09 Ekim 2021

Yok olmaya mahkum sıradaki organınız sizce hangisi?

İlk insanla modern çağın insanı arasında kültürel ve sosyal açıdan derin bir ayırım olduğu kesin. Peki ya bedensel olarak ilk insandan bugüne değişimler ne yönde seyretti? İçinde bulunduğu, çevreye, doğaya, iklime ve yaşam koşullarına göre yıllar içinde evrimleşen insan bedeninin artık ihtiyaç duymadığı bazı organlar işlevini yitirdi. Bilim insanlarına göre bu süreç hâlihazırda devam ediyor ve yakın bir gelecekte bazı organlarımıza daha veda etmek zorunda kalabiliriz. Peki ya seçim şansınız olsaydı hangi organınızdan vazgeçerdiniz?
 
"Vücudunuz aslında bir doğa tarihi müzesi.” Bunu biz değil evrimsel antropolog Dorsa Amir söylüyor. Kısa bir süre için düşündüğünüzde bu sözün haklılığına katılmamak mümkün değil. Örneğin, palmaris longus kası bunlardan sadece biri. O da nedir, dediğinizi duyar gibiyiz. Baş parmağınızla serçe parmağınızı birleştirdiğiniz de bileğinizde boylamasına bir kas görürsünüz. İşte onun adı palmaris longus. İnsanların %18’inde bu kas ne yazık ki evrim sürecinin bir parçası olarak artık yok. Peki, ama bu kasın işlevi ne? Bu kas bizim geçirdiğimiz evrime son derece iyi bir örnek zira palmaris longus insanların ağaçtan ağaca sıçrarken, toprağı elleriyle kazarken ya da yoğun güç kullanması gerektiği zaman özetle bir yeri kavrayıp güç uygularken bizlere yardımcı olan bir kastı. İnsanların ağır iş ve kuvvet uygulayacakları işlerin azlığı nedeniyle o kas da evrime yenik düştü.
İnsanların eskiden sahip oldukları bir takım organların geçirdikleri evrim neticesinde ortadan kaybolduğunun bir diğer güzel örneği de kuyruk. Aslında tıpkı diğer omurgalı canlılar gibi 4. haftaya kadar insan embriyosu da kuyruklu bir yapıya sahiptir. İlerleyen haftalarda da yok olmaya başlar. Kuyruk, atalarımızın hareket etmesinde ve denge sağlamasında hayati derecede öneme sahipti. İşte kuyruğumuzun bir uzantısı olan kuyruk sokumu da insanın da bir zamanlar kuyruğu olduğunun en keskin kanıtlarından ve belki de körelmiş organların en bilinenlerden. Ancak yine de işe yaramıyor değil. Zamanla bir kuyruğa olan ihtiyacımızı kaybettik fakat kuyruk sokumu kemiğine olan ihtiyacı kaybetmedik. Günümüzde kaslar için bir çıpa görevi gören kuyruk sokumu aynı zamanda oturup arkaya yaslandığımızda da pek çok kasa destek görevi görür.

Tüylerin ürpermesi de evrimin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Tüylerinizin ne zaman ve hangi koşulda ürperdiğini bir düşünün. Hemen söyleyelim üşüdüğünüzde, korktuğunuzda ve utandığınızda tüyleriniz ürperir. Tıpkı kedi, köpek gibi diğer canlılarda da olduğu gibi. Piloereksiyon refleksi  adı verilen bu durumun bilimsel birtakım nedenleri var. Örneğin üşümeye bağlı olarak tüyler havaya dikildiğinde içine giren hava, deri ve tüyler arasında sıkışıyor böylece yalıtım ve sıcaklık dengesi sağlanıyor. Ayrıca hayvanlarda tüyler havaya dikildiğinde ortaya çıkan korkutucu görünüm sayesinde düşmanlar uzaklaştırılmış oluyor. Bilim insanlarına göre evrimin sonucu olarak yoğun kıllı yapımız ortadan kalktı ancak bu fonksiyonun varlığı bize miras kaldı.

Darwin yumrusu diye bir şey duydunuz mu? Duymadıysanız size hemen ne olduğunu anlatalım. Kulağımızın üst kısmındaki kavisin bulunan küçük bir yumru vardır. İşte bu yumru bizim kulaklarımızı kafa derimize bağlayan üç kastan biridir. Ve bu yumru bizim kulaklarımızı oynatmamıza yardımcı olur. İyi ama neden kulaklarımı oynatma ihtiyacı duyayım ki diyorsanız bunun için de hayvanların dünyasına gitmemiz gerekiyor. Bu kas sayesinde hayvanlar kulaklarını oynatarak seslere odaklanıyor. Böylece de yavrularının yerini tespit ediyor ve yırtıcı hayvanları duyabilmeye çalışıyorlar. Günümüzde evrimsel sürece bağlı olarak insanların sadece yüzde 10.4’ünde bulunan bu yumru ilk kez Charles Darwin tarafından zikredildiği için onun ismiyle anılıyor.

Gelecekte yok olması muhtemel organlar
Bilim insanları hâlihazırda evrim sürecinin tüm hızıyla devam ettiğini, çok yakın gelecekte bazı organlarımızın yok olacağını ya da işlevini sürdüremeyeceğini dile getiriyor. Örneğin erkeklerin meme uçları. Doğum öncesinde oluşan erkek meme uçları özel bir amaca hizmet etmiyorlar. Bilim insanları da yaptıkları araştırmalar sonucunda erkeklerin meme uçların her geçen gün daha da küçüldüğünü yakın gelecekte ise tamamen yok olacaklarını iddia ediyorlar.

Yirmilik dişler de gelecekte evrime yenik düşeceklerden. Ağızda hiçbir işlevi olmadığı için günümüzde diş doktorları tarafından mutlaka çekilmesi gerektiğinin söylendiği 20’lik dişler ilk çağ insanının bileme, kırma hatta kimi zaman bir şeyi kesmek maksadıyla yardımına başvurduğu yegâne şeydi. Hatta öyle ki dişler o yıllarda aşırı mukavemete maruz kalma nedeniyle sıklıkla kırılırdı. Böyle bir durumda da 20’lik dişler yedek diş görevi görme bakımından son derece önemliydi. Ama günümüzde kesici ve delici aletlerin ortaya çıkmasıyla beraber 20’lik dişler de önemin ve işlevini kaybetti. Dolayısıyla yakın bir gelecekte 20’lik dişlerin tamamıyla ortadan kaybolması söz konusu.

Ayak parmaklarının sayısının azalması hatta parmakların tamamen ortadan kalkması da evrim teorisyenlerinin öngörülerinden. Bilim insanlarına göre insanlar iki ayakları üzerinde dengede durmaya başlamadan önce ayak parmakları da tıpkı el parmakları gibi bir işleve sahipti. Boyutu da şimdikinden daha büyüktü. Ancak iki ayak üzerinde dengede durmayı öğrendikten sonra kavrama yeteneğini kaybetti boyutları da küçüldü. Bilim insanları bu süreçten yola çıkarak yakın bir zaman içinde ayak parmak sayısının azalacağını iddia ediyorlar. Hatta her geçen gün boyutu küçülen küçük parmağın evrimini ise buna ispat olarak gösteriyorlar. Zira küçük parmak bugün ne denge ne de yürümeye yardımcı bir fonksiyon üstlenmiyor. Bu nedenle bilim insanları yakın bir zamanda ayak parmak sayısında azalma olacağını söylüyorlar.