02 Haziran 2022

Milyonlarca kez izlenmiş 4 TED konuşması

 
Dünyanın en prestijli ve önde gelen fikir paylaşım platformlarından biri olarak nitelendirilen TED, her yıl iş dünyasından bilime, teknolojiden sanata kadar geniş bir yelpazede alanında büyük başarılara imza atmış birbirinden yaratıcı ve öncü onlarca kişiyi ağırlıyor. Tüm dünyanın yakından takip ettiği bu konferansların bazıları öyle ilgi çekici ve ufuk açıcı ki zaman milyonlarca seyirciye ulaşıyor. Gelin o halde her biri içinde sayısız ders barındıran milyonlarca kez izlenmiş TED konuşmalarına yakından bakalım.
 

1) Celeste Headlee – Daha İyi Sohbet Edebilmenin 10 Yolu
Hepimiz yaşamımız boyunca nasıl konuşacağımıza dair pek çok şey öğreniriz ancak pek çoğumuz bunu hayata geçirme noktasında ne yazık ki başarısız oluruz. Zira insanlarla iletişim kurmanın da püf noktaları var. Esas mesele bunların neler olduğunu bilmek. Kariyerini radyo sunuculuğu üzerine inşa etmiş olan Celeste Headlee kusursuz bir sohbetin bileşenlerini dinleyicileriyle paylaşıyor. “Dışarı çıkın, insanlarla konuşun, insanları dinleyin. Ve en önemlisi, şaşırmaya hazır olun" diyen Celeste Headlee’ye göre iyi bir sohbet için dinlemek ve konuşmak arasında denge kurmak gerekiyor. Hâlbuki mevcut yaşamımızı ele geçiren teknoloji bu dengenin sarsılmasına neden olan unsurlardan biri. Bu da zaten halihazırda belki de öğretmekte en başarısız olduğumuz yetkinliklerden biri olan konuşma yeterliliğine darbe vuruyor. Hâlbuki Celeste Headlee, 21. yüzyılda tutarlı ve özgüvenli bir konuşmayı gerçekleştirmekten öte daha önemli bir beceri olmadığını söylüyor. Mesleğinin doğal bir uzantısı olarak iyi konuşma yetisine sahip olan Celeste Headlee, bunun formülü de bizlerle paylaşıyor.  


2) Shawn Achor – Daha İyi Çalışmanın Mutlu Sırrı
Mutluluğa ulaşmanın mutlak yolu daha çok çalışmaktan mı geçiyor? Ne yazık ki insanların pek çoğu bu kanıda. Ancak pozitif psikoloji ve mutluluk hakkında araştırmalar yapan Amerikalı psikolog Shawn Achor, bunun tam aksini iddia ediyor. Mutlu olmak için günler ve aylar boyunca çalışmanın mutluluğu beraberinde getirmediğini söylüyor. Çalışmak için mutluluktan feragat edilmemesi halinde mutluluğun geldiğini onun da üretkenliğin artmasına katkıda bulunduğunu belirtiyor.

Dış dünyanın mutluluk seviyelerimiz üzerinde belirleyici bir rol oynadığını dile getiren Shawn Achor, uzun vadeli mutluluğun yüzde 90'ının dış dünya tarafından değil, beynimizin dünya yönlendirme şekli tarafından belirlendiğine işaret ediyor. Mutluluk ve başarı formülünü değiştirirsek, gerçekliği etkileme şeklimizi de değiştirebileceğimize vurgu yapan Achor, bulgulara göre iş başarısının sadece yüzde 25'inin I.Q. yardımıyla gerçekleştiğini geri kalan yüzde 75'inin ise kişinin iyimserlik seviyesi, çevresinden aldığı destek ve stresi tehdit yerine bir mücadele olarak görebilme yeteneği belirliyor, diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: “Toplum olarak yaptığımız şey mutluluğu kavramsal bir ufka doğru itmek. İşte bu yüzden başarılı olmamız gerektiğini, böylece mutlu olacağımızı düşünüyoruz. Ama sorun şu ki beynimiz bunun tersi şekilde işliyor. Günümüzde birinin pozitiflik seviyesini yükselttiğinizde, beyinleri şu an mutluluk avantajı dediğimiz şeyi tecrübe eder, beyniniz pozitif durumdayken negatif, nötr ya da stresli olduğu zamankinden çok daha iyi çalışır. Kavrama yetiniz gelişir, yaratıcılığınız gelişir, enerji seviyeniz yükselir.”

 

3) Michael Kimmel – Cinsiyet Eşitliği Neden Herkes İçin İyidir
Cinsiyeti erkekler için görünür kılmanın onları cinsiyet eşitliğini desteklemeye davet etmenin ilk adımı olduğunu söyleyen Michael Kimmel, konuşmasında cinsiyet eşitliğinin ülkeler, toplumlar, şirketler ve ekonomi için faydalarına dikkat çekiyor. Yapılan çalışmalar sonucunda cinsiyet eşitliği en fazla olan ülkelerin aynı zamanda mutluluk sıralamasında da en yüksek puanı alan ülkeler olduğuna işaret eden Kimmel, aynı savın şirketler için de geçerli olduğunun altını çiziyor. Şirketler ne kadar cinsiyet eşitliği sağlarsa, çalışanların o kadar mutlu olduğunu pek çok araştırma ortaya koymuştur diyor. Şirketlerde cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıyla daha az iş firesi verildiğini, yıpranma payının daha az olduğunu, zaman yönetiminin daha kolay, müşteri tutma oranın daha yüksek, iş memnuniyeti ve üretim oranlarının da daha yüksek seyrettiğini dile getiren Michael Kimmel, konuşmasında ayrıca cinsiyet eşitliğinin aile yaşantısına olan etkilerine de değiniyor. Kimmel, İlişkilerimiz ne kadar fazla eşitlikçi ise çiftler o kadar mutlu. Erkekler ev işi ve çocuk bakımını paylaştıkları zaman çocukları okulda daha iyi oluyor. Çocukları daha az devamsızlık yapıyor ve daha başarılı oluyorlar. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu daha az teşhis ediliyor. Çocuk psikiyatristine daha az gidiyorlar. Daha az ilaç kullanıyorlar. Yani cinsiyet eşitliği ülkelerin, şirketlerin, erkeklerin ve onların çocuklarının ve eşlerinin çıkarınadır. Cinsiyet eşitliği bir-sıfır kaybettiğiniz bir oyun değil. Kazan-kaybet durumu değil. Herkes için kazan-kazan durumudur. Ayrıca biliyoruz ki, erkekleri ve erkek çocukları dahil etmeden kadınları ve kızları tamamen güçlendiremeyiz” diyor.


4) Sheryl Sandberg – Neden Çok Az Sayıda Kadın Lider Var
Erkeklere göre kadınların iş yaşamında daha büyük bir eşitlik mücadelesi vermek zorunda kaldığının altını çizen Sheryl Sandberg, kadınların bu yolculuğundaki en önemli aşamanın kendilerine ve sahip oldukları potansiyele inanmalarıyla aşılacağına vurgu yapıyor. Kadınların erkeklere oranla yüksek mevkilere gelmekte daha çok zorlandıklarını, profesyonel başarıları ile kişisel hedefleri arasında seçim yapmak zorunda bırakıldıklarını kaydediyor. Kadınların iş dünyasında daha fazla yer almaları ile bu durumun tersine çevrilebileceğini belirten Sandberg, kadınların kendi yetilerini sistematik olarak azımsadıklarını belirtiyor. Bu sebebin yanı sıra toplumsal değer yargıları nedeniyle de dünyanın pek çok yerinde kadınların hiç bir meslekte yüksek mevkilere gelemediklerini ifade ederek bu durumu tersine çevirmek için izlenecek yol haritasını katılımcılarla paylaşıyor.