İnsanların yaşam biçimleri zaman içerisinde değişirken tüketime olan yatkınlıkları giderek artıyor. Bazı markalar değişime ayak uydurabilirken bazıları kaybolup gidiyor. Satış oranlarını artırabilmek ve sürdürülebilir hale getirmek için sürekli stratejiler geliştiriliyor. Peki nedir bu konuda her zaman doğru sonuç veren ve mutlaka denemeniz gereken stratejiler? İşte bunun cevabı olacak 4 adımı sizler için derledik.
Her şeyin muadilinin olduğu ve rekabetin arşa çıktığı yeni dünya düzeninde, markalar tüketicilerin dikkatini çekebilmek için her zamankinden daha büyük bir çaba sarfetmek zorunda kalıyorlar. Dolayısıyla bu aşamada sürdürülebilir başarılı satışlara imza atabilmek için hangi yöntemleri izlemek gerektiği büyük önem arz ediyor. Öyleyse gelin size rehberlik edecek bu 4 adımı birlikte inceleyelim.
1 - Faydayı ön plana çıkarın
Satışa sunduğunuz ürün rengi ve tasarım özellikleriyle ilk başta tüketicilerin dikkatini çekebilir ancak sürdürülebilir bir satış marjı oluşturabilmek için bu ürünün sunduğu faydanın da neler olduğuna dikkat çekmeniz gerekir. Günümüzün çetin rekabet ortamında müşterilerin sizden yalnızca tek seferlik alışveriş yapmalarını istemiyorsanız onların beklenti ve istekleriyle aynı paydada buluştuğunuzdan emin olmanız gerekir. Diyelim ki, yeni ürününüz bir termos ve geçmişteki üretimlerde olduğu gibi soğuğu soğuk; sıcağı sıcak tutmaya yarayan tek bir özelliğe sahip. Bir de yine aynı ürünün farklı özelliklere sahip muadilinin olduğunu düşünelim. Öyle ki, bu ikame termos birbirine bağlanan iki ayrı parçadan oluşuyor, sıcak ve soğuk içecekleri birbiri arasında ısı kaybına sebep olmadan uzun bir süre saklayabilmenizi sağlıyor. Bu durumda hangi ürünün sürdürülebilir satışın kapılarını aralayacağı hakkında tahmin yürütmek zor olmasa gerek. Dolayısıyla sunduğunuz fayda çok daha kıymetli olacağından müşterilerin uzun vadede tercih edeceği bir ürün olmanın ötesinde, başarılı bir satış oranına ulaşmanıza da yardımcı olabilir.
2 - Özel olduklarını hissettirin
İçerisinde yaşadığımız zaman dilimi değişse de, müşteriler markalar için velinimet olma özelliklerinden bir şey kaybetmiyorlar. Aksine, tahtlarını daha da sağlamlaştırmaya devam ediyorlar. Dolayısıyla, çetin rekabet ortamında mevcut ya da potansiyel pazarı kaybetmek istemeyen markalar, müşterilerine kendilerini özel hissettirmeleri gerektiğinin farkında. Peki sürdürülebilir satış için müşterinin ruhunu okşamak neden bu kadar önemli? Çünkü bu amaca doğru giden yolun kapısını aralayan ya da sonsuza dek kapatan en önemli adımlardan bir tanesi. Uzun zamandır merak ettiğiniz bir ürün hakkında mağazaya girdiğinizi ancak satın alıp almama konusunda kararsız olduğunuzu hayal edelim. Karşınızda sizi güler yüzle karşılayan ve sizinle içtenlikle ilgilenen bir satış temsilci mi görmeyi tercih edersiniz yoksa varlığınızı farkında bile olmayan birini mi? Hangisi ile muhatap olursanız kararsızlığınız olumlu ya da olumlu bir sonuca varır? Cevabı her birimiz için gayet açık! Dolayısıyla uyandırdığınız intiba tüketicinin satın alma kararını önemli ölçüde etkileyecek bir etkiye sahip. Bu da sürdürülebilir başarılı bir satışın en temel prensiplerinden bir tanesinin, her müşteriye biricik olduğunu hissettirecek şekilde yaklaşmak gerektiğini gösteriyor.
3 - Sunum konusunda ustalaşın
Müşterilerinize ürünlerinizin sunumlarını yaparken kendilerinden bir şey bulabilecekleri şekilde hikayeleştirme tekniğini kullanmak, satın alma kararlarını önemli ölçüde etkileyebilir. Nasıl bir örneğe başvurmanız gerektiği konusunda kararsız iseniz eğer, kendinizden yola çıkabilirsiniz. Örneğin, sunduğunuz ürün/hizmeti satın aldıktan sonra size sağladığı kolaylıkları, vakitten nasıl tasarruf ettiğinizi anlatabilirsiniz. Dolayısıyla iyi bir anlatıcı olmak sürdürülebilir satışın en önemli kriterlerinden bir tanesi. Çünkü, kendi kategorisinde rakiplerinin önüne geçecek bir ürün ya da hizmete sahip olsanız da, bunu etkili bir şekilde sunamıyorsanız, tüketici üzerinde beklediğiniz kadar büyük bir etki oluşturamayabilirsiniz. Dikkatlerini tam olarak size vermeyecekleri gibi nefesinizi de boşa harcamış olursunuz.
Bununla birlikte, etkili bir sunum yapabilmek için ürüne hakim olmak kadar, müşterilerinizi can kulağıyla dinlemeniz de size büyük ölçüde yardımcı olabilir. İstek ve ihtiyaçlarının hangi yönde olduğunu anlayarak kelimelerinizi onların ilgisini çekecek şekilde seçebilir ve düşüncelerinizi daha doğru bir biçimde dile getirebilirsiniz. Bütün bu sürecin sonunda satış gerçekleşebilir ya da müşteri düşünmek için vakit isteyebilir. İkinci ihtimalde endişelenmenizi gerektirmeyen bir durum olduğunu belirtmekte fayda var. Çünkü, başvurduğunuz hikayeleştirme tekniği müşterinin aklında kalıcı bir şekilde yer etmenizi sağlayacağından, ürün veya hizmeti daha sonra sizden alma olasılığını artırır.
4 - Teknolojiyi göz ardı etmeyin
Zamanın hızlı bir şekilde ilerlemesi ve beklenmedik bir anda pandemi ile yüzleşmemiz alışkanlıklarımızı da ister istemez etkiledi. Durum böyle olunca, markalar tüketicilere dokunabilmek ve her koşulda yanlarında olduklarını hissettirebilmek için teknolojinin nimetlerinden biri olan sosyal medyadan yararlanmaya başladılar. Bu öngörülemeyen durum e-ticaretin belki de uzun bir sürede gerçekleştireceği büyümeyi 1,5 yıla sığdırdı ve sunduğu kolaylıklar sayesinde tüketicilerin tercih ettiği alışveriş yöntemlerinden biri haline geldi. Peki buradan nereye varmak istiyoruz? Sürdürülebilir satış için teknolojiye gözümüzü kulağımızı açık tutmamız gerektiğine. Günümüzde sosyal medyanın zaman kaybı ya da kafa dağıtmak için kullanılan bir alan olduğu görüşü yaygın. Ancak bu onu nasıl kullandığımızla da ilintili… Sürdürülebilir satış için e-ticaret sitenizi geliştirmek ve başarılı bir satış stratejisi belirlemenin yanında; yeni çıkan ürün veya hizmetlerinizi anlık olarak tüketicilerin beğenisine sunmak veya haberdar olmalarını sağlamak için de sosyal medyadan yararlanmanız mümkün.