• Anasayfa
  • Size Özel
  • Trakya Bölge Müdürü Talha Eriş: “Opet’in başarısı istasyonlarında kusursuz hizmet veren değerli iş ortaklarının başarısıdır”
15 Nisan 2022

Trakya Bölge Müdürü Talha Eriş: “Opet’in başarısı istasyonlarında kusursuz hizmet veren değerli iş ortaklarının başarısıdır”

Opet’in kuruluşundan bu güne öncü ve lider konumda olmasının, ürün ve hizmetlerini yurdun dört bir yanına kalite odağında ulaştırmasının, müşteri memnuniyetini her zaman en üst düzeyde tutmasının ancak bayilerin şirketin vizyonunu sahiplenmeleriyle gerçekleşebilecek bir başarı olduğuna vurgu yapan Opet Trakya Bölge Müdürü Talha Eriş ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İhtiyaçları doğru tespit ederek sorunlara çözüm üretebilmek ve yeni iş birliktelikleri geliştirebilmek adına bayileri yerinde ziyaret etmenin çok önemli olduğuna işaret eden Eriş, “Düzenli ve birebir iletişim iş ortaklarımız ile aramızdaki bağı kuvvetlendiriyor ve aidiyet duygusunu artırıyor” diyor.
 
Öncelikle sizi biraz tanıyalım. Koç Topluluğu bünyesinde kaç yıldır bölge müdürü olarak görev yapıyorsunuz? Bundan önce hangi pozisyonda görev alıyordunuz? Sorumluluğunuz altında bulunan bayi sayısını öğrenebilir miyiz?
Koç Topluluğu ve Opet Petrolcülük’te 2008 yılından bu yana görev yapıyorum. Opet’teki 14 yıllık kariyer yolculuğuma ilk olarak Sunpet Marmara Saha Müdürü olarak başladım. Ardından sırasıyla Opet Trakya Saha Müdürlüğü, Opet Kayseri Saha Müdürlüğü, Opet İstanbul 1 Saha Müdürlüğü görevlerinde bulundum. 2017 yılında Opet Marmara Bölge Müdürlüğü’ne atandım. 2020 Ocak ayından bu yana ise Opet Trakya Bölge Müdürü olarak görev yapıyorum. Bölgemde 118 istasyon bulunuyor.

Türkiye’nin enerji sektöründe bayi ağı en geniş şirketlerinden biri olan Opet’te görev yapıyorsunuz. Markanın sahada en çok görünen yüzü olan bayileriniz marka vizyonunu hayata geçirmek konusunda nasıl bir misyon taşıyor?
Şirketimizin vizyonu çok net: “Sektörde, Türkiye’nin bir numaralı akaryakıt dağıtım şirketi olmak, hizmet ve ürün kalitesiyle tüketicinin birinci tercihi olarak sürekliliği sağlamak, ülkemizde eğitime, sağlığa, çevreye ve tarihi değerlerimize sahip çıkarak daha bilinçli bir toplum oluşmasına katkıda bulunmak.” Vizyonumuz doğrultusunda hizmet ve ürün kalitesiyle tüketicinin birinci tercihi olabilmemiz için de müşterilerimiz ile birebir temas kuran bayilerimizin vermiş oldukları hizmet kalitesi son derece kritik ve önemli. Bu doğrultuda bayilerimize yol göstermesi ve hedeflerini daha doğru belirleyebilmeleri adına Opet Bravo performans değerlendirme sistemini hayata geçirdik. Bravo sistemi tıpkı bir pusula gibi yol göstermesinin yanı sıra performansı ile farklılık yaratan bayilerimizin bu başarılarının ödüllendirilmesine olanak sağlıyor. Diğer taraftan 2022 yılının şirketimiz için ayrı bir önemi var. Bu yıl Opet’in 30’uncu kuruluş yılı. Opet’in kuruluşundan bu güne öncü ve lider konumda olması, ürün ve hizmetlerini yurdumuzun dört bir yanına kalite odağında ulaştırması, müşteri memnuniyetini her zaman en üst düzeyde tutması ancak bayilerimizin vizyonumuzu sahiplenmeleriyle gerçekleşebilecek bir başarıdır. Kuşkusuz bu başarı gece gündüz, yaz kış istasyonlarında kusursuz hizmet veren değerli iş ortaklarının başarısıdır.

Merhum Vehbi Koç, bayileri sıklıkla ziyaret etmeyi, sorunlarına eğilmeyi bir çalışma rutini haline getirmiş, sonraki nesillere de bunun önemini vurgulamış. Sizce bayilerle düzenli ve birebir iletişim halinde olmanın markaya faydaları neler?
Opet olarak Türkiye’nin her yerinde aynı standart ile müşterilerimize yüksek kalitede hizmet vermeye çalışıyoruz. Ancak her bölgenin kendine özgü farklı dinamikleri var. Her bölgenin müşteri yapısı farklı. Aynı zamanda bayilerimizin ihtiyaç ve sorunları da birbirinden farklı. Bu ihtiyaç ve beklentileri doğru tespit ederek sorunlarına çözüm üretebilmek ve yeni iş birliktelikleri geliştirebilmek adına bayilerimizi yerinde ziyaret etmek çok önemli. Düzenli ve birebir iletişim iş ortaklarımız ile aramızdaki bağı kuvvetlendiriyor ve aidiyet duygusunu artırıyor. Sektördeki en genç şirketlerden biri olmasına rağmen Opet, Türkiye’de yüz yıldan fazla süredir faaliyet gösteren global rakiplerini geride bırakarak bayiler tarafında en çok tercih edilen marka olmasını sağlayan en büyük farklılığımızda bayilerimiz ile sahada, birebir ve şeffaf iletişim içinde olmamızdan geliyor. Pandemi sürecinde istasyonlarımız hiç kapanmadan kesintisiz hizmet vermeye devam ettiler. Bizlerde tüm pandemi sürecinde hem saha da yanlarında olduk hem de tüm bayilerimizin katıldığı online toplantılar organize ederek iletişimimize kesintisiz devam ettik. Bizlere iş ortaklarıyla iletişimin önemi öğreten ve yol gösteren Merhum Vehbi Bey’i de bir kez daha saygıyla anmak istiyorum.

Göreviniz gereği bayileri ve iş yapış kültürlerini de yakından tanıyorsunuz. Sizce bayiler, Koç Topluluğu çatısı altında ve Opet gibi bir markanın iş ortağı olmayı nasıl yorumluyor? Bu algı, iş yapma biçimlerini ve ticari hayatlarını nasıl etkiliyor?
Opet olarak 81 ilde faaliyet gösteren büyük bir aileyiz. Türkiye’nin en büyük topluluğu olan Koç Topluluğu’nun bir şirketi olmasının yanı sıra Opet, 18 yıldır tüketicilerin en çok tercih ettiği, en beğendiği, son 6 yıldır üst üste “Lovemark” ödülüne layık gördüğü, bilinirliği çok yüksek bir marka. Bölgesinin sevilen ve önde gelen iş insanları olan bayilerimizin Opet ailesinin birer üyesi olmaları kendilerine ayrı bir itibar ve saygınlık kazandırıyor. Yüksek marka bilinirliğimiz sayesinde bayilerimizin istasyonlarının performanslarını arttırıyoruz. Diğer taraftan Koç Topluluğunun birçok farklı iş kollarında faaliyet göstermesi bayilerimize farklı sektörlerde iş fırsatları yaratıyor. Nitekim Koç Topluluğu şirketleri arasındaki sinerji sayesinde başka grup şirketleri ile iş birlikleri de yapan bayi sayımız hiç de az değil. Tüm bu fırsatlar ve şirketimizin kazandırdığı vizyon sayesinde bayilerimiz işlerini geliştirerek ve kurumsallaşarak ticaretlerini büyütmeye devam ediyorlar.

Bayilerle sıkı bir iletişim halindesiniz. Bu beraberlik sonucunda ilginç anılar da mutlaka birikiyordur, bizimle bir tanesini paylaşır mısınız?
14 yıl boyunca yüzlerce bayi ile çalışma fırsatı buldum ve birbirinden güzel ve ilginç anılar biriktirdim. Birini anlatmam gerekirse, 2013 yılında bayilerimiz ile birlikte gittiğimiz Güney Afrika seyahatinde yaptığımız safari turu esnasında karşımıza bir fil ailesi çıktı ve aracımız durmak zorunda kaldı. Fillerin aracımızın çok yakınına gelmesiyle birlikte rehber tarafından sessiz ve hareketsiz olmamız istendi. Alışık olmadığımız için biraz zorlandık. Profesyonel safari ekibimiz sayesinde fillerin arasından kısa sürede ayrıldık ve yolumuza devam ettik. Ancak o esnada hayatımız boyunca unutamayacağınız heyecan dolu bir an yaşamış olduk. O gün birlikte olduğumuz bayilerimizle neredeyse her görüşmemizde halen o günü hatırlıyor ve gülüyoruz.
 
Opet’in tüketici nezdinde nasıl bir marka imajı olduğunu düşünüyorsunuz?
2000 yılında başladığımız Temiz Tuvalet Kampanyası ile birlikte istasyonlarımızda hijyen standartlarımızı yükselterek tüm sektöre hijyenin önemini kabullendirdik. İstasyonlarımız müşterilerimizin uğrak noktası haline geldi. Özellikle kadın müşterilerimiz ve çocuklu ailelerin birinci tercihleri istasyonlarımız oldu. Tarihe Saygı Projemiz dahilinde Çanakkale’de birçok şehitlikte ve köyde yenileme çalışmaları gerçekleştirip tarihimize sahip çıkarak ülkemize olan borcumuzu bir nebze olsun ödemeye çalışıyoruz. Son yıllarda ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan kadın istihdamını desteklemek amacıyla 2018 tarihinde başladığımız Kadın Gücü Projemizle bugün istasyonlarımızda 3 binin üzerinde kadına istihdam sağlamaktan mutluluk duyuyoruz.
Tüm toplumun takdirini kazandığımız sosyal sorumluluk projelerimizin etkisi ve istasyonlarımızdaki yüksek hizmet ve ürün kalitesi ile beraber müşterilerimizin gözünde; topluma, çevreye ve tarihi değerlerine önem veren, temiz, güvenilir, genç ve dinamik yerli bir marka imajımız olduğunu düşünüyorum.

Gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakma amacı doğrultusunda gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projelerine ne yönde bir katılım sergiliyorsunuz? Sizin için bu projeler nasıl bir anlam ifade ediyor?
Opet; sağlığa, eğitime, çevreye ve tarihi değerlerine sahip çıkarak sürekli toplumumuzun bilinçlendirilmesine katkıda bulunma vizyonuna sahip bir şirket. Başta Temiz Tuvalet Kampanyası olmak üzere, Tarihe Saygı Projesi, Örnek Köy Projesi, Yeşil Yol Projesi, Trafik Dedektifleri Projesi ve son olarak da Kadın Gücü Projelerimizi öylesine benimsemiş durumdayız ki iş yapış tarzımıza doğrudan yansıyor. Örneğin istasyon ziyaretlerimde doğruca bayilerimizin ofisine gitmem, önce sahayı, marketi ve tüm tuvaletleri kontrol eder tuvaletler temizse ofise giderim. Bu tıpkı bir refleks gibi farkında bile olmadan kendiliğinden oluyor diyebilirim.
İstasyonlarımızda kadın istihdamını artırmak için başladığımız Kadın Gücü Projesi kapsamında ekibimle birlikte kadın çalışan bulmak için İşkur başta olmak üzere birçok kurumla iletişim içerisinde toplu mülakatlar organize ediyor ve istasyonlarımıza yönlendiriyoruz. Ailemize kazandırdığımız kadın personeli tutundurmak için kendileri ile devamlı iletişim içerisinde olarak ailenin birer parçası olduklarını hissettirmeye çalışıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızın karşılığı olarak da sorumlu olduğum bölgede 3 yıl içerisinde 400’ün üzerinde kadın personel istihdam etmiş bulunmaktayız. Evinini geçindirmek, çocuğunu okutmak ve ailesine bakmak için istasyonlarımızda çalışmaya başlayan kadın çalışanlarımızın her birinin farklı bir hayat hikâyesi var ve bayilerimizle birlikte onlara çalışma fırsatını vermek bizleri son derece mutlu ediyor. Diğer taraftan Tarihe Saygı Projesi kapsamında Çanakkale’de yapmış olduğumuz çalışmaları her gördüğümde ve her anlattığımda Opet ailesinin bir üyesi olmaktan gurur duyuyorum.

İşiniz gereği sürekli yollardasınız. Oldukça hareketli bu yaşam tarzının sizce en keyifli ve en zorlu yanları neler?
Seyahatlerim genellikle araba ile oluyor ve araba kullanmayı sevdiğim için seyahat etmek bana keyif veriyor. Özellikle de yaz aylarında ayçiçeklerinin çiçek açmasıyla birlikte Trakya’da seyahat etmek daha keyifli diyebilirim. Çok seyahat ettiğim için farklı yerler görüyor, farklı lezzetleri tadıyor ve farklı yörelerin insanları ile tanışma fırsatı buluyor olmam yolculukların keyifli yanları. Zorlu yanı ise bu keyifli anları ailemle birlikte yaşayamamak diyebilirim.

Hayatta yapmaktan en çok keyif duyduğunuz şeyler nelerdir? Hep hayalini kurduğunuz ve bir gün mutlaka hayata geçireceğim dediğiniz şeyler var mı?
Ailemle ve sevdiklerimle birlikte seyahat etmekten çok keyif alıyorum. Birlikte yeni yerler görmek, yeni lezzetler tatmak, keşfetmek ve onlarla beraber vakit geçirmek en keyif aldığım anların başında geliyor. Diğer taraftan kayak yapmak, yüzmek ve doğa fotoğrafları çekmek yapmaktan hoşlandığım aktiviteler arasında yer alıyor. İleride bir gün mutlaka yapmak istediğim şey ise fotoğrafçılıkta kendimi geliştirerek kişisel sergimi açmak diyebilirim.

Kendinize örnek aldığınız biri var mı? Bu kişi hangi özellikleriyle sizin hayatı algılama şeklinize ve verdiğiniz kararlara ilham kaynağı oldu?
Aslına bakarsanız iki kişi var diyebilirim. Biri şirketimizin Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Sayın Nurten Öztürk. Ülkemiz ve toplumumuz için yaptıklarına yakından şahit olmam sebebiyle kendisine çok saygı duyuyorum. Ben de kendisini örnek alarak iş ve özel hayatımda değerlerimize sahip çıkmaya, toplumumuza ve ülkemize faydalı işler yapmaya gayret gösteriyorum. Diğer örnek aldığım kişi ise bana insan biriktirmeyi, mütevazı olmayı ve saygının önemi öğreten değerli babamdır.

İşiniz gereği çok fazla seyahat ediyorsunuz. Dolayısıyla da kimsenin bilmediği yeni yerler keşfediyorsunuz. Görev yaptığınız bölgede gitmekten en çok hoşlandığınız yerleri bizimle paylaşır mısınız? Bu süreçte kalabalıklara karışmadan yeni yerler görmek isteyenler için önerilerinizi alabilir miyiz?
Ülkemizin her yeri ayrı güzel. Trakya’da da gezilecek görülecek çok fazla yer var. Örnek vermek gerekirse birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Edirne’de Selimiye Camii’nin yanı sıra Türkiye’nin en büyük ve Avrupa’nın ise üçüncü büyük sinagogu Edirne Büyük Sinagogu ve II. Bayezid Külliyesi’ni mutlaka görmelerini tavsiye ederim. İğneada’daki Longoz Ormanları ise tıpkı bir saklı cennet gibi büyüleyici güzellikte bir yer.
Ancak tarihi önemi sebebiyle Gelibolu Yarımadası’nda yer alan şehitlikler ve müzelerin, özellikle okul çağındaki çocuklarımız başta olmak üzere herkes tarafından muhakkak görülmesi gerektiğini düşünüyorum.  
 
 
 

Fotoğraf galerisi