05 Kasım 2024

Yenilikçi teknolojiler iklim risklerini tersine çevirebilir mi?

BM raporuna göre, yapay zeka ve makine öğrenimi, uzay tabanlı Dünya gözlemlerindeki "inanılmaz" ilerlemeler ile sanal gerçeklik ve metaverse gibi teknolojiler hava, iklim, su ve diğer çevresel uygulamaları geliştirmek için büyük fırsatlar sunuyor.

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından hazırlanan çok katmanlı yeni bir rapor, hava durumu, iklim, su ve ilgili çevresel ve sosyal bilimlere ilişkin çarpıcı veriler sunuyor. Rapor, iklim değişikliği ve tehlikeli hava etkilerinin ülkelerin kalkınma kazanımlarını riske attığı konusunda uyarırken, yeni teknolojiler ve inovasyonun bu eğilimleri tersine çevirebileceğinin altını çiziyor.

Doğa ve sosyal bilimlerdeki ilerlemelerin, yeni teknolojilerin ve inovasyonun Dünya sistemine etkilerini araştıran 'United in Science 2024' başlıklı rapor, inovasyon ve yeni teknolojilerin iklim değişikliğine uyum, afet riskinin azaltılması ve sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesinde "oyun değiştirici" rollerinin altını çiziyor.

2024 Geleceğin Zirvesi öncesinde BM Genel Sekreteri'nin talimatıyla hazırlanan rapor, Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), BM Çevre Programı (UNEP), BM Dış Uzay İşleri Ofisi (UNOOSA), Küresel Karbon Projesi (GCP), BM Afet Riskini Azaltma Ofisi'nin (UNDRR) katkılarıyla hazırlandı.

TEKNOLOJİ OLUMSUZ ETKİYİ TERSİNE ÇEVİREBİLİR   

Rapor, 2015 yılında iklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması kabul edildiğinde, sera gazı (GHG) emisyonlarının 2030 yılına kadar 2015 yılına göre yüzde 16 oranında artacağının öngörüldüğünü belirtmektedir. Bugün ise öngörülen artış yüzde 3'tür. Ancak rapora göre, bu ilerlemeye rağmen 2030 yılı için emisyon açığı "yüksek kalmaya devam ediyor". WMO basın açıklamasında, küresel ısınmanın sanayi öncesi seviyelerin 2°C ve 1,5°C üzerinde sınırlandırılması için, 2030 yılına kadar küresel sera gazı emisyonlarının "mevcut politikalarla öngörülen seviyelerden sırasıyla yüzde 28 ve yüzde 42 oranında azaltılması gerektiği" belirtilmektedir.

Rapor, yapay zeka (AI) ve makine öğreniminin hava durumu modellemesini daha hızlı, daha ucuz ve hesaplama kapasitelerinin sınırlı olduğu düşük gelirli ülkeler için daha erişilebilir hale getirebileceğini savunarak, azaltma ve adaptasyon eylemi için acil ihtiyacın altını çiziyor. Rapor ayrıca, hava durumu, iklim, su ve diğer ilgili çevresel uygulamaları geliştirmek için büyük fırsatlar sunan uzay tabanlı Dünya gözlemlerindeki "inanılmaz" gelişmeleri de ortaya koymakta.

Raporda ayrıca dijital ikizler, sanal gerçeklik ve metaverse gibi sürükleyici teknolojilerin, fiziksel ve dijital dünyalar arasında köprü kuracak etkileşimli ve veri odaklı çözümler yoluyla entegre arazi ve su yönetiminde nasıl "devrim yaratabileceği" de tartışılmaktadır.

Raporun merkezinde yer alan disiplinler ötesi yaklaşımlar, bilim insanlarını, politika yapıcıları, uygulayıcıları ve yerel ve yerli topluluklar da dahil olmak üzere sivil toplumu, yerel bağlamlarla ilgili "bilgiyi birlikte yaratmak ve çözümleri uygulamak için" bir araya getirmektedir. Raporda disiplinler ötesi yaklaşımın "farklı disiplinlerden uzmanların aynı konu üzerinde ayrı ayrı çalıştığı çok disiplinli yaklaşımdan farklı olduğu" belirtiliyor.