15 Kasım 2023

Kızıldeniz’in yeni gözdesi, Sharm el Sheikh

Arapça’da “Şeyh’in Koyu” anlamına gelen “Şarm El Şeyh”, Mısır’ın Sina Yarımadası’nın turizm vahası haline gelmiş bir kent. Sina Dağı ve Kızıldeniz arasında uzanan enfes bir coğrafyaya sahip olan Şarm El Şeyh, eskiden bir liman kentiymiş. UNESCO’nun barış ve güzellik açısından dünyanın en iyi şehri olarak seçtiği kent şu anki halini 1960’lı yıllarda alıyor. Mısır İsrail savaşında, İsrail tarafından işgal edilerek daha öncesinde çöl olan bölge, yeşillendirilerek modern bir vaha haline getirilmiş. 1979 yılında tekrardan Mısır’a iade edilen kent El Salaam, Naama ve Nabq bölgelerinden oluşuyor ve “barış şehri” olarak da anılıyor.
 
Özellikle yaz turizmi severler için harika bir yer olan  Şarm El Şeyh’te senenin on iki ayında da denize girilebiliyor. Güzel tarafı, sıcak çöl ikliminin hakim olduğu bölgede deniz esintileri sebebiyle aşırı derecede bunaltıcı sıcaklıklar olmuyor.  Özellikle dalgıçlık konusunda önemli bir cazibe merkezi olan bölge, eşsiz mercan resiflerine ev sahipliği yapıyor. Çöl ve denizin bir aradalığından doğan eşsiz coğrafyası, bol güneşli havası, doğal güzellikleriyle  Şarm El Şeyh, dünyaya kapılarını sonuna kadar açmış bir turizm kenti. Bunun olmasında elbette şehrin renkli gece hayatı, otelleri, kumarhaneleri, marinaları, restoranları ve eşsiz yapılarının cezbediciliği büyük rol oynuyor.
 
Suyun altına ve rüyalara dalış... Mercan zenginliği açısından dünyanın en cazibeli dalış alanlarına sahip olan Şarm El Şeyh sularında Ras Um Sid ve Şarm El Maya bölgeleri oldukça popüler. Ayrıca Süveyş ve Akabe Körfezleri’nin buluştuğu bir yer olan Ras Mohammed Milli Parkı’nda, 250’den fazla mercan türünü ve binin üzerinde farklı endemik balık türünü kucaklayan masalsı bir dalış bölgesi bulunuyor. Yine dalış için en güzel alanlardan birisi olan Tiran Adası, tekne turu ile merkeze 1 saatlik mesafede bulunuyor. Karaya ayak basmanın yasak olduğu adaya giden tekneler dalış için özel alanlarda duruyor.  Bu alanlardaki eşsiz deniz yaşamını tüplü ya da şnorkelle dalarak gözlemlemek mümkün. Buraya coğrafi olarak benzeyen Sanafir Adası da Şarm El Şeyh’in bir diğer keşif bölgesi
 
Dalış tutkunlarını heyecanlandıran doğal zenginliklerin yanı sıra harika kumsallarıyla da deniz kıyısı sevenleri mutlu ediyor burası. Şehrin en uzun ve en ünlü plajı olan Naama Körfezi’ndeki Naama Plajı, görece daha sakin olan Shark’s Kumsalı ve Nabq Plajı Kızıldeniz’in en keyifli noktaları. Bir zamanlar sular altında olan, rengarenk taşlarıyla doğal ve büyülü bir atmosfere sahip olan Renkli Kanyon ise,  Şarm El Şeyh ziyaretinin olmazsa olmazlarından. Kent merkezinden 2 saat uzaklıktaki bu büyülü kanyona rehberli turlarla katılma imkanınız da var. Yaklaşık 800 metre uzunluğunda olan renkli kanyonda renkli taşların ahengi içerisindeki eşsiz havayı solumak ya da off road araçlarla araziyi keşfe çıkmak unutulmaz deneyimler arasında yer alıyor.
 
Sina Dağı’na da mutlaka tırmanın
 
Şarm El Şeyh’te yapılacak olan en kusursuz deneyimlerden birisi de muhakkak Sina Dağı’na tırmanmak olacaktır. Sina Yarımadası’nda 2.285 metre yüksekliğindeki dağ, Tanrının Musa ile konuştuğu o efsanevi dağ olarak biliniyor. Dağ içerisindeki Musa Yolu’nu yürüyerek en tepeye çıkmak, oradan göreceğiniz muhteşem manzarayı seyretmek ve Baba Oğul ve Kutsal Ruh Şapeli’ni görmek günün sonunda yaşama anlam katacak deneyimler. Arzu ederseniz tırmanış ekipleri ile beraber de bu unutulmaz yolculuğu gerçekleştirebiliyorsunuz. Dağın 1500 metre yüksekliğinde bulunan dünyadaki en eski Hristiyan manastırı olarak bilinen Aziz Katerina Manastırı ise, içerisindeki arkeolojik bulguları, lahitleri, sanat eserleri vs. ile ziyaretçilerini enfes bir tarih yolculuğuna çıkarıyor. UNESCO dünya mirası listesindeki manastır, adını 194 yılında İskenderiye'de dünyaya gelen Azize Katerina'dan alıyor. Kilisenin girişinde Katerina’nın insanları parmağıyla iyileştirmesinin anlatıldığı destansı bir tablo yer alıyor.