11 Temmuz 2024

İklim stratejisi olan şirketler kazançlı çıkacak

Uzmanlara göre, iklim ve doğanın bozulmasının sonuçlarını ciddi bir şekilde değerlendirmeye başlayan şirketler uzun vadede kazançlı çıkacak. Doğanın ve İş Dünyasının Geleceği raporu, doğayı olumlu yönde değiştirmeye yönelik eylemlerin 2030 yılına kadar yıllık 10,1 trilyon dolara kadar iş değeri yaratabileceğini tahmin ediyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’na (UNEP) göre, şirketlerin bazı malzeme, yakıt ve gıdalarla ilgili doğaya bağımlılığının toplam küresel sera gazı emisyonlarının yarısına ve biyolojik çeşitlilik ve su kaybının yüzde 90'ından fazlasına katkı sunuyor. Forbes’da yer alan Felicia Jackson imzalı makaleye göre, şirketler mevcut verilere rağmen bu kaynakları yenilenebileceklerden neredeyse iki kat daha hızlı çıkarmaya devam ediyor.

Uzmanlara göre ise UNEP’in verileri sadece iklim, doğa ve insan sağlığı açısından değil şirketlerin uzun vadeli kazançları için de önemli. Çünkü, şirketler; birbiriyle bağlantılı doğal sistemlere olan bağımlılıklarıyla küresel ekonominin temelini oluşturmaktadır. Örneğin, kahvaltı masasında bir fincan kahve içmek için nelerin gerekli olduğunu düşününce bu bağlantıları daha iyi kavramak mümkün.

KAYIPLAR ŞİRKETLERİ KAYGILANDIRMALI

Diğer taraftan bu doğal sistemlerde meydana gelebilecek herhangi bir aksama veya bozulma, bu kaynakların kullanılabilirliğini ve kalitesini etkileyerek operasyonel aksaklıklara ve işletmeler için artan maliyetlere yol açıyor. World Benchmarking Alliance tarafından yapılan bir araştırma işletmelerin yalnızca yüzde 1'i bu konuda bilgi sahibi olduğunu ortaya koyuyor. Ancak, bu durum şirketler ve yatırımcıları için derin bir endişe kaynağı olmalıdır.

PwC'nin 2023 analizine göre dünya gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) yarısından fazlası (yüzde 55) doğaya orta ya da yüksek derecede bağımlı. Bu bağımlılığın ekonomik değerinin ise 58 trilyon dolar olduğu kaydediliyor. Ayrıca, doğaya bağımlı şirketlerin tedarik zincirinde meydana gelen şokların daha az 'bağımlı' olanları da etkilememesi olası görünmüyor.

Globescan tarafından yapılan bir anket ise akademi, STK'lar, özel sektör ve politika yapıcılardan 10 uzmandan 9'unun doğanın durumunu felaket ya da endişe verici bir sorun olarak gördüğünü ortaya koymuştur. Yüzde 90'ı şirketlerin doğayı ve biyoçeşitliliği etkin bir şekilde korumak için CEO veya Yönetim Kurulu tarafından desteklenen kamuya açık bir doğa stratejisine ihtiyaç duyduğunu söylerken,  yüzde 94'ü biyoçeşitlilik kaybının iklim değişikliği ile aynı aciliyet ve kaynaklarla ele alınması gerektiğine inanıyor.

Paris İklim Anlaşması'nın doğadaki karşılığı olan ve 2022 yılında kabul edilen Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi, ulusların 2030 yılına kadar gezegenin %30'unu koruyarak doğa kaybını tersine çevirmeyi kabul ettiğini gördü. Hedef 15, hükümetleri, tüm büyük şirketlerin ve finans kuruluşlarının en geç 2030 yılına kadar doğayla ilgili risklerini, bağımlılıklarını ve etkilerini düzenli olarak değerlendirmelerini ve açıklamalarını zorunlu kılıyor. En önemlisi de harekete geçmeleri gerekecek.

ŞİRKETLER İÇİN HEM RİSK HEM DE FIRSAT

Bu durum şirketler için yönetilmesi gereken risklerin yanı sıra fırsatları da barındırıyor. Doğanın ve İş Dünyasının Geleceği raporunda, doğayı olumlu yönde değiştirmeye yönelik eylemlerin 2030 yılına kadar yıllık 10,1 trilyon dolara kadar iş değeri yaratabileceği ve 395 milyon kişiye istihdam sağlayabileceği tahmin edilmektedir. Bu da doğaya bağımlılıkları anlamanın uzun vadeli iş esnekliği için kritik olacağı anlamına geliyor.

Öte yandan 2023 yılında hayata geçirilen Business for Nature'ın 'It's Now for Nature' kampanyası şirketlerin Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi'ne ulaşılmasına nasıl katkıda bulunabileceklerine odaklanırken işletmelerin tedarik zincirinde iş esnekliğinin yanı sıra üretkenlik ve verimliliğe de yardımcı olacak bir strateji geliştirmelerini sağlamayı hedefliyor. Kampanya sayesinde bu yılın sonunda Kolombiya'da yapılacak BM Biyoçeşitlilik COP16 öncesinde, bu ilk doğa stratejilerinin somut eylemleri, kolektif çabaları ve yerel ve küresel işbirliğinin önemini vurgulayacak örneklerin ortaya konması bekleniyor.  

Doğa finansmanı girişimi Great Yellow'un iletişim ve katılım direktörü Giovanna Tapia’ya göre kısa vadede şirketlerin 'doğa-pozitif' bir strateji benimsemesinin motivasyonları çok yönlü. Tapia şöyle diyor: "Uzun vadede doğaya duyarlı bir stratejinin işletmeleri geleceğe hazırlayacağı ve daha dirençli hale getireceği yadsınamaz. İklim ve doğanın bozulmasının sonuçlarını ciddi bir şekilde değerlendirmeye başlayanlar uzun vadede başarılı olacaktır."