• Anasayfa
  • Size Özel
  • "Daha iyisini başarma sorumluluğumuzun bilinciyle var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz”
31 Ocak 2024

"Daha iyisini başarma sorumluluğumuzun bilinciyle var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz”

Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nda yaptığı konuşmasında, Koç Topluluğu’nun, Cumhuriyet vizyonunun iktisadi açıdan hayata geçirilmesine liderlik eden bir kurum olduğunu ifade ederek, “Sadece ülkemizdeki faaliyetlerimizle değil; dünyanın dört bir yanındaki başarılarımızla da Cumhuriyetimizi yüceltiyoruz. Topluluğumuzun ikinci yüzyılında da Cumhuriyet’in değerlerine sahip çıkarak ve daima daha iyisini başarma sorumluluğumuzun bilinciyle var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
 
Koç Topluluğu’nun 37. Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nda Ömer M. Koç’un ardından söz alan Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu; konuşmasına Koç Holding’in, Cumhuriyet vizyonunun iktisadi açıdan hayata geçirilmesine liderlik eden bir Cumhuriyet kurumu olduğu söyleyerek başladı. “Ekonomiye ve toplumsal kalkınmaya yönelik yatırımlarımızla; ülkemizin muasır medeniyet yolculuğundaki öncülerinden biri olduk. Sadece ülkemizdeki faaliyetlerimizle değil; dünyanın dört bir yanındaki başarılarımızla da Cumhuriyetimizi yüceltiyoruz. Topluluğumuzun ikinci yüzyılında da Cumhuriyet’in değerlerine sahip çıkarak ve daima daha iyisini başarma sorumluluğumuzun bilinciyle var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” sözleriyle konuşmasını sürdüren Çakıroğlu, şirketin 2023 yılında gerçekleştirdiği yatırımlarına, sürdürülebilirlik çabalarına, dijital dönüşümüne ve kurumsal stratejilerine değinerek geleceğe yönelik hedeflerini ve vizyonunu aktardı.
Toplantıda ABD, Avrupa, Çin ve Hindistan arasında gelişen rekabete ilişkin de görüşlerini paylaşan Çakıroğlu, küresel ekonomik kaygılar, teknolojik gelişmeler ve üretim konularında da önemli açıklamalarda bulundu.
 
“Zorlu bir dönemde olağanüstü bir performans sergiledik”

Koç Topluluğu’nun yıl içerisinde elde ettiği başarıları paylaşan Çakıroğlu, “Koç Topluluğu olarak Borsa İstanbul’un yüzde 21’ini temsil ediyoruz. Koç Holding hissesi, sene başından bu yana dolar bazında yaklaşık yüzde 14 değer kazandı ve piyasa değerimiz 12,6 milyar dolar seviyesine yükseldi. Koç Holding, Borsa İstanbul’un en değerli şirketi. Tüpraş 3’üncü, Ford Otosan 4’üncü sırada yer alıyor” ifadelerini kullandı.
Çakıroğlu, Koç Topluluğu’nun zorlu bir dönemde dönüşüm vizyonuyla ve dijital yetkinliklerin, veri odaklı karar alma süreçlerinin ve insan kaynağının katkısıyla olağanüstü bir performans sergilediğini belirterek “S&P, Koç Holding’in kredi notunu bir basamak yükseltti. Küresel resesyon endişeleriyle başladığımız, en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği’nde büyüme hızının çok yavaş kaldığı, bölgemizde savaşların sürdüğü, ülkemizde ise büyük bir deprem felaketiyle sarsıldığımız böylesine zor bir yılda sergilediğiniz sıra dışı performans için sizi ve ekiplerinizdeki her bir arkadaşımı candan tebrik ediyorum. Olağanüstü şartlardan geçiyoruz. Böylesine başarılı bir performans gösterdiysek, bunda sizlerle birlikte kararlılıkla uyguladığımız dönüşüm vizyonunun ve bu kapsamda gelişen dijital yetkinliklerimizle artan verimliliğin, akıllı fabrikalarımızın, çevik yönetim ekiplerimizin, kaynak kullanımındaki zihniyet değişiminin, veriye dayalı karar verme disiplinimizin ve her şeyden önemlisi de çağın yetkinlikleriyle donattığımız benzersiz insan kaynağımızın büyük katkısı olduğuna inanıyorum. Müspet etkisinin çok uzun yıllar süreceğine inandığım dönüşüm programımızda sizlerin inancı sahiplenmesi ve kararlılığı olmadan bu kadar önemli bir mesafeyi alamazdık” dedi.

Yapılan önemli yatırımlara da değinen Çakıroğlu, “Hem mevcut işlerimizde hem de yeni alanlarda yatırımlarımıza devam ediyoruz. Arçelik; Mısır ve Bangladeş fabrikalarımız 2024’te devreye girecek. Ford Otosan, Avrupa’nın en büyük elektrikli ticari araç üreticisi olma hedefiyle yeni araç yatırımlarına devam ediyor. Şirketimiz, toplam 2 milyar euro tutarındaki yatırım planı kapsamında Yeniköy Fabrikası’nda yeni Transit Custom’ı devreye aldı. Ayrıca geçen sene devraldığımız Romanya Craiova Fabrikası’nda da yeni Courier’nin üretimi başladı. Bu yatırımlarla beraber, Ford Otosan’ın yıllık üretim kapasitesinin 900 bin adede ulaşmasını hedefliyoruz. Tofaş, tek modelle pazar liderliği başarısını sürdürüyor” şeklinde konuştu.

Koç Topluluğu’nun yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarından da söz eden Çakıroğlu, “Entek son olarak, İzmir’de yer alan 50 MW kurulu güce sahip Kınık RES’i bünyesine kattı. Geçen sene başlattığımız ve Entek tarafından yönetilen Selfie projesi kapsamında, Topluluk şirketlerimiz adına 316 MW gücünde yenilenebilir enerji yatırımı için kapasite aldık. İlk yatırımımız da devreye girdi. Ford Trucks’ın “Ufuk Avrupa” projesi kapsamında hidrojenle çalışacak F-Max’i geliştireceğini duyurmuştuk. Otokar şirketimiz de hidrojen yakıt hücresine sahip ilk otobüsü “Kent Hidrojen”in prototipini üretti. Tüpraş, hâlihazırda doğal gazdan hidrojen üretiyor. Koç Üniversitemiz ile birlikte Hidrojen Teknolojileri ve Araştırma Merkezimizi kuruyoruz” dedi.

Sağlık alanında atılan adımlar hakkında da konuşan Levent Çakıroğlu, “Sağlık hizmetlerinin teknolojiyle beraber dönüşüp büyüdüğünü görüyoruz. Hâlihazırda Vehbi Koç Vakfı bünyesindeki hastanelerle zaten bu konuda önemli bir tecrübemiz var. Pandemi döneminde geliştirdiğimiz mekanik ventilatör vesilesiyle de Koç Yaşa şirketimizi kurduk. Koç Yaşa, bu yıl Bıçakçılar isimli tıbbi cihaz şirketini satın alarak, ürün gamını ve ihracat pazarlarını genişletti” ifadelerini kullandı.
 
“Kritik teknolojiler konusundaki korumacılık, iş birliklerini engelliyor”

Dünyanın en kuvvetli sanayi ülkelerinden biri olan Almanya’da sanayi üretiminin giderek güç kaybettiğini belirten Çakıroğlu, “Son yıllarda devletlerin ekonomideki rolünün arttığını görüyoruz. Bunun temel nedeni, gıda ve enerji başta olmak üzere, stratejik girdilerin tedarik güvenliğini sağlamak olsa da ülkeler ve bölgeler özelinde daha yapısal nedenler olduğunu da görüyoruz. Örneğin ABD’de son 10 yıldır imalat sanayi sektöründe iş gücü verimliliği giderek azalıyor. İmalat sanayindeki verimlilik kaybı, ABD’nin uluslararası rekabetçiliğini de olumsuz etkiliyor. Benzer sorunları Avrupa’da da görüyoruz” diye konuştu.

Küresel rekabetin, teknolojinin gelişiminin önünü tıkadığını da ifade eden Çakıroğlu, “ABD bugün hâlâ teknolojinin üretim merkezi ve dünyanın en büyük ekonomisi. Avrupa Birliği de dünyanın üçüncü büyük ekonomisi. Öte yandan ülkeler arasında teknoloji rekabeti de giderek artıyor. Kritik teknolojiler konusundaki korumacılık, iş birliğiyle ortaya çıkabilecek hızlı ilerlemeyi engelliyor. Ekonomik güvenlik kaygıları, teknoloji alanında çok daha yoğun bir şekilde hissediliyor. Korumacı politikalar, dünyanın potansiyelinin altında büyümesine neden oluyor. Uzun yıllardır dünya büyümesinin motoru olan Çin, son dönemde geçmiş yıllara kıyasla zayıf bir ekonomik performans gösteriyor. Buna rağmen Çin’in devasa ölçeği, teknoloji ve üretimde aldığı mesafe nedeniyle dönüştürücü etkisi sürüyor” dedi.
 
“Karbon Dönüşüm Programımızda iddialı adımlar atmaya devam ediyoruz”

Karbon Dönüşüm Programı ile bilime dayalı emisyon azaltım hedeflerini yerine getirirken düşük maliyetli yeşil finansman araçlarıyla sürdürülebilirlik odaklı yatırımları başarıyla desteklediklerini kaydeden Çakıroğlu, “Düşük karbon ekonomisine geçişimizi daha sistematik ve iddialı hedeflerle yönetmek üzere üç yıl önce Karbon Dönüşüm Programımızı başlatmıştık. Bu süre zarfında şirketlerimiz de bilime dayalı ve iddialı emisyon azaltım taahhütleri verdiler. Çevreci hassasiyetlerimiz yüksek. Zaten müşterilerimiz, çalışma arkadaşlarımız ve yatırımcılarımız da bizden bunu bekliyorlar. Bununla beraber, ekonomik varlıkları yönettiğimizin de bilincindeyiz. Dolayısıyla bu yatırımlarımızın finansal açıdan da anlamlı olması gerekiyor. Bu kapsamda düşük maliyetli yeşil finansman imkânları önemli bir avantaj hâline geliyor. Arçelik’le başlayan ve Yapı Kredi’nin Eylül ve Kasım aylarında gerçekleştirdiği toplam 800 milyon dolar tutarında sürdürülebilir Eurobond ihracıyla devam eden adımlarımız memnuniyet verici” dedi.
 
“Dijitalleşme ile verimlilik artışını hedefliyoruz”

Şirketlerin çevresel etkilerini yönetmelerini sağlayan dijital çözümler geliştirdiklerini de belirten Çakıroğlu, “Karbon dönüşümünün en önemli katalizörlerinden birisi kuşkusuz dijitalleşme. Koç Sistem’in, Koç Digital’le başlattığı ‘Yeşil Zekâ’ programıyla şirketlerin, çevresel etkilerini yönetmelerine imkân sağlayacak dijital çözümler geliştiriliyor. Biliyorsunuz, yapay zekâ alanındaki gelişmelere 2015’ten bu yana sürekli dikkatinizi çekiyorum. Önceki toplantılarımızda tıptan hukuka, enerjiden biyoteknolojiye kadar yapay zekânın uygulandığı alanlardan bahsettik. Topluluğumuzda yapay zekâ ve makine öğrenmesi yetkinliklerimizle hayata geçirdiğimiz projelerle verimlilik artışı sağladık” ifadelerini kullandı.

Dijitaleşmenin, beraberinde bazı tehditleri de getirdiğine dikkat çeken Çakıroğlu, “Dijitalleşmenin artışıyla birlikte siber güvenlik konusu daha da kritik hâle geliyor. Siber güvenlik konusu en önemli odak alanlarımızdan biri. Bu konudaki risk sadece maddi kayıplarla sınırlı değil, itibarımız da söz konusu. Siber güvenlik alanında aldığımız teknik tedbirler sayesinde tehditlere karşı dirençli hâle geldik. Ancak hiçbir zaman tamamen güvende olduğumuzu iddia edemeyiz. Ayrıca siber saldırılara karşı en önemli savunma aracı ‘bireysel farkındalık ve dikkat’. Çalışma arkadaşlarımızın farkındalığına yönelik iletişimi ve eğitimleri daha da yoğun şekilde sürdürmemiz gerekiyor. Hem kendi verilerimizi hem de müşteri bilgilerini korumak tüm şirketlerimiz için hukuki bir sorumluluk...” dedi.
 
“Geliştirdiğimiz çevik çalışma kültürümüzün müspet etkileri performansımıza yansıyor”

Şirket içinde geliştirilen çevik çalışma kültürünün olağanüstü şartlarda daha hızlı ve esnek olma ihtiyacını karşıladığını ifade eden Çakıroğlu; dijitalleşme, otomasyon ve yeni becerilerle verimliliği artırarak geleceğe yönelik organizasyon ihtiyaçlarını karşılamayı hedeflediklerini belirtti. Çakıroğlu, “İçinden geçtiğimiz olağanüstü şartlarda daha hızlı ve esnek olma ihtiyacı aşikâr. Bu noktada geliştirdiğimiz çevik çalışma kültürümüzün müspet etkileri performansımıza yansıyor. Bugün yaklaşık 14 bin arkadaşımız çevik modelde çalışıyor. Dünyada örnek olacak şekilde tamamen çevik modele geçen Ford Otosan ve Türk Traktör gibi büyük ölçekli sanayi şirketlerimiz var. Çevik dönüşüm sürecindeki kararlılığınız ve liderliğiniz başarıya ulaşmamızdaki en önemli faktör oldu. İş gücü dönüşüm projemiz Future Fit’i bu yıl daha fazla şirketimizde devreye aldık. 2024 sonunda tüm Topluluğa yaymış olacağız. Bildiğiniz gibi bu projemizle şirketlerimizdeki dijitalleşme ve otomasyon fırsatlarını tespit edip verimlilik artışını hedefliyor ve ayrıca organizasyonlarımızın gelecekteki ihtiyaçları doğrultusunda çalışma arkadaşlarımıza yeni beceriler kazandırıyoruz” şeklinde konuştu.
 
“Deprem bölgesinde umudu yeşerterek fark yaratıyoruz”

Toplantıda geçtiğimiz yıl Şubat ayında gerçekleşen depreme ilişkin de konuşan ve sözlerine, “Kaybettiğimiz on binlerce yurttaşımızı, 12 çalışma arkadaşımızı, 5 bayimizi ve 45 bayi çalışanımızı bir kez daha rahmetle anıyorum” diyerek başlayan Levent Çakıroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biliyorsunuz, depremin ilk gününden itibaren Topluluk olarak harekete geçtik, halkımızın yanında olduk. Daha sonra barınma ihtiyacını kısa sürede çözmek için, toplam beş bin adet konteynerden oluşan, 20 bin kişinin yaşayacağı yerleşim birimleri kurmaya karar verdik. Topluluğumuzun insan gücünü, tedarik ve lojistik imkânlarını devreye sokarak, AFAD ile iş birliği içinde kısa bir sürede yerleşime hazır hâle getirdik.”

Çakıroğlu, bölgede yaşamını sürdüren depremzede vatandaşların barınma, eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını gidermek üzere Koç Topluluğu tarafından hayata geçirilen “Umut Kent”ler ile ilgili şu sözleriyle konuşmasına devam etti: “Çocuklarımızın ve gençlerimizin akademik hayattan kopmadan gelişimlerini desteklemek için; okullar, teknoloji tasarım sınıfları, kütüphaneler ve konferans salonları oluşturduk. Özel ihtiyaç sahibi çocuklarımız için sınıflar ayırdık. Yaz aylarını değerlendirebilmek için Koç Okulu’ndan öğretmenlerimizin desteğiyle telafi ve mentorluk programlarını hayata geçirdik. Vakfımız ile birlikte çocuklarımızın eğitim materyalleri ve diğer eksiklerini giderdik. Lise ve üniversiteye hazırlanan gençlerimiz için dershane imkânı yarattık. Burslar ve kültür, sanat programlarıyla da desteğimizi devam ettireceğiz. Bölgede devam eden sıkıntıların yanı sıra yeşeren umudu da görüyoruz ve ne kadar büyük bir fark yaratabildiğimize şahitlik ediyoruz.”
 
“Büyük başarıların karşılığı olan itibarımız en değerli varlığımız”

Koç Holding’in iş dünyasında üst üste başarılar elde ederek sadece Türkiye’yi temsil etmekle kalmayıp, dünya çapında da tanınan bir kurum hâline geldiğini belirten Çakıroğlu, “Koç Holding, Forbes dergisinin yayımladığı ‘Dünyanın En İyi İşverenleri’ araştırmasında bu yıl ülkemizi temsil eden tek şirket oldu. Bu itibarlı araştırmanın ilk yılından bu yana yedi yıldır üst üste Türkiye’nin bir numarası gösteriliyoruz. Ayrıca Kincentric’in düzenlediği ‘En İyi İşverenler’ araştırmasında ‘Türkiye’nin En İyi İş Yeri’ ödülüne layık görülen 35 şirketten 23’ü Koç Topluluğu’ndan oldu” diye konuştu ve sözlerine şöyle devam etti, “Bir asırlık emeğin, özverinin, tüm paydaşlara yön gösteren, ilham veren duruşun ve ülke ekonomisinde çığır açan büyük başarıların karşılığı olan itibarımız en değerli varlığımız… Bu nedenle başarı tanımımızı hiçbir zaman finansal sonuçlarımızla sınırlı görmedik. Sizlerin de hassasiyetle benimsediği bu tutum sayesinde, ne mutlu ki bu sene de Türkiye’nin en itibarlı markası seçildik. Vehbi Bey’in çağı aşan öngörüsüyle Topluluğumuza miras bıraktığı evrensel değerler ve ilkeler hâlen yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.”

Koç Topluluğu’nun, ikinci yüzyılına kararlılıkla ilerlediğini aktaran Çakıroğlu, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:

“Cumhuriyetimizin 100’üncü yaşını kutladığımız 2023’e veda ederken, iki sene sonra Topluluğumuzun 100’üncü yaşına girecek olmasının heyecanı içindeyiz. Heyecanlıyız ve aynı zamanda gururluyuz. Zira geçip giden herhangi bir asır değildi. Çok büyük teknolojik ilerlemelere şahitlik edilen, coğrafi mesafelerin giderek anlamını yitirdiği, insanlığın büyük sosyal değişimler yaşadığı, küresel siyasi nizamın savaşlarla sarsılıp değiştiği ve şimdi yine belirsizlikler içinde yeniden şekillendiği, belki de tarihin en zorlu yüzyılını geride bırakıyoruz. Koç Topluluğu, işte böylesine bir zaman diliminde doğdu, büyüdü ve bugünlere geldi. Yokluklar içinde, ama Ulu Önder Atatürk’ün eşsiz vizyonuyla, büyük umutlarla kurulmuş bir Cumhuriyet’in sanayileşme ve kalkınma hedeflerini gerçekleştiren lider kurumu olduk. Biz o büyük umutlarla büyüdük ve ne mutlu ki başardıklarımızla o umutları daha da büyüttük. İkinci yüzyılımızı pek az kuruma nasip olmuş asırlık bir geçmişin özgüveniyle karşılıyoruz. Yarınlar için hiç durmadan geliştirdiğimiz üstün kurumsal yetkinliklerimizden aldığımız cesaretle bizi çok heyecanlandıran stratejik hedeflerimize kararlılıkla ilerliyoruz. Koç Topluluğu’nu daha da parlak bir geleceğe taşıyacağına emin olduğum bu yolculukta en çok sizlerin liderliğine güveniyorum. Geçen sene de belirtmiştim; bu tarihi dönemeçte üzerimizdeki sorumluluk çok büyük. Ama hep vurguladığım gibi, sizlere inancım sonsuz. Yolumuz açık olsun!”