14 Şubat 2020

Pierre Loti Tepesi’nin gölgesindeki “aşk”

Yüzyıllar boyu farklı medeniyetlerin ve kültürlerin gelip geçtiği İstanbul, geçmişten günümüze nice hikâyeler barındırıyor. İçlerinden biri, bir aşk hikâyesi… Fransız bir subayla Çerkes bir kadının aşkına tanıklık eden Eyüp’ün Pierre Loti Tepesi, hüzünlü bir hikâyenin izlerini taşıyor.
                                         
Eyüp’te tepeden Haliç manzarasına bakan Pierre Loti Kahvesi, yokuş çıkma zahmetine rağmen şehrin en uğrak yerlerinden biri olma özelliğini sürdürüyor. Etrafı ağaçlarla çevrili bu kahvenin büyüsü şehrin âşıklarını da kendine çekiyor. Adını Türk dostu Pierre Loti’den alan tepe, İstanbul’un Haliç’i gören en güzel manzarasına sahip.

Eyüp’teki bu meşhur tepenin “Aşıklar Tepesi” olarak anıldığını mutlaka duymuşsunuzdur. Peki, neden böyle anıldığını biliyor musunuz? Hemen cevap verelim: tarihteki bir aşkın hikâyesinden izler taşıdığı için… Gelin tarihteki bu aşk hikâyesinin perdelerini biraz aralayalım.

shutterstock_354959312-(1).jpg 

İkinci vatanı görüyordu
Kahvehanenin yanı sıra tepeye de adını veren Pierre Loti, dostane tavrı ve işgal güçlerine karşı duruşuyla Türklerin sevgisini kazanan Fransız bir asker… Asıl adı Julien Viaud olan Pierre Loti, İstanbul’a ilk kez bir Fransız gemisinde görevli subay olarak 1876 yılında gelmişti. Geldiğinde hem Osmanlı’ya hem de İstanbul’a hayran kaldı. Balkan Savaşları’ndan Milli Mücadele dönemine kadar Türkleri destekleyen ve ülkemizi “ikinci vatanı” olarak gören Pierre Loti tüm halkın sevgisini kazandı. Aynı şekilde gerek Osmanlı gerek Türk Devleti tarafından saygıyla karşılandı. 1913’teki La Turquie Agonisante (Can Çekişen Türkiye) adlı kitabında Batı politikalarını eleştirip Türkler’i savunuyordu. Bunun üzerine devlet konuğu olarak İstanbul’a davet edilen Loti, büyük bir törenle Sultan Reşat tarafından ağırlandı. Milli Mücadele dönemindeki destekleri nedeniyle 4 Ekim 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Pierre Loti'ye bir teşekkür mektubu yollandı. “İstanbul Şehri Fahri Hemşehrisi” unvanını alan Loti’nin adı bildiğimiz gibi Eyüp’teki tepe ve kahvehane ile Divanyolu’nda bir caddeye de verildi.

pierre-loti-1_w1145_h572_op.jpg 

Aşkı bu topraklarda buldu
İstanbul'a hayranlığıyla bilinen Pierre Loti, şehirde bulunduğu zamanlarda Eyüp'te yaşadı. Pierre Loti’yi İstanbul’a bağlayan yalnızca Osmanlı’ya duyduğu hayranlık değildi. “Aziyade” adlı romanına adını veren kadınla da burada tanışan Loti’nin Osmanlı hayranlığına bir de aşk öyküsü eklenmişti. Pierre Loti’nin ona kitap yazdıran hayatının aşkıyla bir Türk asilzadesinin hareminde tanıştığı söylenir. Rivayete göre Aziyade yeşil gözlü bir Çerkes kadınıdır. Asıl adının Hatice olduğu söylenen Aziyade, bir ağanın üçüncü eşidir. İstanbul’da gizli saklı ama dillere destan bir aşk yaşayan iki sevgili, eski adı Rabia Hatun Kahvesi olan Pierre Loti’de buluşurlar. Aziyade ile büyük bir aşk yaşadıktan sonra ülkesine gitmek zorunda kalan Pierre Loti, ne yazık ki İstanbul’a döndüğünde genç kadının öldüğünü öğrenir ve derin bir üzüntüye düşer. Aziyade, sevgilisini beklerken hayata veda etmiştir. Loti ise kalbinden atamadığı bu kadına ithafen “Aziyade” isimli kitabını yazar. Hem bir kadına hem de İstanbul’a duyulan aşkı anlatan roman, son olarak 2010 yılında çizgi roman şeklinde basıldı. Eserin uyarlaması ve çizimi ise Franck Bourgeron’a ait.

0000000428202-1.jpg
 
Mezar taşının kopyasını yaptırdı
Bu hüzünlü aşk hikâyesinden geriye kalan sadece bir aşk romanı değil. Eski Topkapı Mezarlığı'na defnedilen Aziyade’nin mezarı bu büyük aşkı belgeliyor. Pierre Loti aşkının peşinden bu mezarlığı bulmuş ve önünde bir fotoğraf çektirmişti. Loti, İstanbul’a her gelişinde sevgilisini ziyaret etmeye devam etti. Türk dostlarının desteğiyle Aziyade’nin mezar taşının bir kopyası yapılarak Fransa’ya Pierre Loti’ye gönderildi. Bugün o kopya Rochefort’ta yer alan Pierre Loti Müzesi’nde sergileniyor. Aziyade’nin gerçek mezar taşı ise Topkapı Mezarlığı Eski Baş Korucusu İsmail Hakkı Altuntaş tarafından yıllarca kimsesiz bekleyen bir mezarda bulundu. 

shutterstock_1562087131.jpg

Denizcilik yazarlığını besledi

1850’de Fransa’nın Rochefort şehrinde dünyaya gelen Pierre Loti, İstanbul’daki ününün yanı sıra yakın dönem Fransız edebiyatının önemli yazarlarından biri olarak gösteriliyor. 17 yaşında Fransız Deniz Kuvvetleri’ne giren ve denizcilik eğitimi alan Pierre Loti, önce yüzbaşılığa sonra albaylığa terfi etti. Bir deniz subayı olduğundan yabancı kültürleri yakından tanıma fırsatı buldu ve bu izlenimlerini kitaplarına aktardı.
 
Yazı yazma alışkanlığı okul yıllarında başlayan Pierre Loti, günlük tutarak yazarlık yolundaki ilk adımlarını attı. Bütün kitaplarında otobiyografik unsurların ağır bastığı Loti’nin Osmanlıların yaşam biçimine dair hissettikleri eserlerinde hissediliyordu. Aziyade romanının ardından Doğudaki Hayalet, Le Mariage de Loti ve Bir Sipahi’nin Romanı kitaplarını kaleme alan yazarın en beğenilen romanı ise İzlanda Balıkçısı oldu. Yalın bir dil benimseyen Loti, izlenimci olarak tanımlanabilecek bir edebi tarza sahipti. Kitaplarında aşk, ölüm, umutsuzluk, şefkat gibi duygular ağır basıyordu.
 
 shutterstock_345997724.jpg