07 Ağustos 2023

Temiz enerji teknolojileri hızla gelişiyor ama yaygınlaşması gerekiyor

Temel temiz enerji teknolojilerindeki hızlı ilerleme, yeni enerji ekonomisinin sanılandan daha hızlı geliştiğini gösteriyor. Ancak dünyayı 2050 yılına kadar net sıfır emisyona yaklaştırmak için güneş enerjisi, elektrikli araçlar ve ısı pompalarındaki ivmenin daha fazla ülkeye ve enerji sisteminin diğer bölümlerine hızla yayılması gerekiyor.
 
 
Uluslararası Enerji Ajansı'nın Temiz Enerji İlerlemesini İzleme raporunun güncellemesi, temiz enerjide geçtiğimiz yıl elde edilen kayda değer kazanımları ortaya koyuyor. Elektrikli otomobil satışları 2022 yılında 10 milyonu aşarak rekor seviyeye ulaştı ve sadece 5 yıl içinde neredeyse 10 kat arttı. Yenilenebilir elektrik kapasitesi ilaveleri 340 gigawatt'a (GW) yükselerek şimdiye kadarki en yüksek seviyeye ulaştı. Sonuç olarak yenilenebilir enerji kaynakları artık küresel elektrik üretiminin %30'unu oluşturuyor. Temiz enerjiye yapılan yatırım 2022 yılında 1,6 trilyon ABD dolarına ulaşarak 2021 yılına göre neredeyse %15'lik bir artış gösterirken, belirsiz bir ekonomik ortamda bile enerji geçişlerine olan güvenin devam ettiğini ortaya koydu.
 
Bölge ve sektöre göre çok değişiyor
 
Ancak temiz enerjiye geçiş, bölgeler ve sektörler arasında farklı hızlarda gerçekleşiyor. Örneğin geçtiğimiz yıl küresel elektrikli otomobil satışlarının yaklaşık %95'i Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'da gerçekleşti. Elektrikli otomobiller ve diğer kilit teknolojilerdeki ilerlemenin tüm bölgelere, özellikle de yükselen ve gelişmekte olan ekonomilere yayılması için daha güçlü uluslararası işbirliğine ihtiyaç duyuluyor.
 
Rapora göre, maliyetlerin düştüğü ve teknolojilerin nispeten olgunlaştığı elektrik üretimi ve binek otomobiller gibi enerji sisteminin bazı bölümlerinde de temiz enerji kullanımı daha hızlı gerçekleşiyor. Öte yandan, enerji sisteminin ağır sanayi ve uzun mesafe taşımacılığı gibi emisyonlarla mücadelenin daha zor olduğu bölümlerinde temiz teknolojilerin piyasaya sürülmesi için hala hızlı inovasyona ihtiyaç duyuluyor. Son birkaç yılda inovasyon konusunda olumlu adımlar atılsa da, bu alanlar için daha düşük emisyonlu teknolojilerin kısa sürede piyasaya sürülmesi için daha fazla ivme gerekli.
 
Umut verici gelişmeler var
 
Uluslarartası Enerji Ajansı'nın Temiz Enerji İlerlemesini İzleme raporu, küresel enerji sisteminin 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşacak bir yolla uyumlu hale getirilmesine yönelik ilerlemeyi takip ediyor. Bunu da sektörlerden teknolojilere ve altyapıya kadar 50'den fazla farklı bileşeni değerlendirerek yapıyor.
 
Temiz enerji ekonomisinin hızla şekillendiğini, ancak uluslararası enerji ve iklim hedeflerine ulaşmak için çoğu alanda daha da hızlı ilerlemenin kaydedilmesi gerektiğine işaret eden IEA İcra Direktörü Fatih Birol, "Bu güncelleme, küresel olarak daha fazla eylem için hem ihtiyacın hem de potansiyelin altını çizen çok umut verici bazı gelişmeleri vurguluyor. Güneş enerjisi ve elektrikli arabalar gibi kilit teknolojilerdeki olağanüstü büyüme nelerin mümkün olduğunu gösteriyor." ifadelerini kullandı.
 
Birçok sektör henüz uluslararası iklim hedeflerine tam olarak uyum sağlamamış olsa da, yeni analizler geçtiğimiz yıl yaşanan önemli ilerlemeleri ortaya koyuyor. Şimdiye kadar ilk kez, elektrikli araç bataryaları için açıklanan üretim kapasitesi, IEA'nın 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma senaryosunda 2030'da beklenen talep gereksinimlerini karşılamaya yetecek seviyelere ulaştı. Bu durum, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Enflasyon Azaltma Yasası ve Avrupa Birliği'nin Yeşil Anlaşma Sanayi Planı gibi büyük sanayi stratejilerinden gelen ivme ile destekleniyor.
 
Güneş enerjisi üretimi 2021 yılına göre %26'lık bir artışla rekor kırdı ve 2022 yılında tüm yenilenebilir teknolojiler arasında en büyük mutlak üretim artışını kaydetti. Özellikle Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Hindistan'daki yaygın hükümet desteği bağlamında, güneş enerjisi için üretim hattındaki projelerin sayısında da büyük bir artış görüldü. Açıklanan tüm projelerin gerçekleşmesi halinde, güneş enerjisine yönelik küresel üretim kapasitesi, önümüzdeki 5 yıl içinde iki kattan fazla artacak ve IEA'nın 2050'ye kadar Net Sıfır Senaryosundaki 2030 talebini geride bırakacak.