19 Ocak 2023

Yapay zeka sizi alt etsin istemiyorsanız bu 5 özelliğe sahip olmalısınız

Yapay zekanın uzun zamandır sanal asistanlardan haritalara, akıllı ev sistemlerinden otonom arabalara kadar uzanan geniş bir perspektifte hayatımızın içerisine dahil olduğu bir gerçek. Buna ek olarak yapay zekanın iş yaşamında da kendisine yer bulduğunu ve koltuğunu güçlendirdiğini söylemek mümkün. Peki kariyer basamaklarını tırmanırken yapay zekanın başarınızı gölgelememesi için hangi 10 özelliğe sahip olmalısınız? Hazırsanız başlıyoruz.

Teknolojinin hızlı bir şekilde ivme kazanması, günümüzde insan gücünü bir nebze olsun dışarıda bırakan otomasyon sistemlerinin gelişmesine ön ayak oldu. Bunda yapay zekanın payı da elbette yadsınamaz. Hatta durum öyle bir hal aldı ki kimi meslek dallarının birkaç sene sonra varlığını sürdürüp sürdüremeyeceği bile muamma. Bu da işyerindeki rekabet ortamını biraz daha çetin bir hale getirdi çünkü işin içerisine bir de teknoloji dahil oldu. Yapay zekanın hakimiyetini derinden hissettirdiği bu zaman diliminde başarı çıtanızı daha ileriye taşımak için sahip olmanız gereken 5 özelliği sizler için derledik.

1 - Durumları analitik bir şekilde değerlendirin
Çalışma hayatı içinde bulunulan çağa göre her daim bir takım zorlukları da bünyesinde barındırıyor. Yani  kimi zaman iş yaşamının bir tek sizi zorladığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu durum insanlık tarihi kadar eski dersek abartmış olmayız. İyi ama bu zorlukların nasıl üstesinden gelirim diyorsanız bu noktada devreye olaylara nasıl bir bakış açısıyla yaklaştığınız ve çözüme giden yolda nasıl bir tutum sergilediğiniz giriyor. Kompleks bir problemle karşılaştığınızda direkt sorunun büyüklüğüne odaklanırsanız, problemi çözmek için sandığınızdan çok daha fazla vakit harcayabilirsiniz. Oysa ki, yapay zekanın başvurduğu yöntemlerden biriyle çözüme kolayca ulaşabilirsiniz. Peki ama nasıl? Hemen söyleyelim; sorunu kendi içerisinde parçalara bölerek. Böylelikle tüm dikkatinizi kocaman bir kördüğüme vermek yerine, olayı adım adım ele alarak inceleyebilir, durumu daha geniş bir çerçeveden değerlendirme ve analiz etme şansına sahip olabilirsiniz. Aslında işin özünün analitik düşünme becerilerinde saklı olduğunu söylemek mümkün.  Geleceğin meslekleri için olmazsa olmazlar arasında yer alan analitik düşünme kabiliyeti, yapay zeka çağında başarı basamaklarını tırmanmanızda size büyük ölçüde yardımcı olabilir. 

2 - Eleştirel düşünmeyi göz ardı etmeyin
Yaşadığımız zaman dilimi içerisinde karşılaşılan problemleri olabildiğince hızlı ve en doğru şekilde çözmek için yeterince vakit olmayabiliyor. İster iş ister özel hayat olsun her dakika altın değerinde. Çünkü günümüzde zaman inanılmaz bir hızla akıp gidiyor. Ancak olayları kimi zaman doğru bir şekilde yorumlayabilmek ve ortak akılla çözüme ulaşabilmek için zamanı bir noktada yavaşlatmak zorunluluk arz edebiliyor. Gelgelelim teknolojinin hızlı bir gelişim göstermesi, problemlerin çözümünde daha kolay sonuca varılmasına yardımcı olabiliyor. Dolayısıyla bu da insani yaklaşımların geride kalmasına sebebiyet verebiliyor. Peki bu aşamada yapay zeka ile yarışabilmek için nasıl bir yol izlemek gerekiyor? Cevabı hemen verelim, eleştirel düşünme yöntemiyle…

Eleştirel düşünme kendi içerisinde, bir durum üzerinde akıl yürütme, ardından analiz etme ve elde edilen çıkarımları değerlendirme aşamalarını kapsar. Dolayısıyla birden fazla kişinin bir araya gelerek çözüm üretmesi gereken durumlarda adeta sihirli bir değnek görevi görür. Diyelim ki, satış oranlarınızla ilgili beklenmedik bir durumla karşı karşıyasınız. Haliyle sorunun nereden kaynaklandığını çözmek için satış ve pazarlama uzmanlarınızla bir araya gelerek durumu netliğe kavuşturmaya çalışıyorsunuz. Ancak toplantı esnasında herkes birbirinin işinin sınırlarına müdahale ettiğinden hiçbir sonuca  varamıyorsunuz. Böyle bir senaryoda kısır döngü içerisinde kalmanız muhtemel fakat eleştirel düşünme biçimiyle durumu ele almaya başladığınızda herkesin kendi alanı içerisinde kalması gerektiğine dair sınırı net bir şekilde çizebilir, böylelikle raporlardan elde edilen verilerden faydalı çıkarımlar sağlayarak çözüm yoluna görece çok daha az dolambaçlı bir yoldan ulaşabilirsiniz. 

3 - Pratik zekanızı devreye koyun
Attığınız yanlış bir adım istenmeyecek sorunlara sebebiyet veriyor ise çözüm çoğu zaman o problemin içinde gizleniyor olabilir. Öyleyse bu noktada izlemeniz gereken en önemli yollardan bir tanesi mevcut yeteneklerinizin farkında olmak ve onları devreye koymak.

Her geçen gün gelişmekte olan yapay zeka teknolojilerinin halen insan müdahelesine muhtaç olduğu düşünülürse, bu durumu kendi lehinize çevirmemeniz için hiçbir neden bulunmuyor. Rekabetin altının iyice harlandığı iş yaşamında köklerinizi daha da derine yaymanız için pratik düşünme yetinizi yapay zekaya çalım atmak için devreye sokabilirsiniz. Müşterilerinize sunduğunuz hizmet kalitesini ve  ürünlerinizin satış oranını artırmak için daha önce elde ettiğiniz deneyimlerden yola çıkarak işlerinize katkı sağlayacak fikirler üretebilir veya karşılaştığınız kriz durumlarını telafi edecek anlık düşünceleri hayata geçirebilirsiniz. Bu sayede hem bugününüze hem de yarınınıza fayda sağlayacak stratejik kararlar altına imzanızı atabilirsiniz. Yapay zekanın ona yüklenen sorumluluklardan ve verilerden ilerleyerek sonuca ulaştığı düşünüldüğünde, insanoğlunun düşünen bir varlık olması ve yeri geldiğinde alternatif çözüm öneriyle durumu kurtaracak kıvrak zekasını etkili bir şekilde kullanması teknolojinin henüz ulaşabileceği bir seviye gibi görünmüyor.

4 - Duygusal zekayı göz ardı etmeyin
İş hayatında dijitalleşmenin etkilerini fark edilir bir biçimde görmeye başlasak da insan varlığına olan ihtiyacın da azaldığını söylemek güç. Haliyle tamamen bir dijital dönüşüm içerisinde olunmadığı gayet açık. Böyle bir durumda yapay zekadan bir adım önde olabilmek için çok önemli bir kozu elinizde bulunduruyor olabilirsiniz. Bu koz nedir diye sorduğunuzu duyar gibiyiz. O halde hemen cevap verelim: Duygusal zeka…  Makineler sayılarla ve çıktılarla ilgilenirken; insanoğlu içerisinde bulunduğu şartları çözümlemek için kimi zaman mantığını bir kenara bırakmak zorunda kalabilir. Öyle ki, karşı karşıya kaldığınız çetrefilli bir konuda elinizdeki doneler yeterince güçlü olsa da, kimi zaman karşınızdaki kişinin duygularını göz ardı ederek ilerlemek sadece zaman kaybına neden olabilir. İşte bu noktada devreye duygular ve onları stratejik bir araç olarak kullanmanın gerekliliği girer. Peki ama nasıl? Makinelere bir komut verdiğinizde onu düşünmeden yerine getirecektir. Ancak sürekli çatışma halinde ve empati kurmaktan uzak olduğunuz çalışanınıza yeni bir sorumluluk yüklediğinizde beklediğiniz sonucu hemen alamayabilirsiniz. Çünkü, onu yalnızca görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi gereken bir makine olarak görmeniz, olayları biraz daha karmaşık bir hale getirebilir. Zira görmezden gelinmeyi kabullenmesi, sinirini kontrol altına alması, motivasyonunu yeniden sağlaması zaman alabilir. Bu durumda yapmanız gereken şey ise gayet basit; onunla empati kurmak ve bu sayede aranızdaki buzları sona erdirecek orta bir yol bulmak. Özetle insanları yönetmenin yolunun çoğu kez onlarla empati kurmaktan geçtiğini unutmamak gerekir. Yapay zeka günümüzde her ne kadar saltanatını ufak ufak kurmaya çalışsa da, duygular ve onları gerektiği yerde kullanabilme becerisi insanoğlunun her zaman için önde olmasını sağlayacak stratejik bir koz olarak önemini koruyor. 

5 - Çalışan mutluluğunu ön planda tutmaya özen gösterin 
Bulunduğumuz çağda hiçbir çalışan değer görmediği bir yerde bulunmak istemiyor. Dünyanın yaşadığı hızlı değişim toplumların ve gelecek jenerasyonların görüş ve düşünce biçimlerini de derinden etkiliyor. Öyle ki değer görme isteği ve ihtiyacı sadece çalışanlarda değil, büyük bir velinimet olma özelliğini istikrarlı bir şekilde koruyan müşterilerde de kendisini gösteriyor. Dolayısıyla müşterilerinizin mağazanızdan mutlu bir şekilde ayrılması için çalışanlarınızın kendilerini değerli hissetmesine de aynı şekilde önem vermeniz gerekiyor. Yapay zeka, gün be gün elini güçlendirse de çoğu zaman müşterilerin sorunlarının net bir şekilde anlaşılıp çözüme kavuşturulmasında yeterli olmayabiliyor. Kısacası gelişen teknoloji insanların duygularına ve isteklerine anlık olarak çözüm getirmede henüz yeterince başarılı değil. Dolayısıyla mevcut müşterilerinizi sadık bir kitle haline dönüştürmek için çalışanlarınızın büyük bir görev üstleniyor. O halde yapay zeka çağında rakiplerinizden bir adım öteye geçmek için bu detayı gözden kaçırmamanız ve mutlu çalışanların mutlu müşteriler olduğu dengesini hep hatırda tutmanız gerekiyor.