18 Mayıs 2021

Doğrusal ekonomiden döngüsel ekonomiye

Gezegenimizin kaynaklarını bugünkü hızda tüketmeye devam edersek 2050 yılında “1 yerine 1,5 Dünya’ya” ihtiyacımız olacak. Oysa çağımızda baskın olan “Al, kullan, at” yerine “Azalt, yeniden kullan, geri dönüşüme sok” yaklaşımı benimsenirse hem “sıfır karbon” hedefine daha hızlı ulaşırız hem ekonomik açıdan büyük faydalar sağlarız.
 
Her yıl gezegenimizin değerli kaynaklarından 100 milyar tona yakınını tüketmek üzere çekip alıyoruz. Metaller, mineraller, fosil yakıtlar, bitki ve hayvanlardan sağlanan organik materyaller… Bunların yüzde 10’dan azı geri dönüşüme giriyor ve yeniden kullanılıyor. Bilim insanları, kaynak kullanımının 1970 yılından bu yana üçe katlandığına ve bu şekilde devam ettiğimiz takdirde 2050 yılında gezegenimizin kaynaklarını yüzde 50 oranında aşacağımıza, başka bir deyişle “1 yerine 1,5 Dünya’ya” ihtiyacımız olacağına dikkat çekiyorlar. Alıyoruz, kullanıyoruz ve atıyoruz. Bazen de hiç kullanmadan atıyoruz. Tüketim biçimlerinde uzun yıllardır bu yaklaşım ağır basıyor. Böylelikle “hikâyenin sonuna” doğru hızla yaklaşıyoruz.

İyi haber, bunun sürdürülebilir olmadığına dair farkındalığın giderek artması. “Al, kullan, at” modelinin uzun süre devam edemeyeceği artık daha fazla kabul görüyor ve yavaş yavaş onun yerini “Azalt, yeniden kullan, geri dönüşüme sok” felsefesi almaya başlıyor. Şu anda bebek adımlarıyla ilerliyor olsa da bu, doğrusal ekonomiden döngüsel ekonomiye geçişi ifade ediyor.

Döngüsel ekonomiyi çalışmalarının merkezine alan Ellen MacArthur Foundation’ın hesaplamalarına göre, döngüsel ekonomi, sera gazı emisyonlarını yüzde 45 oranında azaltarak “sıfır karbon” hedefine ulaşma çabasında önemli bir rol oynayabilir. Tüketicilerin ve üreticilerin bu çabaya omuz vermesi, “sıfır karbon” taahhüdünde bulunan büyük devletlerin girişimlerine ivme kazandırabilir. Peki nasıl?
 
Gıda israfının azaltılması
2018 yılında Dünya Ekonomik Forumu’nun inisiyatifiyle oluşturulan ve bugün World Resources Institute bünyesinde faaliyet gösteren PACE’e (Platform for Accelerating the Circular Economy) göre, döngüsel ekonomiye geçişte atılabilecek en önemli adımlardan biri, gıda atıklarını azaltmak. PACE’in Küresel Direktörü David McGinty, Dünya Ekonomik Forumu’nun web sitesinde yaptığı analizde, “Gıda atıkları bir ülke olsaydı, ABD ve Çin’den sonra dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi olurdu” diyor.

PACE’in ölçümlerine göre dünya çapında gıdaların üçte biri israf ediliyor. İhtiyaç fazlası gıdalar ve yan ürünler atık hale geliyor, çürümeye terk edilerek karbon salımını artırıyor. Küresel ölçekte 800 milyon insanın gıda sıkıntısı çektiği düşünülürse, bu inanılmaz bir israf. Üstelik ekonomik yönden büyük bir kayıp söz konusu. Zira gıda maddelerinin üretiminde kullanılan muazzam miktardaki su ve enerji de boşa harcanmış oluyor.

Üreticilerden tüketicilere kadar tüm değer zinciri boyunca gıda atığının azaltılması büyük önem taşıyor. Gelişmiş ülkelerde, fazla gıdaların ihtiyaç sahipleriyle buluşturulduğu öncü girişimlerin sayısı giderek artıyor. Bu, bir yandan önemli bir ekonomik kaybın önüne geçilmesini sağlarken diğer yandan yoksulluğun azaltılmasına katkıda bulunuyor.
 
Elektronik atıkların toplanması
PACE’in dikkat çektiği bir başka alan elektronik atıklar. Çalışma ve yaşam biçimlerimizi dönüştüren elektronik ürünler, bugün yaklaşık 1 trilyon dolarlık bir pazar oluşturuyor ve bu miktar giderek artıyor. Diğer yandan elektronik atıklar şu anda çöpe giden ürün grupları arasında hatırı sayılır bir paya sahip. Çoğu yeterince kullanılmadan elden çıkarılıyor ve bunların yüzde 20’den azı toplanarak geri dönüşüme sokuluyor. PACE’in hesaplarına göre bu nedenle yılda yaklaşık 57 milyar dolar kaybediliyor.

Aşırı üretim ve tüketim ya da yetersiz geri dönüşüm nedeniyle bir anlamda demir, bakır gibi hammaddeler israf ediliyor ve bunlar hem çevre kirliliğine hem sağlık sorunlarına yol açıyor. Özellikle ihtiyaçtan fazla üretilen akıllı telefonlar ve bilgisayarlar, doğal kaynakların boşa harcanmasına neden oluyor ve sera gazı emisyonunu artırıyor.

Oysa daha uzun ömürlü ürünlerin üretilmesi ve artık kullanılmayan cihazların etkin olarak toplanması, elektronik atıkların yarattığı riskleri ortadan kaldırır ve dünyamızın kaynaklarının korunmasına katkıda bulunur.
 
Daha uzun ömürlü tekstil ürünleri
Döngüsel ekonomiyi savunanların dikkat çektiği bir başka alan tekstil. Bugün dünyada 300 milyon kişiyi istihdam eden “hızlı moda” sektörünün yıllık üretiminin 1,3 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu sektör başta su olmak üzere doğal kaynaklara yüksek oranda dayalı olarak faaliyet gösteriyor. Pamuk üretiminde kullanılan miktar da dahil edildiğinde tekstil sektöründe yılda 100 milyar metreküp su kullanıldığı tahmin ediliyor.

Diğer yandan her yıl milyarlarca tekstil ürünü işlevsiz kalıyor. Bir kısmı depolarda ya da mağazalarda sahibini beklerken bir kısmı da iyi durumda olduğu halde kullanılmıyor. Tahminlere göre dünya nüfusu giyilebilecek halde olan 460 milyar dolar değerinde tekstil ürününü çöpe atıyor. Hızlı tüketim mantığıyla üretilen düşük kaliteli ürünlerin büyük bölümü ise geri dönüşüme dahil edilemiyor. Uzmanların hesaplamalarına göre bir giysinin kullanım ömrü ortalama iki katına çıkarılabilse, tekstil sektöründeki sera gazı emisyonu yaklaşık yüzde 44 seviyesinde azaltılabilir.
 
Plastik kullanımının azaltılması
Plastikler uzun yıllardır çevre kirliliği açısından en kötü şöhrete sahip ürünler arasında sayılıyor. Giderek daha uzun ömürlü, daha güçlü ve daha esnek hale gelen plastikler, modern ürünlerin önemli bir bileşeni haline geldi ve son 50 yılda plastik tüketimi 50 kat arttı. Bu artış mevcut hızıyla devam ettiği takdirde plastik ambalaj miktarı 2050 yılına kadar dörde katlanacak ve yılda yaklaşık 320 milyon tona ulaşacak. Bu, yaklaşık olarak dünyadaki tüm insanların toplam ağırlığı kadar…

Diğer yandan okyanuslara giden ve doğaya karışması çok uzun yıllar alan bu ürünler sera gazı emisyonunu artırırken aynı zamanda büyük oranda fosil kaynaklara dayalı olduğu için iklim değişikliğine etkide bulunuyor ve plastik atık miktarı da her geçen gün artıyor. Pandemiyle birlikte tek kullanımlık plastik ürünlerin tüketiminin yaklaşık yüzde 300 yükseldiği tahmin ediliyor.
 
Yılda 4,5 trilyon dolar kazandırabilir
PACE’in Küresel Direktörü David McGinty’e göre döngüsel ekonomiye geçiş; atıkların azaltılması, inovasyonun tetiklenmesi ve istihdama yaptığı katkıyla yılda 4,5 trilyon dolar seviyesinde ekonomik fırsat yaratıyor. Örneğin okyanuslardaki plastik atıkların azaltılması, balıkçılık ve turizm gibi sektörlere fayda sağlayabilir. McGinty, döngüsel ekonomiye geçişin 2030 yılında 6 milyon yeni istihdam yaratacağına da dikkat çekiyor.

Diğer yandan plastik atıkların miktarı azaltılabilirse, bunların yanmasından kaynaklanan hava kirliliği ile toksik atıklar ve dolayısıyla sağlık harcamaları düşürülebilir. Dolayısıyla, plastik kullanımının azaltılması, hem gezegenimiz hem insan sağlığı açısından çok önemli.

Elimizdeki kaynakların etkin şekilde kullanılması, israf edilmemesi, geri dönüşüme sokulması doğru olmasının yanı sıra artık büyük bir zorunluluk. Başka bir Dünyamız yok. Üretim ve tüketimdeki yaklaşımlarımızı gözden geçirmezsek, onu da kaybetme yolunda ilerliyoruz. Kısacası, doğrusal ekonomiden döngüsel ekonomiye geçiş geleceğimiz için büyük önem taşıyor.
 
Döngüsel ekonomiyi desteklemek üzere öneriler
Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Circle Economy’nin hazırladığı ve bu yılki Davos Zirvesi’ne sunduğu “The Circularity Gap Report 2021”de, döngüsel ekonomiyi desteklemek için yapılan önerilerden bazıları şöyle:
Gayrimenkul: Alanların etkin kullanılması için daha iyi tasarlanmış, daha az sayıda ev inşa edilmesi. Mevcut konut stokunun ömrünün uzatılması. Modüler tasarımların ve renovasyonun teşvik edilmesi. Doğa dostu malzemelerin kullanılması.
Beslenme: İşlenmemiş gıdaların teşvik edilmesi. Et, balık, süt gibi ürünlerin tüketiminin azaltılması. Yerel tedarikçilerin desteklenmesi. Organik ürünlerin tüketiminin artırılması ve sentetik gübrelerin kullanımının azaltılması.
Seyahat: Evden çalışma ve web’den toplantılarla seyahatlerin azaltılması. Daha az yakıt kullanan, daha az çelik ve alüminyumun kullanıldığı araçların geliştirilmesi. Ortak araç kullanımının teşvik edilmesi.
İletişim: Dijitalleşmenin artırılması. Ortak kullanım ile kişisel bilgisayarların ve mobil cihazların çevresel etkisinin azaltılması. Daha az enerji tüketen diz üstü bilgisayarlar geliştirilerek bunların masa üstü bilgisayarların yerini alması.
Tüketim ürünleri: Dijitalleşme sayesinde kâğıt kullanımının azaltılması. Tek kullanımlık plastiklerin terk edilmesi. Yerel ürünlerin desteklenmesi. Ürünlerin onarılmasının, paylaşılmasının, geri dönüşüme girmesinin teşvik edilmesi.
Sağlık hizmetleri: Daha uzun ömürlü tıbbi ekipmanlara yatırım yapılması. Online sağlık hizmet modellerinin geliştirilmesi.

Döngüsel ekonomiye geçiş için 5 neden 
PACE Küresel Direktörü David McGinty, Dünya Ekonomik Forumu’nun web sitesinde yaptığı analizde döngüsel ekonomiye geçiş için 5 neden sayıyor:
1) Sınırlı kaynakların daha iyi kullanılması                      
Küresel ekonomi sayesinde ormanlar, toprak, su, hava, metaller ve mineraller gibi kaynakları daha iyi şekilde kullanabiliriz.
2) Karbon emisyonunun azaltılması
Küresel ekonomi, sera gazı emisyonunu 22,8 milyar ton azaltarak iklim değişikliğinin tehlikeli etkilerinin geriletilmesi açısından kritik bir rol oynayabilir.
3) İnsan sağlığı ve biyoçeşitliliğin korunması
Her yıl hava, su ve topraktaki kirlenme nedeniyle 9 milyon kişi hayatını kaybediyor. Bu kirlilik biyoçeşitliliği de tehdit ediyor. Döngüsel ekonomi bu riski azaltabilir.
4) Ekonomilerin güçlendirilmesi
Yeniden kullanma, onarma, geri dönüşüme sokma ve paylaşım modelleri önemli inovasyon fırsatları sunuyor.
5) Daha fazla ve daha iyi işlerin ortaya çıkması
Geri dönüşüm, tamir ve kiralama ya da inovasyon yoluyla yeni materyallerin üretilmesi gibi alanlarda döngüsel ekonomi yeni işlerin yaratılmasının önünü açabilir.