29 Nisan 2021

Çocuklarınızı siber zorbalıktan nasıl korursunuz?

Teknolojik aletlerin kullanım yaşı değişen ihtiyaçlara bağlı olarak sürekli düşüyor. Hal böyle olunca gözümüzden bile sakındığımız çocuklarımız, psikolojik ve fizyolojik sorunlara yol açabilecek pek çok tehlikeyle karşı karşıya kalabiliyor. Bunlardan biri de siber zorbalık. Gelin siber zorbalık nedir ve çocuklarımızı siber zorbalığa karşı nasıl koruruz hep birlikte öğrenelim!
 
İnternet sayesinde hayatlarımız hiç olmadığı kadar konforlu bir hale geldi. Her ne kadar yaygınlaşması son 20-30 yıla tekabül etse de internet, kısa bir süre içerisinde olmazsa olmazlarımız listesinde ilk sıralarda kendisine yer bulmayı başardı. Çocuklarımız ise bizlerden çok şanslıydı zira onlar, bu dijital dünyanın içine doğarak tüm nimetlerinden sonuna kadar yararlanmak gibi bir ayrıcalığa da doğuştan sahip oldular. Ancak modern hayatın bir getirisi olarak özellikle büyük şehirlerde yaşayan yeni nesil, ne yazık ki bizim yaşadığımız türden bir çocukluk hayatı yaşayamıyor. Üstüne bir de son dönemde hepimizin hayatını geri döndürülemez bir şekilde değişime uğratan koronavirüs salgını eklenince çocuklar adeta izole bir hayat sürmeye başladılar. Haliyle de eğlenmek, derslere katılmak, bilgi edinmek ve hatta sosyalleşmek için tek kaynakları sanal dünya olmaya başladı. Yaşamlarının büyük bir çoğunluğunu sanal dünyada harcayan çocuklar, bazı tehlikelere de her zamankinden daha açık hale geldiler. Bunlardan biri de siber zorbalık! Peki, ama çocuklarımızın hayatını son derece olumsuz şekilde etkileyebilecek olan siber zorbalık nedir?

Siber zorbalık nedir?
Siber zorbalığı UNICEF şu şekilde tanımlıyor: Siber zorbalık, dijital teknolojiler kullanılarak gerçekleştirilen zorbalıktır. Bu tür zorbalıklar sosyal medyada, mesajlaşma platformlarında, oyun platformlarında ve cep telefonlarında görülebilir. Hedef seçilen kişileri korkutmaya, kızdırmaya ya da utandırmaya yönelik olarak tekrarlanan bir davranıştır. 

Yani sosyal medya üzerinden bir kişi hakkında gerçek olmayan bilgileri yaymak, yüz kızartıcı fotoğraflar yayınlamak, birine tehdit ve incitici ifadeler içeren mesajlar iletmek, sahte hesaplar vasıtasıyla ya da başka bir kişinin kimliğini kullanarak birine art niyetli mesajlar göndermek siber zorbalıktır.

Peki, ama uzun süren ve süreklilik arz eden siber zorbalık çocuk üzerinde ne gibi fiziksel ve ruhsal etkilerin ortaya çıkmasına neden olur? Siber zorbalık uzun süre devam ettiğinde kişide kızgınlık, mahcubiyet, kimi zamanda öfke gibi ruhsal; utanç ve sevilen şeylere karşı dikkat ve ilginin kaybolması gibi duygusal; yorgunluk, uyuyamama, baş ve karın ağrısı gibi fiziksel sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Özellikle komik duruma düşme, başkaları tarafından küçük görülerek eleştirilebileceğine dair endişe katsayısı sürekli artarsa ve kişi mevcut durumunu gerekli kişilerle iletmezse bu durumda içinde bulunulan çaresizlik hali kişinin kendi yaşamını sona erdirmesine kadar varabilir.

Bu nedenle konu siber zorbalık olunca ebeveynlere çok fazla görev düşüyor. Öncelikle ebeveynler çocuklarının internette geçirdikleri zamanı, kimlerle görüşüp konuştuğunu, hangi sitelere girdiğini kontrol altına almalılar. Çocuklarında yaşanabilecek psikolojik ve fiziksel değişimlere karşı dikkatli olmalılar. Çocuklarını sürekli gözlem altında tutmalılar. Peki, ama çocuklarını mümkün olduğunca siber zorbalıktan korumak ve siber zorbalıkla karşılaşan çocuklarına bununla nasıl baş edebileceğini öğretme konusunda ebeveynlere ne gibi görevler düşüyor?

Çocuğunuzu siber zorbalığa dair bilgilendirin!
Her kötü şeye karşı olduğu gibi siber zorbalığa karşı da çocuğunuzu korumanın yolu onu bilgilendirmekten geçiyor. Çocuğunuzu karşınıza alın ve internetin faydalı tarafları olduğu gibi zararlı tarafları da olabileceğini açık bir dille anlatın. Üstten bir tavır ve dil kullanmadan ve her şeyden önemlisi çocuğunuzu yargılamadan ona siber zorbalığın ne olduğunu anlatın. Çocuğunuzun da bir özel hayatı olduğunu göz önünde bulundurarak üzerinde karşılıklı olarak uzlaştığınız, çözüm odaklılık etrafında şekillenen bir takım kurallar koyun. Çocuğunuza suçlayıcı, yargılayıcı ve otoriter bir tavırla yaklaşmak yerine onunla arkadaş olmayı tercih edin. Bu şekilde sizden herhangi bir şey saklamayacağı için başına kötü bir şey geldiğinde de çözüm bulmak adına yardımına başvuracağı ilk kişi siz olacaksınız.

Çocuğunuzda siber zorbalıkla ilgili bilincin yerleşmesi için belli periyotlarla siber zorbalığa dair konuşmak, başına bu ve buna benzer şeyler gelip gelmediğini sormak da önleyici bir tutum olabilir. Bunun yanında çocuğunuza sizin bilginiz olmadan kimseyle fotoğraf, video ve iletişim bilgisi paylaşmaması gerektiğini de mutlaka öğretmelisiniz. Çocuğunuzun internette yayınladığı kişisel fotoğrafların ve bilgilerin sayısını sınırlamak da iyi bir yoldur.  Sosyal medya hesaplarındaki gizlilik ayarlarını dikkatlice yaparak hesaplarını daha güvenli hale getirmesine de yardımcı olmalısınız. Ayrıca herhangi bir dosya ve uygulama indirmek istediğinde mutlak suretle sizin onayınızı alması gerektiğini belirtmelisiniz. Çocuğunuza kendisini sosyal medya ve internet üzerinden rahatsız eden, dalga geçen ya da tehdit eden biri olduğunda bunu mutlaka aile üyeleriyle paylaşması gerektiğini öğretmelisiniz. Zorbalığın ahlaki, etik ve hukuki sonuçlarına dair de çocuğunuzu bilgilendirmelisiniz. Tüm bunlara rağmen çocuğunuz bir siber zorbalık ile karşı karşıyaysa tarih ve saatleri not ederek hatta ekran görüntüsü alarak tüm mesajları kaydedin ve olayı gerekirse yargıya taşıyın.

Son olarak zorbalığa önlemek için güvenlik yazılım şirketlerinden çocuk ve aile koruma paketleri satın alarak bunların kurulumunu gerçekleştirmelisiniz. Ebeveyn denetimi özelliği sunan bu güvenlik yazılımları çocuğunuzun internet ortamında daha güvenli bir şekilde varlık göstermesine yardımcı olur.