• Anasayfa
  • Yaşam
  • Çalışma hayatında başarısızlıktan nasıl başarı yaratırsınız?
04 Ağustos 2022

Çalışma hayatında başarısızlıktan nasıl başarı yaratırsınız?

Sevinç, üzüntü, hayal kırıklığı, mutluluk, mutsuzluk... Bütünüyle insana dair olduğu herkesçe kabul edilen duygu durumlarından yalnızca birkaçı. Ama bunların içinden bir tanesi var ki özellikle çalışma hayatında bu olasılığı değil yaşamak, düşünmek bile istemiyoruz. Hangisi mi? Elbette başarısızlık.Peki ama bu korkunun üstesinden nasıl gelebiliriz? Başarısızlığı da başarıya giden yolda bir anahtar olarak nasıl değerlendirebiliriz?

İş hayatı, yaşantımızın büyük bir kısmını kapsıyor hatta yeri geliyor ailemizden, sevdiklerimizden ve arkadaşlarımızdan daha çok ofis ortamında vakit geçiriyor, burada sosyalleşiyoruz. Yolun başında ya da tecrübeli bir çalışan, kendi farkını ortaya koymak, yakaladığı standardı korumak ve hatta kariyerinde biraz daha ilerlemek isteyebilir. Ancak burada aşılması güç bir eşik var: başarısızlık. Peki bu duygu durumu herkes için aynı şeyi mi ifade eder? Elbette hayır. Unutmayın herkesin hedefleri sizinkiyle aynı olmayabilir ve sizin başarısızlık olarak gördüğünüz adımlar onlar için bir başarı anlamı taşıyabilir. 

Kariyerinizde biraz olsun ilerlemek için çok fazla çalışmanız gerektiğini düşünebilirsiniz. Ki, bu hemen hemen herkesin aklından geçen en bilinen yoldur. Hedefinize ulaşmak için gecenizi gündüzünüze katıyor, her işin altından kalkabileceğinizi ispat etmek istiyor olabilirsiniz ancak bir yandan başarısız olmaktan korkup diğer yandan fazla sorumluluk mu üstleniyorsunuz? Başarısızlıklarınızdan ders almıyor ısrarla aynı adımları atmaya devam mı ediyorsunuz? Başarısız olma korkusuyla sürekli kendinizi aşağıya çeken bir ruh hali içinde misiniz? Tüm bu sorulara verdiğiniz cevap kocaman bir “evet” ise, başarısızlığa giden yolda adım adım ilerliyorsunuz demektir. Bu gidişatı tersine çevirmek için neler yapmanız gerektiğine gelin beraber bakalım. 

Daha fazla çalışmak her zaman için daha başarılı olmak anlamına gelmeyebilir. İlk başlarda çok fazla sorumluluk almaktan, birden fazla işin altından kalkabiliyor olmaktan keyif duyabilirsiniz ancak her güzel şey gibi bunun da bir sonu var. Bu kadar plansız bir biçimde hareket etmek bir süre sonra motivasyonunuzun ve konsantrasyonunuzun düşmesine neden olabilir. Hal böyle olunca ilk zamanlar gösterdiğiniz performanstan eser kalmadığında başarısız olduğunuz kanısına kapılabilirsiniz ancak  o anda takkeyi tam ortaya koyup kendinize şu soruyu sormanızda fayda var: bunu size kim yaptı? Cevabı ne kadar açık öyle değil mi? Bu örnekten de yola çıkarak, çok fazla sorumluluk üstlenmenin çok fazla başarı anlamına gelmediği söylenebilir. Peki ama ne yapmalı? 

Nasıl ki şirketler bir pazara girmeden önce zayıf ve güçlü yanlarını belirliyor; fırsatlarının neler olabileceğini değerlendiriyorsa, sizde aynısını kendiniz için yapmalısınız. Öncelikle bir hedef belirleyip o hedef özelinde bir analiz yapabilirsiniz. Böylece ilerlediğiniz yolda karşınıza çıkabilecek tüm olasılıkları görebilir ve iş yükünüzü bu doğrultuda peyderpey artırabilirsiniz. Böylece kendinize daha uygun bir çalışma planı hazırlayabilir, işlerinizi öncelik sırasına göre tamamlama konusunda kendinize yardımcı olabilirsiniz. Önemli olanın çok çalışmak değil, akıllıca çalışmak olduğunu hiçbir zaman unutmayın. 

Yolunuza çıkan en büyük engel “siz” olmayın
Her insan doğası gereği birbirinden farklı. Nasıl ki beş parmağın beşi bir değilse, aynı şey insanlar için de geçerli ancak hepsinin ortak tek bir noktası var: başarısızlıktan ölesiye korkmak. Bu duygu her birimizin büyüme çağından itibaren öğrenmeye başladığı ön koşulları olan bir hissiyat.  Başarısız olursanız sevilmemekten mi korkuyorsunuz yoksa iş çevreniz tarafından dışlanmaktan mı? Hata yapmaktan mı korkuyorsunuz yoksa başkalarının sizin hakkınızda neler düşüneceğinden mi? Peki tüm bu düşüncelere kendinizi daha ne kadar mahkum edebilirsiniz? Hem başarısız olursanız ne çıkar? Aslında her başarısızlık da birer başarı değil midir?

Diyelim ki; çok önemli bir proje üzerinde çalışıyorsunuz ve o an için doğru olduğunu düşündüğünüz bir karar verdiniz ama işler istediğiniz gibi gitmedi. O halde şimdi bir sonraki adımınızın ne olmayacağını, neyi, nasıl ve neden yapmamanız gerektiğini diğer herkesten daha iyi biliyorsunuz! Olmayanlara takılmayıp, olabilecekler üzerinden ilerlemeye başladığınız andan itibaren başarısızlık korkusunun da pencereden çıkıp gittiğini göreceksiniz. Sadece biraz cesaretli davranıp, çevrenize karşı kulağınızı tıkamalısınız. Bu sayede motivasyonunuzu da yüksek tutmayı başarabilirsiniz.

Kariyer hedefinize giden yolda yüksek motivasyonla çalışmak da işinize daha fazla sarılmanıza yardımcı olur. Her ne olursa olsun karşılaştığınız güç durumlarda moralinizi yüksek tutmaya ve bunun sadece bir süreç olduğunu unutmamaya çalışın. Pek tabii destek almaya ihtiyaç olduğunuz zamanlar olacaktır. İşte bu noktada sizi daha yukarıya taşıyacak insanları etrafınızda tutmanızda fayda var. Unutmayın, siz hedeflerinize doğru giderken yanınızda sizi en az sizin kadar destekleyen, yüreklendiren insanların olması yolunuzu biraz daha açacaktır. 


Kendi gücünüzün farkında olun
Unutmayın herkesin yolu birbirinden çok ayrı ve buna bağlı olarak kariyer hedefinde karşılaştığı zorluklar da farklılık gösterebilir. Bu sebeple çalışma hayatında hedefinize doğru ilerlerken kimsenin yaptığı ve/veya yapamadığı durumlar üzerinden kendinizi değerlendirmeyin. Kimi zaman üç ay önce üzerinde çalıştığınız bir projedeki  adımlarınızı beğenmeyebilirsiniz ancak burada retrospektif bir yanılgıya düşmemelisiniz çünkü o zamanın şartlarına göre verebileceğiniz en uygun kararı verdiğinizi her zaman hatırlayın. 

Başarıya giden yolda kendi kendinize ket vurmaktan vazgeçmelisiniz. Hüzün olmadan sevinç olmayacağı gibi; başarısızlık olmadan da başarı olmayacaktır. Başarısız olmaktan korkmak, sürekli uygun zamanı beklemenize ve önünüze çıkan fırsatları iyi değerlendirememenize bile sebep olabilir. Bu yüzden çalışma hayatında kendi ayağınıza çelme takmaktan vazgeçmeniz için motivasyonunuzu her zaman yüksek tutmalı, hatalarınızdan ders çıkarmayı bilmeli, kendinizi kimseyle kıyaslamamayı kulağınıza küpe yapmalısınız.