02 Ocak 2022

Tarihin derininden göğe uzanan şehir: Ağrı

Ağrı Dağı Millî Parkı, İshak Paşa Sarayı, tarihî kaleleri ve kaplıcalarıyla Doğu Anadolu’nun derin hazinesi Ağrı.

Doğu Anadolu bölgesinde, sınır şehri olmasının çok kültürlülüğünü ve kadim bilgeliğini her an hissedeceğiniz Ağrı, dünyaca ünlü doğal güzelliklerinden efsanelere konu olmuş kültürel miraslarına uzanan heyecan dolu bir yolculuğa davet ediyor.

​Kentin medeniyetler havzasında kurulu olduğunu belirterek kentin tarihinden bahsetmek beklenmedik olmasa da, oldukça etkileyici geçmişinin izlerinde ziyaretçilerini nelerin beklediğini anlatmak adına faydalı olacaktır. Tarihinde ilk yerleşimlerin milattan önce 4. yüzyıla dayandığı Ağrı’da milattan önce birinci yüzyıla rastlıyor ilk defa tümüyle siyasal hakimiyetin sağlanması. Urartular’ın Ağrı Dağı’nın yamaçlarında keşfedilen yazıtlarından edinilen bu bilgiler Ağrı ile ilgili ilk yazılı kaynaklar olmasıyla da dikkat çekici. Yıllar içerisinde Persler, Helenler ve Ermeni krallıklarının yönetiminde kalan kentte bu dönemlerin kültürel zenginliği ise hâlâ hissedilebiliyor. Kentteki en eski yapılardan olan Doğubeyazıt Kalesi bu canlılığın izlerini sürebilmek için iyi bir başlangıç noktası.

Tarihle özdeş mimari yapılarıyla Ağrı
Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçe merkezinin yaklaşık 5 kilometre uzağında konumlanan Doğubeyazıt Kalesi’nin, Ağrı Dağı’nın sunduğu savunma imkânlarına ek olarak Urartular döneminde inşa edildiği tahmin ediliyor. Yapım tarihi net olarak bilinmese de kalenin etrafında bulunan yazıtlar ve birkaç kilometrelik alana yayılan Eski Beyazıt Antik Kenti buranın Urartu  hükümdarlığı süresince etkin bir şekilde kullanıldığını gösteriyor. Urartulardan sonraki uygarlık ve krallıkların da kullandığı bilinen, yamaçlara kurulu bu yapı, doğayla iç içe bir mimarinin binlerce yıllık bir öyküsünü sunuyor.

Ağrı’nın Osmanlı himayesine girmesini takip eden ikinci yüzyılda, Doğubeyazıt yakınlarındaki yamaçlarda, Doğubeyazıt Kalesi’nden binlerce yıl sonrasında İshakpaşa Sarayı inşa edilmiş. 17. yüzyılda başlanan ve tamamlanması yüz yıl süren kompleks, Osmanlı Devleti’nin yönetim merkezi İstanbul’daki Topkapı Sarayı’ndan sonraki en ihtişamlı saray yapılarından biri olarak karşımıza çıkıyor. İçerisindeki yapıları ve mimari tasarım konseptinin külliye şeklinde olmasıyla da cami, selamlık ve harem daireleriyle bu heybetli saray ziyaret edilesi noktalardan birini oluşturuyor. Döneminin teknik anlamda da ileri yöntemleriyle, kaloriferli sistemle donatılan saray, Osmanlı Devleti’nin son anıt yapılarından biri olarak gösterilmekte. Sanat tarihi açısından da Türk saray geleneklerinin en eşsiz örneklerinden biri olarak gösterilen kompleks, 15 metreyi aşan dış duvarları ve yamaçlarına yaslandığı Ağrı Dağı’nın eşsiz manzarasıyla kültürle doğanın harmonisini yansıtan bir estetik zevk sunuyor.

Yamaçlarına kurulu medeniyetlere sığınak olan niteliklerinden bahsettikten sonra kente adını veren Ağrı Dağı’nda sıra…

Kültür ve doğa tarihinin en tepe noktası: Ağrı Dağı
5 bin metreyi aşan zirvesiyle ülkemizin ve Avrupa’nın en yüksek noktasını oluşturan Ağrı Dağı, bölgede yaşamış pek çok kültürün hayatını şekillendiren bir doğal oluşum. Nuh’un Gemisi’nin kalıntıları olduğuna inanılan doğal anıt alanı, bu kültürel etkinin en büyük göstergelerinden biri. Zirvelerinde dört mevsim karlarla ve puslu gökyüzüyle görenleri büyüleyen Ağrı Dağı için Marco Polo’nun da görkemi karşısında kendini kaybettiği ve buranın tepesine asla ulaşılamaz dediği rivayetler arasında. Polo’nun tahmini doğru çıkmayıp 19. yüzyıl başlarında dağın zirvesine ulaşılsa ve burası günümüzde de dağ tırmanışı turizminin dünyaca önde gelen destinasyonlarından biri olsa da Ağrı Dağı’nın büyüklüğü karşısında şaşkınlık ve hayranlık duymamak oldukça güç olacaktır.

Ağrı Dağı Millî Parkı; Büyük ve Küçük Ağrı Dağları, Nuh’un Gemisi doğal anıt alanının yanı sıra, birçok göçmen kuş türüne ev sahipliği eden sazlık alanı ve  dünya üzerindeki ikinci en büyük meteor çukuru olma özelliğindeki bölgeyi de içerisine alıyor. Tırmanış, kayak ya da doğal ve tarihî güzelliklerinin tadını çıkarmak için tercih edebileceğiniz Ağrı Dağı’nın adeta gökyüzüne değen manzarasının hafızanızda önemli bir yer edeceğini şimdiden söyleyebiliriz.

Bitirirken Ağrı’nın zengin doğal ve kültürel miras noktaları arasında bulunan Diyadin Kaplıcaları, Meya Mağaraları, Urartu dönemi antik kentleri olan Diyadin-Meya, Girik Tepe’yi önde gelen diğer destinasyonlar olarak sayabiliriz.