük doğru planlamalar yapma konusunda bize fırsat sunuyor.”
  
Öncelikle bize biraz kendinizden ve Koç Topluluğu ile yollarınızın kesişme öyküsünden bahseder misiniz? Hâlihazırda sorumluluğunuz altındaki bölge ve bayi sayısını öğrenebilir miyiz?
1988 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden mezun oldum. Üniversite ve askerlik sonrası kısa bir süre ticaret tecrübem oldu. Daha sonra Avustralya’ya giderek bir yıldan fazla kaldım. Farklı kültürleri ve insanları tanımak, yaşadığımız hayatı farklı yorumlamamıza katkı sağlıyor. Bunu değerli bir tecrübe olarak görüyorum.
1994 yılında Karadeniz Bölge Satış Sorumlusu olarak Tofaş’ta göreve başladım. Tofaş, o dönemde saha yapılanmasını bölgelerde yerleşik çalışacak personel ile genişletme kararı almıştı. Samsun’da yerleşik çalışmak üzere başladığım görevimde yıllar içerisinde pek çok farklı bölgede çalışma imkânım oldu. Hâlihazırda da Antalya Bölgesi’ndeki bayilerimiz ile çalışıyoruz. Bölgemizde 7 il, 9 bayimiz var. Bayilerimizin sorumlu oldukları illerde açmış oldukları şubeleri de dikkate alırsak toplamda 12 temsil noktasına ulaşıyoruz. Fiat markasının araç satışlarının yaklaşık yüzde 10’unu bölgemizde gerçekleştiriyoruz.

Koç Topluluğu, Türkiye’de en eski bayilik ağına sahip şirketler topluluğundan biri. Bu denli köklü bayilik teşkilatına sahip olan bir kurumda varlık gösteriyor olmanın size ve çalışmalarınıza katkısı nedir?
Bunun tarafları karşılıklı olarak etkileyen bir süreç olduğu inancındayım. Bizler, şirket politikalarımızın bayilerimiz vasıtasıyla hayata geçmesine aracılık ederken, aynı zamanda bayilerimizi, yani bölgelerindeki ticari faaliyetlerinde örnek olmuş, başarılı iş adamlarını gözlemleme şansına da sahip oluyoruz. Bu durumun benim ticari bakış açımı oldukça etkilediğini söyleyebilirim.

Bunun yanında, köklü bayiliklerin, ikinci hatta üçüncü kuşak aile üyelerini yönetime hazırlarken yaşadıkları zorlu dönüşüme şahit oldum. Tofaş olarak bayilerimize bu konuda destek olmak için Aile Anayasası hazırlanması ve yönetimin gelecek kuşaklara devredilmesi konusunda şirket olarak birkaç günlük eğitim desteği verdik. Bunun bayilerimiz nezdinde değerli bir katkı olduğunu düşünüyorum.

Tofaş, Türkiye’nin en büyük 7. sanayi kuruluşu. Ayrıca çatısı altında bulunan markalar da sektörde yıllardır pazar liderliğini elinde bulunduruyor. Bu başarılarda ve Tofaş’ın marka vizyonunu hayata geçirme konusunda bayiler, satış ve satış sonrası ağ, tecrübeli çalışanlardan oluşan ekipler ve katma değeri yüksek geniş ürün gamı sizce nasıl bir rol oynuyor?
Bana göre, bahsetmiş olduğunuz bu unsurların hepsi, sunduğumuz ürün ve hizmetlerin bütünlüğü ile ilgili. Biz müşterilerimiz için en iyi değeri ve mobilite çözümlerini oluşturmayı hedefliyoruz. Bunun için birçok unsurun senkronize olarak çalışması gerekiyor. Güçlü bayi teşkilatımız en iyi müşteri deneyimini yaşatmak üzere oluşturduğumuz ürün ve hizmetlerimizin vitrini olarak; yaygın satış ve satış sonrası ağımız, yine ürün ve hizmetlerimizin müşterilerimize ulaştırılması ve oluşturduğu faydanın kesintisiz olarak devam etmesini sağlayarak; tecrübeli çalışanlarımız ve ekiplerimiz, müşteri odaklı hizmetler vererek ve en önemlisi müşterilerimizin yaşam kalitesini yükseltecek ulaşılabilir ürünler sunarak bu günkü iş sonuçlarımıza ulaşmamıza katkı sağladığını düşünüyorum.

Merhum Vehbi Koç, bayilerle yakın ilişki içerisinde olup sık sık onları ziyaret edip fikir alışverişinde bulunmanın önemini sıklıkla vurgulamış. Sizce bu kültür markaya ne gibi faydalar sağlıyor?
Merhum Vehbi Koç’tan öğrendiğimiz gibi, bizim için bayilerimize yakın olmak, aslında müşterilerimize ve pazara yakın olmak demek. En önemlisi; birlikte çalışmanın hakkını vermek demektir.

İç pazarda ürünlerimizi sadece bayilerimiz aracılığı ile satıyoruz ve istisnalar dışında neredeyse bütün ticari faaliyetlerimizi de bayilerimiz aracılığı ile gerçekleştiriyoruz. Bu açıdan baktığımızda, her yıl on binlerce araç satan ve her dönem liderlik yarışı içinde olan markamız için üretimden nihai müşteriye uzanan süreçlerde, güçlü bayi teşkilatının ne kadar önemli ve gerekli olduğu ortaya çıkıyor. Bayilerimiz ile çok yakın çalışıyoruz ve kendileriyle dirsek teması ile çalışmayı, çok değerli buluyoruz.

Bu kültür- bakış açısının- markamıza iki ana konuda katkı sağladığını düşünüyorum. Birincisi, şirket politikalarının sahadaki uygulanmalarının daha sık ve yakın takibi. Böylece merkezi olarak alınan kararların sahada ne derece efektif olarak uygulanabildiği değerlendirilerek, gerekli müdahaleler yapılabiliyor. İkincisi ise, bayilerimiz ile yaptığımız ticari değerlendirmelerimiz. Bu değerlendirmeler de ülkemizin farklı bölgelerinin ihtiyaçlarını, beklentilerini, ekonomik şartlarını öğrenme, değişen şartlara ve koşullara göre ürün ve hizmetlerimizi güncelleme, geleceğe dönük doğru planlamalar yapma konusunda bize fırsat sunuyor.

Belirsizliklerin adeta yeni normalimiz haline geldiği sıra dışı bir dönem yaşıyoruz. Sahada yer alan ve bayilerle bu durumu sık sık müzakere etme şansı bulunan biri olarak sizce yeni normale geçişle birlikte sektöre nasıl bir tablo hakim?
Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse; pandemi sürecinde hijyen gerekçesi ile bireysel araç kullanma ihtiyacının arttığını ancak üretim süreçlerinin pandemi koşullarına göre düzenlenmesinin ve yedek parça bulunurluğunda yaşanan sorunların, araç üretim adetlerinin azalmasına neden olduğunu, talep artışının yanında üretimin azalmasının da pazarı hareketlendirdiğini söyleyebiliriz.

Bu durum aslında yeni normalin başlangıcı oldu. Pandemi dijitalleşmenin hızını arttırdı, şirket içi ve bayilerimizle yaptığımız toplantıları dijital ortama taşıdık. Zamanı ve kaynaklarımızı daha verimli kullanabileceğimizi öğrendik. Sürecin başından itibaren, temassız satış ve servis süreçlerimizi gözden geçirip, güçlendirdik. Fiat sahiplerine tüm bayilerimizde ücretsiz araç dezenfeksiyon hizmeti verdik. Müşterilerimizin araçlarını istedikleri adresten teslim alıp yine adrese teslim uygulamalarımızı devreye aldık. Garantisi biten araçların garantisini uzattık ve bakım zorunluluklarını öteledik.

Özetle birçok sektörde olduğu gibi bizim de iş yapış şeklimiz değişti. Fiat markası olarak bu zorlu süreçte, farklı taleplere uygun modellerimiz, ulaşılabilirliğimiz ve bu dönemin ihtiyaçlarına uygun çözümlerimizi hayata geçirdik. Önceliğimiz tüm bayilerimizin ve müşterilerimizin sağlığı oldu. Tüm bayilerimizde “Görüntülü Görüşme”yi devreye aldık. Ayrıca online satış kanalımız Fiat Online ile hizmetimizi müşterilerimizin ayağına götürdük. Bu çözümlerimizde saha teşkilatımızla birlikte müşterilerimiz için değer yaratmayı sürdürdük.  Halen sunduğumuz hizmetlerle müşterilerimizin yanındayız.

Bütün bu dönüşümlerin devam edeceğini ve sektörümüzde yakın gelecekte daha farklı bir iş yapış şeklinin etkili olacağını düşünüyorum.

Yıllardır tüketicilerin en çok tercih ettiği markaların başında geliyorsunuz. Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz? Her geçen gün daha fazla sayıda kişinin Fiat markasını tercih etmesi sizde ne gibi duygular uyandırıyor?
Merhum Vehbi Koç’un ilerici vizyonuyla temelleri atılan Tofaş; 50 yılı aşkın üretim ve Ar-Ge yetkinliği ile ülkemizde hem otomobil hem de hafif ticari araç üreten tek otomobil fabrikasıdır. Tofaş çatısı altında faaliyet gösteren Fiat markası olarak bizi ayrıcalıklı kılan ise esnek üretim kabiliyetimizin ve çevik hareket kabiliyetimizin yanında; fonksiyonel ürünlerimiz diyebilirim. Müşterilerimizin ihtiyaçlarına göre hızlı çözüm üretebiliyor, üretim gücümüzle beraber olanaklarımızı sonuna kadar kullanabiliyoruz. Örneğin; segmentinin yaratıcısı olan ve 20 yılı aşkın zamandan bu yana tüketici ihtiyaçlarını sorunsuz bir şekilde karşılayan Doblo modelimiz; ticaret ile uğraşanların tercihi olmayı sürdürüyor. Doblo fonksiyonel olmasının yanında; kalabalık ailelerin de tercihi olarak öne çıkıyor. Ya da 2015 yılından bu yana ülkemizin en çok tercih edilen otomobil olan Fiat Egea hem Tofaş’ın üstün üretim yetkinliği hem de Fiat markasının “iyi bir otomobil aynı zamanda ulaşılabilir olmalı” bakış açısıyla olan uyumu yansıtıyor. Türk tüketicisinin beğeni ve isteklerini en uygun şekilde karşılayabiliyoruz. Tüm bu güçlü yanlarımızın yanında bir de Türkiye genelindeki yaygın satış ve servis ağımızdan bahsetmek isterim. Bayilik organizasyonumuz coğrafi olarak Türkiye’nin her köşesine ulaşılabilecek şekilde yayılmış durumda. Temsil noktalarımızın olmadığı yerlere ise hizmetlerimizi ulaştırmak üzere Aktif Satış ekiplerimiz periyodik ziyaretler gerçekleştirmektedirler. Dediğim gibi bayilerimizle sürekli dirsek temasımız var ve her noktada Fiat müşterilerini ayrıcalıklı hizmet anlayışımız ve hızlı çözümler sunuyoruz. Özetle ürünlerimizin fiyat /fayda dengesi ve ulaşılabilir olması, mükemmel hizmet sunma anlayışımızla örtüşüyor ve müşteri memnuniyetimizi en üst seviyeye taşımamıza destek oluyor. Bu bizler için gurur vesilesidir.

Koronavirüs salgını nedeniyle otomotiv sektörü zor bir dönemden geçiyor. Marka olarak ne tür tedbirler aldınız? Fiat bölge müdürü olarak siz bu süreci nasıl yönettiniz? Bu sürecin sağlıklı bir şekilde atlatılabilmesi adına gerçekleştirdiğiniz çalışmalara bayileriniz ne gibi katkılarda bulundular?
Sosyal mesafe kavramının hayatımıza girdiği, tedbir, temizlik ve hijyenin en önemli önceliklerimiz olduğu bir dönemin içerisindeyiz. Yaşadığımız sıra dışı süreçte, doğal olarak tüketicilerin öncelikleri de değişti. Artmaya başlayan mobilite ihtiyacında, sosyal mesafe gerekliliğinin, ulaşımda izole olma ihtiyacının otomotive talebi arttırdığını gözlemledik. Üretimde meydana gelebilecek azalmayı dahi göze alarak, çalışanlarımızın çalışma alanlarını sosyal mesafeyi dikkate alarak yeniden oluşturduk.

Bayilerimizde çalışan arkadaşlarımızın da sağlıklı ve güvenli bir şekilde çalışmaya devam edebilmesi için yapısal ve davranışsal önlemlerimizi, standartlarımızı belirleyip uygulamaya aldık. Zamanın ruhuna ve ihtiyaçlara paralel hareket etmeyi sürdürüyoruz. Pandeminin başından bu yana öncelikler listemizin ilk sırasına tedbir ve sağlık konularını yerleştirdik. Görevim kapsamında, bölgemizde de ulusal seviyede başlatılan tedbirleri hemen benimsedik Satış ekiplerimizin çalışma alanlarını, müşterilerimizin oturma ve bekleme alanlarını gerekli mesafeleri dikkate alarak yeniden düzenledik. Gerekli tüm hijyen tedbirlerini devreye aldık ve halen uygulamayı sürdürüyoruz. Bu açıdan bayilerimize de örnek olduğumuzu söyleyebilirim.

Pandemi süresince çoğumuz kendimiz, kariyerimiz, kişisel ve toplumsal hayatımız üzerine düşünme fırsatı bulduk, farkındalıklarımız arttı, belki de yeni kararlar aldık. Siz de böyle bir deneyim yaşadınız mı? Kendinize ve hayata dair daha önce belki de hiç düşünmediğiniz, hissetmediğiniz duygu ve düşünceleriniz, yeni farkındalıklarınız oluştu mu? Tüm hayatı değiştiren ve dönüştüren bu sürecin sizdeki bireysel yansımalarını öğrenebilir miyiz?
Pandemi döneminde ben de pek çoğumuz gibi sağlıklı yaşam kavramını gündemime aldım, spor yaptım. Hatta bu dönemde değiştirdiğim alışkanlıklarımla hedeflediğim kiloya ulaştım. Uzun süredir alıp okumaya fırsat bulamadığım kitapları okuyabildim. Ayrıca yoğun seyahatler nedeniyle ötelediğim hobilerime zaman ayırma fırsatı yakaladım.

Biraz da ailenizden bahsedelim. Evli misiniz? Çocuklarınız var mı? Boş zamanlarınızda ailenizle neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Evliyim. Makina mühendisi olan eşim ile de yollarımız Tofaş’ta kesişti. 23 yaşında bir kızım, 5 yaşında bir oğlum var. İş hayatına yeni atılan kızım; Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunu. Oğlum da bu sene okul öncesi sınıfına başladı. Boş zamanlarda birlikte vakit geçirmekten, seyahat etmekten keyif alan bir aileyiz. Ayrıca ailece Galatasaray taraftarıyız ve maçları hiç kaçırmayız.

İşiniz gereği sürekli yollardasınız. Oldukça hareketli bu yaşam tarzının sizce en keyifli ve en zorlu yanları neler?
Aslında işin en keyifli kısmı “Yolda olmak.” Seyahat anında farklı insanlar ve kültürlerle karşılaşmak, farklı yemekler yemek, mekanlar görmek çok öğretici. Bütün bu yaşananlar, iletişim becerilerinize ve hayat tecrübenize katkı sağlıyor. Zor olan da kısmı ise sevdiklerinden uzak kalmak ve keyifli anları onlarla yaşayamamak.

Hayatta yapmaktan en çok keyif duyduğunuz şeyler nelerdir? Hep hayalini kurduğunuz ve bir gün mutlaka hayata geçireceğim dediğiniz şeyler var mı?
Ailece seyahat etmeyi çok seviyoruz. Son 10 yılda 23 farklı ülkeyi 39 farklı şehri ziyaret ettik. Gittiğimiz şehirlerin, günlük temposuna karışmaktan keyif alıyorum. Ziyaret ettiğimiz yerlerden hatıra olarak aldığımız magnetleri, seyahatlerdeki anıları yaşatması açısından değerli buluyorum. Gemi ile dünya turu ise mutlaka gerçekleştirmek istediğim hayalim.
 

Fotoğraf galerisi