04 Kasım 2024

Sahne ışıkları altında 70 yıl: Müjdat Gezen

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın 28’inci kez düzenlediği İstanbul Tiyatro Festivali’nde Onur Ödülü’nün sahibi Müjdat Gezen oldu. Biz de bu vesileyle usta sanatçıya mikrofon uzattık ve genç nesillere ilham veren sanat yaşamının izini sürdük.

Yazı: Burcu Arman - Fotoğraf: Onur Çağlar Çakın

“Hani bir kaydırak vardır ya çocuk parklarında, küçük çocuklar o merdivenleri dakikalarca çıkar, sonra o kaydıraktan bir iner, bir-iki saniyede biter. Ben o kaydırağın tam başındaki adamım şimdi. Oradan inişe böyle hızla geçiyorsun. Yoruldum, dinleneyim. Öğrencilerimle oyun koyarım sahneye, onlar oynarlar. Ben seyrederim, yazarım, onlar oynarlar ama, artık sahneye çıkacak gibi hissetmiyorum kendimi. Bu gece kızımla beraber en son oynadığımız oyun, baba-kızdan bir bölüm oynuyoruz. Sonra hadi bana eyvallah. Ustalara, bana emeği geçen herkese, bu halka çok teşekkür ediyorum. Bu zor bir meslek, çileli bir meslek. Çilesini de çektik, sefasını da sürdük. Şimdi artık dinlenme zamanı.”

Usta oyuncu, yönetmen ve eğitmen Müjdat Gezen geçtiğimiz yıl 70’inci sanat yılı töreninde sahnelere bu sözlerle veda etmişti. Törene katılan Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, “Her zaman takdir ettiğimiz büyük sanatkârın, memlekete ve sahneye çok önemli faydaları oldu. 70 yıl dile kolay, kendisini huzurunuzda tebrik ediyorum” diyerek düşüncelerini dile getirmişti.

Tiyatroya ve sahne sanatlarına adanmış bir ömrün ardından, eserleri ve yetiştirdiği öğrencilerle sanat dünyasına katkılarını sürdürmeye devam eden Müjdat Gezen, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) 28. İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülü’ne layık görüldü. Eylül ayında düzenlenen törende ödülünü Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın elinden alan Gezen konuşmasında, “İKSV’ye yakınlığım, kurulduğu yıl olan 1973 yılından itibaren sevgili Nejat Eczacıbaşı dost ağabeyimin bana armağan ettiği kitaplarla başlar. İKSV’nin her ne kadar başındaki İ harfi İstanbulu anlatıyor olsa da bu vakıf bildiğiniz vakıflara hiç benzemez. Adı, İstanbul’un sınırlarını çoktan aşıp uluslararası bir anlam taşır. İKSV’nin sanata ve kültüre katkıları gerçekten evrensel boyutlardadır. Bunları, yani bu söylediklerimi bu yıl beni ödüllendirdikleri için değil, yıllar önce dile getirdiğim için tekrarlıyorum. Yine de layık görüldüğüm ödül, benim için son derece onursaldır. Teşekkür ediyorum” dedi.

Biz de bu vesileyle 70 yıl boyunca hiç durmadan üreten, yazan, yöneten ve oynayan biri için bu bir buçuk senenin nasıl geçtiğini merak edip Müjdat Gezen’e mikrofon uzattık. Gezen, “Zor geçti,” diye cevapladı sorumuzu ve ekledi: “Bütün hayatı sahnede geçmiş birinin, sahneden uzak kalması zormuş.”

Aksini düşünmek mümkün değil aslında. Müjdat Gezen sahnelere ilk kez çıktığında 10 yaşındaydı. Aynı yıllarda hem şiirleri yayımlanmaya başladı hem de İstanbul Radyosu Çocuk Kulübü’nde ilk defa mikrofonla tanıştı. Bu dönemin ardından amatör tiyatro topluluklarında yer almaya başladı. Attığı her adım kariyerinin sonraki evrelerinde neler yapacağının bir işaretiydi belki de. Lisenin hemen ardından İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda profesyonel oyunculuk hayatına başladı ve İstanbul Belediyesi Konservatuarı Tiyatro Bölümü’ne girdi. Eğitim, onun kariyeriyle hep paralel bir seyirde ilerledi. 1982 yılında Kandemir Konduk’la birlikte Güldürü Üretim Merkezi’ni kurdu. Aynı dönemde İstanbul Belediye Konservatuvarı ve daha sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Türk Tiyatrosu öğretmenliği yaptı.

Hayatında en çok iz bırakan projenin hangisi olduğunu sorduğumuzda verdiği cevap da eğitime dairdi: 1991 yılında Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin (MSM) açılışı. Binlerce oyuncunun hayatına dokunan, sahnelere ve hatta televizyonlara bir o kadar oyuncu yetiştiren MSM, onun hayatının merkez noktası hiç şüphesiz. Kemal Sunal’dan Mustafa Alabora’ya, Kandemir Konduk’tan Haldun Dormen’e birçok usta oyuncu bu yolculukta ona destek vererek gönüllü eğitmenlik yaptı.

“Durursak düşeriz”

Sanattan aldığını yine sanata aktarmayı şiar edinmiş Müjdat Gezen yalnızca sahneden emekli etti kendini. Zira hâlâ hem ders vermeye hem de adını taşıyan sanat merkezini yönetmeye devam ederken interaktif bir gösteri için de Anadolu’yu dolaşıyor. Oyunculuktan yazarlığa, yöneticilikten eğitmenliğe hayatının her döneminde aynı anda birden fazla işle uğraşmak… “Bu yaratım aşkının kaynağı nereden geliyor? sorusuna “Yoruldum bunca işi yapmaktan,” diye yanıt verdi Müjdat Gezen, ama hemen ardından tüm bunların ardındaki motivasyonunu da ekledi, “Durursak düşeriz.”  

Zaten aslında durmaya da pek niyeti yok. Gezen’in izleyicisi 50 milyonu bulan bir YouTube kanalı var. Zamanın ruhunu yakalayan Müjdat Gezen ile Bizim Ev sayesinde sevenleri de onu yalnız bırakmıyor. Perran Kutman’dan Melek Baykal’a, Türkan Şoray’dan Sunay Akın’a uzanan konuk kadrosuyla yeni videoları hep merak uyandıran Müjdat Gezen, bu sayede meslektaşlarıyla anılarını dinleme şansını veriyor bize. Bazen de kendi deyimiyle eski öğrencileri yeni meslektaşları olan genç oyuncular oturuyor konuk koltuğuna; bu defa da usta ismi genç oyunculardan dinleme şansı buluyoruz.

Son olarak gençler için tavsiyesi olup olmadığını sorduğumuzda, tavsiyede bulunmayı sevmediğini ifade etti Gezen, ancak bunun karşılığında verdiği cevap da almak isteyene bir altın nasihat değerindeydi: “İnsan yaşayarak hayattan öğrenmeli, yaşamak da öyle oturarak olmaz.”