31 Ekim 2024

Tedarik zincirinde sürdürülebilirlik fayda sağlıyor

Küresel tedarik zincirlerinin artan jeopolitik gerilimler, iklim değişikliği ve değişen paydaş beklentileri gibi birçok belirsizliklerle karşı karşıya olduğu günümüz ortamında, şirketlerin geleneksel satın alma stratejilerini yeniden değerlendirerek sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımları benimsemeleri her zamankinden daha kritik hale geliyor.

Son yıllarda artan jeopolitik çatışmalar, iklim değişikliğine bağlı aşırı hava koşulları ve paydaş beklentilerindeki değişimler, küresel tedarik zincirlerinde benzeri görülmemiş bir belirsizlik yaratıyor ve bu durum, işletmelerin geleneksel satın alma stratejilerini yeniden gözden geçirmelerini zorunlu kılıyor. Özellikle Avrupa Birliği tarafından hayata geçirilen ve şirketlerin sadece kendi faaliyetleriyle sınırlı kalmadan, tedarik zincirlerinin tamamında sürdürülebilirlik standartlarını karşılamasını şart koşan Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (The Corporate Sustainability Due Diligence Directive, CSDDD) ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive, CSRD) gibi yeni düzenlemeler, tedarik zincirlerinin sosyal ve çevresel performanslarına dair beklentileri artırarak, işletmelerin sürdürülebilirlik konusunda daha stratejik adımlar atmasını gerektiriyor.

İngiltere merkezli, kâr amacı gütmeyen uluslararası bir sürdürülebilirlik kuruluşu olan Forum for the Future, iş dünyasının son dönemde yaşanan gelişmelere uyum sağlayabilmesi için daha akılcı ve çevreyi odağına alan bir yaklaşımı benimsemesi gerektiğine dikkat çekiyor. Bu kapsamda Forum for the Future üç temel ilkeyi işaret ediyor.

İlk olarak şirketlerin tedarik zincirlerinde yaşanabilecek olası kesintileri öngörebilmeleri için ileriye dönük stratejiler geliştirmeleri gerekiyor. İkincisi, tedarik zincirindeki karmaşık sorunları daha iyi anlayabilmek ve bu sorunlara etkili çözümler geliştirebilmek için sistemsel bir yaklaşımı benimsemek önem taşıyor. Son olarak da artan belirsizlikler ve ani kesintiler karşısında şirketlerin daha uyumlu ve çevik bir yaklaşım sergilemeleri, dayanıklılıklarını artırmaları için kritik rol oynuyor.

Ancak Forum for the Future’ın işaret ettiği bu akılcı ve sürdürülebilir yaklaşım, henüz tüm şirketler tarafından benimsenmiş değil. ABD ve Kanada’da yapılan bir anket, kıdemli satın alma uzmanlarının %40’ının sürdürülebilirliği karar alma süreçlerinde hiç dikkate almadıklarını ortaya koyuyor.  Öte yandan Ecovadis 2024 Sürdürülebilir Satın Alma Barometresi’ne göre, işletmelerin %50 ila %60’ı çevresel, sosyal ve yönetişim (environmental, social, and governance; ESG) faktörlerini satın alma süreçlerine entegre ediyor. Ancak bu entegrasyonların yalnızca %30’u işlevsel olarak değerlendiriliyor.

Sürdürülebilirliğin iş süreçlerine entegrasyonu şirketlerin değer yaratmasını sağlıyor
Sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlar, şirketlere yalnızca riskleri azaltma ve tedarik güvenliğini sağlama gibi avantajlar sunmakla kalmıyor; aynı zamanda iş sürekliliğini koruma ve belirsizlikleri daha etkin bir şekilde yönetme konusunda da önemli katkılarda bulunuyor. Böylelikle şirketler yeni pazarlar yaratabiliyor ve değer zincirlerini yeniden yapılandırarak fırsatlar ortaya çıkarabiliyor. Bu doğrultuda Forum for the Future, sürdürülebilirlik yaklaşımını iş süreçlerine entegre etmek isteyen şirketler için “Tanımla”, “Yeniden Tasarla” ve “Dahil Et” olmak üzere üç adım öneriyor.

İlk adım olarak, şirket yöneticilerinin ve sürdürülebilirlik ekiplerinin sistematik ve bütüncül bir bakış açısı geliştirmeleri önem taşıyor. Gelecekteki eğilimleri göz önünde bulundurarak temel kırılganlıkları tanımlamak, işletmelerin çevresel ve sosyal sorunları çözmek için entegre bir yaklaşım benimsemelerine yardımcı oluyor.

İkinci adımda, şirketlerin değer zincirlerini tamamen farklı bir perspektifle ele almaları gerekiyor. Yenilikçi yaklaşımlar, ürün veya hizmetlerinde, iş modellerinde ya da tedarik zincirindeki pazar mekanizmalarında alternatif yolları keşfetmelerine olanak tanıyor.
Son adımda, sürdürülebilirlik odaklı yenilikleri prototipler aracılığıyla test etmek ve ölçeklendirmek devreye giriyor. Bu süreçte dayanıklılık ve adil yaklaşımın ön planda tutulması gerekiyor. Tedarik zincirinin farklı kademelerinden aktörlerin sürece dahil edilmesi, sürdürülebilirlik yaklaşımlarının kapsayıcı olmasını sağlıyor ve verimliliği artırıyor.

Forum for the Future, iş dünyasının liderlerinin, küresel tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak için geleneksel yaklaşımların ötesine geçmeleri gerektiğine dikkat çekiyor. Satın alma ve tedarik süreçlerine sürdürülebilirlik odaklı ve akılcı yaklaşımları entegre etmek, şirketlerin olası senaryolara daha etkili karşılık vermelerini ve karmaşık durumlarla başa çıkabilmelerini sağlayacak sistematik bir bakış açısı kazandırıyor. Böylelikle sürdürülebilirlik sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda şirketler için önemli bir değer yaratma aracı haline geliyor.